William Shakespeare – Kuru Gurultu

Kuru Gürültü, Shakespeare’in olgunluk döneminde yazdığı en başarılı üç komedyasından biri sayılır ve On İkinci Gece ve Beğendiğiniz Gibi adlı oyunlarıyla birlikte romantik komedya türündeki zaferi olarak değerlendirilir. Oyun, düşsel atmosferi, yanlış anlama üzerine kurulu öyküsü, olayların aşkın zaferi ile ve çifte düğünle noktalanması açılarından romantik komedyanın belli başlı özelliklerini taşımaktadır. Öte yandan Kuru Gürültü’nün, Shakespeare’in daha sonra yazdığı ve ünlü tragedyaları ile aynı bağlamda ele alınan Problem Oyunları’nı anımsatan bir yanı da bulunduğu görülür. Romantik aşkın tartışılmaz gücüne, iyiliksever soyluların adaletine, gerçeğin görünen yüzünün güvenilirliğine gölge düşüren bu yanı ile Kuru Gürültü eğlendirici olduğu kadar düşündürücü bir oyundur. Ayrıntılara girmeden önce tiyatroda Shakespeare komedyalarının ayrı bir yeri olduğunu, bu oyunların klasik komedya türünden farklı özellikler taşıdığını anımsamak gerekir. Klasik komedyalarda ahlaki olmayan hatalar, hoş görülebilir kusurlar üzerinde durulmuştur. Hatalı ya da kusurlu olan gülünçleştirme yoluyla cezalandırılır, yapılan yanlış düzeltilir. Oyunun başında bozulan düzenin, toplumun yerleşik ahlaki değerleri ve yasal ilkeleri doğrultusunda yeniden kurulduğu gösterilir. Bu oyunlarda doğrular tartışılmaz, ölçüler değişmez. Amaç, bireyi dinsel ve siyasal otoritenin kuralları doğrultusunda eğitmek, geleneksel yapıyı korumaktır. Oysa Shakespeare komedyalarında karmaşaya ve mutsuzluğa yol açan, hoş görülebilir bir hata değil, ya insanın içindeki kötülük eğilimi ya da önlenemediği için yazgıya dönüşmüş bir rastlantıdır. Yazar, tragedyalarında olduğu gibi komedyalarında da insanın doğasında düzelmesi olası görünmeyen bir kötülük eğiliminin varlığına işaret etmiştir. Bu eğilim, gene insanoğlunun doğasından gelen kıskançlık duygusu veya iktidar tutkusuyla ateşlenir; komedyalarda ayrılıklara, tragedyalarda ölümlere yol açar. Bu yüzden oyunların sonunda verilen cezalar yeterli, çözümler kalıcı değilmiş izlenimi bırakır. İşlerin yoluna girmesinde rastlantıların rol oynamış olması, aklın ve adalet duygusunun çözümdeki payını sınırlamıştır.


Oyunun sonunda kötüler cezalandırılsa bile pişmanlıklar inandırıcı gelmeyebilir. Ayrıca kimi doğrular seyircinin kafasında tartışmaya yol açacak bir esneklik içinde sergilenmiş, gündeme yeni doğruların, başka çözümlerin de gelebileceği sezdirilmiştir. Shakespeare, kötülüğün tümüyle denetim altına alınamadığını, iyiliğin son zafere ulaşamadığını imleyen kötümser komedyalar da yazmıştır. Shakespeare, tragedyalarında da, komedyalarında da insanların tuzaklarla dolu bir dünyada yaşadıklarını, hile yaptıklarını, birbirlerini aldattıklarını göstermiştir. Yazarın tragedyalarındaki ölümcül tuzaklar yerlerini komedyaların daha az zararlı olan oyunlarına bırakır. Bu oyunlarda engelleri aşmanın, kötülükle baş etmenin tek yolu tuzağa karşı tuzak kurmak, oyuna karşı oyun düzenlemek olmuştur. Yazarın son dönemlerinde yazdığı karanlık ve sorun içeren komedyalarında bu oyunların da ölümcül sonuçlara yol açabileceği gösterilmiştir. Shakespeare komedyaları ile klasik komedyalar arasındaki bir başka önemli fark, Shakespeare komedyalarında çözümün düzenin korunmasına değil, insanın mutluluğuna yönelik olmasıdır. Böyle bir sonuca ulaşabilmenin tek yolu akılcı yaklaşımdır. Mutluluk aklın özgürce kullanımı ve sevginin direnci ile sağlanacaktır. Mutlu sonun gerçekleşmesinde son sözü söyleyen otorite ancak akılcı yaklaşımı ve adaleti ile saygınlık kazanacaktır. Kuru Gürültü, aşka, duyguya ve şiirsel olana yer vermesi bakımından tipik bir romantik komedi özelliği taşımasına karşın, acıtıcı hatta ölümcül olanı da içeren bir oyundur. Kötücül gücün sevgililerin kavuşmasını engellemek için kurduğu tuzağa düşen masum genç kız yıkımın kıyısından döner. Çözümün yine bir ölüm oyununa bağlı olması ilgi çekicidir. Yalanların ve aldanmaların cirit attığı ortamda çeşitli aldatma yöntemleri uygulanmıştır.

İnsanlar birbirlerini düzmece konuşmalar ayarlayarak, düzmece söylenti yayarak, kılık değiştirerek, başkasının yerine geçerek aldatırlar. Yalanlar gerçeklerin yerini alır. Aklı başında, ciddi kişiler bile bu aldatma oyunlarına destek verirler. Çünkü kötü niyetli kişilerin zararlı oyunları ancak oyuna karşı oyun düzenlemekle bozulabilir. Mutluluğa giden yol ancak iyi niyetli aldatmalarla açılabilir. Kuru Gürültü’de Shakespeare’in duygulu sevgililerin aşkına da, doğru otoritenin adaletine de kuşkulu bakışı romantik iyimserliğe gölge düşürmüştür. Konvansiyonel aşk, iğneli, çift anlamlı konuşmalarla alaya alınır, zekice sorularla sınanır. Aldatıldığını sanan âşığın genç kıza hazırladığı insafsız oyun, soylu prensin bu intikam oyununa yardımcı olması sadakat ve adalet konularındaki yerleşik kanıları sarsacak niteliktedir. Yapılan hatanın anlaşılmasında, kötücül kişinin düzenlediği oyunun bozulmasında rastlantıların rol oynamış olması iyinin zafer sevincine burukluk katmıştır. Yazarın zaferi ironik bir bakışla değerlendirdiği görülür. Shakespeare Kuru Gürültü’de, öteki romantik komedyalarında olduğu gibi, kolay saptırılabilen, bu yüzden fazla güvenilir olmayan duygusallığa karşı akılcı yaklaşımı yüceltmiş, oyunun artı lezzetini zekice konuşmalardan üretmiştir. Bu oyunlarda düşünce özgürlük ister. Aşk da, erdem de özgür ve doğal ortamlarda yeşerip güçlenir. Aşkın ve erdemin zaferi, akılla, özgür iradeyle gerçekleşir. Bu yolla ulaşılan çözüm, yalnızca onu hak eden çiftlere değil, herkese mutluluk getirecektir.

Mutlu sona ulaşılmasında bir ölçüde adil yönetimin katkısından da söz edilebilir. Olayların gelişiminde Claudio ile Hero arasındaki duygusal ilişkinin ön planda görünmesine karşın, oyunun anlamına ağırlığını koyan Benedick ile Beatrice arasındaki akılcı ilişki olmuştur. Bu iki genç arasındaki söz düellosu oyunun en çekici, en güzel pasajlarını oluşturmuştur. Otoriteyi ve askeri gücü temsil eden yiğit soyluların gerçeği görememelerine karşın, işleri yoluna koyanın alçakgönüllü fakat sağduyu sahibi bir rahip olması da seyirciyi düşündürmelidir. Kuru Gürültü’de iki ayrı sevi ilişkisi sarmal biçimde geliştirilmiş, oyun kişileri, iyi-kötü, aldananaldatılan, zeki-saf, zalim-masum gibi, karşıtlıklar oluşturacak biçimde ele alınmıştır. Olayın kahramanlarından olan iki genç kızdan birinin açık tenli, uzun boylu, zeki ve uzlaşmasız, ötekinin esmer, kısa boylu, saf ve uyumlu olduğu belirtilir. Benzer bir karşıtlık genç erkek kahramanlar için de geçerlidir. Olaylar gelişirken aldatanlar aldatılanlarla, kurbanlar zalimlerle yer değiştirirler. Aldatmalar, aldanmalar, kılık ve kimlik değiştirmeler de karşıtlık ve koşutluk oluşturacak, aynı zamanda birbirleriyle yer değiştirecek biçimde kurgulanmıştır. Olayların gelişimini izlerken oynanan oyunları çözümleme ayrıcalığına sahip olan seyirci, gerçeği bilmenin, yanılgıya düşenlere tepeden bakmanın keyfini çıkarır. Shakespeare’in yaratıcı dehasını sergilediği Kuru Gürültü, düşünce kalıplarını zorlayan yorumu, dengeli karşıtlık ve koşutluklarla örgütlenmiş kurgusu, zengin imge örüntüsü ile bir başyapıttır. Sevda Şener Kişiler DON PEDRO Aragon Prensi BENEDICK Padualı, genç bir lord, Don Pedro’nun dostu CLAUDIO Floransalı, genç bir lord, Don Pedro’nun dostu DON JOHN Don Pedro’nun piç kardeşi BORACHIO Don John’un adamı CONRADE Don John’un adamı LEONATO Messina Valisi ANTONIO Leonato’nun ağabeyi, yaşlı bir adam BALTHASAR Bir şarkıcı, Don Pedro’nun adamı BİRADER FRANCIS Bir rahip HERO Leonato’nun kızı MARGARET Hero’nun nedimesi URSULA Hero’nun nedimesi BEATRICE Leonato’nun yeğeni DOGBERRY Zaptiye amiri (Baş kolcu) VERGES Muhtar ZANGOÇ (Aynı zamanda zabıt katibi) Kolcular (Dogberry’nin komutası altında) Bir delikanlı (Benedick’in uşağı) Leonato’nun evindeki hizmetçiler, uşaklar ve çalgıcılar Haberciler I. Perde 1. Sahne (Messina Valisi Leonato, kızı Hero, yeğeni Beatrice, bir haberciyle birlikte girerler.) LEONATO Bu mektuba bakılırsa, Aragon Prensi Don Pedro bu akşam Messina’ya geliyor.

HABERCİ Gelmesi yakındır. Ben yanından ayrılırken üç fersahtan az yolu kalmıştı. LEONATO Bu çarpışmada kaç yiğit yitirdiniz? HABERCİ Erattan tek tük, ama ünlülerden hiç. LEONATO Kazanan, ordusunu eksiltmeden dönerse yurduna, zaferi iki katlı olur. Don Pedro, Claudio adındaki genç Floransalıyı çok övmüş bu mektupta. HABERCİ Delikanlı övülmeye değer doğrusu. Don Pedro’nun gözüne girmesi boşuna değil. Yaşından umulmaz ama çok yararlı oldu. Kuzu gibi görünüp aslan gibi dövüştü. LEONATO Buradaki amcası buna çok sevinecek. HABERCİ Ona da mektup getirdim. Öyle sevindi ki. Ancak buruk bir tat bulaştı katıksız sevincine. LEONATO Gözyaşları mı döktü? HABERCİ Hem de bol bol. LEONATO Sevecenliğin coşup taşmasıdır bu.

Böyle yaşlarla yıkanan bir yüzden daha temizi bulunmaz. Gülerken ağlamak, ağlanacak şeye gülmekten daha iyi değil mi? BEATRICE Kuzum söyler misiniz, Sinyor Farfarelli savaştan döndü mü, yoksa dönmedi mi? HABERCİ Böyle birini tanımıyorum sayın Bayan, orduda bu adı hiç duymadım. LEONATO Sorduğun kim yeğenim? HERO Kuzinim, Padualı Sinyor Benedick’ten söz ediyor. HABERCİ Öyle mi? Döndü, döndü. Hem de her zamanki gibi neşesi yerinde. BEATRICE Burada, Messina’da fazla yüksekten atıyordu. Okçulukta Cupido’ya [1] meydan okudu. Ama ok meydanında aşk tanrısı yerine amcamın soytarısı çıkmaz mı karşısına! Vura vura birkaç kuş vurdular. Acaba bu savaşta kaç tane vurup mideye indirmiştir? Sahi kaç tane öldürdü? Bütün vurduklarını yiyeceğime söz vermiştim. LEONATO Yeğenim, Sinyor Benedick’e fazla takılıyorsun. Gel gelelim, çene yarışında o da senden geri kalmaz. HABERCİ Bu savaşta çok yararlı oldu sayın Bayan. BEATRICE Kumanyanız küflenmişse silip süpürmüştür. İştahına diyecek yok. Ne sağlam mide vardır onda! HABERCİ Askerliği de yaman, Bayan.

BEATRICE Bir kadın görünce hamleye geçer ama karşısına bir erkek dikilince? HABERCİ Sapına kadar erkek. Adama onur veren bütün erdemler onda toplanmış. BEATRICE Pek doğru. Tıka basa doldurulmuş. Bu yüzden kabardıkça kabarıyor. Ama neyle doldurulmuş, orasını karıştırma. Eh hepimiz insanız. LEONATO Yeğenimi yanlış anlamayın Bayım. Sinyor Benedick’le aralarında neşeli bir savaş sürüp gider. Ne zaman karşılaşsalar zekâları çatışır. BEATRICE Ne yazık bundan hiçbir kazancı yok. Son tartışmamızda aklının beş çivisinden dördünü söküverdim. Bir tahtası eksik kaldı. Büsbütün üşütmek istemiyorsa, aklı başından bir karış yukarı fırlamadan atını sürsün. O hayvanın aklıyla bile atbaşı gidecek aklı kalmadı.

Bugünlerde kiminle arkadaşlık ediyor acaba? Ay geçmez ki birine kardeşlik yemini etmesin. HABERCİ Hiç öyle şey olur mu? BEATRICE Onun için pek kolay. Gömlek değiştirir gibi dost değiştirir. Daha şapkasının modası geçmeden dostluğu eskiyiverir. HABERCİ Sayın Bayan, görüyorum ki siz bu efendiyi defterden silmişsiniz. BEATRICE İçinde adı geçse yakardım o defteri. Ama ben onun defterini dürebilirim. Şu ara kiminle düşüp kalkıyor acaba? Şeytanca yoldan çıkardığı bir delikanlı yok mu? HABERCİ Soylu Claudio ile sık sık görüşüyor. BEATRICE Aman Tanrım, artık illet gibi yakasına yapışır. Vebadan daha bulaşıcıdır. Bu maraza tutulan aklını kaçırır. Soylu Claudio’nun Tanrı yardımcısı olsun. Benedick’e yakalandıysa şifa bulması bin altına patlar. HABERCİ Beni dost bilin, Bayan. BEATRICE Bildim gitti.

LEONATO Sen bu maraza tutulmazsın değil mi Beatrice? BEATRICE Ancak zemheride yaz sıcağı bastırırsa. HABERCİ İşte Don Pedro geliyor. (Don Pedro, Claudio, Benedick, Balthasar ve piç Don John girer.) DON PEDRO Sevgili Sinyor Leonato, yine başınıza bela olmaya geldik. Herkes masraftan bucak bucak kaçar. Oysa siz kucak açıyorsunuz. LEONATO Bela hiçbir zaman efendimizin suretinde evime adım atmamıştır. Beladan kurtulan rahat eder, oysa siz benden ayrılınca geriye keder kalır. Mutluluksa veda eder. DON PEDRO Siz bu yüke seve seve katlanıyorsunuz. Bu kızınız sanırım. LEONATO Annesine kaç kez sordumsa, öyle dedi. BENEDICK Kuşkulandığınız için mi sormuştunuz? LEONATO Hayır Sinyor Benedick. Siz o zamanlar daha bacak kadar çocuktunuz. DON PEDRO Ağzının payını aldın.

Artık koskoca adamsın ama nasıl bir bacaksız olduğunu kestirmek güç değil Benedick. Genç bayan tıpatıp babası. Gönlünüzü ferah tutun Bayan. Bu saygıdeğer babaya benziyorsunuz. BENEDICK Sinyor Leonato babası da olsa, genç bayan omuzları arasında onun başını taşımak istemezdi, kendisine bütün Messina’yı bağışlasalar bile. BEATRICE Siz hâlâ konuşuyor musunuz Sinyor Benedick? Kimsenin size kulak astığı yok. BENEDICK Oo, kibirli Sinyorina, siz hâlâ yaşıyor musunuz? BEATRICE Başınızın etini yiyerek beslenmek dururken hiç ölür müyüm Sinyor Benedick? Kibarlık huzurunuzda kibre dönüşür. BENEDICK Kibarlığın bu kadar dönek olduğunu bilmezdim. Bir bildiğim varsa bütün kadınlar beni sever, tabii sizin dışınızda. Keşke ben de onları sevebilseydim. Ama yüreğim mi katı, nedir? Hiçbirini sevemiyorum. BEATRICE Ne mutlu kadınlara. Yoksa başlarına bela kesilirdiniz. Tanrı’ya şükür ben de soğukkanlıyım. Benim huyum da sizinkine benzer.

Köpeğimin bir kargaya havlaması, bir erkeğin aşk yeminlerinden daha hoş gelir kulağıma.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir