George Armstrong – Rothschild Para Imparatorlugu

Finans piyasasında ismi çok iyi bilinen ancak hakkında bilgi kısıtlı olan Rothschild ailesi hakkında çevirecek kitapları araştırırken, bu kitapların genelde Yahudi taraftarı ve karşıtı kişiler tarafından yazıldıklarını gördüm. Elinizdeki bu kitabı da ilk okuduğumda taraflı bir yaklaşım buldum ancak kitabın 1940 yılında, henüz ABD 2. Dünya Savaşı’na girmeden yazılmış olduğu halde, o tarihten şimdiye kadar olan olayları netlikle tahmin etmesi, bir yerde kitabın sağlaması görevini yerine getirdi. Kökenleri tahminen Hazar Türklerine kadar uzanan Rothschild ailesi Almanya’da 1743 yılında doğan Mayer Amschel ile başlamıştır. Kesin ve sert gizlilik yasaları olan aile o tarihten itibaren servetini ve içinde bulunduğu operasyonları sır olarak saklamıştır. Ailenin büyük serveti kara para işiyle başlamış ve savaşan devletlerin finansmanıyla devam etmiştir. Rothschild ailesi Waterloo Savaşı’nı, Bolşevik Devrimi’ni, Amerikan İç Savaşı’nı, 1. Ve 2. Dünya Savaşı’nı finanse eden olarak bilinmektedirler. Yahudi İhtiyar Meclisi ve Siyonist hareketi her zaman desteklemiş olup, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Siyonizm’in kurucusu ve Rothschild ailesinin yakın dostu Teodor Herzl, 2. Abdülhamit’ten Filistin’de kurulacak bir Yahudi devleti için toprak istemiştir. 1. Dünya Savaşı sonrası tüm Avrupa hükümetlerinde aile bireyleri bakan hatta başbakan olarak görev yapmışlardır. Versay Anlaşması’nda Rothschildların katkısı büyük olmuş ve bu anlaşma sonrası Almanya bunalıma sürüklenmiştir. 1800’lü yıllardan itibaren aile başta Bank of England olmak üzere Fransız Merkez Bankası ve Amerikan Federal Rezerv Bankalarını ele geçirmiştir ve halen sahibidir.


Aile ayrıca Vatikan Papalık Servetinin de yönetimine sahiptir. Hitler ile 2. Dünya Savaşı’nda büyük darbe alan Rothschildlar Amerika’yı savaşa sokarak dünya üzerindeki güçlerini tekrar sağlama almışlardır. Amerikan Başkanı Andrew Jakson’ın amansız bir mücadele verdiği Rothschild ailesi Başkan’a “Bu aileyi Amerika’dan kovarsam, öldüğümde mezar taşıma ‘bankayı bitirdi’ diye yazın!” dedirtmiş ve gerçekten de belli bir süre Rothschildları Amerika’dan uzaklaştıran Başkan, öldüğünde mezar taşına vasiyeti üzerine istediği sözler yazılmıştır. Ailenin 1840 yılındaki serveti 1940 yılında Ford, Rockefeller ve Carnegie’nin servetlerinin toplamının 10 katıdır. Yine 1940 yılında ailenin serveti ABD Gayri Safi Milli Hâsılasının iki katıdır. Henüz Pearl Harbor baskını olmadan yazılmış bu kitap, Amerika’da sivil diktanın nasıl kurulduğunu, yandaş medya ile nasıl desteklendiğini, kamuoyu yoklamalarıyla halkın nasıl yönlendirildiğini ve Japonya’nın saldıracağının nasıl bilindiğini açıklamaktadır. Ailenin bu oyunlarını gören ve o zaman Amerika’nın en zengin kişisi olan Henry Ford, üç ciltlik eseri ‘Uluslararası Yahudi’yi yayınladıktan sonra suikasta uğramış ve ağır yaralı kurtulmuştur. Savaşların finansmanı ve borsa spekülasyonları dışında Rothschild ailesi akrabalık bağları sayesinde Çin’deki afyon ticaretini ele almış ve bu ülkenin afyon kullanımını yasaklaması üzerine İngiltere’yi Çin’i işgale zorlamıştır. Aile dünyada Yahudi hâkimiyeti için özgürlük, serbest piyasa ekonomisi, Avrupa Birliği, gümrük duvarlarının kaldırılması, Birleşmiş Milletler gibi kavramları 1800’lü yıllardan beri kullanmıştır. Bu kitabı okuduktan sonra George Soros ve kaynağı bilinmeyen servetini, eski Sovyet cumhuriyetlerindeki “Turuncu Devrimleri,” İkiz Kuleler – Afganistan Savaşı bağlantısını, Taliban sonrası Afganistan’da artan afyon üretimini, yandaş medya kurumlarını, yabancı fonlarca desteklenen köşe yazarlarını, İslam ülkelerinde özgürlük hareketlerini ve Büyük Orta Doğu Projesi’ni insan ister istemez tekrar sorgulamakta ve bunların yüzyıllar önceden oynanmaya başlanan bir oyunun devamı olduğunu görmektedir. Dr. Mert AKCANBAŞ BAŞLARKEN Rothschild finans imparatorluğunun kurucusu Mayer Amschel Rothschild 1812’deki ölümünde mal varlığını Yahudi ırkının yükselişi ve “Dünya Yahudi imparatorluğunun kuruluşu için” bir vakfa devretmiştir. Bu vakfın en önemli prensipleri gizlilik, mal varlığının bütünlüğünün korunması, mirasçıları ve onların mirasçılarının mal varlığından müştereken yararlanmaları ve mal varlığının mirasçıların çoğunluğu karşı çıkmadığı sürece en büyük oğlun en büyük oğlu tarafından yönetilmesidir. Bu vakfın mal varlığı Mayer Amschel Rothschild ‘in ölümünden sonra kendisinin vasiyetinde belirttiği şekilde yönetilmiş ve korunmuştur.

Bu çabuk üreyen ailenin şimdilerde yüzlerce üyesi vardır ancak bu kişiler mal varlığından vasiyet uyarınca müştereken yararlanmaktadırlar ve mal varlığı hala tek kişi tarafından yönetilmektedir. Bilindiği kadarıyla Mayer Amschel Rothschild’ın mirasçılarının vasiyetleri de kurucunun koşullarını taşımaktadır. Yaşamlarındaki gizlilik nedeniyle tarih bu korkunç servetin yöneticileri hakkında çok az bilgi vermektedir. Şimdiye kadar mal varlığın dökümü hiçbir zaman hiçbir yere verilmemiş ve hiçbir mirasçı bu birliktelikten ayrılmamıştır. Şimdiye kadar Rothschild ailesi hakkında çoğunluk yazılanlar Yahudiler tarafından veya Yahudileri destekler amaçlarla ortaya çıkmıştır. Yazılanlar incelendiğinde Rothschild aile bireylerini yücelten ancak gerçekleri açıklamayan yapıları çok açıktır. Bu kitapta topladığım gerçekler pek çok güvenilir kaynaktan gelmektedir. Rothschild finans imparatorluğunun kurucusunun 1812’deki ölümündeki serveti veya bu mal varlığının bu günkü gerçek değeri tam olarak bilinmese de dünyadaki tüm servetin yarısına eşit olduğu tahmin edilmektedir. Bu büyük servet şimdiye kadar büyük bir aç gözlülük ve enerji ile Yahudi olmayan insanların ve dünyadaki ülkelerin sömürülmesi üzerine kuruludur. Bu süreçte kullanılan yöntemler döviz spekülasyonları, para operasyonları ve savaşlardır. Rothschildlar bu operasyonlarda her zaman zenginlikleri ve siyasi güçleri sayesinde büyük kârlar yapmışlardır. Şimdiye kadar bu nedenlerle bizler pek çok ekonomik yıkım ve savaş yaşamışızdır. Yahudi Protokolleri olarak bilenen belgeler ile Komünist prensipler amaç ve niyet açılarından birbirleriyle aynı olup tüm dünyanın kontrolünü ele geçirmeyi amaçlarlar. Bu belgeler Mayer Amschel’in ölümü öncesi yayınlanmıştır ve bu şahsın prensipleri yansıtmaktadır. Pek çok Yahudi dostu olan bir kişi olarak, bu kitabı Yahudi aleyhtarı propaganda için yazmadım.

Bu kitabı yazmaktaki amacım Yahudi problemimize yasama yoluyla barışçıl bir çözüm bulmaktır. Kitapta belirttiğim çözümler ülkemizdeki insanların Yahudilerin kölesi haline gelmesine mani olacak ve ayrıca aramızda denge kurmak suretiyle Yahudilere de yararlı olacak tekliflerdir. Bu kitabı yazarken ülkeme hizmet dışında başka bir amacım yoktur. Bu kitabı yazarak en azından yargılanma riski aldığımın farkındayım. Eylül 12, 1940. George ARMSTRONG BÖLÜM 1: Rothschild İMPARATORLUĞU Yahudi Protokolleri “Çağlar boyunca aşağılanan ve zulüm gören İsrail oğulları güce ulaşmak için çırpınmışlardır ve artık amaçlarına ulaşmış gibidirler. İsrail oğulları artık melun Hıristiyanların ekonomik yaşamlarını kontrol etmektedirler ve güçleri siyasiler ile yaşadıkları ülkelerin yaşamlarını etkilemektedir.” Hahambaşı Reichhorn’un cenazesinde okunan söylevden alıntı 1905 yılında Rus Profesör Serge Nilus, Yahudi Protokollerini yayınlamıştır. Bu protokoller Yahudi liderlerin yaptıkları gizli toplantılarda dünya servetinin kontrol edilmesi, dünya devletlerindeki hükümetlerin devrilmesi ve Yahudi bir kralın yöneteceği Yahudi Krallığı’nın kurulması hakkında aldıkları kararların tutanaklarıdır. Rus bilim adamının yayınladığı kitapçıkta “protokoller”,“Siyonistlerin İhtiyar Meclisi’nin toplantı tutanakları ve Siyonizm’in en yetkin yöneticilerine verilen en önemli konferansları içermektedir” diye açıklanmaktadır. Kitapçıkta ayrıca bu Yahudi protokollerinin Siyonizm’in babası Theodore Herzl başkanlığında İsviçre’nin Basel şehrinde 1897’de yapılan Siyonist Kongresi’nde yayınlandıkları veya tekrarlandıklarından bahsedilmektedir. Siyonizm’in İhtiyar Meclisi’nde bulunanların isimleri sırdır ve bu kişiler dünyayı yöneten “Gizli El” olarak bilinirler. Yahudilik konusunda otoritelerden ve kendisi de bir Alman Yahudi’si olan Walter Rathnau bu heyet için, “Tahminen bu grup birbirini tanıyan üç yüz kadar kişiden oluşmaktadır. Bu kişiler haleflerini yakın tanıdıklarından seçmekte ve Avrupa kıtasının kaderini ellerinde bulundurmaktadırlar…” diye bahsetmektedir. “Siyonist İhtiyar Meclisi” tahminen başlangıçta dini bir yönetimi ve hiyerarşiyi tanımlamaktaydı.

Bu yönetimin amacı başta bu olsa da daha sonra karakteri ve ismi değiştirilmişti. Bu organizasyon şimdi tamamen politik bir içerik taşımaktadır ve ismi “Yahudi Ajansı Kurulu” olmuştur. Tahminen kurulun ismi Nilus’un eskisini ortaya çıkarması sonucu değiştirilmiştir. Tabii ki bu kurul tamamen dini amaç taşıyan “Sinagog İhtiyar Meclisi” ve “İsrail İhtiyar Meclisi’nden” ayrı tutulmalıdır. Bu kurul ayrıca yarı kamusal ve yarı gizli olarak bilinen,” Siyonist Kongresi” ve “Siyonist Genel Kurulundan” da ayrı tutulmalıdır. Bu kurum ismini Hz. İsa’nın çarmıha gerildiği zaman Roma İmparatoru olan Herod’dan alan ve Yahudiliğin o zamanlar en yüksek adalet ve siyasi makamı olan San Herdin’den farklıdır. San Herdin o zamanlar Yahudi cemaati içinde olan yüksek mevkideki hahamlar, yöneticiler, fakihler ve akil adamlardan oluşmaktadır. Pek çok değişik ülkeden gelen 480 delegeyle “Yahudi Kongresi” yakınlarda İsviçre’nin Zürih kentinde, Filistin’in paylaşımı hakkında toplandı. Eski Rus vatandaşı olup şimdi İngiliz pasaportu taşıyan Profesör Chaim Weinzmann’ın toplantıda yeniden bu uluslar arası kongreye başkan seçildiği, toplantı tutanaklarından anlaşılmaktadır. New Yorklu Hahambaşı Wise, kongrenin Amerika Şubesi başındadır. Toplantıda on bir kişi tam yetkiyle görevlendirilmiş “Siyonist Genel Kurulu” 54 üyeden 70 üyeye kongre tarafından atanmak üzere arttırılmıştır. Kongre tutanaklarından Hıristiyan Siyonistlerin Filistin politikasının tespit edildiği ve bu politikanın onayının “Yahudi Ajansı Kurulu’na” verildiği görülmektedir. “Yahudi Ajansı Kurulu” üç yüz kişiden oluşan ve “ Gizli El” diye nitelendirilen eski “Yahudi İhtiyar Meclisi’nin” bugünkü devamıdır. Tutanaklardan ayrıca İngiliz Kraliyet Komisyonu’nun Filistin’in bölüşümü hakkında bir raporu “Siyonist Kongre”’nin başkanı Profesör Weinzmann’a değil Yahudi Ajansı Kurulu Başkanı Lort Rothschild’a sunduğu anlaşılmaktadır.

Dolayısıyla mezhepçi veya değil Yahudi ırkının en yetkin üst organı Yahudi Ajansı Kurulu’dur. Yahudi Ajansı’nın üstünlüğü gerek İngiliz Hükümeti gerekse dünyadaki değişik ülkelerden gelen delegelerden oluşan Yahudi Kongresi tarafından kabul edilmektedir. Peki, bu ajans neyin nesidir? Şimdiki üyeleri kimlerdir? Hangi yetkiye dayanarak hareket etmektedir? Amaçları nelerdir? Ve eğer amaçları yasal ve dürüst temellere dayanıyorsa neden gizlilik ilkesine bu kadar bağlı çalışmaktadır? Bu kurul hakkındaki bilgilerimiz sır dolu yapısı ve gizli çalışma yöntemleri nedeniyle çok sınırlıdır. Fakat Lord Rothschild’ın ölümüne kadar kurulun başkanı olduğu ve şimdi onun yerini İngiltere’den Lord Melchett’in aldığı bilinmektedir. Bu kurul dünyayı ve Amerika’yı yöneten Yahudi finans imparatorluğunun en yetkili organıdır. Bu kurul eskiden “Siyonist İhtiyar Meclisi” diye bilinen ve önde gelen Yahudi banker ve politikacılardan oluşan gizli bir gruptur. İlk başta Siyonist İhtiyar Meclisi’nin amacı ve yapısı ne olursa olsun bu gün bu organizasyonun hala devam ettiği, Yahudi protokolleri uyarınca yapılan planları uygulamaya çalıştığı bilinmektedir. Bunun dışında gizli Yahudi Ajansı Kurulu’nun ve başarılarının açıklaması yoktur. Bunun dışında Versay Barış Anlaşması’nın, Milletler Cemiyeti’nin, Uluslararası Takas Bankası’nın, Uluslar arası İşçi Komisyonu’nun, Yahudilerce fakirleştirilen dünya halklarının, gelmiş ve geçmiş savaşların başka bir açıklaması da bulunmamaktadır. Yahudi Ajansı Kurulu’nun planları kesindir ve Yahudi Protokollerinde acımasızca açıklanan kesin amaçları taşımaktadır. Protokollerin Gerçekliği “Per me reges requant. ‘Krallar benim sayemde tahtta kalırlar.’ Bu sözler Tanrı’nın dünyayı yönetmesi için seçtiği peygamberler tarafından söylenmiştir. Tanrı bizi üzerimize verdiği görevi yerine getirmemiz için akıllı yaratmıştır. “ Protokol 5 Beklendiği üzere Yahudiler protokollerin varlıklarını yalanlamaktadırlar.

Zaten protokolleri kabul etmeleri Yahudilerin planlarına aykırıdır. Ayrıca planın kendisi gizlilik ve iki yüzlülük gerektiren bir belgedir. Üstüne üstlük plan o kadar acımasız, insanlık dışı ve şeytanidir ki başarılması imkânsız görülmekte, dolayısıyla bu planın varlığı sorgulanmaktadır. Yine de bu protokollerin yayınlanması sonrası Rusya gibi güçlü bir ülkenin Kuhn, Loeb&Company Paul Warburg gibi bir avuç Yahudi’nin finanse ettiği devrimle ele geçirildiği unutulmamalıdır. Ele geçirilen Rusya’da protokollerde belirtilen acımasız ve insanlık dışı uygulamalar gücü elinde tutan Yahudilerce yerine getirilmiştir. Yine unutulmamalıdır ki Yahudilerin organize ettiği 2. ve 3. Sosyalist Enternasyonal toplantılarında ülkemiz ABD de dâhil olmak üzere dünyada komünizmin yayılması amaçlanmaktadır. Bu gün Rus Devrimi sırasında o ülkede bulunan Yahudi nüfustan daha fazlası ABD’de yaşamakta olup Amerikalı Yahudiler Rus Yahudilerden çok daha güçlü ve saldırganlardır. Bugün ABD’de bulunan komünist sayısı da devrim öncesi Rusya’da bulunanlardan 80 kat fazladır. Sosyal sınıflar arası nefret ve siyasi yozlaşma ABD’de de Çarlık Rusya’sı gibi sistemin yıkılması amacıyla körüklenmektedir. Yahudi Protokolleri acımasız ve insanlık dışı olmakla beraber tüm Yahudilerin kabul ettiği Talmud’dan daha beter değillerdir. Gerçekten de protokollerin ruhu ve felsefesi Talmud’a çok benzerdir. Talmud ve protokoller Yahudi ırkının üstünlüğü ve seçilmiş halk oldukları üzerine kuruludurlar. Bu belgelerin ikisi de Yahudilerce “goyim” diye adlandırılan Hıristiyanları küçümseyen ve onlardan nefret eden duyguları temsil ederler.

Gerek Talmud gerekse protokoller küçük görülen goyimin sömürülmesi ve köleleştirilmesini savunur. Talmud Yahudilerin şeriatı ve kutsal kitabıdır. Talmud Yahudilerin dini önderleri ve hahamlarınca tanımlanan ve açıklanan medeni kanun ve din kitabıdır. Bugün her tarihçinin kabul etmesi gereken şey Talmud’un Yahudiler arası dini duyguları canlı tutmasından çok onları birlik içinde tutmaya yaradığı gerçeğidir. Bugün Talmud ile birlikte hamamlar Yahudiler arası dini ve ırksal birliği, bağnazlığı ve tahammülsüzlüğü canlı tutmaktadırlar

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir