Bethany Campbell – Huner Kimde

Gunlerden pazartesiydi ve Fantod studyolarinda Toby’nin birlikte calistigi uc yasli adam her pazartesi oldugu gibi genelde olduklarindan daha cilgin bir haldeydiler. Genc kiz onlarin bu haline ‘ hafta basi cilginligi’ adini takmisti, fakat bunu hicbirine soylemiyordu, cunku grubun en yasli uyesi olan Hank’in bunu duyunca ne kadar rahatsiz olacagini biliyordu. Hank butun pazar gununu torunlarini eglendirerek gecirmisti. Bu da demekti ki, yasli adam gun boyunca sinirli olacakti. “ Toby! Dehsete dusmus gibi gorun,” diye emretti Hank cizim masasinin basindan. Toby kalemini masasinin uzerine birakip gulumsedikten sonra suratina dehsetli bir ifade vermeye calisti. Koyu renk gozlerini kocaman acip ellerini siyah bukleli basinin iki yanina koydu. “ Daha dehset!” Hank bu goruntuden memnun olmamisti. “ Uzuntuyle karisik bir dehset istiyorum. Odeme cekinin gelmeyecegini ogrendiginde suratinin alacagi ifade gibi.” Toby onun komutlarina uyarak yuzunu ellerinin arasina alip hickirmaya basladi. “ Bu nasil? “ “ Fazla uzgun,” diye homurdandi yasli adam. “ Hadi Toby yari dehsetli, yari uzgun olmaya calis.” “ Bunu yapabilirsin Toby.” Hank’in kursun kalemle yaptigi cizimleri cinilemekte olan Ralph soze karismisti.


“ Jake Ulrick’in evlendigini duydugunu farzet.” Toby ofkelenmis gibi gorundu. Uc yasli adam da onun Jake Ulrick’e olan hayranligini biliyor ve her firsatta onu kizdiriyordu. Genc kiz buna alismisti artik. Ellerini yuzunden cekerek Ralph’e dil cikartti. Yasli adam bunu gorunce kaslarini catip yuzunu burusturmustu. Grubun dorduncu uyesi ilan Lawrence butun bu olanlarla hic olgilenmiyordu. Cizim masasinin uzerine egilmis ‚ Yargic Jackson ‚ adli karikatur serisinin diyaloglarini yaziyordu. Her zamanki gibi agzindan his eksik olmayan sigarasiyla kendi dunyasina dalmisti. Walkman radyosunun kulakligindan yayilan muzigi dinliyor ve digerlerinin arasinda gecen konusmalara hic katilmiyordu. Basi, yalnizca kendisinin duydugu muzigin ritmine gore sallanip duruyordu. Toby yari dehsete dusmus, yari uzgun gorunmeye calisti. Hank umutsuzca basini salliyordu. „ Hadi Toby, su anda tipki bir bocegin ustune basmis gibi gorunuyorsun. Dehset ve uzuntunun birlestigi bir ifadeye ihtiyacim var.

“ Toby sabirsizca icini cekti. „ Neden kendi ifadelerini kendin kendin yaratmiyorsun? Aynani kullansana.“ Hank’in cizim masasinin uzerinde de Toby’ninkinde oldugu gibi bir ayna asiliydi. Banttaki karakterlerden birine garip bir ifade vermek gerektiginde, bu ifadeyi kendi yuzlerinde canlandirip aynaya bakarak kagida aktara biliyorlardi. “ Cunku su anda cizdigim bir kadin, benimse bir biyigim var,“ diye cevap verdi Hank. „ Ust dudagimi goremiyorum.“ “ Biyigini kes o zaman.“ Toby bir yandan onu kizdirmaya calisirken, bir yandan da suratinda uzgun ve korkulu bir ifade yaratmak icin cabaliyordu. “ Bunun sozunu bile etmez,“ dedi Ralph fircasini masanin uzerindeki murekkebe batirirken. „ Bir gozunun onune getirsene, biyiksiz cok daha cirkin olurdu.“ “ Ne kadar komiksin Ralph, „ dedi Hank igneleyici bir tonla. “ Bu is beni boyle yapti.“ Duvardaki haberlesme panosunda Hank’in bu kucuk grubu cizmis oldugu bir karikatur vardi. Bu karikaturde dort sanatci da cizim masalarina demir kelepce ve zincirlerle baglanmislardi. Hank, kocaman biyigi, Ralph yaninda her zaman atistirabilecegi ufak tefek yiyecekleri, Lawrence kulaginda Walkman’i ve Toby de uzerinde ‚ Jake Ulrick hayranlari kulubu baskani yazili bluzuyla cizilmisti.

Yirmi bir yasinda Guzel Sanatlar Okulunu bitirdiginden bu yana, yani tam uc yildir bu cizerler ekibiyle calisiyordu Toby.Uc yasli adamin onu aralarina kabul etmeleri hic de zor olmamisti, cunku genc kiz zaten onlarin arasinda buyumustu. Toby’nin anne ve babasi da, emekli olup Florida’ya yerlesmeden once, cok dusuk ucret veren bu New Jersey Studyosu’nda calisiyorlardi. Onlarda ayni karikatur serisini ciziyorlardi. Ikisi burada tanisip evlenmislerdi. Morantiler’in daha dogarken ellerinde firca, parmaklarinda da murekkep lekesi oldugu yolunda sakalar yapilirdi aile arasinda. Ralph bu kucuk gruba ‚ Muthis dortlu’ adini takmisti. Gazetedeki ’ Yargic Jackson’ ve ‚ Dr. Dinsmore’ adli karikatur serilerini cizmek icin cok siki bir tempoyla saatlerce calisirlardi her zaman. Grubun besinci uyesi ve bu karikaturlerin yazari olan Alan Caldwell evinde calisir ve sadece cuma gunleri hikayeleri vermek uzere studyoya ugrardi. ‚ Yargic Jackson’ ve ’ Dr Dinsmore’u’ otuz yildan bu yana o yaziyordu.Bu karikaturlerin asil yaraticisi olan Robert Fantod yeterince para kazandiktan sonra bu isi asistanlarina devredip emekliye ayrilarak Hanolulu’ya yerlesmisti. Robert Fantod oldukten sonra Fantod adi hala karikaturlerin altina yaziliyordu. Toby, Hank, Ralph, Lawrence ve allen bu karikaturlerdeki karekterlerin maceralarinin devamini saglayan isimsiz yaraticilardi. Dogrusunu soylemek gerekirse, hicbiri bu isten zevk ve heyecan alamiyordu, cunku yeni bir sey yaratmalarina izin yoktu, sadece eski tiplerin devamini sagliyorlardi.

Gruptaki herkes bu karekterlerden bikmisti artik. Yargic Jackson, Dr. Dinsmore’un kopyasiydi. Aralarindaki tek farklilik onun tip alaninda degil de kanun alaninda insanlara yardim etmesiydi. Ralph yargicin son iyliklerinden birini daha cinilerken, “ Bu yargictan nefret ediyorum artik,” diye soylenip duruyordu. Uc yasli adamda calismalarina getirilen bu sinirlandirmayi kabullenmislerdi artik. “ Bu, hicbir degisim gostermeyecek bir is,” diyordu Hank. “ Bir cesit durust yasama sekli.” Toby. Diger butun genc karikaturistler gibi o da kendisinin yarattigi bir karikatur bandini cizmeyi hayal ediyordu.Lise yillarindan bu yana, liseli bir kiz ve arkadaslari cevresinde gecen ‘ Taffy’ adli bir bant ciziyordu. Ancak, bu dizinin herhangi biri tarafindan kabul edilmesinin neredeyse imkansiz olduguna inaniyordu. Gazetelerin almak istedigi her karikatur dizisi icin basvurulardan yuzlercesi reddediliyordu. Toby her gecen yil cizimlerini duzeltip yenilemek icin cok siki calistigi halde, ‘ Taffy’ hep reddedilenler arasina giriyordu. Birlikte calistigi adamlarsa onu cesaretlendiriyor ve bu piyasada olan esitsizliklere karsi uyariyorlardi.

Lawrence ve Ralph ‘ Taffy’nin basarili bir seri oldugunu dusunurken, Hank bu karikaturdeki karekterleri ve konuyu pek begenmedigini acikca belli ediyordu. “ Sen iyi bir karikaturistsin,” diyordu yasli adam. “ Hem de cok iyi. Babanin yetenegine ve annenin titizligine sahipsin. Bu doktor ve yargictan cok daha iyi seriler ustunde calismalisin. Ama su ‘ Taffy’ serisi… Bilemiyorum Toby, bence bu pek iyi degil. Sen hayat dolu bir kizsin, ama ‘ Taffy’yi cizerken katilasiyorsun… kendini fazla zorluyormussun gibi geliyor bana. Bak cocugum, cilginca seyler cizip istedigin kisinin stilini taklit edebiliyorsun. Yapacagin tek sey, su bizimkilerden cok daha canli ve muhtesem bir bant uzerinde calismak.” Toby israr ettiginde Hank sadece hayir anlaminda basini sallamakla yetiniyordu. Soyledikleri dogruydu. Toby baskasinin stilini oylesine kusursuz bir sekilde taklit edebiliyordu ki, ancak bir uzman aradaki farki anlayabilirdi. Ama bu yeteneginin ona bir faydasi yoktu, cunku genc kiz kimsenin stilini taklit etmek istemiyordu. Kendi karikaturlerini, kendi stilini yaratmak istiyordu. Ancak, bu zamana kadar bunu basaramamisti.

Jake Ulrick’e bu kadar hayran olmasi da cok dogaldi. Bu adam henuz otuz yaslarinda, oldukca genc biriydi ve kendi yarattigi karikatur dizisi ‘ Heartland’ inanilmaz bir noktaya ulasarak iki binin uzerinde gazete tarafindan satin alinmisti. ‘ Heartland’ tam anlamiyla canli, eglendirici, duyarli ve surprizlerle dolu bir diziydi. Boyle seylerden pek kolaty etkilenmeyen Hank bile, bunun son yirmi bes yilda ortaya cikan en iyi bant oldugunu soyluyordu. Jake Ulrick bunu harika bir sekilde yapmisti ve hala yapiyordu, hem de tek basina. Cizimlerinde hicbir asistanin yardimini istemiyordu. Kendini her seyden soyutlamis bir sekilde, calismalarina devam ediyordu. ‘ Heartland’, bir bati kasabasi olan Bigalow Springs’deki yasantiyi konu aliyordu. Insan ve hayvanlarin birbirleriyle konustuklari ender dizilerden biriydi bu. Ulrick nasil yaptiysa, Avustralya’dan goc etmis Valsci Matilda adli bir kanguruyu da bu seriye sokmustu. Amerikanin batisinda kangurunun yasamasi hic de gercekci olmasa bile Matilda, serinin odak noktasi ve en gozde karekteri haline gelmisti. Gazete okuyan herkes Bigalow Springs’i ve Valsci Matilda’yi tanirdi. Butun ulkede sabahlari ofislerde ve fabrikalarda insanlarin birbirlerine soyledikleri ilk sey “ Bu sabah ‘ Heartland’i okudun mu?” olurdu. Fakat kimse Jake Ulrick hakkinda fazla bir sey bilmiyordu, Ulrick de bu durumu korumakta kararli gorunuyordu. Etrafta dolasan dedikodulara gore Ulrick isinden baska hicbir seyle ilgilenmiyor ve hala dogdugu yer olan Nebraska’nin Zion Bluff adli kucuk bir kasabasinda yasiyordu.

Toby, onun yayinlanan ilk kitabinin arkasindaki fotografini kesmis ve haber panasuna asmisti. Hank bunun Ulrick’in fotografi olduguna bile inanmadigini soyluyor ve onun, halki James Dean’in eski bir fotografiyla kandirmaya calistiginda israr ediyordu. Fotograftaki adam elinde bir beyzbol basligiyla aptal gorunuslu bir inegin yaninda duruyordu. Toby de bu fotograftakinin Ulrick oldugundan pek emin degildi, ama hayallarini susleyen bu fotografi en sevdigi ‘ Heartland’ serilerinin yanina asmisti. Fotograf, uzun boylu, sari gur sacli, ciddi bakisli bir adami gosteriyordu. Dolgun dudaklari, cikik elmacik kemikleri ve uzun, duzgun bir burnu vardi. Ufak tefekligi ve esmerligiyle tipik bir italyan olan Toby, onun burnuna hayrandi. Bunun hayatinda gordugu en guzel burun olduguna inaniyordu. Ama Ralph’in bu fotografla ve onun Ulrick’e olan hayranligiyla sik sik dalga gecmesinden dolayi genc kiz bunu cok ender dile getirebiliyordu. “ Zavalli Toby, Dr. Dinsmore’u cok uzun suredir ciziyor,” diyordu Ralph. “ Aklini kacirdi neredeyse. Baksaniza artik burunlara tapmaya basladi.” Genc kiz ne zaman studyodan disari adimini atsa, dondugunde masasinin cekmecesinde takma burunlar bulmaya baslamisti. Ralph, Hank ve Lawrence Noel’de ona uzerinde ’ Burun sevenler Dernegi ’ yazili bir tisort hediye etmislerdi.

Toby onlarin inadina bu tisortu sik sik giyiyordu, bugun de uzerinde o vardi. “ Toby,” dedi Hank. “ Tekrar dehsete dusmus gibi gorun.” “ Toby kalemine siki siki yapisarak yasli adama bakti. “ Daha demin yaptim ya!” “ Ah, hadi… bir kez daha.” Genc kiz tam anlamiyla dehset icinde gorunmeye calisti. “ Hayir, hayir, hayir! Bu deminki ifadenin aynisi. Daha degisik bir dehset ifadesi istiyorum.” “ Desete dusmus gorunmenin kac yolu var Tanri askina?” diye sordu Toby. “ Bu benim kendime ozgu korkmus ve uzgun ifadem.” “ Simdi degisik bir kare calisiyorum. Dr. Dinsmore bir kadina apandistinin patlamak uzere oldugunu soyledi ve simdi de onu teselli etmek zorunda. Dehsetten olecekmis gibi gorun lutfen.” “ Hank, biyigini kesmeni oyle isterdim ki!” Toby basini sallayarak bir kahkaha atti.

“ Hadi Toby, son bir kez daha. Asiri derecede korkmus gorun.” Genc kiz her oglen kosedeki sandviccide yedikleri yagli cheeseburgerleri dusunerek, oyle gorunmeye calisti. “ Bu iyi iste,” dedi Hank sonunda, yumusak hareketlerle bu ifadeyi kagida gecirirken. Birden Lawrence konustu! Yasli adam kendi walkman dunyasindan o kadar ender ayrilirdi ki, onun konusmasi herkesi sasirttirdi. Sol eliyle kulakliklara sarilmisti. “ Hey, herkes sussun bir dakika,” dedi garip bir sesle. “ Ne oldu?” Toby iyice meraklanmisti. Lawrence konusurken sesinin bu tonunu kullandiginda kotu haberler duydu demekti. Yasli adam kulakliklarini cikararak arkadaslarina bakti. Gozleri Toby’nin uzerinde takilip kalmisti. “ Senin adam,” dedi sonunda gozlerini bile kirpmadan. “ Bir kaza gecirmis.” “ Benim adam mi?” Toby sasirmisti. Lawrence’in soylediklerinden hicbir sey anlamamisti.

Onun hicbir erlkekle iliskisi yoktu ki, zaten boyle bir iliskiye girmeyi de istememisti hicbir zaman. Hafta icinde her gun dokuz saatini studyoda geciriyor, hafta sonlari ise ‘ Taffy’ uzerinde calisiyor ve yerel gazete icin bir seyler ciziyordu. “ Jake Ulrick,” dedi Lawrence yavasca , gozlerini hala ondan ayirmamisti. “ Hastaneye kaldirilmis. Kaza atla gezerken olmus. Durumu oldukca ciddiymis.” Toby hicbir sey soyleyemiyordu. Hank once bir kufur ettikten sonra sordu. “ Ne kadar ciddi?” “ Ciddi. Soyledikleri tek sey bu,” diye cevap verdi Lawrence. “ At onu sirtindan atmis. Siddetli beyin sarsintisi ve sag kol ile elde ciddi yaralar var mis.” “ El mi,” Toby’nin sesi cok kisik cikmisti. aylarca 26.10.

2006 15:15 Cevresindeki her sey birden kararmisti sanki. ‘ Sag eli,’ diye dusundu buyuk bir panikle, ‘ Kullandigi eli.’ Radyodan bile haber verdiklerine gore durumu cok ciddi olmaliydi. Basini kaldirarak haber panosunda asili duran ‘Heartland’ serilerine bakti. Kendini fiziksel olarak cokmus hissetti birden. “ El mi? Bu cok kotu iste,” dedi Ralph bos bos. Hepsi de o anda ‘ Artie Orduda’ adli seriyi cizen yetenekli, genc asistan Standford’u hatirlamislardi. Genc adam bir trafik kazasinda elini yaraladiktan sonra bir daha hic cizememisti. “ Su sansa bak,” dedi Lawrence basini sallayarak. “ Umarim o kadar kotu degildir. Elveda Bigalow Springs, elveda Matilda.” Toby’nin icindeki bir his Ulrick’in durumunun gercekten de cok kotu oldugunu soyluyordu. Ulkenin en iyi karikaturisti su anda eli alcida hastanede yatiyordu. Genc kiz bu kez uzgun ve dehsete dusmus gorunmekte hic zorluk cekmemisti. Eger Jake Ulrick’in o harika yaraticilik gucu yok olduysa, bunun yerini doldurmak oldukca guc olacakti.

Toby kendini zorlayarak gunun geri kalan bolumunde masasinin basindan ayrilmadi ve durmadan cizdi. Studyoda her Pazartesi hakim olan o cilginlik ucup gitmisti sanki. Ralph bile suskunlasmisti. Studyodan ciktiktan sonra Hank onu Shamrock Bari’na goturup bir icki ismarlamakta israr etmisti. “ Simdi daha iyimisin?” diye sordu yasli adam endiseyle. “ Sanirim.” Toby aslinda kendini hic de iyi hissetmiyordu. “ Gercekten kotu seyler oldugundan nasil bu kadar emin olabiliyorum? Onun bir daha karikatur cizemeyecegini hissediyorum.” “ Bilmiyorum, ama ben de ayni seyleri hissediyorum,” dedi Hank ickisini yudumlarken. “ Haberleri dinleyerek daha fazla sey ogrenemeyecegimizden eminim. Yakinlari her seyi gizli tutacaklardir… onun bu konuda neler dusundugunu bilirler. Ama yarin neler oldugunu ogrenecegiz.” “ Nasil?” Toby su anda kendini cok daha umutsuz hissediyordu. “ Onun cizimlerini gazetelere satan ajanslardaki dedikodular yoluyla. Halk hicbir sey bilmeyebilir, ama ajans bilmek zorunda… ne de olsa Ulrick onlara en iyi para kazandiran adam.

Eger Ulrick cizemezse, onun yerine cizecek birini bulacaklardir. O da yeni dusunceler uretmeye ve hikayeyi yazmaya devam eder. En mantikli cozum bu.” “ Su anda piyasadaki en iyi karikaturist o,” diye karsi cikti Toby. “ Kim onun kadar iyi cizebilir ki, Onun yerini kimse dolduramaz.” “ Yaniliyorsun canim. Sen yapabilirsin. Sen herkes icin cizebilirsin, bunlarin icinde o muhtesem Ulrick de var tabii.” Genc kiz uzgun uzgun basini salladi. Bu simdiye kadar duydugu en sacma fikirdi. Ictigi iki kadeh icki basinin hafifce donmesine neden olmustu. Lawrence’in ogleyin soyledigi sozler hala kulaklarindaydi: “ Elveda Bigalow Springs, elveda Matilda.” Toby, sanki ailesinden biri olmus gibi uzuluyordu. Su anda istedigi tek sey evine gitmek ve erkenden yataga yatip yarinki haberlerin daha iyi olmasi icin dua etmekti. Fakat ertesi sabah Jake Ulrick hakkindaki haberler tumuyle daha da kotulesmisti.

Toby masasinin basina oturmus gormeyen gozlerle pencereden disari bakip, New Jersey’in gri renkli gokyuzunu seyrediyordu. Hank gelisen haberleri elinden geldigince nazik bir sekilde soylemeye calismisti, fakat gittikce kotulesen haberleri hafifletmek icin yapabilecegi bir sey yoktu. Yasli adam biyiklariyla oynayarak konusmaya baslamisti. “ Empire Ajansi’ndaki Dunbar’i aradim,” dedi Hank gozlerini Toby’den ayirmadan. “ Ulrick hastaneden cikana kadar hic bir aciklamada bulunmayacaklarmis. Zion Bluff’da birlikte yasadigi bir kadin var, sekreter mi aile uyesi mi bilmiyorum, bu islerle artik o ilgileniyormus. Ulrick’in uc haftadan once cikabilecegini sanmiyorlar.” “ Uc hafta.” Toby dudaklarini isirarak pencereden disari bakiyordu hala. “ Yani durumu oldukca kotu, oyle degil mi?” “ Oyle,” diye itiraf etti Hank. “ Nehir kiyisinda atla geziyormus. Birden bir yilan atina saldirmis. Hayvan cildirmis tabii, ama Ulrick’i sirtindan atmamis. ikisi birlikte yere yuvarlanmislar. Sonuc, siddetli sarsinti ve sag kolun dirsekten asagidaki bolumunun kirilmasi.

Daha da kotusu… kaburga kemiklerinin bir cogu da kirilmis. Sinirlerin zedelenmis olmasindan korkuyorlar.” “ Sinirlerin zedelenmesi,” diye tekrar etti Toby bos bir ifadeyle. Farkinda bile olmadan sag elinin parmaklarini kasmisti, o yetenekli ve degerli sag elinin. Daha once hic bu elin o inanilmaz yapisina dikkat etmemisti. Bu elin, kendi hayatinin merkezini olusturdugunu daha once hic dusunmemisti. Boylesine degerli bir arac hareketsiz kaldiginda Jake Ulrick gibi bir adam ne yapardi? Genc kiz yine kendini kotu hissetmeye baslamisti. Gozleri ister istemez haber panosunda asili duran ‘ Heartland’ karikaturlerine kayiyordu. Uzun bir sure bu cizimleri izledikten sonra basini baska tarafa cevirdi. “ Tekrar cizebilecek mi?” diye sordu sonunda Hank’e bakarak.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir