Vladimir Ilyic Lenin – Sosyalizm ve Savaş (1915)

Savaş bir yıldır sürüp gidiyor. Partimiz, savaşa karşı tutumunu, daha savaşın hemen başında, Eylül 1914’te yazılan Merkez Komitesi Bildirisinde açıklamış ve bunu Merkez Komitesi üyeleri ile partimizin Rusya’daki sorumlu temsilcilerine gönderdikten ve onların onayını aldıktan sonra, 1 Kasım 1914’te partimizin merkez organı Sosyal-Demokrat121 n° 33’te yayınlamıştı. Daha sonra n° 40’ta (29 Mart 1915), bizim ilke ve taktiklerimizi daha kesinlikle belirten Bern Konferansı131 kararları yayınlandı. Bugün, Rusya’da yığınlar arasında, büyümekte olan devrimci bir tutum ve davranışın açık belirtileri var. Öteki ülkelerde de, kendi hükümetleri ve burjuvazileri yanında yer alan sosyal-demokrat [sayfa 9] partilerin yetkililerinin büyük bir ço-ğunluğunca proletaryanın devrimci çabalan baskı alV. I. Lenin Sosyalizm ve Savaş tında tutulduğu halde, benzer bir oluşumun belirtileri var. Bu durum, sosyal-demokratların savaş-la ilgili taktiklerini özetleyen bir broşürün hemen yayınlanmasını gerektiriyor. Yukarda sözü edilen parti dokümanlannı bütünü ile yeniden basarken, burjuva ve proletarya taktikleri adına, yayınlarda ve parti toplantılannda belirtilen ana görüşleri anımsatmak amacıyla bunlara kısa açıklama-lar ekledik. Cenevre, Ağustos 1915 ĐKĐNCĐ BASKIYA ÖNSÖZ Bu broşür, 1915 yazında Zimmenvald konferansının141 hemen öngününde yazılmıştı. Broşür, Almanya ve Fransa’da yayınlandığı gibi, Norveç SosyalDemokrat Gençliğinin organında da, Norveç dilinde bütünü ile basılmıştır. Broşürün Almana basımı, Almanya’da Berlin’de, Leipzig’e, Bremen’e ve öteki kentlere Fransız zimmervaldcılan tarafından gizli olarak dağıtılmıştır. Rusça baskısı, Rusya’ya pek az sayıda ulaşmış ve Moskovalı işçiler tarafından elyazısıyla çoğaltılmıştır. Biz, şimdi, broşürü bütünü ile doküman olarak yeniden basıyoruz. Okur, broşürün 1915 Ağustosunda yazıldığını anımsamalı-dır.


Bunun, özellikle Rusya ile ilgili bölümler yönünden anımsanması gereklidir. Rusya o sırada henüz çarlıkla yönetilen Romanov Rusyasıydı. [sayfa ıoı Broşürün, Rusya’da 1918’de Petrograt Sovyeti tarafından ilk legal baskısı için yazılmıştır. 10 V. I. Lenin Sosyalizm ve Savaş BĐRĐNCĐ BÖLÜM SOSYALĐZMĐN ĐLKELERĐ VE 1914-1915 SAVAŞI SOSYALĐSTLERĐN SAVAŞA KARŞI TUTUMLARI Sosyalistler, halklar arasındaki savaşları daima barbarca ve canavarca bulmuşlar ve kötülemişlerdir. Bizim savaşa karşı tutumumuz gene de aslında burjuva pasifistleri ile anarşistlerden farklıdır. Her şeyden önce, biz, bir yanda savaşlar ile öte yanda bir ülke içindeki sınıf savaşımları arasındaki aynlmaz bağlılığı; sınıflar ortadan kaldırılmadan ve sosyalizm kurulmadan savaşların ortadan kaldınlmasının olanaksızlığını ve iç savaşların, örneğin, ezilen sınıfın ezene, kölenin köle sahiplerine, serilerin toprak beylerine, ücretli işçilerin burjuvaziye karşı verdikleri savaşlann haklılığını, ilerici niteliğini ve gerekliliğini tamamen kabul ederiz. Biz marksistler, hem V. i. Lenin 11 Sosyalizm ve Savaş pasifistlerden, hem [sayfa ııı anarşistlerden, her savaşın ayrı ayn, Marx’ın diyalektik materyalizmi görüş açısından, tarihsel bir incelenmesi yapılması gereğini kabul ederiz. Her savaşta kaçınılmaz bir biçimde olagelen dehşete, zulme, sefalete ve işkenceye karşın, tarihte ilerici nitelikte pek çok savaş vardır; bu savaşlar (örneğin mutlakıyet ya da kölelik gibi) çok kötü ve gerici kurumların yıkılmasına ya da (Türkiye ve Rusya’da olduğu gibi) Avrupa’da en barbar despotluklann ortadan kalkmasına yardım ederek, insanlığın gelişmesine hizmet etmişlerdir. Bunun için, bugünkü savaşın da tek başına tarihsel özelliklerini incelemek zorunluluğu vardır. MODERN ZAMANLARIN TARĐHĐNDE SAVAŞ TÜRLERĐ Büyük Fransız Devrimi ile insanlık tarihinde yeni bir çağ açılmıştır. O zamandan Paris Komününe kadar, yani 1789’dan 1871’e kadar, ulusal kurtuluş için verilen bazı savaşların ilerici bir burjuva niteliği vardır.

Bir başka deyişle, bu savaşlann başlıca içerikleri ve tarihsel anlamları, mutlakıyeti ve feodalizmi devirmek, hiç değilse bu kurumların temelini sarsmak ya da yabancı boyunduruğundan kurtulmaktı. Onun içindir ki, bu savaşlar ilerici savaşlardı ve bu gibi savaşlar verilirken bütün içten devrimci demokratlar ile sosyalistler, feodalizmin ve mutlakıyetçiliğin temellerini yıkan ya da en azından bu temelleri sarsan, ya da yabancılann baskısına karşı savaşım veren tarafa (yani burjuvaziye) daima sevgi duymuşlardır. Örneğin, Fransa’nın verdiği devrimci savaşlar, yabancı toprakların Fransızlar tarafından yağma edilmesi ve ele geçirilmesi gibi bir unsuru da içerdiği halde, bu unsur, ihtiyar ve köleci Avrupa’daki feodalizmi ve mutlakıyeti paramparça eden bu savaşların temel tarihsel anlamını zerre kadar değiştirmemiştir. Fransa-Prus-ya savaşında Almanya, kuşkusuz Fransa’yı soydu ama, bu durum, gene de, milyonlarca Almanı feodal merkeziyetçilikten ve çar ile Napoleon III [sayfa 12] gibi iki despotun zulmünden kurtaran bu savaşın temel tarihsel özelliğini değiştiremez. SALDIRGAN VE SAVUNUCU SAVAŞ ARASINDAKĐ AYRIM 1789-1871 dönemi, derin izler ve devrimci anılar bırakmıştır. Feodalizmin, mutlakıyetin ve yabancı zulmünün devrilmesinden 12 V. i. Lenin Sosyalizm ve Savaş önce proletaryanın sosyalizm için vereceği savaşımın gelişmesi olanaksızdı. Böyle bir dönemin savaşlan ile ilgili olarak “savunma” savaşının meşruluğu üzerine söz ederken, sosyalistler, daima sonu ortaçağ kurumlarına ve köleliğe karşı devrime çıkacak olan bu amaçları gözönünde bulundurmuşlardır. “Savunma” savaşı sözü ile sosyalistler, her zaman bu anlamda “haklı” bir savaşı kastetmişlerdir (W. Liebknecht de bir defasında bunu tıpkı böyle ifade etmiştir). Sosyalistler, yalnızca bu anlamda, “anayurdun savunulması için” verilen savaşlara ya da “savunma” savaşlanna, meşru, ilerici ve haklı savaşlar gözü ile bakmışlar ve bakmaktadırlar. Örneğin, yarın, Fas Fransa’ya, Hindistan Đngiltere’ye, Đran ya da Çin, Rusya’ya… savaş açsalar, ilk saldıran kim olursa olsun, bu savaşlar, “haklı” savaşlar, “savunma” savaşlan sayılırlar; ve her sosyalist, ezilen, bağımlı, eşit olmayan devletin, ezen, köleci, soyguncu “büyük”devlete karşı kazanacağı zaferi sevgi ile karşılar. Ama şöyle bir durumu gözünüzün önüne getirin: 100 kölesi olan bir köle sahibi, kölelerin daha “adil” bir dağılımı için 200 kölesi olan bir köle sahibine karşı savaşa girişiyor. Açıktır ki, bu durumda, “savunma” savaşı ya da “anayurdun savunulması için” savaş deyimlerinin kullanılması, tarihsel bakımdan yanlış, ve uygulamada, halkın, işin inceliğini aramayan ve bilisiz kimselerin, kurnaz köle sahiplerince aldatılması olur.

Đşte bugünkü emperyalist burjuvazi, köleliği sağlamlaştırmak ve güçlendirmek için köle sahipleri arasındaki savaşı, “ulusal” ideoloji ve [sayfa 13] “anayurdun savunulması” gibi sözlerle halka yutturmak istemektedir. BUGÜNKÜ SAVAŞ EMPERYALĐST BĐR SAVAŞTIR Hemen herkes, bugünkü savaşın emperyalist bir savaş olduğunu kabul ediyor, ama çoğu durumlarda bu terime başka anlamlar verilmekte ya da bu terim yalnızca bir tarafa uygulanmakta, ya da bu savaşın sonuçta burjuva-ilerici, ulusal-kurtarıcı bir özelliği olabileceği iddiasına açık bir kapı bırakılmaktadır. Emperyalizm, gelişen kapitalizmin, ancak 20. yüzyılda ulaşılan en yüksek aşamasıdır. Kapitalizm, onlar kurulmadan feodalizmi yıkmasına olanak bulunmayan ulusal devletleri, şimdi kendisi için cendere gibi görüyor. Kapitalizm, yoğunlaşmayı o derece geliştirmiştir ki, sanayiin bütün dalları, sendikalar, tröstler ve kapitalist milyonerlerin kurV. i. Lenin 13 Sosyalizm ve Savaş duklan birliklerce kıskıvrak bağlanmış, ve hemen hemen bütün dünya “sermaye lordlan” tarafından ya sömürgeler halinde, ya da sömürge olmayan öteki ülkeler, mali sömürünün binlerce kollu ağı içine hapsolunarak paylaşılmıştır. Serbest ticaret ve rekabetin yerini tekel kurma, sermaye yatırımı için ülkeleri ele geçirme, bu ülkelerden hammadde ithal etme gibi çabalar almıştır. Feodalizme karşı verdiği savaşımla ulusların kurtancısı olan kapitalizm, şimdi, emperyalist kapitalizme dönüştü ve uluslar için en büyük ezici güç durumuna geldi. Eskiden ilerici bir niteliği olan kapitalizm, gerici oldu; üretici güçleri o derece geliştirdi ki, uluslar ya sosyalizme geçme, ya da, sömürgeler, tekeller, ayrıcalıklar ve ulus-lann çeşitli yollardan ezilmesiyle, kapitalizmin yapay olarak korunması için “büyük” devletler arasındaki silahlı savaşımda yıllarca ve hatta on yıllarca acı çekme şıkları ile yüzyüze geldiler, [sayfa 14] KÖLELĐĞĐ SÜRDÜRMEK VE GÜÇLENDĐRMEK ĐÇĐN BÜYÜK KÖLE SAHĐPLERĐ ARASINDAKĐ SAVAŞ Emperyalizmin belirgin niteliğini açıklamak için dünya sözde “büyük” (yani yağmada başanlı) devletler arasında bölüşülmesini gösteren rakamlan buraya alıyoruz :

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir