HERHANGİ BİR İNANCA sahip olmayanlar, evanjelik Hıristiyanlara daha ziyade korku veya alayla tepki gösterirler. 1994 seçimlerinde muhafazakar Hıristiyan adaylar büyük başarı elde ettiklerinde, çoğu Amerikalı paniğe kapılmıştı örneğin. Muhafazakar dincilerce desteklenen yerel, ulusal ve eyalet düzeyindeki 600 adaydan %60’1 seçimleri kazanmıştı.1 Bu seçimler de göstermişti ki, evanjelikler yalnızca marjinal ‘antika adamlar’ değillerdi. Kilise-devlet ayırımını tehdit edecek kadar güçlü bir oy potansiyeline sahip siyasi bir unsur haline gelmişlerdi. Seçimlerden dört yıl sonra, Peder Jerry Falwel, televizyondaki çocuk programı TeleTubbies dizisinin karakteri TinkyWinky’nin eşcinsel eğilimlerinden bahsettiğinde ise herkes epey gülmüştü. Evanjelikler bir kez daha mercek altındaydılar ama bu kez toplumdan kopuk ve zayıftılar. Falwel, bir anda, stand-up komedyenlerinin hedefi haline gelmiş, New York Times ise TeleTubbies’in “Dünyaya hakim olmaktan başka hedef gütmeyen eşcinsel 1V yöneticileri ve para babalan ile işbirliği yaptığını” söylemekle kalmayıp, Rocky ile Bullwinkle, Bert ve Ernie, Ayı Yogi ile Bo- 8 o Evanjelizm boo’nun cinsel tercihleri konusunda sorular sorarak dalgasını geçmişti.2 Falwel’e yalnızca gülmektense, tüm bu gürültünün, evanjelik kültürde çocuk ve cinsellik konusundaki sinir bozucu endişeler hakkında neler ortaya koyduğunu (veya Falwel karşıtı şakaların, neden bizzat Falwel’in sözleri kadar homofobik olduğunu) sorgulayabilirdik.3 Ancak gülmek en kolay tepkiydi. Evanjelikleri karikatüre indirgemek, onların dini, siyasi ve kültürel gündemlerini anlamamızda yardımcı olmaz. Elbette ki birçok tarihçi ve sosyolog, karikatürizasyondan kaçınıp, evanjelik tarih, politika, teoloji hakkında sağlam ve doyurucu bir yazın ürettiler. Colleen McDonnel, David Morgan, Diane Winston, Leigh Schmidt gibi bilim adamları da, Hıristiyanlığın materyal kültürü konusundaki çalışmalarında karikatür sınırını aştılar.4 Bu araştırmacılar, dini mamulleri, sanayileşmenin inancı azalttığının delili olarak eleştirmektense, insanların “mal değişimi ve mekan yapılanması yoluyla manevi idealleri nasıl yaratıp koruduğuna dair incelikli yöntemleri”ni keşfettiler.s Materyal kültür hakkındaki araştırmalar, evanjelik olmayanların gülerek “kitsch” diye küçümsediği (seri üretim mamulü İsa resimleri, dini biblolar vb.) kültür ürünlerini, ciddiyetle ele aldılar. Kabul etmeliyiz ki, ‘evanjelik’ kategorizasyonu, geniş ve sınırları bir nebze müphem bir sınıflama. Evanjelikler gerçekte kimler? Sıklıkla yeniden-doğanlar olarak atıfta bulunulan evanjelikleri, farklı bir alt kültür olarak ayırmak oldukça güç. Onlar, parti kongrelerine gitmezler. Siyasi örgütlere üyelik kartları yoktur. Bir çoğu kendilerini bir siyasi hareketin parçası olarak görmeseler de, Amerika Birleşik Devletleri’nde dini bir canlanma olduğunu ve Tanrı gücünün bu canlanmayı yönlendirdiğini düşünür- Giriş o 9 ler. Hıristiyan kültür endüstrisinin hedeflediği evanjelikleri, basit bir ifadeyle, Hazreti İsa’yı gönüllerin kurtarıcısı kabul eden değişim geçirmiş Protestanlar şeklinde tanımlayabiliriz. Evanjelikler, “kurtuluş sürecinde insan iradesi”ni vurgularlar ve Randall Balmer’ın da açıkladığı gibi, “Tanrı’yı seçen ve böylelikle kaderinin kontrolünü ele alan bireysel iradeyi yüceltirler.”6 Gospel’deki “iyi haberler”i diğerleriyle paylaşmanın önemli olduğuna inanırlar ve bu paylaşımı da genellikle kendi dönüşüm hikayelerini anlatarak yaparlar. İncil’in doğru ve hatasız olduğunu düşünürler; ahlaki ve siyasi açıdan genel anlamda muhafazakardırlar. Siyasi veya dini olsun, kendilerini her türlü liberal düşünce ve eğilimden uzak tutarlar. Smith’in çalışmasında görüşüne başvurulan bir evanjelik, liberalizm hakkında sorgulandığında, şöyle demiştir: “Kesinlikle liberal değilim. Liberal, Tanrı’nın kelamını, İncil’i ciddiye almaz; onların hatalı olabileceğini söyler.”7 Evanjelikler kendilerini daha çok, “İncil’e inanan Hıristiyanlar” veya sadece ‘Hıristiyanlar’ olarak isimlendirirler. Çoğu, köktenci sıfatım hakaret olarak kabul eder. İnançsızlar sıklıkla muhafazakar Hıristiyanların tümünü “köktenci” olarak nitelendirse de, bu kitapta incelenecek grup, daha doğru bir ifadeyle, evanjelik olarak tanımlanabilir. Köktenciler, net bir ifadeyle, evanjeliklerden daha ayrımcıdırlar; inanan ve inanmayan arasındaki farklılıkları daha sert vurgularlar. Fakat evanjelikler de, tıpkı köktenciler gibi, kendilerini bir Hıristiyan türü olarak değil de, tek gerçek Hıristiyan grup olarak görürler; kendilerince cennete giden yegane yolu bulmuşlardır. Aksi belirtilmedikçe bu kitapta ‘evanjelik’, ‘Hıristiyan’ ve ‘yeniden-doğan’ ifadelerini birbirleriyle değişmeli olarak kullandım. Evanjelik ve evanjelik olmayan birçok farklı Hıristiyan türü mevcut bulunsa da, bu kitap- 1 O o Evanjelizm ta ‘Hıristiyan’ ifadesini yalnızca muhafazakar evanjeliklere atfen kullanmayı tercih ettim. 8 İsa Aşkma Dünyayı Sarsmak, 197o’lerden beri muhafazakar evanjelik orta sınıfı hedefleyen çok sayıda kitap, video, film ve yayını inceliyor. Evanjelizmin televizyon aracılığıyla pazarlanması anlamında “televanjelizm” deki büyümeyi inceleyen pek çok çalışma mevcutsa da, bu çalışmaların pek azı Hıristiyan kültür ürünleri sanayisine-yani milyonlarca evanjelike, posta, web, Hıristiyan kitapevleri, artan oranda seküler kitapevleri ve Walmart, KMart gibi ulusal mağaza zincirleri yoluyla satılan binlerce ürüne- önem vermiştir.9 Evanjelik medyanın gelişimi, esasen, film ve medya araştırmaları uzmanlarınca da hayli ihmal edilmiştir. Julia Lesaga ve Linda Kintz’in Medya, Kültür ve Din Hakkı10 kitabı bu kategorinin dışındadır ama, bu etkileyici çalışma, daha ziyade eylemci medya üzerinde odaklanarak, geniş ve hızla büyüyen daha az siyasi eğilimli eğlence medyasını görmezden gelir. 11 Evanjelik medya ürünlerinden ziyade, siyasi-sosyal nitelikli bir hareket olarak evanjelizm ilmi araştırma konusu olur. Chip Berlet, Sara Diamond, Russ Bellant, David Bennet, Didi Herman, Clyde Wilcox, Rebecca Klatch gibi araştırmacılar, Hıristiyan eylemciliğinin tehlikelerine dikkat çekmiş, bu anlamda, köktenciliği, bir sağ-kanat siyasi unsuru olarak değerlendirmişlerdir.12 Sözkonusu araştırmacılar, evanjelik medyayı ele aldıkları kısıtlı durumlarda ise, bu medya türünü bariz şekilde siyasi, son derece zekice planlanmış, tehlikeli bir propaganda aracı olarak algılamışlardır. Diğer yandan, şahsi deneyimlerime göre, çoğu evanjelik medya ürünü, siyasi veya dini dönüşüm meydana getirecek şekilde propaganda tasarımlı değildir. Elbette ki, bir “televaiz”, izleyenleri, ‘kurtulmaya’, hatta ekranı tutup eli- Giriş 011 ni hissetmeye davet ediyorsa, medya bir değişim aracı olarak kullanılıyor demektir. Fakat bu “televanjelik” bağlam haricinde, müzik, video, film ve dergiler gibi diğer Hıristiyan medya türleri, tüketicileri dönüştürme odaklı değildir. Bu türlerde, daha ziyade, tüketicilerin zaten ‘kurtarılmış’ olduğu varsayılır veya bu medya ürününün kişinin kalbini yumuşatması sayesinde, sözkonusu kişiyle ‘kurtarılmış’ biri arasında birebir etkileşim kurulduğunda, etkinin daha güçlü olması umulur. Hıristiyan video kasetleri gibi medya ürünleri, kişisel tanıklık kadar etkili değildir ama, belki bir tohum atılıp, iyi beslenirse, kurtuluşla ilgili fikirler kök salabilir. Bu, ‘propaganda’nın katı satış yaklaşımından farklıdır.
Heather Hendershot – Evanjelizm Medya Ve Muhafazakârlık
PDF Kitap İndir |