Michael Crichton – Yükselen Güneş

içerik: Detektif Peter J. Smith’in 13-15 Mart’ta yapılan videolu sorgusunun Yazılı metni Kon usu: “Nakamoto Cinayeti” rA8895-404 x ) Bu yazılı metin Los Angeles Polis Teşkilâtına aittir ve ancak teşkilât içinde kullanılabilir. Bu belgeyi kopyalamak, içinden alıntı yapmak ya da içeriğini başka biçimde açıklamak yasalara göre yasaktır. Yetkisiz kullanımın ağır cezaları vardır. SORGUCU: Tamam. Kayıt başladı. Lütfen adınızı, kayda girmesi için söyleyin. SORGULANAN: Peter James Smith. Olav: “Nakamoto Cinayeti” SORGUCU: Yaşınızı ve görevinizi söyleyin. SORGULANAN: Otuz dört yaşındayım. Los Angeles Sorgunun tanımı: Sorgulanan (Detektif J. Smith) 13 Polis Teşkilâtı Özel Hizmetler Bölümünde, teğmen rüt-Mart Pazartesi’den 15 Mart Çarşamba’ya kadar olan 3 besiyle çalışıyorum. günlük süre içerisinde 22 saat boyunca sorguya çekil- SORGUCU: Teğmen Smith, bildiğiniz gibi, şu anda miştir. Bu sorgu S-VHS/SD videobantına alınmıştır. herhangi bir suçla suçlanmıyorsunuz.


Görüntünün tarifi: Sorgulanan (Smith), Video Odası SORGULANAN: Biliyorum. #4, LA PT Merkezinde, masanın önünde oturmaktadır. SORGUCU: Bununla birlikte burada sizi temsil edecek Duvarda saat, sorgulananın arkasında gözükmektedir. bir avukat bulundurmaya hakkınız var. Görüntü masanın üstünü, oradaki kahve fincanını, sorgulananın da belden yukarı kısmını almaktadır. SORGULANAN: O haktan feragat ediyorum. Sorgulanan (birinci gün) ceket ve kravat; (ikinci gün) SORGUCU: Pekâlâ. Buraya gelmek için herhangi bir gömlek ve kravat; (üçüncü gün) yalnızca gömlek şekilde zorlandınız mı? giymektedir. Video zaman kodu sağ alt köşededir. SORGULANAN: (uzun bir sessizlik) Hayır. Herhangi bir Sorgunun amacı: Sorgulananın “Nakamoto Cinayeti şekilde zorlanmadım. “ndeki rolünün açıklığa kavuşturulması. (A8895-404) SORGUCU: Peki. Şimdi sizinle Nakamoto Cinayetinden Sorguda hazır bulunan görevliler, Detektif T. Conway ile söz etmek istiyoruz, O olayı ilk ne zaman duydunuz? Detektif P.

Hammond’dur. Sorgulanan, avukat atanması hakkından feragat etmiştir. SORGULANAN: 9 Şubat Perşembe akşamı, saat dokuz sularında. Olayın Durumu: ” Çözülmemiş” olarak dosyalanmış-SORGUCU: O saatte ne oldu? SORGULANAN: tır. Evdeydim. Telefon geldi. SORGUCU: Telefon geldiği sırada ne yapıyordunuz? ASLINDA Culver City’de, oturduğum apartman dairesinde, yatağıma girip oturmuştum. Lakers’larm maçını, sesini iyice kıstığım TV’den seyrediyor, bir yandan da Japonca kursum için kelimeler ezberlemeye uğraşıyordum. Sessiz sakin bir akşamdı. Kızımı saat sekiz dolaylarında uyutmuştum. Şimdi ses kayıt makinesini yatağın üzerine almış, banttaki kadının neşeli sesini dinliyordum. “Merhaba, ben polis memuruyum. Size yardımcı olabilir miyim?” gibi şeyler söylüyordu. “Lütfen bana yemek listesini gösterin.” Her cümleden sonra duruyor, benim o cümleyi tekrarlamam için zaman tanıyordu.

Ben de kör topal, elimden geleni yapıyordum. Sonra banttaki kadın sesi, “Zerzavatçı dükkânı kapanmış. Postane nerede?” diye devam ediyordu. Bazen dikkatimi toplamak zor geliyordu ama yine de uğraşıyordum. “Bay Hayaşi’nin iki çocuğu var.” Cevap vermeye çalıştım: “Hayaşi-san wa kodomo ga fur . fütur …” Bir küfür savurdum. Ama o zamana kadar kadın yine konuşmaya başlamıştı. “Bu içki hiç güzel değ Devriye polisine Yatağımın üstündeki fotoğraflar artık gerçek durumu onu evine götürmesini söyledim, ertesi gün konsolosluğa yansıtmıyordu. Dört ayda Michelle çok değişmişti. Boyu daha şikâyette bulunmak üzere de olayı bir kenara not ettim. uzundu. Eski karımın ona aldığı parti elbisesi de artık üstüne Bir saat sonra Gardena bölgesini dolaşan devriye ekibi olmuyordu. Siyah kadifeden, beyaz dantel yakalı bir elbise. aradı.

Bir lokantadaki silahlı soygunda, yalnızca Samoa dili Fotoğraflarda eski karım hep baş roldeydi. Michelle konuşan bir adam tutuklamışlardı. Çevirmen istiyorlardı, is-mumları üflerken pastayı o tutuyor, hediye paketlerini aç-terlerse çevirmen bulabileceğimi, ama Samoahlann mutlaka masına o yardım ediyordu. Adanmış bir anne rolündeydi. İngilizce bildiğini, çünkü oraların yıllardan beri Amerika Aslında kızım benimle oturur, eski karım onu pek sık gör-Birleşik Devletleri denetiminde topraklar olduğunu söylemez. Hafta sonlarında onu almaya çoğu kere gelmez bile. dim. Detektifler, bu durumda işi kendilerinin idare edebileÇocuk bakımına katkı çeklerini göndermeyi de sık sık unutur. ceklerini söyleyip kapadılar. Ardından bir telefon daha geldi. Ama o fotoğraflara bakan biri bunları asla tahmin ede-Aerosmith konserinde seyyar televizyon araçları, itfaiye arabalarının yolunu tıkamışlardı. Bizim polislere, olayı itfaiye mezdi. merkezine bildirmelerini söyledim. Bundan sonra bir saatim “Tuvalet nerede?” sessiz geçti. Yine ders kitabıma döndüm, teypteki kadının şarkı “Benim bir arabam var.

Birlikte gidebiliriz.” Çalışmayı söyler gibi bir sesle söylediklerini dinleyip tekrarlamaya sürdürdüm. Tabii aslında o gece ben nöbetteydim. Özel koyuldum. “Dün hava yağmurluydu.” Hizmetler Bölümü’nün telefonla ulaşılabilecek Derken Tom Graham aradı. yetkilisiydim. Ama dokuz şubat sakin bir perşembeydi, ben “Allanın belâsı Caponlar,” dedi Graham. “Bu kadar çirke-fe de bu yüzden pek bir hareket beklemiyordum. Saat dokuza inanamıyorum. Acele buraya gelsen iyi edersin, Petey-san. kadar yalnızca üç telefon gelmişti. Figueroa bin yüz. Yedinci Cadde’nin köşesi. Yeni Naka-moto Özel hizmetlerin alanına, polis teşkilâtının diplomatik binası.

” ilişkiler dalındaki faaliyetleri de girmektedir. Diplomatlarla, “Sorun nedir?” diye sormak zorunda kaldım. Graham iyi ünlü kimselerle ilgili sorunları çözümleriz, şu ya da bu ne-detektiftir ama çabuk öfkelenir. Olayları biraz abartma huyu denle polisle karşı karşıya gelen yabancı ülke vatandaşlarına da vardır. çevirmen ya da bağlantı görevlisi sağlarız. Çok çeşitliliği “Sorun, lanet olası Caponların karşılarında lanet olası bir olan bir iştir ve hiç sıkıcı değildir. Nöbetçi olduğum bu tür Özel Hizmetler bağlantı görevlisi görmek istemeleri,” dedi. gecelerde yarım düzine kadar yardım çağrısı gelebilir ama genellikle hiçbiri acil durum sayılmaz. Evden çıkmak zorunda kalışım pek enderdir. Bizim işimiz herhalde polis teş-13 12 “O da sensin, dostum. Bağlantı görevlisi buraya gelene kadar “Tamam,” dedim. “Teşekkürler.” polisin hiçbir hareket yapmasına izin vermiyorlar.” “Ne hareketi “Bir şey daha var. Bu olay toprak hatlı, tamam mı, Pete?” yapmak? Ne oldu? Durum ne?” “Cinayet,” dedi Graham.

“Kadın, “Tamam,” dedim. “Onu kim istedi?” “Öylesi daha iyi.” “Nasıl beyaz, yirmi beş yaş dolaylarında, boyu bir seksene yaklaşan biri-. istersen, Fred.” Sırtüstü serilmiş. Bu heriflerin yönetim kurulu odasının orta Toprak hatlı demek, hiç telsizle haberleşmeye başvurul-yerinde. Görmeye değer. Sen acele buraya gelmeye bak.” mayacak demekti, çünkü o frekansları basın da yakalayıp “O kulağıma gelen ses müzik mi?” diye sordum. “Tabii, ne alabiliyordu. Bazı durumlarda zaten uygulanan normal usul sandın?” diye patladı Graham. “Müthiş bir parti var burada. Bu buydu. Elizabeth Taylor ne zaman hastaneye yatsa biz toprak gece Nakamoto gökdeleninin resmi açılışı. Davet veriyorlar.

hatlarına geçerdik. Ya da ünlü birinin genç oğlu araba Hemen gel, olmaz mı?” kazasında ölse, yine toprak hatlarına geçer, basın ve televizyon Geleceğimi söyledim. Bitişikte oturan Bayan Ascenio’ya temsilcileri evin kapısını yumruklamaya başlamadan önce telefon açtım, ben yokken gelip bebeğe göz kulak olmasını ailenin haberi bizden duymasını sağlamaya çalışırdık. Bu tür istedim. Her an paraya ihtiyacı vardı kadıncağızın. Onu bekşeylerde kullanılırdı toprak hatları. Cinayet olayında lerken gömleğimi değiştirdim, takım elbisemi giydim. O sı-kullanıldığına daha önce hiç rastlamamıştım. rada Fred Hoffmann aradı. Kentin iş kesimindeki karakolun Ama arabamı kente doğru sürerken araç telefonuna hiç nöbetçisiydi. Kısa boylu, kır saçlı, taş gibi bir adamdı. “Bak, elimi uzatmadım, yalnızca radyoyu dinledim. Bir silahlı ça-Pete, bana kalırsa bu seferkinde yardıma ihtiyacın olacak.” tışmada, üç yaşında bir çocuğa kurşun geldiği, belden aşağı- “Neden o?” diye sordum. sının felç olduğu söylenmekteydi.

7-Eleven dükkânı soyu- “Anladığıma göre Japon vatandaşı olan birilerinin bulaştığı bir lurken çocuk da oradaymış. Bir kurşun omurgasına girmiş, cinayet var. Bu işte bit yeniği olabilir. Sen ne zamandır bağlantı çocuk da …

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir