William Shakespeare – II. Richard

Shakespeare’in Güııer Savaşını ele alan tarih oyunlanndan ii. Ric­ “ord/ın yazıldı�ı tarihi saptarken bazı yazilı kaynaklardan ve mektuplardan yararlanmak mümkündür. Örne�in, Sir Edward Hoby, 7 Aralık 1595 tarihinde Sir Robert Cecil’e yazdı�ı mektupta II. Richord oyununa de�inmekte ve Cecil’i 9 Aralak günü Channon Row’da yapılacak gösteriye davet etmektedir. i Do�al olarak Shakespeare oycnu bu tarihten önce yazmış olmalıdır. Daha kesin bir tarih için, yvo;ann yararlandı�ı kaynaklan da göz önünde bulundurmak ve buralardan elde edilecek ipuçlannı de�erlendirmek gerekmektedir. Buna ek olarak, dil ve biçem açısından benzerlikler gösteren ve yazılış tarihleri kesin olarak bilinen oyunlarla aynı tarihlerde yazıldııı düşünülebilir. ii. Richo”,ın şiirselli�, oyunun Bir Ym: Gecesi RiiyOSI ve Romeo ve Ju/ietoyunlan ile aynı tarihlerde, yani, 1594 ya da 1595 tarihinde yazılmış olabileceıini düşündürmektedir. Aynca, Shakespeare, Samuel Daniel’in, kayıtlara 11 Ekim 1594 tarihiyle geçen TIıe Firsl FOfIDre Bookes of me Civile Wors başlıklı şiirinden yararlanmış olabilir. Bu do�ruysa, II. Richord 1595 yılında yazılmıştır. Shakespeare Daniel’den deıil de Daniel Shakespeare’den yararlanmış ise ve şiirini yazmadan önce oyunu sahnede görmüşse, II. Richord1594 yılında ya da daha erken bir tarihte yazılmış olmalıdır.z i BullOugh, ‘Gcoffrcy, NMTlIIiw tl”” Drtz-” S •• ras .


f�, VtJI. 3, London: Routledge and Kegan Paul. i 960. so 353 2 Aynı escr, so 354. 6 II. Riduırdın yazılmış olabilece�i 1594-95 yılları ıngiltere tahtının gelece�i’ hakkında pek iyimser olmayan görüşlerin yo�unlaştı�ı yıllardır. Altmış iki yaşındaki Kraliçe 1. Elizabeth için artık evlenip tahta varis bırakma ümidi kalmamıştır. Bu durumun kraliçenin ölUmü halinde ülkede bir otorite boşlu�u, hatta bir taht kavgası do�rabııece­ !tinden korkulmaktadır. Shakespeare’in öbür tarih oyunlannda oldu!tu gibi, n Riduırdı yazma amacı da İngiltere tarihinin hanedan savaşlarıyla dolu çalkantılı bir dönemine ışık tutarak, aynı hataların yinelenmemesi yolunda bir uyan yapmaktır. Ancak, Shakespeare’in çizdi�i kral II. Richard portresi öylesine karmaşık ve birbiriyle çelişen özelliklerle doludur ki, bu uyarıyı kesin kes belirlemek gUçtür. Shakespeare oyunun baş kişisi II. Richard’m açıkça yanında ya da karşısında yer alamaz. Yazarın bu tutumunun çeşitli nedenleri vardır.

Bunları anlayabilmek için on altıncı yüzyıl Ingilteresinde geçerli olan bazı düşüncelere göz atmak gerekir. Elizabeth döneminde kralın laik yönetimin başı ve ülkenin mutlak hakimi oldu!tu artık kesinlikle kabul edilmektedir. On altıncı yüzyıl insanı için kral siyasetin başıdır; çünkü kral tanrının yeryüzündeki temsilcisidir. Bu yüzyılın ikinci çeyre�inde VIII. Henry’nin başlattı�ı ve kral ile kilise arasında geçen egemenlik kavgası, yüzyılın ortasına gelindi�inde İngiliz kralının lehine sonuçlanmıştır. Papa’nın Hıristiyan dünyasının lideri oldu�u görüşü Anglikan din adamları tarafından reddedilmektedir. Aynı inançtan olan tüm ulusların tek bir kişiye bağIanmalarının sakıncaları ortaya çıkmış, din birli�i ü1küsünün yerini dil birli!ti ve toprak bütünlü�ü ü1küsü almaya başlamıştır. Bu ülküye tek bir kişinin önderli�inde ulaşılacağının anlaşılması, soyluiara bir daha toparlanamayacakları bir darbe indirmiş ve güçlerinin büyük bir bölümünü krala vermek zorunda kalmışlardır. Görüldü�ü gibi, ulus devleti artık ortaya çıkmış, din ülke yönetiminde etkisini yitirmiştir; devlet dış baskılardan arınmış, bal1;lmsız bir kurum olarak ortaya çıkmayı başarmıştır. Bu dönem düşünürlerine göre, Tanrının gücünden üstün bir güç yoktur ve Tannnın yeryüzündeki temsilcisi kraldır. Kral diledi�i gibi davranmakta özgürdür ve Tanrıdan başka kimseye hesap vermekle yükümlü değildir. Bu nedenle, kral Tanrı yasalarını çi�neyerek suç işlemişse kulun yapabileceği pek bir şey yoktur. J Benzer görüşü savunan Crowley’e göre, insanların birbirlerinden öç almaya kalkışması Tanrının varlığını hiçe saymaktır; çünkü suçluyu cezalandırma yetkisi kralındır. Kral iyi ise masumları korumak için iyidir, kötü ise kötüleri cezalandırmak için kötüdür. Tanrı kötü kralı, kullarının eski günahlarını cezalandırmak amacıyla gönderir.

Böyle bir görevi oldu�undan, 3 Tyndalc, William, TM 0I!WRetıa 01 il Cltrisri4″ Mil”, London: Rcligious 1’ıact Socicey, 19Z1. s. 85. 7 halkın yapabileceği tek şey kralın tüm baskıları na boyun eğmektir.4 Aynı düşünceler “An Homily Against Disobçdience and Wilful Rebellion”da açıkça belirtilmiştir. Vaaz, her ne koşulda olurlarsa olsunlar insanların düzeni korumakla yükümlü olduklarını söyler. Her kişi üstündeki kişiye karşı sorumludur ve onun buyruklarını yerine getirmekle yükümlüdür. Kadın kocasına, çocuklar ana-babaya, hizmetçiler efendilerine karşı nasıl sorumlu iseler, toplumu oluşturan bireyler de aynı yükümlülüğü yerine getirerek ülke esenliğinin sürekliliğini sağlarlar.s Dikkat edilirse, bu görüşün temelinde mülkün ve soyluluğun babadan oğula geçmesi gerektiğini vurgulayan ilke yatmaktadır ve “varlıklar zinciri” kuramının özünü oluşturmaktadır. Bu görüşlerin tümü, kişilere ses çıkarmadan, “Tanrı t�rafından oluşturulan düzene” katlanmalarını salık vermektedir. Güçsüzün karşısında olan bu düzenin sürekliliğini sağlamak için, zincirin parçalanması durumunda sistemin bozulacağı ve evrene karmaşanın egemen olacağı sürekli yinelenmektedir: Zincirin halkaları arasında geçişin olamayacağı ilkesiyle de bu görüşün savunulması daha da pekiştirilmiştir. Kişilerin toplumdaki konumlarını değiştirmeyi düşünmeleri bile günahtır. ııerleme ve gelişme yanlısı yetenekli kişilerin karşısına yıne bu kuram ile çıkıp onları kutsal yasalara karşı gelmekle suçlamak çok kolaydır. Ama yasaları bozan kral olunca yukarıda sözü edilen görüşlere karşın durum biraz zorlaşmaktadır. Tanrının elçisini suçlamak olası değildir ama zorba bir kralın baskı yönetimi, herkes tarafından benimsenmiş olan tüm kuraııarı altüst edip yaşamı çekilmez bir hale getirir ve halk ülkede diriik düzenlik kalmadığını düşünmeye başlarsa ne yapılmalıdır? 1/.

Richordda yanıtı aranan sorulardan biri budur. Öte yandan, on altıncı yüzyılda Ortaçağdan miras kalan bir başka görüş vardır ki, kralın ülkede tek güç olmasını engellerneyi hedefler; ancak bunu açıkça söyleyemediğinden, tek adam yönetiminin zorbalığa dönüşebileceğini ve zorbalık yönetiminin de en kötü yönetim biçimi olduğunu ileri sürer.6 Bu görüşe göre, yönetimi tek başına elinde bulunduran, öbür tüm güçleri yadsıyan zorba, karmaşanın nedeni ve Tanrıya karşı gelen ikinci bir şeytandır. Böyle bir kişinin yönetimine karşı koybıamak Tanrıyı reddetmek demektir. Bu dönemde kralı sorgulayan bir başka görüş de ülke yönetimine dinden bağımsız bir yorum getirmektedir. Kralın kutsallığını ve düzenin Tanrının eseri olduıunu reddeden bu yorum politika sahnesinde 4 CmwJcy, Robert, TM W'” /rJ WM114 miı:rofılm, British Mııscum Rcf.3932. u-ıZ. S Cntlli. SemtoIlS Dr HDmmes Appoitıktl/rJ IM RIIIII i. CI”,. ;” IM TIme 11/0-EIiu/Jdl. London: Socic:ty of Promocinı: Christian Knowlcdgıc. 1864. s.

589. 6 Srarkcy, London: Clıııno and Thomas, A DiIIlDpI S- R4ituJkl Plik “” n-l.ııjlsd. cd. Kathlccn M. Burton. Windus, 1948. s. IS i. 8 köklü bir de�şikligin habercisidir. Bu görüşe göre tüm bireyler önder olabilir, yeter ki gerekli özelliklere sahip olsunlar. Yöneticinin güvenebilecegi tek şey gücüdür. Bu güç durmadan sınanmakta ve zayıflama belirtileri gösterdigi an rakip bireyler tarafından yıkılmaya çalışılmaktadır. Dogaı olarak, bu görüş yönetime karşı girişilen hareketlere izin vermekte, hatta ülkeyi tehlikeye atan zayıf bir kralın tahttan indirilmesi gerektigini savunmaktadır, çünkü önemli olan ülke ve ülkeyi huzur içinde yaşatacak bireylerdir. Görüldügo gibi, çıkış noktaları birbirinden tümüyle farklı olmakla birlikte krala isyanı onaylayan iki ana görüş vardır.

Bunun nedeni devlet kavramının toplum bilincine iyiden iyiye yerleşmiş olmasıdır. Böylece bazı kişilerce krallık, babadan ogula geçen kutsal bir hak ve görev degil, yalnızca onu gerçekten hak eden güçlü bir kişinin eline teslim edilmesi gereken bir kurum olarak düşünülmeye başlanmıştır. İkisi din agırlıklı bu üç görüş İngiltere’de her zaman için gündemdedir ve ülkenin gelecegini ilgilendiren politik olaylara yön verilmesinde kullanılmaktadıriar. Ne var ki, Rönesansın İngiltere’de 01- gunluga eriştigi on altıncı yüzyılın sonlarında hala din agırııktı birinci görüş baskındır, çünkü iç ve dış tehlikelerle karşı karşıya bulunan lngiltere’de düzeni korumak için en kolay yol insanların içinde Tanrı korkusu yaratmaktır. İşte bu nedenle bu dönemde yazılan eserlerde, geçmiş olaylarda Tanrının parmagının bulundugu ileri sürülür. ıÇ savaşlar, isyan girişimleri Tanrının insanlara kırgınlıgının bir belirtisi ve gUçlü bir kral yönetiminde ülkedeki huzursuzluıun sona ermesi ise tanrının bu kadar cezayı yeterli bulup insanları artık affettiginin belirtileri olarak kabul edilmiştir.7 Bu görüş öiellik;le Tudor hanedanı kralları tarafından desteklenmiş ve Güller Savaşının, kendilerinin başa geçmesiyle sonuçlanmasına dikkati çekerek Tanrı tarafından ülkenin yaralarını sarmaya yollandıklarını ileri sürmüşlerdir. Zamaıila bu görüş Tudor tarihçileri Hall ve Holinshed’in de katkılarıyla bir ögreti kimligine bürünmüştür. Shakespeare II. Ricluırtlı yazarken yukarıda sözü edilen iki ünlü tarihçinin, Edward Hall’ın Tne union of Me IWO nook ond illllSlrt fome/in of Loncos/re ond Yorke (1548) ve Rapbael Holinshed’in . , tiıe cnronicles of England, Scot/onde ond Infonde … (1577) başlıklı kitaplarından oldukça yararlanmıştır. Bu tarihçiler York banedanının son kralı lll. Richard’ı tahttan indirerek taç giyen Henry Tudor’ın, yasal kral oldugu savınl,İngiltere tarihini kısmen deliştirip, kısmen de kendi amaçlarına uygun bir biçimde yorumlayıp desteklemektedirler. Amaçları Güller Savaşı denilen ve ülkeyi yerle bir eden, kardeşi kardeşe kırdıran o 7 Prior. Moody E� 7Jt Drrı.

tı/ hwr. SIWIitS i. SlshsfJltm’s Nu., PItIp, Evansuın: Nonh_ UP, ı973. so 14. 9 korkunç içsavaş ı bir daha alevlenmemek üzere tarihin derinliklerine gömmektir. Ancak, Richard idamı kesinkes hakeden bir kral olarak gösterilmemektedir, zaten dönemin din öğretisi gözönünde bulundurulduğunda böyle yapılmasının mümkün olamayacağı açıkç� görülmektedir. Shakespeare’in vurgulamak istediği, kötü yönetimin ülkede sorunlara, sorunların ise kralın devrilmesine yol açtığı ve sonuçta halkın bundan zararlı çıktığıdır. Yani, ülkede sorunları yaratan kraldır ve bu yüzden tahttan indirilip idam edilmiştir, ancak krala karşı zor kullanılması hiçbir koşulda haklı gösterilemez. Shakespeare bu iki farklı noktayı birleştirirken pek zorlanmaz; çünkü Elizabeth döneminde kral II. Richard konusunda iki ç:gemen görüş vardır: Birincisi, Richard’ın yasaları hiçe sayarak ülkede bir dizi haksızlıklar yapan ama ufacık bir direnme ile karşılaşınca tahtından feragat eden zayıf bir kral olduğudur ki bu feodal yapının olduğu gibi kalmasını isteyen baconların savunduğu görüştüe; öbürü de, soyluların ihanet ettiği bir aziz olduğudur ki bu görü.; kralı ülkenin mutlak hakimi kabuİ eder ve baronlardan krala karşı kesin bir teslimiyet içinde olmalarını bekler. II. Richard’a ilişkin bu iki çelişik görüşün yansıtlldığı diğer iki kaynak da The ı’lirror for Jllogis/ro/es ile Thomos of WQods/ock adlı oyundur. On aitıncı yüzyılda yazılmış ve günümlize kadar gelebilen yapıtlar arasında, yöneticilere nasıl davranmaları gerektiğini öğretmeyi hedefleyen, .

onlara hiçbir zaman gurura kapılmamalannı öğütleyen, editörlüğünü William Baldwin’in yaptığı Te George Ferrers ile John Skelton’ın da katkıda bulunduğu The ,Wrror for Alogisıroıel’ başlıklı yapıtta, kral II. Richard’ın amcası Gloucester Dükünün ruhu, öldürUlmesiyle sonuçlanan gözden düşüşünü gururlu kişiliğine bağlar. Shakespeare’in The ldirror for Afogisıroıes’i iyi bildiği kesindir. Ancak açıkça görülmektedir ki, Shakespeare kendi oyununda Gloucester Dükünü cinayete kurban gitmiş bir zavallı gibi göstermekte, The Mirror for Mogis/­ roıes’teki yoruma .pek katılmamaktadır. Yukarıda sözü edilenin tersine, Gloucester Düküne sempati ile, kral II. Richard’a da olumsuz bir biçimde yaklaşan birkaç on altıncı yüzyıl yapıtı vardır. Bunlardan en önemlisi, yazarı ve tarihi belli olmayan ancak kesin olarak JJ. Richord’dan önce yazılmış olduğunu bildiğimiz Tlzomos of WOodSıock oyunudur ve Il. Richord ile arasındaki benzerlikler Shakespeare’in LI. Richord’ı yazarken bu oyundan büyük ölçüde yararlandığını düşündürmektedir. Örneğin, WoodsıocRtaki metinsel tutarsızlıkların hepsi JJ. Richord’da da bulunmaktadır. Her iki oyunda da Bagot, ikinci perde üçüncü sahnede Irlanda’ya’ gider; 8 lIaldwin. William.

A Min’rlr for Mogislrales. Ed, I.ily B, c.unpbcl� Cambridge: Cambridge UP. 1938. ıo üçüncü perde ikinci sahnede Bristol’da idam edilir; dördüncü perde birinci sahnede yine karşımıza çıkar. Kralın dostları hakkındaki yakınmaların dozu ve niteligi her iki oyunda da birbirlerine oldukça benzemektedir.9 Aslında gerçek Gloucester Dükü, Woods/ack oyunundaki iyi kalpli, yumuşak kişiden çok farklıdır. O, acımasız, ihtiraslı, kendi çıkarlarından başka hiçbir şey düşünmeyen, şürekli kral aleyhine çalışan bir insandır. lO Bu nedenle, Shakespeare’in Gloucester’i iyi bir insan olarak çizmesinin, II. Richardım olumsuz yönlerini göstermek ve böylelikle de tahttan indirilmesinin gerekli oldugunu vurgulamak kaygısından ileri geldigi söylenebilir. II. Richard sevilen bir soylunun acımasızca öldürülmesi şonucu başgösteren anlaşmazlıklarla başlaıken, başarısız bir yöneticinin ülkesine verdigi zararın boyutlarını da ayrıntılı bir biçimde göstermeyi hedefleyen bir oyundur. Oyun başladıgında, ülkenin tek hakimi kral II. Richard, amcası Gloucester Dükünün Mowbray tarafmdan öldürüldügünü ileri süren Bolingbroke ile Mowbray arasındaki anlaşmazııgı çözüme kavuşturmaya çalışmaktadır.

Richard, bir kral olarak düklerden anlaşmazlığa bir son vermelerini ister ama ne Bolingbroke ne de Mowbray onun bu istegine boyun eğer. Richardım soylular üzerinde hiçbir etkisi olmadığı daha oyunun başında ortaya çıkmaktadır. Dahası, soyluların kralın adaletini kabul etmeyip sorunu düello ile çözmek istemeleri Richard’ın yargı gücünü yitirdigini göstermektedir. Oyunun ikinci sahnesinde aloucester Düşesi ile Gaunt arasındaki konuşmada aloucester Dükünün öldürülmesinde Richardım parmağının bulunduğu ima edilmektedir. Kralın üçüncü sahnede BoIingblOke ve Mowbray’i sürgüne göndermesi de ayrı bir haksızlıktır çünkü her iki dük de davasında haklı olan kişinin yapılacak düelloyu Tanrının yardımı ile kazanacağına ve böylelikle haklı ve haksızın belirleneceğine inanmaktadırlar. Ancak bu umudarı suya düşer, çünkü kullarının düello yolu ile adaleti sağlama isteklerini kabullenen Richard daha sonra bu izni geri alarak ülkenin tüm yetkilerini elinde tutan mutlak hakimi olduğunu gösterir. Oyunun açılış sahnelerinde ülkenin tek hakiminin aldığı keyfi kararlara soyluların tepkileri incelenir; bu noktadan yola çıkılarak Tanrının yeryüzündeki temsilcisinin nasıl olması gerektiği araştırılır ve hatalı davranan krallara karşı halkın ayaklanacağı mesajı verilmeye çalışılır. Kral II. Richard’ı �ok kesin bir dille eleştiren Woods/ock’tan oldukça yararlanan Shakespeare’in de temelde II. Richard’a karşı bir tutum içinde olduğu görülmektedir. Bir yüzyıla yakın bir süre lngiltere’nin 9 Bullougb. L 3s8. i o Grccn, V.I J.II� 7ir lJIIIr Pltntiiipt#.

Edwıud AmoId, l.anclon, 1955. L 225. II içsavaş la çalkalanmasına neden olan bu krala Shakespeare’in karşı olması garipsenmemelidir, çünkü onun amacı savaşların kötülOgünO vurgulamak ve aynı zamanda bu savaşlara son veren Tudor hanedanını yüceltmektir. ii. RicAard oyununda soylular tarafından krala ülke yönetiminde başarısız kaldıgı, güçlü ve bilge bir kişilik sergileyemedigi, halkına deger veren iyi bir önder olamadıgı, ülkesini sevmeyen, tam tersine kişisel çıkar peşindeki insanları kendisine danışman olarak seçtigi yolunda suçlamalar yöneltilmektedir. Soyluların bu suçlamaları kral ile aralarında egemenlik çatışması olduğunu açıkça göstermektedir. Ortaça�ın feodal toplum yapısının bozulmadan sürdürülmesini amaçlayan soylular bu yolla kral Uzerindeki egemenliklerini kanıtlayacaklardır. Buna karşın Richard artık güçlenmeye başlayan merkezi otoriteyi simgelemektedir. Bu iki güç arasındaki çatışmanın ilk raundunu düello eden soyluları sürgüne göndermekle Richard kazanır ve ülkenin mutlak hakimi oldugunu herkese kabul ettirir. Ancak, kralın ülkeyi yönetim biçimine deginmekle, Shakespeare, zaten kuramsal olarak uzun bir süredir zihinleri meşgul eden, iyi bir yöneticinin nasıl olması gerektigi tartışmasını tiyatro sahnesine aktarmaktadır. Böylece, oyun ögretici bir kimliğe bürünmekte, dönemin ve gelecek kuşakların yöneticilerinin ders almaları gereken bir ibret tablosu. oluşturmaktadır. Shakespeare, oyunda krala öğüt veren, ülke için çalışması gerektigini elinden ge1digince ona anlatmaya çalışan bir kişiye gereksinim duyar ve bu görevi Richard’ın amcalarından Gaunt’a yükler. Gaunt, kardeşi Gloucester’in Richard tarafından öldürülmesi konusunda sessiz kalarak kralın dokunulmazlığı ilkesini savundugunu gösterirken gerçek bir kralın nasıl davranması gerektigini de anlatmaktadır.

Richard, Gaunt’u dinlemeyerek kulaklarını iyi ve yararlı her türlü ögüde tıkar. Gaunt gibi iyi bir kişi ile yan yana konulduğunda Richard’ın, özellikle oyunun ilk yarısında, oldukça olumsuz bir biçimde çizildigi daha iyi görülür. Kralın ülkeyi nasıl bir karmaşanın eşiğine getirdigi, halkın ne denli büyük bir huzursuzluğun içinde bulundugu ünlü b ‘ ahçe sahnesinde açıkça anlatılır. Shakespeare, sıradan insanların temsilcisi bahçıvanın ağzından başıbozuk yönetimlerin ülkeyi ateşe atmasına toplumun izin vermeyecegini söylemektedir. Gücün Richard’dan Bolingbroke’a geçmesi gereklidir. Toplumun tüm kesimleri varlıklar zincirinin korunması gerektigi tezi ile zorba krala karşı çıkan asi Bolingbroke’u desteklemektedir. Bolingbroke eline geçen bu olanagı çok iyi kullanır. Richard’ın 1r1anda savaşını finanse etmek için el koydu� mirasını kurtarmak amacıyla sürgünden döndügünü söyler. Bolingbroke, mirasın babadan ogula geçen bir hak oldu�nu ve bu kuralın kral tara- 12 fından bile bozulamayacalını savunur. Richard’m, ölen amcası Gaunt’u� mallanna el koyması soylulan huzursuz etmiştir. Onlara göre, kralın bu tutumunu sürdürmesi ülkedeki derebeylik sistemini yok olma ,tehlikesiyle karşı karşıya bırakacaktır.11 Bu korku, soylulan, korumaya kararlı olduklan düzenin süreklililini savunan Bolingbroke’u desteklemeye iter. Bolingbroke’un yıktılt sistemin en ateşli savunucusu kuşkusuz Richard’dar. Bu kimlik ona Tann tarafmdan verilmiştir: Fırtmalı denizlerin tüm �Ian bile Krala sürülen kutsal yalı çıkanamaz, Hiçbir ölümlü tahttan indiremez Tannnın vekilini. İrlanda seferi dönüşü söyledili bu sözleri işitenlerde Richard’m işgal ettili makama sonsuz güven duyduIu ve hatta kendisine karşı halkm büyük destelini sallayan Bolingbroke’u bu inancıyla sılikleştirdili duygusu uyanır.

Ancak, artık salt inancm yeterli olmadılı bir aşamaya gelinmiştir. Richard’da ise inançtan başka bir şey yoktur, askerleri kaçmış, ordusu daltlmıştır. Richard hiçbir zaman yönetimde etkin, güçlü bir kral olamamıştır. Babasmdan miras kalan kutsal kimlili, düzenledili görkemli törenler ve güzeI.giysileri, yılmlan yönetmeye yetmemektedir; çünkü bunlar yalnı;r.ca gösteriştir. Görkem olmadan (ilke yönetilebilir ama halk tarafmdan desteklenmeyen, ordu toplayamayan kral bir hiçtir. Kralı güçlü kılan halkın desteli ve ordudur. İrlanda dönüşü Richard bu iki destekten de yoksun oldulunu görür. Elinde asa, başmda taç, kral rolü oynayan bir aktör gibidir. Dış görünüş olarak krala benzemektedir, ama kralı kral yapan özelliklerden yoksundur. Tann tarafmdan seçildili inancmm hiçbir önemi kalmamıştır; çÜnkü karşısında kendisi gibi düşünmeyen Bolingbroke, ordusu ile durmaktadır. Shakespeare, Richard’m karşısma gerçekçi, hiç de abartılı olmayan, Richard’a oranla donuk ve ruhsuz ama ne istedilini bilen ve tuttulunu koparan, tıpkı bir işadamı gibi davranan Henry Bolingbroke’u koyar. Richard’m olumsuz yönlerinin ön plana çıkaraldılı oyunun birinci yansı iS,ter istemez haksızlıla ulrayan Bolingbroke’un Richard’dan daha iyi bir kral olacalını düşündürfir. Amacının ülkedeki kokuşmuşlulu gidermek, haksızlıklara ortadan kaldırmak, krala yakın bir-iki kişinin ülkeyi yönetmesine engel olmak oldulunu söyleyen Bolingbroke İngiltere’nin yeni umududur.

Halk onun gibi birinin yönetiminde kimseden haksız vergi alınmayacalını, delersiz insanlann ii Omsa:in, Robert, A �forıı SIt.ıgır, Cambridge: Harvard UP. 1 972. L 91. 13 ü,lkenin önemli makamlarına getirilmeyece�ini ve böylelikle de Tanrının kurmuş oldu�u düzenin alt üst edilmeyece�ini düşünür. Ne var ki, sürgünden sadece hakkı olanı almak için ıngiltere’ye döndü�nü ileri süren, halkın genel arzusu üzerine ve Richard’ın zayıflı�ından yararlanarak LV. Henry ünvanı ile tahta çıkan Bolingbroke’un yasal krallara özgü ayncalıklan elde etmesi huzurlu bir yönetimin ilk koşuludur. Her ne kadar yetenekleri ve halkın ve soyluların onayı tahta layık 01- du�nu gösterse de, krallık makamının özünde bulunan otoriteye kavuşmakslZın gerçek anlamda kral olamayacaktır. Shakespeare’in hiçbir zaman gözardı edemeyece�i gerçek, yasal kralın dokunulmazlı�ıdır. 1571 yılında kiliselerde okunmak üzere hazırlatılan “Homily”lerde uzun uzadıya de�inilen ve aynı zamanda devletin resmi politikası olan bu dınsel ö�retiyi Shakespeare mutlaka çok iyi biliyor ve ‘destekliyordu. Öyleyse Shakespeare kralı öyle çizmelidir ki, ll. Richard’ın davranışları hem ondan uzaklaşmamıza neden olmalı ve kuzeni Bolingbroke’un başlattı�ı isyanı anlayabilmemizi sa�lamalı, hem de ondan tamamiyle nefret etmemizi engellemelidir. ışte bu nedenle, yazar oyunun ikinci yarısında Richard’ın kişili�inin insani yönünü ön plana çıkarmaktadır ve bu amaçla yine bazı tarihi gerçekleri çarpıtmaktadır. Bunların en önemlisi Richard’ın idam edildili 1399 yılında 1 ı yaşında olan kansı Isabel’i yetişkin bir insan yapmakla kral ve kraliçenin evliliklerini göstermek, Richard’ın da acı çeken, üzülen, allayan, etten ve kemikten bit: insan olduıtınu anımsatarak onu daha sempatik bir karakter haline sokmaktır. Bolingbroke ·zor kullanmadan, gelenekleri ve yasaları çi�nemeden, knillı�ın tanrısal seçim ve miras yolu ile babadan olula geçti�i düşüncesine zarar vermeden kral olmak istemektedir.

Bütün bu çabalar tacının gelece�ini güvence altına almaya yöneliktir. Northumberland ve York gibi etkin soyluların deste�ini almış olmasl7’ na karşın, yasal yoldan tahta geçmedilinden, çıkabilecek en ufak hoşnutsuzlulun tüm ülkeye yayalaealını bilir.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir