Orhan Veli – Yalnız Seni Arıyorum, Nahit Hanım’a Mektuplar

Boğaz’ın bir ucunda, Sarıyer’de, yalnızlık ve yokSl.tnluk içinde yaşayan bir adam … Sıkboğaz eden parasızlıkla boğuşurken bile sevdasıyla soluklanmayı, gönül işçiliğiyle geçinmeyi öğrenmiş bir adam … Şiirle, sevdalarla, dostluklarla, at yarışlarıyla, sandal gezintileriyle, Karadeniz rüzgarıyla, yosun kokularıyla, alaca gemilerle, gökyüzüniin mavisiyle, durmaksızın havayı karalayan n1arhlarla ve elbette “rakı şişesindeki balık”larla avunan bir adam … Orhan Veli: Şiirlerinde şairaneliğe sert darbeler indirirken mektuplarında koyu bir kederi imbiklerden geçiren efk.3.rlı şair. “Orhan Veli tamam da, Nahit Hanım kimdir?” derseniz, “Orhan Veli’nin 36 yıllık ömrünün en büyük sevdası” denebilir. Sanat ve edebiyat ortamlarında ”Nahit Hanım” diye bilinen Nahit Gelenbevir Ankara ve İstanbul’ da öğretmenlikle geçirmiş ömrünü (1909-2002). Eğitimci Halil Vedat Fıratlı ve şair Arif Damar ile evlilikler yaşamış. Çocuğu olmamış ama Samet Ağaoğlu “Rönesans gibi kadın”, Cemal Süreya ise “Cumhuriyet dönemi küçük burjuva duyarlığının anası” diye söz etmiş 7 ondan. Nil1ayet dönüp baktığımızda, edebiyat mahfillerinde “Orhan Veli’nin sevgilisi” diye ünleı1nıesinin yanı sıra 1930’lardan 1990’1ara, tam altmış yıl boyunca evini bir sanat albümüne çevirmiş; hakkında şiirler (Sabahattin Ali, Orhaı1 Veli, Arif Damar, Gülten Akın) ve yazılar yazılmış; Atatürk’le üç defa dans etmiş bir hanımefendi portresi ile karşı karşıya olduğumuzu görürüz. Besbelli, ketumiyet ve dirayet sahibi bir hanımmış: Aşkını röportaj yoluyla ifşa etmesi ve özellikle de bu mekhıpları yayımlaması için, dostları ve gazeteciler tarafından sıkıştırılmasına rağmen, Orhan Veli’ı1in ardından yaşadığı 52 yıl boyunca bu kırık aşk hikayesini kalbine ve bu aşkın delillerini ise sandığına gömmüş – bir define gibi! Peki, biz o defineye 11asıl ulaştık? Böyle uzun yoldan gelmiş kitapların hikayeleri olur. Yayıncısı olarak, doğumunun 100. yılında Orhan Veli için yapabileceklerimizi konuştuğumuz günlerde, mektupların Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıı1cılık Yönetin1 Kurulu Başkanı Sayın Ömer M. Koç’un koleksiyonuna geçmesi, üstelik Ömer Bey’in bu mektupları okuruna kavıışturma arzusu bizde büyük bir coşku yarattı. Ancak, bizim can atmamız yetmezdi … Defineye varmak için açılması gereken zarif bir kapı vardı: Orhan Veli’nin kız kardeşi Sayın Füruzan Yolyapan’ın muvafakati. Füruzan Hanım, Nahit Hanım’ın bu mektupların yayımla11maması ricasında bulunduğundan, kendisinin de ağabeyinin edebi kişiliğini zedeleyebileceği endişesi taşıdığından söz etti.


Ne var ki, gönlümüz mektupların daha fazla gömülü kalmasına razı olmazdı – üstelik bu kadar yakırumızdaykeı1. Gerçek yayıncılar iyi bilir, mektup yayımlamak her zaman netameli bir iştir. Bir kere, ınahremiyete el at8 n1aktır. Sonra, l1ukııki sonuçlara: gebedir. Hele hele bu kişi bir topluma, bir kültür ve edebiyata mal olmuş biriyse iş daha da çetrefillidir. Ancak biz, gün ışığına çıkaracağımız mektupların Orhan Veli ile Nahit Haı1un’ıı1 aziz hatıralarına saygısızlık gibi algılanmayacağı kanısıyla harekete geçtik. Bu iyi ı1iyetlerle ve sorumluluklarımızın biliııciy­ }e mektupları defalarca okuyup değerlendirdiğimizde gördük ki bu mektup destesi, Türk şiirinde çığır açmış bir şairin, Garip lıareketinin öncüsü Orhan Veli’nin hayatının son yıllarının bir 11ik.ayesi, bir bakıma glinlüğü gibidir. Şairin kişiliğiniı1; n1izacının; dünya görüşünün; düşünce ve duyg1ıların1, tutum ,re davranışlarını belirleyen ruh halleriı1in; hayallerinin; tutkularının ve bu tutkularını dile getirme biçimlerinin bir belgesidir. Şairi11 karakteriyle, şiirlerindeki karakterin örtüştüğünü gösteren, yani şairin edebi portresini tamamlayan bir belgedir. Alaycı zekasıyla kederli duygularının, sorumluluk duygularıyla avareliğiı1in, yani içindeki gelgitlerin işaretleriyle doludur. Hem edebiyat ve külhir tarihimizin hem de Orhan Veli şiirinin yeniden değerlendirilmesine imkfı.11 sağlayacak 11iteliktedir. Nal1it Hanı111’1n, ömrünün sonuna dek saklayıp sonra da dosh1 Özay Erkılıç’a eı11anet etmiş olıhası, bu mektupların geleceğe taşınması ve belki de aşklarının nişanı olarak okunması noktasında başkalarına (elbette bugün bize) düşen bir görevi fi.deta fısıldamaktadır.

(Mektuplardan bazı pasajların bizzat Nahit Hanım tarafından 1967’de Papirüs, 1981’de Milliyet Sanat dergilerine verildiğini de hatırlatmalıyız bu arada.) Ve son olarak, mektuplar, ne Orha11 Veli’yi ne Nal1it Hanım’ı, ne onların yakınlarını ne de başka kişileri sıkınhya sokacak ya da hukuki sakıı1ca yaratacak 9 herhangi bir olumsuz ifade içermemeleri nedeı1iyle, tek bir harfi bile kapatılıp değiştirilmeden, yazıldığı gibi yayımlanabilecek niteliktedir. İşte bütün bu değerlendirmeler ışığında, Yalnız Seni Arıyoru1n adını verdiğimiz bu kitabı elimizden gelen titizliği göstererek yayına hazırladık. Adı geçen kişileri, bahsi geçen olaylan belirlemek için birçok yayın taradık. Elde ettiğimiz bilgileri birbirleriyle karşılaştırarak gerekli gördüğümüz ölçüde kullanmaya, varsa şüphelerimizi belirtmeye özen gösterdik. Dolayısıyla, kitaptaki bütün köşeli parantezler, dipnotlar ve dizin maddelerindeki açıklamalar “hataları ve savabları” ile bize aittir (kuşktısuz, bu yayının ardından önümüze konacak her türlü bilgi, belge, öneri ve uyarıyı da sonraki baskılarda dikkate almak üzere). Bu kitaptaki -biri telgraf- 62 mektubun 34’ü 1947, 3’ü 1948, lO’u 1949, 8’i 1950 tarihli; 7’si ise tarihsizdir. 1949′ da Ankara’ dan yollanmış 2 mektup dışında, tamamı İstaı1bul’dan Ankara’ya gönderilıniştir. Tarihsiz 7 mektubu -zarfları da olmadığından- ancak bahsedilen olayların sırasını gözeterek, bunu da bazeı1 açıklayarak yerleştirdik. Mekhlplardan bazıları sürprizli: Şiirli! Orhan Veli, şiirlerinden bazılarıı1ı yazıın aşamasındayken Nahit Haı1ım’la paylaşmış. Onun görüşünü, beğenisini almaya çalışmış. Aralarında bahsi geçen 8 şiiri (“Tren Sesi”, “Denizi Özliyenler İçin”, “Gün Olur”, “Sizin İçin”, “İstanbul’u Dinliyorum”, “Hürriyete Doğru”, “Galata Köprüsü”, “İçkiye Benzer Bir Şey”) mektuplardaki yazımlarıyla, “hırfanda” halleriyle bıraktık. Araştırmacılar ve meraklı okurlar bu şiirleri Bütün Şiirleri’ndeki şekilleriyle karşılaşhrdıklarında aradaki farkları göreceklerdir, 10 Nihayetinde, Orhan Veli’ni11 sesini soluğıınu yakınımızda duyuran bu mektupların yayımında, başta çeviri yazılar olınak üzere, pek çok konuda bilgi ve deneyimlerinden yararlandığımız danışman-editörümüz Sayın Yücel Demirel’ e; yukarıda sıraladığımız değerlendir1nelerimizi onayan, bize muvafakat eden Sayın Füruza11 Yolyapan’a; ve elbette, bu yayını gerçekleştirmemizi sağlamakla kalmayıp her aşamasını bizzat takip ederek heyecanımıza ortak olan Sayın Ömer M. Koç’a teşekki.ir ederiz.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir