Sabahattin Selek – Anadolu Ihtilalleri

Türkiye, uzun sayılamayacak durgun bir devreden son ra, aşağı yukarı yirmi yıldan beri yeni bir oluşun çalkantısı içinde yaşamaktadır. Devrimler hızının kesilişi, Atatürk’ün ölümü ve nihayet İkinci Dünya Savaşının başlama sı Türk toplumunu, kah basit günlük kaygularla, kâh korkunç bir tehlikenin yarattığı tedirginlikle yüklü, durgun ve gergin bir halde tutuyordu. On yıldan fazla süren bu durum savaşın bitmesiyle sona erince, toplumdaki birikmenin itelediği huzursuzluklar ekonomik, sosyal ve politik yönleriyle yüze vurmaya başladı. Büyük savaşın getirdiği yenilikler ve çehresi değişen dünyadaki hızlı gelişme, Türk toplumunu, böylece yeni şartlar karşısında yerini ve kaderini tâyin etmek z orunda bırakmış oluyordu. Fakat bu durumu ilk defa yaşamıyorduk. Yanlış teşhisten ve güçsüzlüğümüz veya tabiatımız icabı başvurduğumuz palyatif tedbirlerden dolayı bir türlü gerçekleştiremediğimiz kurtuluş çabaları, henüz taze hâtıralar halinde zihinlerde duruyordu. Çok kullanılan bir deyimle, şimdi «meselelerimizin çözüm yolu»nu arıyoruz. Ancak; bu yola; yaşadığımız devirde bir başlangıç noktası bulmak mümkün değildir. Bulunduğumuz bu dar yere, bu çetin yere nereden gelindiğine bakmak gerekir. 1919’dan önceki kurtuluş çabaları, meselelere impara torluk şartları içinde çözüm yolu aramıştır. Bugün çözmeye çalıştığımız meselelerin kökü, şüphesiz daha gerilerde ve derinlerdedir. Fakat, mahiyetini henüz yeteri kadar aydınlatamadığımız saplantıların nedenlerini bulabilmek için, aradığımız yolun hiç değilse 1919’dan başladığını kabul etmek zorundayız. Yeni Türkiye’nin k uruluşunu hazırlayan «Milli Mücadele», sanıldığı gibi belli birkaç yıl içine sığdırılmış ve tarih olmuş bir devir değildir. Hâlen bu evrimin devamını yaşıyoruz. Aksi takdirde bugün aynı meseleleri değil, yepyeni, bambaşka meseleleri çözmek durumunda olacaktık.


Aradığımız yolun en yakın başlangıç noktası olarak «Milli Mücadele»yi alınca, bu devrin insanlarını ve olay larını gerçek yüzüyle tanıyıp bilmeden hiç bir şey yapa mayız. Halbuki, Milli Mücadeleyi anlatan eserler, bu ba kımdan yetersizdir. Bunları dört grupta toplamak mümkündü: a. Rejimi yerleştirme amacıyla yazılmış popüler, propaganda eserleri Bu tip eserlerde, Milli Mücadeleyi değerlendirecek ger çekçi bir yorum yapılmamıştır. Esasen nitelikleri sebebiyle bu soy eserlerin böyle olması da gereklidir. Olayları ve kişileri yalnız rejim açısından veren propaganda eserlerinde birçok gerçeklerin söylenmeden geçiştirilmesi, kişilere ve olaylara o gün için gerekli olan değerin verilmesi tabiidir. b. Yukarıdaki gruba dahil eserlerde verilen kişileri veya fikirleri savunmak üzere yazılmış eserler. Bunlarda da aynı eksiklik vardır. Ayrıca, çoğu hisse dayanmakta, savu nma yapılırken ister istemez karşı taraf sübjektif ölçülerle itham edilmektedir. c. Eskimiş bir tarih görüşüyle yazılmış, hiç bir fikir söylemeyen, y alnız olayları anlatan kitaplar, d. Bazı bilim adamları ve kurumları tarafından Millî Mücadelenin ancak belli dönemleri, ya da belli meseleleri üzerinde hazırlanan eserler. Bizi, bu kitabı yazmaya sevkeden sebepleri açıklamış oluyoruz. Şu no ktayı da belirtmek isteriz ki, kitabın hazırlanmasında birtakım yeni malzeme kullanılmış olduğu halde, kaynakların çoğu herkes tarafından bilinmektedir.

Ancak, biz, mevcut bilgileri belli bir sosyal açıdan, günü müzün şartlarını ve ihtiyaçlarını da göz önünde tutarak, yeniden değerlendirmeye çalıştık. Devrin olayları içinde önemli rol oynamış kişilerle görüşerek edindiğimiz yeni bilgil erin ışığı altında, evvelden beri bilinen bazı husus lara değişik bir yorum getirdik. Bir amatör heyecaniyle meydana getirilen bu kitap, «Milli Mücadele» adıyla iki cilt olarak hazırlanmıştır. Birinci cildin başlığı «Anadolu İhtilâli» olup, Birinci Dünya Harbi çöküntüsünden başlayarak 1920 yılı sonuna kadar süren devreyi kapsamaktadır. İkinci cilt 1921-1922 yıllarına, dolayısiyle Türk istiklâl Harbine ayrılmıştır. «Milli Mücadele»yi değişik karakterde iki ayrı devre olarak ele alışımız şu sebebe dayanmaktadır: 1919-1922 yıllarında, bir imparatorluğun enkazı üzerine bir milli devletin kuruluşunu sağlayan çetin bir mücadele cereyan etmiştir. Fakat, bu mücadele Türkiye’nin yalnız dış düşmanlara karşı yaptığı savaşlardan ibaret de ğildir. Üstelik dış savaşın yapılmasını ve kazanılmasını sağ layan olaylar, yani mücadelenin ilk yarısı, tamamen ihtilâl karakterindedir. Mondros mütarekenamesine sadakatle riayetkar olan devletin iradesi dışında, Anadolu’nun bir sa vaş hazırlığı yaptığı 1919 ve 1920 yılları, yalnız kronolojik sıra bakımından değil, olayların mahiyeti bakımından da, savaş olaylarından ayrı olarak incelenmek gerekir. Dört bölümden ibaret olan bu kitabın birinci bölümünde Milli Mücadeleyi hazırlayan olayları, ikinci bölümünde Milli Mücadeleyi etkileyen ve yürüten iç kuvvetleri anlattık. Üçüncü bölüm Millî Mücadelenin başlangıcına, dördüncü bölüm ise, aslında tümü ile bir ihtilâl har eketi anlamını taşıyan Milli Mücadelenin meşruluk kazandığı safhaya ayrılmıştır, ikinci cild de aynı düzende olacaktır. Kitabın birçok eksikleri olduğunu bilmekteyiz. Ata türk’ün ölümünün yirmi beşinci yılına yetiştirmek gayreti, bir süre daha çalışarak bir kısım eksikliğin tamamlanmasını imkânsız kılmıştır. Diğer taraftan, konuşması ve yaz ması gerekenlerin susmaları, bir takım meselenin eksik ve bulanık kalmasının başl ıca sebebidir. Milli Mücadeleyi aydınlatacak bütün kaynaklar maal esef henüz istifade edilebilir hale getirilememiştir.

Konumuza giren meselelerin, sosyologlarımız tarafından incelenmemiş olması da en önemli eksikliklerden biridir. Kitabın noksanları, kusurları tamamlanabilir. Bunu ya biz yaparız veya başkaları. Ancak; güttüğümüz amacın, metodun ve değerlendirme açısının doğruluğuna inanmaktayız. Çevremizden bu desteği ve güveni almasaydık es eri ortaya koyamazdık. Bu kitabın amacı, yalnız tarihe ışık tutmak, hizmet etmek değildir. Bi lhassa, Atatürkçülük anlayışının statik düzenden çıkarılması yolunda, son zamanlarda gösterilen çabalara yardımcı olmak istedik. Ayrıca, çok küçük bazı detayları bile değerlendirmeye çalışarak, bugünkü politik çıkmazın düne bağlı nedenleri üzerinde durmak ve düşünmek amacını güttük. Milletimize hizmet kaygusiyle yayınlanan bu kitabın hazırlanması dokuz yıl sürmüş, kitapta yer yer adı geçen kimselerden ve birçok yazılı kaynaklardan faydalanılmıştır. Bizimle görüşmeyi kabul edip bildiklerini anlatanlara ve sor ularımızı cevaplandıranlara teşekkürü bir borç biliriz.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir