Bonnie Henry – Su ve Sabun

MUAYENE ODASINDAN İÇERİ girdiğinde doktor çizelgeyi hızlı bir şekilde tarıyordu. Yoğun bir gündü ve hasta onun programı içine sıkıştırılmıştı. Kucağında ağlayan bebek olan yeni anne olmuş bir kadın rahatsız ve yorgun görünüyordu. Geceleyin aniden ateşi çıkan bebek açık bir şekilde asabiydi ve kötü görünüyordu. Annesi ateşini düşürmek için bazı ilaçlar denemişti fakat bu durumda çocuğun başka bir kulak enfeksiyonu geliştirdiği açıktı ve antibiyotik alması gerekiyordu. Kalabalık bekleme odasının baskısını üzerinde hisseden ve programdan zaten en azından yarım saat geride olduğunu fark eden doktor ne yapacağını bilememişti. İçgüdüleri ona bebeğin muhtemelen bir virüs kaptığını ve belirtilerin bir veya iki gün içinde kendisini göstereceğini söylüyordu. Ancak çocuğun annesi ısrarcıydı; kaygılar içinde bir başka uykusuz gece geçirmek istemiyordu. Bu ikilem dünyadaki tüm doktorların her gün karşı karşıya kaldıkları bir durumdur. Bizim aşırı yüklü sağlık sistemimiz içinde hastalara güven vermenin zaman alması nedeniyle antibiyotiklerin neden işe yaramayacağını açıklamak pek çok sağlık çalışanı için yerine getirmesi zor olan bir durumdur. Antibi- 14 • Su ve Sabun yotik talebine boyun eğmek çok daha kolaydır ve daha az değerli vakit almaktadır. Bu güçlü ilaçlar yalnızca birkaç on yıldır kullanılmaktadır ve bir zamanlar insanları öldüren enfeksiyonlardan korudukları için “mucize ilaçlar” olarak ün kazanmışlardır. Ancak bu heyecan verici durum içinde gözden kaçırılan şey onların yalnızca bakterilere -virüslere değil- karşı etkin olduklarıdır. Biz şimdi bu mucize ilaçların aşırı kullanımı ve yanlış kullanımının bizim savunma mekanizmamızda uzun dönemli etkilere sebep olduğunu ve sağlığımızı riske attığını biliyoruz. Ancak çok az insan bunun farkındadır.


* MEDYADA HER GÜN mucize ilaçlardan süper mikroplara kadar her şeye ilişkin sağlık öyküleri yer almaktadır. Ek olarak, bizi hasta eden şeyleri tedavi etme vaadinde bulunan çığırtkan ilaçları üreten ilaç firmalarının saldırgan reklam kampanyalarının bombardımanına tutuluruz. Gerçek ile kurgu olanı birbirinden ayırmak neredeyse olanaksızdır. Bizim nasıl hastalandığımızı anlamak ve bu nahoş enfeksiyonlara neyin sebep olduğunu öğrenmek bu konuda bize yardımcı olacaktır. Bu kitap mikropların karmaşık dünyasında size yol gösterecektir-bu, hastalığa sebep olmalarının yanı sıra bizim sağlığımızı korumamızda rol oynayan mikroplar dünyasıdır. Doktorunuzun açıklamak için her zaman vakit bulamadığı söylentiler ve yanlış anlaşılmaları ortaya koyacağız. Ayrıca virüs, bakteri, mantar ve parazitlerin arasındaki temel farklılıkları açıklamanın bizim sağlığımız için neden önemli olduğunu keşfe çıkacağız. Mikropların karmaşık dünyasını açıklığa kavuşturacağız ve sürekli değişim gösteren mikroplar dünyası içinde en fazla Dr. Bonnie Henry • 15 suçlu olan bazı mikroplardan bizi korumak için üretilmiş olan aşılar, antibiyotikler ve başka yöntemlerin büyüleyici tarihine göz atacağız. Süper mikroplar dünyasını keşfedeceğiz ve bizim davranışlarımızın bu mikropların çok daha kötü olmasına nasıl katkıda bulunabileceğini göstereceğiz. Mikropları çıplak olarak gözler önüne sereceğiz ve onların içsel işleyişlerini ortaya koyacağız. Ve sağlıklı kalmada bize yardımcı olabilecek üç basit kuralı ele alacağız. Bu kurallar ellerinizi temiz tutmak, öksürürken ağzınızı kapatmak ve ateşlendiğinizde evde kalmaktır. Yüz yıldan daha uzun bir süre önce Dr. William Osler’in söyledikleri günümüzde de doğruluğunu sürdürmektedir: “Sabun ve su ve sağduyu en iyi dezenfektanlardır.

” ŞİRKETLEŞEN MİKROPIAR Binlerce insan, kirli yüzeylerden alınan, besinlerle sindirilen veya hava ile solunan mikroorganizmaların neden olduğu hastalıklara maruz kalırlar. Virüs, bakteri, mantar ve parazit olarak adlandırılan mikropların neden olduğu sayısız ızdırap saatleri yaşanır. Üç milyar yıldır gezegenimize egemen olan küresel bir şirket olan Mikroplar A.Ş. adlı korku uyandıran dünyaya hoş geldiniz. Herhangi bir küresel holdingte olduğu gibi mikropların dünyasında birkaç ayrı birim vardır. Onların hepsi hastaliğa neden olabilirken, bazıları aynı zamanda faydalı olabilmektedir. Mikroplar A.Ş.’nin koridorlarında bir tur atalım ve farklı birimleri keşfe çıkalım. Virüsler Mikropların ilk grubu en küçük ve sıklıkla en ölümcül olan virüslerdir. Virüsler milyarlarca yıldır insanlar, hayvanlar ve hatta bitkileri hasta etmek için evrilmiş olan genetik materyalin kü- 16 • Su ve Sabun çük paketleridir: Hiçbir canlı organizma mikropların yıkıcı dokunuşundan kaçamaz. Virüsler kendilerini yenilemek ve hayatta kalabilmek için başka bir organizmanın hücrelerini kullanma gereksinimi duyar. Onlar kendilerini bedenin hücreleri arasına koyarak yenilenirler. Orada programlama mekanizması oluşturarak kendilerini binlerce ve binlerce kez kopyalayabilirler.

Kendilerini yenileyen virüsler daha sonra kan dolaşımına girecektir. Hastalığın bulaştığı başlangıç hücresi ölmüştür ve daha fazla hücreye bulaşmak için kopyalarından oluşan lejyonları göndermektedir. Virüsler saatler veya günler içinde insan hücrelerini yok ederek hastalığa neden olabilirler ve onlar bildiğimiz en korkutucu ve ölümcül hastalıkların bazılarının sebebi olabilirler. Ve virüsler genetik yapının böylesine küçük parçalarından oluştukları için, onlar hızlı bir şekilde değişim ve mutasyon geçirebilirler. Bu yeteneklerini mükemmelleştirirler ve onları belli bir alanda sınırlı tutma yönündeki yoğun çabalarımızdan kurtulmanın yollarını bulabilirler. İnsan genetik yapısı, veya genleri deoxyribonucleic asit veya DNA’nın iki sarmalını içerir: Bu, Nobel ödüllü bilim adamları james Watson ve Francis Crick tarafından ilk olarak keşfedilmiş olan hayranlık uyandırıcı çift sarmaldır. Bu keşif insan geninin kendisini nasıl kopyaladığını anlamada ve onların bizim saçımızdan göz rengimize kadar ve kanser veya Parkinson gibi hastalıkları geliştirip geliştirmeyeceğimize kadar kavrayış şeklimizde devrim yaratmıştır. DNA çok özel yollarla iki ribonucleic acid (RNA) sarmalı ile eşleşerek oluşur. Her bir RNA sarmalı baz (base) olarak adlandırılan temel yapıtaşlarından oluşmuştur. Onlar çok spesifik şekillerde bir arada dizilmişlerdir. Üç baz türü vardır: adenine (A), cytosine (C), guanine (G) ve thymine (T). Baz çiftleri genin kişide kendisini nasıl ifade edeceğini belirle- Dr. Bonnie Henry • 17 yen bir örnek oluştururlar. Böylece sizin mavi göze mi yoksa kahverengi göze mi sahip olacağınız RNA sarmallarının nasıl eşleştiğine bağlıdır. Eğer yalnızca bir baz dışarıda kalırsa veya yer değiştirirse, o çok farklı sonuçlara yol açabilecektir.

Mikroplar da insanlar gibi aynı genetik yapı türüne sahiptir. Bundaki istisna virüslerin, RNA virüslerinin tüm familyasıdır. Onlar tek bir genetik yapı sarmalına, veya RNA’ya sahiptir. Böylece insanlar ve ONA virüsleri kendilerini kopyaladıkları her zaman için bir çift-kontrollü mekanizmaya sahiptir, RNA virüsleri ise bu biyolojik özellikten yoksundur. Bu, RNA virüslerinin kodlama hatası oluşturmaya çok daha hızlı ve çok daha fazla yatkın olarak kendini kopyalayabileceği anlamına gelir. Biz bu fenomeni “mutasyon” (genetik dönüşüm) olarak adlandırıyoruz. Bazı mutasyonlar virüsün hücrelere geçme yeterliliğini etkileyebilir. Bu virüsler hızlı bir şekilde ölürler çünkü onlar artık kendi genetik yapılarını kopyalayamazlar. Ancak bazen bir mutasyon virüsün yeni hücrelere geçme veya oraya yerleşme oranını artırır. Bu mutasyonlar virüsün yıkıcı gücü için yeni dünyalar açabilirler. Yaklaşık beş bin virüs bilinmektedir ve karakterize edilmiştir fakat bunların büyük bir kısmı ile hiç karşı karşıya kalmayız. Şimdi insanlık için bilinir olan en korkutucu hastalıkların bazılarına neden olan birkaç virüsü inceleyelim. Çiçek Hastalığı Tarih boyunca virüslerin neden olduğu hastalıklar ulusların büyük bir kıyım yaşamasına ve çiftlik hayvanlarından gıda maddelerine kadar her şeyin yok olarak tüm topluluğun ortadan kalkmasına neden olmuştur. Mikroplar A.Ş.

dünyasında virüs biriminin kıdemli başkan yardımcısı çiçek hastalığı virüsü olmalı- 18 • Su ve Sabun dır. Çiçek hastalığı 1979 yılında tamamen ortadan kaldırılıncaya kadar en azından bin yıl boyunca tüm dünyadaki topluluklarda sınırsız ızdıraplara yol açmıştır. Çiçek hastalığı virüsü deri hücrelerine saldırmıştır, büyük, ağrı veren kabartılara yol açmıştır ve kişide ömür boyu kalacak yara izi bırakmıştır. Bu kabartıların içinde son derece bulaşıcı akışkan bir madde vardır. Antik Mısır krallarının mezarları açıldığında çiçek hastalığı yaraları olan insan görüntüleri ile karşılaşılmıştır. Bu hastalık Kuzey Amerika boyunca büyük yokoluşlara neden olarak Yerli nüfus tarafından da bilinmekteydi. Bizim en büyük tıbbi başarılarımızdan bir tanesi bu felaketin gezegenimizden yok edilmesidir.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir