Jean De Joinville – Bir Haçlının Hatıraları

Hatırat ve seyahatnameler özellikle sosyal tarihin yazılmasında, tarihçinin en fazla ihtiyaç duyduğu kaynaklardandır. Bu tip eserlerde, yazar, gözlemlerini kendi duygu, düşünce ve yorumları ile şekillendirmektedir; bu sebeple de kendisinden sonraki nesiller için, içinde yaşadığı dönemin anlaşılmasına sağladığı katkılar ayrı bir önem taşımaktadır. Çünkü tarihin ana malzemesi olan insan, kendi yaşadığı çevrede görmeye alıştığı yaşam tarzının ve kendi kültürünün ayrıntılarına fazlaca dikkat etmez ve çoğunlukla da onları kaydetme ihtiyacı duymaz. Ancak aynı kültür öğelerini, farklı bir kültüre mensup olan insanlar gözlemlediklerinde, pek çok şey onların ilgisini çeker ve bunları kaydetmeye değer bulur. Birinci elden kaynak olarak kabul ettiğimiz bu gözlemler, daha sonraki devirlerde geçmişin aydınlatılması için en önemli malzeme olarak tarihçinin kullanımına sunulmaktadır. Memluk Türk Devleti tarihi üzerinde çalıştığımızdan dolayı, uzun zamandır bu döneme ait bir kaynak eseri Türkçe’ye çevirmeyi düşünüyordum. Ancak Memluk devri Arapça kaynaklarının çoğunluğunun pek çok ciltten oluşması ve buna bağlı olarak tek ciltte çok fazla ayrıntıya yer verilip küçük bir dönemin anlatılması sebebiyle, uygun bir kaynak seçmekte sıkıntı çekmiştim. İşte bu esnada, IX. Louis’in düzenlediği VII. Haçlı Seferi’ne onunla birlikte katılmış olan 14 Bir Haçlının Hatıraları Fransız lordu Joinville’in bu sefer esnasında görüp yaşadıklarından oluşan hatıralarını yazdığı eseri elime geçti. Eserin hem Fransızca’ dan İngilizce’ye hem de Fransızca’ dan Arapça’ya yapılmış olan çevirilerini okuduktan sonra, bu kitabı Türkçe’ye kazandırmayı kararlaştırdım. Bu kararı vermemin birden fazla sebebi vardı: Bunların en önemlilerinden birisi, VII. Haçlı Seferi’nin 1248-1252 yılları arasında doğrudan Dimyat’ a ve Mısır’ a düzenlenmesi ve böylece bu seferin muhatabının Eyyubi ve Memluk devletleri, yani Türklerin olmasıdır. Joinville’in, bir bölümü esir olmak kaydıyla altı yıl boyunca bu topraklarda kaldığı sırada, Memlfik Devleti’nin kuruluşuna şahit olması da çok önemlidir. Çünkü bahsedilen coğrafya üzerinde yani MısırSuriye’ de kurulmuş olan Eyyubi Devleti, 1250 yılında yıkılmış ve aynı coğrafyada Memluk Devleti kurulmuştur.


İşte bu esnada, az önce de belirttiğimiz gibi orada esir olarak bulunan Joinville, Eyyubilerin son hükümdarı olan Turanşah’ın bir suikast sonucu öldürülmesini ve. Türklerden meydana gelen Bahri Memlukların iktidarı ele geçirmelerini izlemiş ve bu hadiseyi bazı MemlUk kaynaklarında bile bulunmayan ayrıntıları ile anlatmıştır. İkinci bir sebep ise, İnsanlık Tarihi’nin en önemli hadiselerinden birisi olan Haçlı Seferleri’nden VII. Haçlı seferine katılmış olan bir Batılının, bu seferin öncesinde, sefer esnasında ve sonrasında görüp yaşadıklarını ve duygularını olduğu gibi yazması ve adeta bir savaş muhabiri gibi okuyucuya o günleri yansıtmasıdır. Diğer bir sebep ise, yazarın Memluk Devleti ve bu devleti kuran Türkler ve buna bağlı olarak Türk kültürü ile ilgili değerli bilgiler vermesidir. Ayrıca Joinville, altı yıl boyunca kaldığı bu topraklardaki sosyal yaşamı da çok iyi gözlemlemiş ve ortaçağ yakın doğusu ile bölgenin yaşam tarzı hakkında, pek kıymetli bilgileri kendisinden sonraki nesillere aktarmıştır. Bu bilgilerden bazıları ise şunla�dır: Haşişilerin inançları, yaşam tarzları ve giyim kuşamları, Haşişilerin lideri olan Dağ şeyhi (Old Man of the Mountain) hakkında ilginç gözlemler, sultanın yakın koruması olan muhafızlar yani Halka Askeri’nin yapısı, görevleri ve Memluk Devleti’nin temelini teşkil eden memlukların küçük yaştan itibaren eğitimleri, Kumanların ölü gömme adetleri, Latin İmparatoru ile yaptıkları ittifak ve nasıl kan Sunuş 15 kardeş oldukları, IX. Louis’in Kıbrıs’ ta iken Moğol hükümdarı ile antlaşma girişiminde bulunması, Moğolları Hristiyanlık dinine davet etmesi, Mısır’ a hayat veren Nil ile ilgili bilgiler, seyahati esnasında gördüğü fosiller hakkında yazması, Selçuklu sultanları ve onların zenginliğine dair anlatılan hikayeler, Moğol kabileleri arasında birliğin sağlanarak nasıl bir devlet haline geldikleri, Moğol adetleri ve yaşam tarzları … İşte bütün bunlar Joinville’in seyahati esnasında bizzat şahit olduğu veya görgü şahitleri tarafından kendisine anlatılan ilginç ve orijinal bilgilerdir. O, bunların dışında IX. Louis’in Haçlı ordusunda görevli bir komutan olması sebebiyle, yaşadığı savaşı bize olduğu gibi aktarmakta, zaman zaman kendisinin ya da çevresindeki yakın dostlarının düşüncelerini, duygularını, bazen korkularını hiç gizlemeden açık kalplilikle ifade etmektedir. İyi bir asker ve komutan olması sebebiyle, ortaçağ savaş usulleri, savunma ve hücum tekniklerinin yanı sıra, o dönemde kullanılan silahlar ve savaş aletleri ile ilgili de çok değerli bilgiler vermektedir. Bunların dışında, Joinville, emri altında bulunduğu ve kendisiyle birlikte uzun bir zaman dilimini paylaştığı Fransa kralı IX. Louis’in hayatı ve ortaçağ Avrupa’ sının adalet sistemi ile şehir yaşamının düzenlenmesi hakkında da önemli bilgiler aktarmaktadır. Ayrıca, ölümünden sonra azizler listesine dahil edilmiş olan IX. Louis’in ·çok inançlı birisi olması sebebiyle, eserinde dini hayat ile ilgili pek çok gözlemlere de yer vermiştir.

Bunlara ilaveten, bugün hurafe olarak kabul edebileceğimiz kendisinin bazı inançlarını da anlatması esere ayrı bir renk katmıştır. Bunların yanı sıra, Batı dillerine çevrilmiş veya neşredilmiş olan Haçlı kaynaklarının pek azının dilimize kazandırılmış olması ve Prof. br. Işın Demirkent’in Haçlı Seferleri isimli eserinin önsözündeki şu ifadelerin de beni bu Haçlı kaynağını çevirmem konusunda harekete geçirdiğini belirtmeliyim: ” … .Haçlı saldırılarına başından sonuna kadar karşı koyan Türkler olmuş ve Türkiye Selçuklu sultanı !. Kılıç Arslan’ dan Memluk Sultanı Baybars’ a, Kalavun ve Eşref’ e kadar Haçlılarla mücadeleyi aralıksız sürdürmüşlerdir …. Ne var ki, tarihimizi bu kadar yakından ilgilen- 16 Bir Haçlının Hatıraları diren, hatta tarihimizin bir parçası olan Haçlı Seferleri konusu üzerinde ülkemizde bilimsel çalışmaların hemen yok denecek kadar az olması hayret vericidir. Bu konuya neden önem verilmediğini izah etmek de zordur. Halbuki yakın geçmişimizin temelini teşkil eden Selçuklu ve Osmanlı devletlerinin tarihinde böylesine önemli yer tutan Haçlı Seferleri’ni bütün ayrıntılarıyla öğrenmek ve edinilecek bilgileri değerlendirmek, hiç şüphesiz diğer milletlere mensup bilim adamlarından daha çok bize düşeı:ı bir görevdir ve tabiatıyla elde edeceğimiz bu yeni bilgilerle, tarihimizin karanlıkta kalan veya henüz kesin hükme varılamamış olan noktalarını aydınlatmak mümkün olacaktır. Bugüne kadar ihmal ettiğimiz bu konudaki çalışmaların en kısa zamanda başlayacağını ümit ediyor ve yarının bilim adamları olacak gençlerimizin bu çalışmaları gerçekleştireceklerine inanıyorum”. İşte bu dileğin gerçekleşmesini isteyen bir tarihçi olarak, Türkçe’ye çevirdiğim Haçlı kaynağının, bu saha ile ilgili çalışmalarda faydalı olacağını düşündüğümü qe belirtmek isterim. Joinville,.hatıralarını Fransa’ya döndükten yaklaşık olarak elli yıl sonra ve seksenbeş yaşlarında iken, yani ömrünün sonlarında kaleme almıştır. Bu sebeple bizim kullandığımız İngilizce çeviriyi yapan Sir Frank Marzials’ın da giriş bölümünde çok güzel ifade ettiği gibi, yazar, yıllar önce yaşadığı olaylara yaşlılığın verdiği olgunluk ve hoşgörü ile bakmış ve önce göğüs göğüse savaştığı, fakat daha sonra bire bir görüştüğü Memluk Devleti’nin en önemli Emirlerinden ve komutanlarından birisi olan Fares ed-Dln Aktay hakkında: “Benim daha önce hiç görmediğim kadar vefalı bir Müslüman” ifadesini kullanabilmiştir. Joinville’in eseri günümüze kadar, beş kez Fransızca’dan İngilizce’ye çevrilmiştir.

Bunlardan ilki 1807 yılında Hafod’lu Johnes, ikincisi 1868 yılında James Hutton, üçüncüsü 1906 yılında Ethel Wedgwood, dördüncüsü ve bizim kullandığımız, 1908 yılında ilk baskısı yapılan ve daha sonra 1911, 1915, 1921, 1926, 1933, 1940 yıllarında altı kez daha basılan Sir Frank Marzials ve son olarak 1963 yılında M. R. B. Shawl tarafından yapılan çevirilerdir. Marzials’tan önce yapılmış 1 Joinville and Villehardoun, Chronic/es of the Crusades, Translated with an Introduction by M. R. B. Shaw, Penguin Books, Londpn 1963. Sunuş 17 olan çeviriler ile ilgili bilgi ve çevirmenin eleŞtirileri kendisinin yazdığı giriş bölümünde bulunduğundan ve okuyucu bunu ilerleyen sayfalarda bulabileceğinden, burada bu bilgileri tekrar etmek gereksiz diye düşünüyorum. Ancak benim elimde kullanabileceğim, birisi 1908’de Marzials, diğeri ise 1963’te Shaw tarafından yapılmış iki tane İngilizce ve yine Fransızca’ dan Arapça’ya Hasan Habeşi2 tarafından yapılmış bir çeviri vardı. Arapça çeviriyi İngilizce çeviriler ile karşılaştirdığımda çok serbest ve oldukça tahrif edilerek yapılmış bir çeviri olduğunu gördüm ve bu sebeple onu esas almayı düşünmedim. Elimdeki iki İngilizce çeviriden hangisini kullanacağıma ise, her ikisini de ve özellikle Marzials’ın çevirisine yazdığı girişi okuduktan sonra karar verdim ve tercihimi Marzials’tan yana kullandım. Bunun da birkaç sebebi vardı: Shaw’un çevirisinde her şeyden önce Joinville’in eserine koyduğu orijinal başlıklar atılmış ve esere çevirmen tarafından daha kısa ve daha az sayıda yeni başlıklar konmuştur ki, bu bir anlamda eser üzerinde değişiklik yapmak demektir. Ayrıca Shaw, çevirisini modern İngilizce’ye yaptığını söyleyerek olayların geçtiği ortaçağ atmosferini okuyucuya yansıtmaktan ziyade, çevirisinin günümüz dilinde ve kolay anlaşılır olmasına özen göstermiştir. Halbuki Marzials, bunun tam tersini düşünerek ve kendisinden önce yapılmış olan Çevirilerden örnekler vererek, kendi çevirisinde ortaçağın havasını okuyucuya yaşatmak için çok çaba sarf ettiğini ve bunun kendisi için önemli bir hedef olduğunu açıkça belirtmiştir.

Ve bunu da ciddi anlamda başardığını söylemek mümkündür. Gerçekten, özellikle hatırat ve seyahatnamelerde, olayların geçtiği atmosferin okuyucuya yansıtılması.ve yazarı tarafından esere verilen ruhun yaşatılması çok önemli bir ayrıntıdır. Ben de Marzials’ın çevirisini kullanmak konusunda karar verdikten sonra, bu ayrıntıya ciddi anlamda dikkat ederek Türkçe’nin elverdiği ölçülerde, çevirmenin yaşattığı havayı ve ruhu mümkün olduğunca korumaya çalıştığımı ifade etmeliyim. Ama bu konuda herhangi bir iddiam yoktur. Bu ruhu ne kadar koruyabildiğimin takdiri okuyucuya aittir. 2 Müzekkerat Convil, el-Kaddis Luyis Hayfite/ıu ve Hamlfitehu alfi Mısr ve’ş-‘ şam, çev. Hasan , Habeşi, Dar el-Maarif bi-Mısr 1968. 18 Bir Haçlının Hatıraları Joinville’in hayatı, eserinin elyazmaları, Fransızca nüshaları ve İngilizce’ye Marzials’tan önce yapılmış olan çevirileri ile ilgili, çevirmenin yazdığı girişte yeterli bilgi bulunmasından dolayı, bu bilgilerin burada tekrarının uygun olmayacağını düşündüm. Ayrıca okuyucu, Marzials’ın girişini okurken, orada Villeharduin ile ilgili bazı bilgiler ve onun zaman zaman Joinville.ile karşılaştırılmasına şahit olacaktır. Bunun sebebi ise, Everyman’s Library’nin, Joinville’ den yaklaşık olarak altmış dört yıl önce doğmuş olan ve Latin İmparatorluğu’nun kurulması ile sonuçlanan Dördüncü Haçlı Seferi’ne (1203-04) katılan Villeharduin’in hatıraları ile Joinville’in hatıralarını yani iki ayrı kitabı bir arada ve tek kitap olarak basmasıdır (Everyman’s Library Edited by Ernest Rhys, History, Memoirs of the Crusades by Villehardouin and De Joinville, Translated by Sir Frank Marzials, London 1926). Yani Marzials bu iki hatıratı da çevirmiş ve tek kitapta bir araya getirmiş olmasından dolayı, girişte her ikisi için ayrı ayrı başlıklar atmış fakat buna rağmen Joinville ile ilgili bölümde zaman zaman Villehardouin’e de değinmiş ve iki yazarı mukayese etmiştir. Bizim çevirisini yaptığımız eser ise bu kitabın içerisinde yer alan ve ikinci kitapçık olan Joinville’in hatıralarıdır. Burada şunu da ifade etmem gerektiğini düşünüyorum: Her ne kadar fazlaca tahrif edilmiş olduğunu tesbit etmiş olsam da, zaman zaman çözmekte sıkıntı çektiğim cümlelerde Arapça çeviriye de başvurdum.

Ve belli ölçülerde bana kolaylık sağladığını söyleyebilirim. Aynı şekilde çok sıkıntı çektiğim cümlelerde Shaw’ın İngilizce çevirisine de müracaat etmek istedim; ancak şunu belirtmeliyim ki, Marzials’ın çevirisine göre, dili bakımından büyük oranda farklılıklar gösteren Shaw’ın çevirisinde, bu anlaşılması güç olan cümlelerin ve terkiplerin Marzials’ın cümleleriyle hemen hemen kelimesi kelimesine aynı olduğunu gördüm. Bununla birlikte çevirisinin arkasına koyduğu Lugatçedeki (Glossary) bazı terimlerin açıklamalarından faydalandığımı ifade etmeliyim. Çevirimizde bazı idari, askeri ve dini ifadeleri aynen bıraktık. Metnin aslında olmayan ve cümlelerin daha iyi anlaşılması amacı ile yaptığırnıi ilaveleri köşeli parantez içerisinde verdik. Esere eklediği- Sunuş 19 miz dipnotları ise Marzials’ınkilerden ayırmak için “Çevirenin Notu” ifadesinin kısaltılmış şekli olan Ç.N. harfleri ile belirttik. Eserin pek çok yerinde geçen Tanrı (God) ifadesi ile bazen İsa kastedildiğinden bu gibi durumlarda Tanrı ile İsa’yı ayırt etmek için İsa ismini kullandık. Çevirinin bu hale gelmesinde yardımları olan değerli hocalarım ve dostlarıma burada teşekkür etmek istiyorum: Beni Ortaçağ tarihi ile ilgili kaynak eserlerden birisini çevirmem konusunda teşvik eden ve çevirinin müsvedde nüshalarını okuyarak değerli tavsiyelerde bulunan hocam Prof. Dr. İsmail Aka’ya, Ortaçağ Avrupa’ sının idari, askeri ve sosyal yaşamla ilgili pek çok terimini anlamama yardım eden . Prof. Dr. Gertrude Durusoy’a, ilk nüshayı okuyarak bana çeşitli konularda fikir veren Prof.

Dr. Kazım Yaşar Kopraman’a, çeviriyi okuyup dili bakımından değerlendiren ve önemli uyarılarda bulunan Yrd. Doç Dr. Fazıl Gökçek’e, metnin büyük bölümünü İngilizce’si ile karşılaştırarak okuyan ve giriş bölümündeki bazı İngiliz dili edebiyatı ile ilgili terimleri anlamama yardımcı olan değerli dostum Fikret Özerinç’e, metnin tashihlerini yapan Arş. Gör. Şamil Yüksel’e ve çalışmalarım esnasında bana manen destek olan eşime ve kızıma teşekkürü bir borç bilirim. Ayrıca anlaşılması güç bazı cümlelerin çözülmesinde değerli zamanını harcayarak bana yardımcı olan ve Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili Edebiyatı Bölüm Başkanı iken vefat eden Prof. Dr. Reşit Kü�ükboyacı’yı burada saygıyla anmak isterim. Bunların dışında, eserin yayınlanması konusunda yardımlarını gördüğüm Prof. Dr. Ali Birinci’ye ve eseri büyük bir dikkat ve hassasiyetle basarak okuyucuya sunulmasını sağlayan Vadi Yayınları sahibi Ercan Şen’ e teşekkür ederim.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir