William Shakespeare – Yanlışlıklar Komedyası

Nedense ilk çevirisinden bu yana, Yanlışlıklar Komedyası başlığı bir kalıp durumuna gelmiş ve sonraki çevirilerinde de aynı başlık kullanılmıştır. Oysa Shakespeare’in oyunları yazdığı dönemde “error” yanlışlık anlamında değil, “yanılgı, aldanma” anlamında kullanılıyordu. [1] Zaten olay dizisinin tamamı yanılgılar ve aldanmalar üzerine kuruludur, oyunun da Yanılgılar Komedyası olarak adlandırılması gerekir. Ancak okuyucu ve tiyatro izleyicisinin zihninde yıllardan beri yer etmiş olan başlığı değiştirmemek için The Comedy of Errors’u biz de Yanlışlıklar Komedyası olarak Türkçeye aktardık. Bu oyun, Shakespeare’in ilk ve kısa komedyalarından biridir. Plautus’un Menaechmi (İkizler) adlı oyunundan esinlenilmiş, ama daha ilginç bir duruma getirilmiştir. Burada doğum sırasında birbirinden ayrılmak zorunda kalmış ikiz kardeşler ile onların ikiz uşakları vardır. Shakespeare’in bu yapıtı esinlendiği oyundan çok daha parlaktır ve komedya ve merak öğeleri özgündür. İkizlerle sağlanan entrika oldukça inandırıcı ve sürükleyicidir. İlk kez 8 Kasım 1623 yılında Birinci Folio’da basılmıştır. Ancak oyunun ilk oynanışı olan 28 Aralık 1594 tarihinden önce yazıldığı belirtilmektedir. Oyun ilk kez noel kutlamaları dolayısıyla, Gray’s Inn denilen bir yerde, “Chambarlain’s Men” topluluğu tarafından temsil edilmiştir. Oyunu izlemeleri için Londra’daki hukuk öğrencileri çağrılmıştır. Salon tıklım tıklım dolup da yer kalmadığı için bunların bir kısmı temsili izleme olanağını elde edememiştir. Destansı bir taşlama olan Gesta Grayorum adlı bir kronikte, o dönemdeki olaylar “Yanılgılar Gecesi” başlığı altında ele alınmıştı.


Bu yapıt Noel vesilesi ile yazılmamıştı, daha önceki dönemi kapsıyordu. Shakespeare bu yapıttan yararlanarak bazı göndermeler yapar. Yanılgılar Komedyası’nın III. perde 2. sahnesinde, şişko mutfak hizmetçisine ilişkin bir alay vardır; bu sahnede Sirakuzalı Antipholus sorar: “İrlanda gövdesinin neresinde?” Sirakuzalı Dromio yanıtlar: “Tam tamına kuyruk sokumunda efendim, bataklığa düşünce anladım.” Sorular diğer ülkelere gelir: “Ya Fransa?” Uşak Dromio yanıtlar: “Alnında, ters ve silahlanmış varisiyle savaşta.” Shakespeare, Fransa üzerine yaptığı göndermede o dönemin önemli bir siyasal olayına dikkat çeker. Haziran 1584’te ölen ve çocuğu olmayan Anjou Dükü, ölmeden önce Navarralı Henry’yi Fransa tahtına varisi olarak atamıştı. O sırada, III. Henry İngiltere kralıydı ve hayattaydı. Katolik Birliği, Navarralı Henry’ye karşı savaş aştı, ama Coutras’da yenildi; böylece Navarralı Henry’nin Avrupa’da nüfuzu arttı. İngiltere kralı, 12 Ağustos 1589 yılında ölünce, Navarralı Henry İngiltere kralı oldu. Ancak 18 Temmuz 1593’te Katolikliği kabul ettikten sonra, Fransa tahtını elde edebildi. Böylece Navarralı Henry 1584 ile 1589 yılları arasında varis olarak bulunuyordu. “Varis” göndermesi ve Shakespeare’in oyununda bulunan diğer kanıtlar, Yanılgılar Komedyası’nın 1589’dan önce yazıldığını göstermektedir.

[2] Bu oyunu baştan sona irdelediğimizde yazarın acemilik dönemin olduğu anlaşılır. Plautus’u yeni okumuş ve kendi kurgusunu yapmıştır. Karakterler birbirlerine pazaryerinde rastlarlar; oyun Efesli Antipholus’un evinde, orospunun yerinde ve manastır önünde geçer. Bir de “Kentaros Hanı” ile “Kirpi Hanı” adlarını duyarız. Girişlerin biri rıhtım, diğeri kent tarafındadır. Bu zaten antik komedyanın klasik bir yerleştirmesiydi. Yine klasik oyunlarda olduğu gibi, adı edilen hemen herkes sahnede bitiverir. Oyunun sonundaki “deus ex machina” da Başrahibe’dir. Çoğu klasik oyunda bu görev tanrılara, krallara ya da o ülkenin hükümdarına verilirdi. Oysa bu oyunda oyunun sonlarına doğru ortaya çıkan Başrahibe bu görevi yapmaktadır. Shakespeare, olay dizisini Plautus iki oyunundan esinlenerek kurmuştur. Bunlardan biri Menaechmi, ötekisi Plutus’un antik Yunan komedyasından uyarladığı A mphitruo’dur. İkiz efendiler, Menaechmi’den alınmıştır. İkiz uşaklar ise, Amphitruo’nun yanılgılar üzerine kurulu ünlü sahnesinden esinlenilerek alınmıştır. Bu sahnede evin efendisi ile uşağı bir yere kapatıldıktan sonra, tanrılar Jupiter ile Mercury onların kılığına girip hiçbir şeyden kuşkulanmayan evin hanımı ile aşk oyununa girerler.

Plautus’taki baba yerine, Shakespeare Efesli Antipho-lus’un karısının kız kardeşini yaratmıştır; böylece bekâr ikiz kardeş Sirakuzalı Antipholus’u da onunla eşleştirmiştir. Kısacası Shakespeare Roma oyunlarındaki “prolog” yerine Aegeon’un hikâyesi ile romantik bir serimle daha inandırıcı bir giriş ortaya çıkarmıştır. Bu serim olay dizisinin gelişimine de ışık tutmuştur. Ayrıca Shakespeare, bir kurgu ustası olacağının ilk belirtilerini bu oyunda göstermiştir. Özdemir Nutku, 5 Haziran, 2009 Kişiler [3] SOLINUS Efes dükü AEGEON Sirakuzalı bir tüccar EFESLİ ANTIPHOLUS – SİRAKUZALI ANTIPHOLUS İkiz kardeşler, Aegeon ile Aemilia’nın oğulları EFESLİ DROMIO – SİRAKUZALI DROMIO İkiz kardeşler, Antipholus’ların uşakları BALTHAZAR Bir tüccar ANGELO Bir kuyumcu BİRİNCİ TÜCCAR Sirakuzalı Antipholus’un dostu İKİNCİ TÜCCAR Angelo’nun alacaklısı PINCH Özel eğitmen AEMILIA Aegeon’un karısı, Efes manastırının başrahibesi ADRIANA Efesli Antipholus’un karısı LUCIANA Adriana’nın kız kardeşi LUCE Adriana’nın hizmetçisi Bir orospu, zindancı, memurlar ve diğer hizmetliler Sahne: Efes I. Perde 1. Sahne (Dükün sarayında bir salon) (Efes Dükü, Sirakuzalı tüccar Aegeon, Zindancı, memurlar ve hizmetliler girerler.) AEGEON Hadi durma Solinus, vur darbeni, Ölüm hükmünü ver, dindir kederimi. DÜK Sirakuzalı tüccar, artık tartışıp savunma kendini, Yasalarımızı çiğnemeye hakkım yok benim. Son zamanlarda, düşmanca, kinci tavırlar sergileyen Dükünüzün hışmına uğradı, Bizim namuslu yurttaşlarımız, tüccarlarımız, Bulamadıkları için canlarını bağışlatacak parayı; Kanlarıyla mühürlediler onun bu insafsız kararını, Bu olay, sildi süpürdü tüm acıma duygumuzu Tehdit edici bakışlarımızdan. Bizimkilerle senin o arabozucu yurttaşların arasındaki Bu onulmaz, ölümcül anlaşmazlıktan sonra, Kutsal yasama kurulumuz bir karara vardı: Bundan böyle, hem Sirakuzalıların Hem bizimkilerin düşman kentlerimiz arasında Gidiş gelişleri, alışverişleri yasaklanmıştır. Ayrıca, Efes doğumlu biri, Sirakuza’nın herhangi bir pazarında, panayırında Görüldüğü an, ölüm cezasına çarptırılacaktır, Aynı şekilde, herhangi bir Sirakuzalı Efes topraklarına ayak bastığı an öldürülecektir, Bütün mallarına da dükalık adına el konulacaktır. Canını kurtarmak isteyen fidye olarak bin mark ödeyecektir. Oysa ne kadar değer biçilirse biçilsin, Senin varın yoğun, yüz mark bile etmiyor; Ölüme mahkûmsun yasalar gereğince. AEGEON Ama bir tesellim var: Sözleriniz yerine getirildiğinde, Acılarım dinmiş olacak akşam güneşiyle birlikte.

DÜK Peki Sirakuzalı, kısaca anlat: Neden anayurdunu bıraktın, Ne sebeple Efes’e geldin? AEGEON Bana anlatması zor dertlerimi söyletmekten Daha ağır bir görev yüklenemezdi. Ancak sonumun alçakça bir suçtan gelmediğini, Doğanın neden olduğunu bütün dünyaya duyurmak için, Acımın izin verdiği kadar konuşacağım. Sirakuza’da doğdum; mutluluğumu Onun mutluluğuna borçlu olduğum bir kadınla evlendim. Talihim yaver gidiyordu. Onunla hoş ve mutlu yaşıyordum. Epidamnum’a sık yaptığım yolculuklar sayesinde, Varlığımız giderek artıyordu. Bir gün oradaki temsilcim ölüverdi. Ortada kalan mallarımın kaygısıyla, Uzaklaşmak zorunda kaldım karımın tatlı sevgisinden. Evimden ayrılalı altı ay dolmadan, Kadınların yüklendikleri o tatlı cezanın etkisiyle Bitkin düşen karım, arkam sıra gelmek için hazırlanmış, Az bir süre sonra sağ salim geldi, beni buldu. Çok geçmeden iki gürbüz oğlanın mutlu annesi oldu.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir