İlber Ortaylı – Bir Ömür Nasıl Yaşanır

İnsanların bir kısmı maalesef doğuştan zayıf olur ve hastalıklarla boğuşur, bir kısmı ise sıhhatlidir fakat zekâsını çalıştırmak imkânı bulamamıştır. Böylelerin bir kısmı mutlu olur. Hayatı fazla kurcalamadan masallarda ve mesellerde Hans denen safdil mutluluğuyla geçinirler. Bir kısmı ise verilen terbiyeye göre fazla ilginç olmadan hayatlarına devanı ederler. Gençken güzel olanların yaşlılığa doğru fizikî değişimle ellerindeki güzelliği kaybettikleri bilinir. Bazı insanlar da vardır ki hayat yolunda ilerledikçe ilginç, saygın ve hatta güzel olmaya başlarlar. Yaşadıklarına karşı duyguları ve mantıklarıyla durdukları ve muhakemelerini çalıştırdıkları için, dünyanın sorunları ve dengesizliğiyle ilgilendikleri ve dert edindikleri için yüzlerinin çizgileri değişir. Haddeden geçen bir zarafet ve olgunluk onların portresini oluşturur. Herkes kendi talihinin mimarıdır; “faber est suae quisque fortunae.” Bu yapı ve uyumu hayatınızın canlı renklerinde ve faydalı yaşamaya çalıştığınız için bunun neticesinin yarattığı olgunluğu yüz hatlarınızda taşır ve etrafa verirsiniz. Hayat, derbederlik ve tembellik İçin çok uzun; fakat hırsla, yağma ve haydutluk yapmaya değmeyecek kadar kısadır. Hayat duygularla çalışılacak ve resmedilecek bir kompozisyon, aynı zamanda mantıklı yazılacak bir rapor gibidir. Bu 7 I1.BER ORTAYLI rapora yeniden üretim, yani gelecek nesilleri ortaya koymak için önem veririz. Tatsız bir çağdayız; bir yerde eski uygarlık çözülüyor, gevşiyor, çürüyor.


Üstelik geleceğin de onun yerini dolduracağını söylemek zor… Bu, insanlık tarihinin bir tekrarı gibi görünse de artık dünyamızın kısa zamanda büyük fizikî problemlerle karşılaşacağı söyleniyor. Kuşkusuz felaketi önlemek için her zamankinden daha sorumlu, daha mütevazı, daha ölçülü davranmak zorundayız. Bu zaruret hiçbir şekilde hayatın neşeli, mutlu ve yeterince yaratıcı olmasına mâni bir durum değil; ama tek yapacağımız öğrenmek, dikkat etmek ve yöntemli yaşamaktır. Burada muhtelif kompartımanlarda bulunduğumuz toplumun imkânlarını tartıştık ve neler yapacağımıza dair bazı imalarda bulunduk. Özellikle genç okuyucularımla böyle bir sohbeti gerekli gördüm. Yüzünüz her zaman yaşadıklarınızın aynasıdır. Olgun ve bilge bir çehre edinmeniz dileğiyle… Kitabın basımında ve düzenlenmesinde yardımcı olan Kronik Kitap çalışanlarına teşekkürü bir borç bilirim. İlber Ortaylı Ocak 2019 8 SUNUŞ Herkes tavsiyeye ihtiyaç duyar. Güngörmüş, ne söylediğini bilen, dünyadan haberdar birinden gelen tavsiyeye ise iki kere ihtiyaç duyar. Hele de her bir insan ömrünün son derece hızlı yaşandığı, tüketildiği, verimsiz kullanıldığı böyle bir devirde… Elinizde tuttuğunuz bu kitap; İlber Ortaylı’nın engin yaşam bilgisi ve görgüsünden süzülmüş, pratik tavsiyeler içeriyor. Bunlar; gençlere, yaşlılara, öğrencilere, meslek sahiplerine, yolun başındakilere, emeklilere; kısacası ömrünü verimli kullanmak, tadını çıkara çıkara güzel bir yaşam sürmek isteyen herkese yönelik tavsiyeler… Bu tavsiyeleri verecek kişi; yaşadıklarından öğrenmeyi bilen, bu bilgiyi etrafına rahatça aktaran ama en önemlisi bunu yaparken nabza göre şerbet vermeden, açık yüreklilikle, ne gerekiyorsa onu söyleyen îlber Ortaylı’dan başkası olamazdı. Dün gibi hatırlıyorum… îlber Hoca, onunla yaptığım bir röportaj sırasında, İtalya hakkında bir soruya cevap verirken durmuş; bir süre düşünmüş ve gülümseyerek şunları söylemişti: “Biliyor musun, insan en güzel trende düşünür… Bir konu kafanı kurcalıyorsa; yazmak, anlatmak istediğin şeyleri kafanda sıralamak istiyorsan, hatta yeniden kurmak istiyorsan, bir tren yolculuğuna çıkmalısın. Ben bunu İtalya’da trenle seyahat ederken anlamıştım. Biliyorum, şimdi bir trene atlamayı 9 11.HLR ORTAYLI düşüneceksin ama iş güç diye bunu erteleyeceksin; sonra da unutup gideceksin.

Kafanda tuttuğun her neyse, o da buhar olacak. İyisi mi, al sen o bileti!” Hürriyet gazetesinde çalıştığım dönemde İlber Hocayla epey röportaj yaptım. Yine Hürriyetteki haftalık yazılarının editörlüğünü üstlendiğim için onunla geçirdiğim vakit daha da arttı. Yıllar içinde epey sohbet ettik. Bu sohbetlerden bana kalan çok şey var. En başta da hayatım boyunca istifade etmeye devam edeceğim tavsiyeler… Size bir sır vereyim. Yakın çevresinin iyi bildiği ve çokça yararlandığı üzere, İlber Hoca, kişinin hem vaktini doğru kullanmasına hem de hayatın tadını çıkarmasına yönelik pratik önerilerde bulunmayı sever. Bunları da kendi hayatından örnekler vererek anlatır. Nasıl verimli çalışılacağını, düşünüleceğini; zaman ve kaynak israfından nasıl kurtulunacağını isabetle, biraz da alametifarikası olan sivri diliyle tarif eder. Hoca nın bir olmazsa olmazı daha vardır. O, bir hayatın sadece verimli yaşanmasına bakmaz; onu güzel kılmayı da önemser. Okunacak kitapları, gezilecek şehirleri, seyredilecek filmleri, beraber yiyip içilecek dostları iyi seçmek gerektiğini düşünür. Bu konuları soranlara nokta atışı tavsiyelerde bulunur. Bazen bu tavsiyeleri verdiği grubu genişlettiği de olur. Hatırlarsınız; yeni evlenecek çiftlere, mobilyaya çok para harcamamalarını, o parayla (ve o güzel yaşta) dünyayı gezmelerini salık vermişti.

Onun bu tavsiyesini yerine getiren çok çift oldu. Kendim de epey istifade ettiğim bu güzel ve verimli yaşam önerilerini bir kitap haline getirmek istediğimde, aylarca sürecek yepyeni bir sohbet başladı. İlber Hoca her bir maddenin üzerinde titizlikle durdu. Bir insan kendini nasıl yetiştirmeli? Kimlerle arkadaş olmalı? Nasıl bir eğitim almalı, nasıl meslek 10 BİR ÖMÜR NASIL YAŞANIR? seçmeli? Çocukları ne tür bir eğitim modeline sevk etmeli? Hangi müzeleri görmek, hangi meydanlarda oturmak, hangi sokaklarda dolaşmak için dünyanın bir ucuna gitmeli? Hangi kitabı okumalı, filmi seyretmeli, müziği dinlemeli? Yaşanılan şehirden nasıl istifade etmeli? Hepsinden önemlisi; hemen ilk bölümde göreceğiniz üzere, bir insan, hayatın her bir dönemini neleri tecrübe ederek yaşamalı; çocukluktan yaşlılığa, ömrünü nelere dikkat ederek geçirmeli? İlber Ortaylı, benzersiz tecrübesi ve gözlem gücüyle tüm bu sorulara cevap veriyor, pencereler açıyor, yollar gösteriyor, değer katıyor. Her bir okurun onun tavsiyelerinden azami ölçüde faydalanacağına eminim. Kendi adıma, bu kitapta anlatılanları lise, üniversite yıllarımda okumuş olmayı isterdim. Umalım ki Ortaylı’nın hep görmek istediği kültürlü, üretken, verimli insanların yetişmesine bu kitap da bir katkıda bulunsun. Bu önerilerin her biri için; bu uzun, güzel sohbet için ama en çok da sabrı için İlber Hoca’ya burada bir defa daha teşekkür ederim. Bir de unutmadan söyleyeyim; o tren biletini almıştım…

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir