Steve Chandler – Erteleme

Doğrusal olmayan zaman yönetimi nedir? Doğrusal olmayan zaman yönetimi şimdiki zamandaki eylemi üstlenme halidir. Bir işe bakıp ŞİMDİ ya da “şimdi değil” arasında bir seçim yapmaktır. Eğer şimdi değilse, o halde HİÇBİR ZAMAN olmalıdır, dolayısıyla bir zaman kapsülüne yerleştirilmiş, takvimde işaretlenmiş ve unutulmaya mahkûm bir iş olarak kalacaktır. Zihnimiz gelecekte düşünmemiz gerekenler için temiz ve boş •kalmalıdır. Doğrusal olmayan zaman yönetiminde zihnimizden geleceğe doğru uzanan bir çizgi yoktur. Bu nedenle, tamamlanmamış bir iş de olmayacaktır. Doğrusal olmayan zaman yönetimi en güzel Elvis Presley’in ünlü şarkısı “Şimdi ya da hiçbir zaman…”1 ile açıklanabilir. Modası geçmiş zaman yönetimi programları, ağır ve taşınması zor bir şekilde geleceğe odaklıydı. Sıralanmış işler sonsuz geleceğe kadar esneyebiliyordu. Bu yöntem korku odaklıydı ve insanın yanında sürekli geleceği taşımak zorunda kalması da çok bunaltıcı bir şeydi. Elvis Presley, “It’s Now Or Never”. (ç.n.) ERTELEME xv Sonunda, bu yöntem çok büyük çapta patolojik bir erteleme haline sebep oldu. Her şey mükemmeliyetçilik kisvesi altında ertelendi durdu.


Artık hiçbir eylem gözü pek ya da korkusuz değildi. Bu nedenle de, bu yöntemi uygulayan hayatından bezmiş bireyler ile ilgili şaşırtıcı bir başarı hikâyesi duymaz olduk. Ben insanlara doğrusal olmayan düşünce biçimini öğrettiğimdeyse garip bir şey oluyor. Yeni bir hayat ve enerji ortaya çıkıyor. Şimdi e-postalarını açtıklarında daha sonra hallederim diyerek kaydetmiyorlar. Eğer e-postayı açtılarsa bir şekilde o işi sonlandırmaları gerekiyor. Tıpkı bilgisayar oyunlarındaki küçük canavarların saldırısı gibi: artık saklanabilecekleri hiçbir yerleri yok. Hayat birdenbire harika bir oyun haline geliyor ve her şey yerinde ve zamanında hallediliyor. Tüm korkular geleceği hayal ederken ortaya çıkıyor. İşleri ertelemek de bu korkuyu doğal olarak artırıyor. Çok geçmeden hepimiz yorulmuş, bıkkın beyinlerine yüklenen meşgul kafalar haline geliyoruz. Çok fazla gelecek kaygısı insana bunu yapıyor işte! Bu sıkıntılar ancak bir savaşçı yaklaşımı ile çözülebilir. Bir savaşçı kılıcını geleceğe doğrultur. Bir savaşçı tam olarak odaklanmasına engel olan şartların tümüne de doğrultur kılıcını. Ben bir yaşam koçuyum ve yapacak çok işi olduğunu ve yeterli zamanı olmadığını söyleyen bunalmış danışanlarımdan sık sık onları bunaltan işlerden bana bir örnek vermelerini isterim.

Danışanım bana bir örnek verir ve bu iş her neyse anında danışanımla birlikte yaparız. Danışanım çok şaşırır. Bu kişinin hayatındaki tek eksik eyleme karşı önyargılı olmasıdır aslında. Çoğu insan sorunlarına haddinden fazla kafa yorar. Bunu yaparken ortaya çıkan duygularını da irdeleyince problem daha da şiddetlenir. Oysa kafa yormak ve duygularına odaklanmak için harcadıkları bu zamanı eyleme geçmek için kullanabilirlerdi pekâlâ. Doğrusal olmayan bir biçimde. Doğrusal zaman doğumumuzla başlar ve (çizginin sonuna gelinince) ölümümüzle biter. Bu doğrusal çizgi boyunca olan tek şey olayların birbiri ardına sıralanmasıdır aslında. Sonra ışıklar sönüverir. Tüm bunların amacı neydi o zaman? Doğrusal olmayan zaman yönetimi kader yolculuğumuzdaki anlamsız ve yıpratıcı adımlarımıza engel olur. Yatay bir şekilde milim milim ilerleyeceğinize, fırlayıp ayağa kalkmalısınız. O zaman hayatınız dikey bir hal alabilir. Zorlukları ertelemek yerine ayaklanıp onları çözebilirsiniz. Bir savaşçıya dönüşürsünüz.

Ve bu işe yarar. Nasıl mı? Bu kitap size bunu nasıl yapabileceğinizi anlatacak zaten. Steve Chandler Phoenix, Arizona Ocak, 2011 m STt’VE CHANDLER ERTELEME rvH l Başarılı savaşçı aslında lazer gibi odaklanabilen sıradan insana denir. Bruce Lee ERTELEME I Bölüm 1 Ayağa kalkın: zamanınızı doğru kullanın Bruce Lee savaşçıyı lazer gibi odaklanan sıradan insan olarak tanımlar. Ancak ya sıradan insanın lazer gibi ya da benzeri hiçbir odağı yoksa? Biz sıradan insanların zihinleri o kadar dağınıktır ki herhangi bir şeyle bağlantı kurmakta zorlanırız. Sahip olduğumuz güçleri saçıp savururuz. Hep başkalarını memnun etmeye çalışırız. Her gün umutsuzca değişmemeye çalışırken fark etmeden kendimizi değiştiririz. Kalıcı kişilik diye bilinen aptalca tutarlılığa yapışır kalırız, ama o hiçbir zaman kalıcı değildir. An gelir kötü bir ruh hali çöker üstümüze ve en yakınımız bile bizi tanıyamaz olur. Ya da neşeli hissederiz bir gün kendimizi ve umutlarımız yeşerir. Bu ruh hali de yavaşça solup gider ve biz yine başka birisi haline dönüşüveririz. Peki, aslında biz kimiz? Neşeli bir insan mıyız yoksa karanlık birisi mi? Kontrolü ele geçirmek ve ortada bir yerlere varmak için savaşır dururuz. Ne insanların bizden korkmasını isteriz ne de STEVE CHANDLER çok şey beklemelerini. Bu nedenle tüm kişiliklerimiz tüyler ürpertici sıradanlık belası ile şekillendirilir.

Orta yolu bul kurtul. İmza: Sıradanlık Bu orta yolu bulan, tutarlı insanı ayakta tutabilmek için harcanan enerjinin tamamı güzel bir şeyler yaratmak için kullanılabilirdi hâlbuki. Ama nereden bilebilirdik ki? Ciddiyim, büyürken bunu size söyleyen biri oldu mu hiç? Siz ki Noel Baha’nın gerçek olmadığı fikrini hazmetmekte bile zorlandınız çocukken. Sizin yani kişiliğinizin tam bir uydurmaca, kurmaca olduğu fikriyle nasıl baş edebilirdiniz ki? ERTELEME 3 Bölüm 2 Ruhunuzu nasıl canlı tutarsınız? Ruhunuzu canlı tutabilmek demek, dünyanın size neyi istemeniz gerektiğini söylemesini naçizane kabullenmek yerine, sizin aslında neyi istediğinizi bilmeniz demektir. Robert Louis Stevenson Zaman Savaşçısı rolünü kabullendiğimde, ilk yapacağım şey ruhumu canlı tutmak olacaktır. Sahte kimliklerini canlı tutmaya çalışan birçok insanın tersine. Bir savaşçı olarak her sabah uyandığımda bu dünyaya ne şekilde hizmet etmek istiyorsam günümü o şekilde biçimlendireceğim. Ve bunu her biçimde gerçekleştirebilirim. Örneğin, kaldığım otelde bulaşıkları yıkayabilirim. Önemli olan bu eylemi sevgiyle, enerjiyle ve gülerek yapabilmem. İşlerini sevgi ve enerji ile yapan “önemsiz işlerdeki” insanlar hızla yükselir ve “daha iyi” iş teklifleri alırlar. Çünkü bu insanlar Robert Frost’un, “Bir yerden çıkabilmenin yolu içinden geçmektir.” sözünü gayet iyi kavramış insanlardır.

.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

Yorum Ekle