Honoré de Balzac 16 Mayıs 1799’da Tours’da doğdu. 20 Ağustos 1850’de, elli bir yaşında Paris’te öldü. Kendini bir kişizade gibi satmak istemesine karşın orta halli bir ailenin çocuğudur. Okuyup yazmaya Vendôme kolejinde başladı, sonra Paris’e geldi ve otuz yaşına kadar oldukça karışık, fırtınalı bir yaşam sürdü. 1822’den 1828’e kadar kötü bir mahallede, kötü bir tavanarasında, […]
Kategori: Roman
Honoré de Balzac – Louis Lambert – İnsanlık Komedyası
Louis Lambert’le ilk karşılaşmam, doksanlı yılların ortalarında, çalıştığım yayınevinde basılan bir Balzac Kitabı için, bir zamanlar babamın çevirdiği bu romandan bir bölümü gözden geçirip günümüz diline aktarmam istendiğinde oldu. Kitabın aslını hiçbir zaman okumamıştım, babamın bu çevirisinin varlığını bile unutmuştum ve ilk kez elime aldığımda, çevirinin dilinin eskiliği, metindeki Osmanlıca sözcüklerin, babamın dilinde ve kaleminde […]
Honoré de Balzac – Goriot Baba
Büyük Fransız romancısı Honoré de Balzac’ın ünlü yapıtı İnsanlık Güldürüsü’nün oldukça tuhaf bir yazgısı vardır. Balzac birkaç yapıtına, birkaç kahramanına, birkaç görüşüne göre yargılanır çoğu kez, yapıtının bütüncül özüne pek de uygun düşmeyen özelliklerle tanımlanır; bunun kaçınılmaz sonucu olarak, okurların büyük çoğunluğu, İnsanlık Güldürüsü adını taşıyan bir anıt yapıtın varlığının bilincine bile varmazlar. Örneğin bizim […]
Honoré de Balzac – Evde Kalmış Kız
Birçok insan kimi Fransa illerinde şöyle ya da böyle, Şövalye de Valois’lara rastlamış olabilir, çünkü bunlardan biri Normandiya’da yaşıyor, bir başkası Bourges’da bulunuyor, bir üçüncüsü 1816’da Alençon kentinde mutluluk içinde yaşamını sürdürüyordu; belki Güney’in de böyle bir şövalyesi vardı. Ancak bu kalabalık Valois ailesini sayıp dökmenin burada bir önemi yok. XIV. Louis nasıl Bourbon ailesindense, […]
Honoré de Balzac – Eugenie Grandet
Balzac, yirmi yaşındayken, Paris’te bir tavan arasında günde iki frankla yarı aç iki yıl yaşadı. Bu durumda annesi babası onun bir edebiyatçı olabileceğini kanıtladığını düşündüler. Aksi halde onu bu çılgın düşünden kurtarıp avukatlık mesleğine yönelteceklerdi. O sıralarda Balzac’in bütün umutlarını ve düşüncelerini klasik bir trajedi olan Cromwel özerine yoğunlaştırmıştı. Gelecek kuşaklar, yapıt üzerinde Balzac’ın kayınbiraderinin […]
Honoré de Balzac – Bir Havva Kızı
Honoré de Balzac, 1839 yılında, Bir Havva Kızı’nın ilk baskısına, yazdığı ve yazmayı tasarladığı birçok romandan meydana gelecek ve sonunda İnsanlık Komedyası adı altında toplanacak olan eserinin tamamı içindeki yerini anlatmayı hedef edinen bir önsöz kaleme almıştı. Önsözün hemen başında yazar, bu romandaki amacının, “az çok hafifletici sebepler atfedebileceğimiz bir vesileler kalabalığının bazı kadınları yasak […]
Holly Bourne – Sen Benim Diğer Yarımsın
Güneşin doğuşuyla diğer günlerden farksız bir gün başlamıştı yine. Sanırım ne zaman birinin başına olağanüstü bir durum gelecek olsa o gün, hep huzursuzca uyanmakla başlar. Bu ister bir ölüm kalım tecrübesi olsun ister ömrünüzün geri kalanını geçirmek istediğiniz insanla tanışmanız… Hepsi güneşin doğuşu, saatinizin alarmının çalışı ve o huzursuzlukla yorganın altından çıkışınızla başlar. Ne sıkıcı. […]
Hillary Jordan – Uyandığında
Uyandığında, kırmızıydı. Kızarmış ya da güneşten yanmış değildi, dur işaretinin o iddialı kesif kırmızı rengini almıştı. İlk önce ellerini gördü. Gözlerinin önünde tutup, gözlerini kısarak ellerine baktı. Birkaç saniye elleri, kirpiklerinin gölgesinde ve tavandan gelen yoğun beyaz ışıkta siyah gibi göründü. Sonra gözleri alışınca, yavaş yavaş geçti göz aldanması. Avuçlarını, ellerinin tersini inceledi. Elleri başının […]
Ayşe Kulin – Sevdalinka
Bu kitap, Osmanlı öncesinde dini nedenlerle Haçlı Orduları tarafından, Birinci ve ikinci Dünya Savaşları sonrasında ve 1992 Savaşı’nda ise Sırplar ve Hırvatlar tarafından sürekli soykırımına tabi tutulan ama asla yok edilemeyen Boşnak halkının acılarını, Türk halkına biraz olsun tanıtabilmek amacıyla yazıldı. Roman, savaş öncesinde Tito’nun kurduğu altı federe devletten oluşan Yugoslavya Federatif Cumhu-riyeti’nde, aşırı milliyetçiliği […]
Ayşe Kulin – Nefes Nefese
Macit evden çıkarken gecikeceğine dair uyarmıştı Sabiha’yı ama yine de iyi terbiye almış insanların iç rahatsızlığını duydu saat sekizi geçince. Toplantı odasından izin isteyerek çıktı, kendi ofisine geçti, siyah telefonun zırrt zırrt diye gürültü çıkararak dönen kadranım çevirip bekledi. Sabiha’nın sesini duyunca, “Bu akşam yine toplantıdayız,” dedi, “beni yemeğe beklemeyin.” “Yine mi yoksun, Macit,” dedi […]
Ayşe Kulin – Köprü
Köprü, Ayşe Kulin’in 2002 yılında yayınlanan romanı. 2006’da başrolünde Erdal Beşikçioğlu’nun yer aldığı televizyon dizisine uyarlandı. Üç günden beri dur durak tanımadan esen deli rüzgâr birden kesiliverince, kar, Munzur ve Keşiş dağlarının koynuna sere serpe uzanmış Erzincan’ın üstüne, tül cibinlik gibi inmişti. Karla kaplı çıplak ağaçlarından, saçakları buz tutmuş evlerine kapanmış insanlarına, dam altlarına sığınmış […]
Ayşe Kulin – Gece Sesleri
“dört kuşağı içine alan anne-kız ilişkileri, aile içi çatışmalar, sık tekrarlanan askeri darbelerin değişik kuşaklar üzerindeki izleri… geçmiş araştırılırken ortaya çıkan sırlar, ertlenmiş, söylenmemiş sevgi sözleri, dolayısıyla pişmanlıklar… kulin, egeli büyük bir ailenin 40’lı yıllardan başlayarak günümüze kadar gelen öyküsünü anlatıyor.” (arka kapak) Pencereden dışarıya bakıyorum içim daralarak. Zamanı durduran bembeyaz bir duvar var camın […]
Ayşe Kulin – Fureya
Pencerenin pervazında beyaz bir kuş duruyor ne zamandır. Kocaman beyaz kanatlan yer yer gümüş pırıltılar saçan, cin bakışlı bir kuş. Yaptığım kuşlardan biri olmalı diye düşünüyorum. Ama ben böyle geniş kanatlı kuşlar yapmadım ki hiç. Benim yoğurduklarım narin bedenli, küçücük başlı, uslu, durağan kuşlardı. Her an uçmaya hazır değil de, uzun bir yolculuktan yeni dönmüş […]
Ayşe Kulin – Bir Gün
Dışannın kuru soğuğu, arabanın sıcak hava üfîiren kaloriferine rağmen, içime sızıp, iliklerime işlemiş sanki. Ellerim ayaklarım buz gibi, gözlerimi yola dikmiş, baktıklarımı göremeden ve hiç kıpırdamadan dimdik oturuyorum. Her ikimiz de yay gibi gergin, tek laf etmeden yol alıyoruz. İlk konuşan o oluyor: “Yaklaşıyoruz, hazırlansan iyi olur.” Geniş siyah örtüyü başımın üzerine yerleştirip, kaşlarıma kadar […]
Ayşe Kulin – Adi Aylin
“Rüzgâr yüz kerte birden atlayıp bir anda bütün ipleri bıçakla kesilmiş gibi düştü” Aylin Radomisli Cates, 19 Ocak 1995 Perşembe günü, evinin bahçesinde, o sabah evini temizlemeye gelen hizmetçisi tarafından, kendi arabasının altında ölü bulundu. Üstünde ve etrafta nasıl öldüğüne dair hiçbir iz yoktu. Bir hırsızın saldırısına uğramış değildi. Bir katille boğuşmamıştı. Elbisesi yırtılmamış, tırnakları […]
Ayn Rand – Hayatın Kaynağı
Dünya bizi kurtarma ve bize iyilik yapma aşkıyla dolu insanlar tarafından hep kana bulandı. Tarihteki bütün savaşları içi iyilikle dolup taşan, kendini bir dava uğruna feda ettiğini düşünen kurtarıcılar çıkardı. Hitler Almanları, Stalin işçileri, Mao köylüleri kurtarmak için dünyayı kana buladı. Milyonlarca insan kurtarıcıların şefkat dolu ellerinde can verdi. Hep Biz dediler, hiç Ben deyip […]