Susan Gates – Truvalı Helen

Helen artık surlara gelemiyor. Pek çok kişi ondan nefret ediyor. Yunan askerleri de ondan nefret ediyor, çünkü Sparta’nın Kralı ve Yunanların lideri olan kocası Menelaus’u terk etti. On yıl önce, kralımız Priam’ın oğlu Paris, Menelaus’u ziyarete gitmiş. Menelaus, Paris’e karşı çok nazik davranmış ve ona pek çok hediye vermiş. Ama Paris buna Menelaus’un karısı Helen’i alarak karşılık vermiş. Helen’le Paris birlikte Truva’ya kaçmışlar ve o günden beri de burada yaşıyorlar. Ama sonra, Yunan askerlerinden oluşan bir ordu, Kral Menelaus’a yapılan hakaretin intikamını almak için buraya geldi. Surlarımızın dışında karargâh kurdular. Truvalı askerlerimizle savaşıp, şehrimizi yok etmeye çalıştılar. Truva halkı da sahibemden nefret ediyor. Önceleri onu hoşgörüyle karşıladılar. Onun güzelliği karşısında herkesin gözleri kamaşmıştı. Ama bu savaş son on yıldır devam ediyor. Herkes yorgun ve aç.


Pek çok Truvalı yiğit şehit edildi. Herkes, içinde bulunduğu sefaletin suçunu Helen’e atıyor. Bugün sokakların arasından hızla ilerlerken bir kadın kim olduğumu anladı. 4 “İşte, Helen’in bir hizmetçisi,” diye bağırdı, parmağıyla beni işaret ederek. “O hain kadına nasıl hizmet edersin? Bu savaş tamamen onun suçu! “Hayır, değil,” diye bağırmak istedim. Kral Priam’ın, Helen’in sadece bir bahane olduğunu söylediğini duymuştum. Dediğine göre Yunanlar, Truva’yla savaşmayı her zaman arzulamış, çünkü şehrimizin altınına ve zenginliklerine goz dikmişler. Ama sokaktaki kadının beni dinlemeyeceğini biliyordum. Pelerinimin kapüşonunu kafama geçirdim ve oradan hızla uzaklaştım. 5 Truva nın yüksek surlarının üzerinden, geniş ve rüzgârlı ovayı seyrediyordum. Ovanın ötesinde, Yunan gemilerinin yanaşmış olduğu sahil bulunur. Üzerinde sayısız baraka ve çadır vardır. Yunan askerlerinin yaşadığı karargâhtır bu. Söylediklerine göre on bin kişiymişler. Yunan karargâhının ötesinde mavi deniz vardır.

* » • Orada denizlerin tanrısı Poseidon yaşar; tüm deniz canavarları ve güzel deniz kızlarıyla beraber tabii. Truvalı bir nöbetçi tangır tungur sesler çıkararak elinde bir mızrakla çıkageldi. Bazı nöbetçiler beni buradan hep kovarlar, ama bu nöbetçi her zaman arkadaş canlısıdır. “Bakıyorum, yine buradasın, Karis,” dedi gülümseyerek. “Savaş henüz başlamadı. Tembel Yunan askerleri hâlâ uyuyorlar.”

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir