Coşkun Yılmaz – Düşten Fethe İstanbul

29 Mayıs 1453 … İstanbul’un kapılarını 21 yaşındaki Fatih Sultan Mehmed’in Osmanlılara açtığı, “Konstantiniyye”nin fethedildiği gün … Osmanlı ve dünya tarihinde yeni bir dönem … Tarihin en büyük imparatorluklarından birisinin Roma (Doğu Roma/Bizans) İmparatorluğu tarih sahnesinden çekilirken, Osmanlı devleti sözü geçen bir imparatorluk olarak dünya sahnesindeki yerini alıyordu … Bir çağ kapanıyor, yeni bir çağ açılıyordu … Üsküdar, Osmanlıların İstanbul’la buluştuğu ilk belde … Fethi, büyük şairimiz Yahya Kemal’in ifadesiyle “Bir Ulu Rü’yayı Görenler Şehri”: Üsküdar, bir ulu rü’yayı görenler şehri! Seni gıptayla hatırlar vatanın her şehri, Hepsi der: “Hangi şehir görmüş onun gördüğünü? Bizim İstanbul’u fethettiğimiz mutlu günü!” Elli üç gün ne mehabetli temaşa idi o! Sanki halkın uyanık gördüğü rü’ya idi o! Şimdi beşyüz sene geçmiş o büyük hatıradan; Elli üç günde o hengame görülmüş buradan; Canlanır levhası hala beşer ettikçe hayal; O zaman ortada, her saniye, gerçek bir hal. Gürlemiş Topkapı’dan bir yeni şiddetle daha Şanlı namıyle “Büyük Top” denilen ejderha. Sarfedilmiş nice kol kuvveti gündüz ve gece, Karadan sevkedilen yüz gemi geçmiş Halic’e; Son günün cengi olurken, ne şafakmış o şafak, Üsküdar, gözleri dolmuş, tepelerden bakarak, Görmüş İstanbul’a yüzbin meleğin uçtuğunu; Saklamış durmuş, asırlarca, hayalinde bunu. Üsküdar, bütün ruhuyla, tarihiyle, hatırasıyla o günleri derin hafızasında ve tarihi şuurunda yaşatmaya ve yansıtmaya devam ediyor. Bizler de o hafızayı canlı· tutmaya, geçmişin izinde; tarihi tecrübenin 6 ışığında bir gelecek tasavvuru inşasına gayret ediyoruz. Genelde tarihimi mirasımızı, özelde İstanbul’un fethini ele almak bir kuru cihangirlik gayreti değil, dünyayı, beldemizi ve İstanbul’umuzu anlama, anlatmak, hayatın hakikatine, bu toprakların ruhuna vakıf olmak ve güçlü bir gelecek inşasına zemin hazırlamaktır. Bu nedenle alt yapı ve gelecek yatırımları kadar geçmişin birikimini ortaya çıkarmaya, insanımızla buluşturmaya gayret ediyor, çeşitli faaliyetler düzenliyoruz. Bu kitap da bu faaliyetlerimizden birisidir. 28 Mayıs 20 1 4’de, İstanbul’un fethin 561. yıldönümünde, çok değerli, bilim adamlarımızın katılımıyla düzenlediğimiz: “İstanbul’un Fethi: Fetih Gören Şehirden İstanbul’un Fethi’ne ve Fatihi’ne Bakış” konulu ilmi toplantımızın eseridir. Şüphesiz fetih ruhu ve şuuruyla düzenlenen her etkinlik anlamlıdır. Ancak böyle bir etkinliğe yakışan en önemli şehir Üsküdar’dır. Bu farkın sırrı ise Yahya Kemal’in ınısralarında gizlidir. Toplantımızın salonlarda ve izleyenierin hafızalarındaki izdüşümüyle yetinilmeyip kitaplaşması, bilgilerin geniş kitlelere ve gelecek zamana aktarılması bu etkinliği çok daha etkili ve kalıcı hale getirmiştir. Fethin 562.


yıldönümünde neşrettiğimiz bu güzel eserin, ele aldığı konular ve yazarlanyla İstanbul kitaplığımıza ve Fetih külliyatma önemli bir katkı olacağına inanıyorum. Bu vesileyle, toplantımıza şeref veren değerli akademisyenlerimize ayrı ayn şükranlarımı sunuyorum. Onlann emekleri olmasa, elbette bu eser vücuda gelmezdi. Toplantımızı düzenleyip kitaptaşmasını sağlayan, Üsküdar’ın kültürüne önemli katkılarda bulunan Dr. Coşkun Yılmaz ile ilgisini esirgemeyen Prof. Dr. E rhan Afyoncu’ya, emeği geçen dostlarımıza ve mesai arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Yeni eserlerin sayfalarında buluşmak temennisiyle saygılar sunanm. 7 Önsöz “Belde-i tayyibe-i Kostantıniyye ki, Bdğ-ı İrem andan bir kaşe ve Sareyyd-tdk bostanında bir kemterfn haşedir, ismi ve resmi ile illerde meşhur ve dillerde mezkar ve katab-i tevarfhde mestardur. Ne vechi vardır ki, anun gibi menzil-i şerif ve makdm-ı latif benim vasat-ı memleketimde ve arsa-i vilayetimde olub, dahi eyydm-ı devietirnde kafr ocağı ve bdğiler yatağı ve tdğiler turağı ola? El-hdsıl niyyetim ve himmetim anun uzerine mukarrer ve musammem olmuşdur. “1 Sultan Il. Mehmed “Artık daha fazla tereddat etmeyelim; Fethetmek ya da gerekirse olumu de göze alarak fe thedene kadar ondan vazgeçmemek azere kararlılıkla ve butun gacumazle şehre saldıralım. Ben sizlerle birlikte ilk saflarda sav�acak, yaşayacağımız zorluklan memnuniyetle paylaşacak, her an başınızda durarak cesur olanlannızı ve hak edenlerinizi armağanlada ödullendireceğim. Herkesi değerine ve göstereceği erdeme göre, tehlikeler karşısında ya da herhangi başka bir askeri alanda sivrilme derecesine göre onurlandıracağım”2 Sultan Il. Mehmed l Celal-zade Mustafa, Selimname.

haz. Ahmet Uğur- Mustafa Çuhadar, Ankara 1990, s. 114. 2 Kritovulos, Kritovulos Tarihi 1451-1467, Çev. Ari Çokona, İstanbul 2013, s. 109 S ultan Il. Mehmed nice i�paratorun, hakanın, sultanın hayallerini süsleyen Istanbul’u 29 Mayıs 1453’te fethetti ve “Fatih” unvanıyla tarihteki yerini aldı. Hiç kimsede bu sıfat böylesine kalıcı, etkili ve isminin önüne geçen bir tanımlamaya dönüşmedi. 21 yaşında “emsalsiz” bir başanya imza atarak düşleri gerçeğe dönüştüren genç hükümdar asırlan geride bırakmasına rağmen bu fethiyle anılmaya ve anlatılınaya devam ediyor. Şüphesiz bu yad-ı cemilde en büyük hisse Hz. Peygamberin fetih müjdesine mazhar olmasıdır: “Konstantiniyye mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden kumandan ne güzel komutan; o ordu ne güzel ordudur”. Bugünkü kutlamalar da bu mazhariyeti ve anlayışı teyid etmektedir. İstanbul’un fethi, hem İslam ve Türk hem de Avrupa tarihi için döneminin en önemli olaylarından birisidir. “İstanbul’da zulmeti kapatan, İslam’ın aydınlık yüzünü açan”; çağ açıp çağ kapatan olay olaI O rak tanımlanması da tek başına bu önemini göstermeye yeterlidir.

İstanbul, 19 11 yılından itibaren, uzun soluklu bazı kesintilere uğrasa da, fetih kutlarnalarına ev sahipliği yapmaktadır. Elinizdeki eserde, fetih etkinlikler kapsamında düzenlenen bilimsel bir toplantıya dayanmaktadır. Üsküdar Belediyesi günübirlik bir etkinlik yerine Fethi ve Fatihi bilimsel bir anlayışla ele almak ve daha kalıcı bir faaliyet gerçekleştirmek niyetiyle 28 Mayıs 20 14’de, Bağlarbaşı Kültür ve Kongre Merkezi’nde “Fethi Gören Şehir’den İstanbul’un Fethi’ne ve Fatihi’ne Bakış” konulu 3 oturumluk bilimsel bir toplantı düzenledi. Fethe şahitlik deyince şüphesiz akla gelen en önemli yerleşim merkezi Üsküdar’dır. Yahya Kemal’in Üsküdar’ı “Ulu Rü’yayı Görenler Şehri” olarak tanımlaması da bu tarihi hakikatin şairane ifadesidir. Bu konum, fetih konusunda Üsküdar’a büyük bir zenginlik katmakta önemli sorumluluklar yüklemektedir. Üsküdar’ı bir tarih ve Kültür Şehri olarak isimlendiren Belediye Başkanı Hilmi Türkmen de 27 Mart yerel seçimlerinde başkan seçilmesinin hemen akabinde bizden bu konuda bir toplantı düzenlernemizi istemişti. Toplantı, yazıların okunmasıyla da anlaşılacağı gibi, muhtevası, konuya yaklaşımı, bakış açısı ve sunumuyla önemli bulunmuş, katılımcılar ve Başkan tarafından kitaplaştınlması arzu edilmişti. Biz de, hocalanmızla birlikte, Üsküdar’ı bir kültür ve tarih şehri olarak tanımlayıp gereği için gayret sarfeden Hilmi Türkmen’in çalışmalanna fiili olarak teşekkür etmek istedik. Kitapta ağırlıklı olarak bu toplantıda sunulan tebliğler yer almaktadır. Fakat eserin muhtevasına 5 farklı yazıyla da katkıda bulunulmuştur. Kitabın ismi de güzel bir hatıranın ve İstişarenin yansımasıdır. Kitabın kapak tasarımı sinemacı; senarist ve yönetmen Özkul Eren’den istirham edildiğinde, Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili, Ahmet Kot ve Prof.

Dr. Mustafa S. Küçükaşcı bir aradaydık Farklı bir isim düşünülmüştü, ancak tasarımcımız ve değerli arkadaşlarımızın coşkulu hissiyatlan “Düşten Fethe İstanbul” isminde karar kılmamıza bizi meylettirdi. Katkılan için kendilerine çok teşekkür ediyorum. Toplantıyı gerçekleştiren, ve kitaplaşmasını nezaket ve sabırla bekleyen Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen’e, oturum başkanlığını üstlenen Prof. Dr. Saadettİn Ökten, Prof. Dr. Mustafa Fayda ve Prof. Dr. Coşkun Çakır’a, konuşmalanyla toplantıyı, yazılanyla kitabın vücüd bulmasını sağlayan bilim adamlarımıza, toplantının düzenlemesinde ve kitaplaşmasındaki katkılanndan dolayı Prof. Dr. Erhan Afyoncu ve Prof. Dr. Mustafa S.

Küçükaşcı’ya, toplantının gerçekleştiği tarihte Kültür müdürü olan Sema Silkin’e, süreci başından itibaren samimiyet, gayret ve sabırla takip eden Üsküdar Belediyesi Kültür Müdürü Mehmet Mazak’a, tashih ve redaksiyonunu üstlenen Mustafa Birol Ülker’e, tashih çalışmalanna katkıda bulunan Ebubekir Al’a tasarım için SMEY’e, grafik uygulamayı gerçekleştiren Ender Boztürk’e çok teşekkür ediyorum. İsimlerini tek tek sayamasam bile bu kitaba emeği geçen onlarca insan bulunmaktadır ve hepsi de samimi teşekkürü hak etmektedir. Nice fütühat temennisiyle …

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir