Carlos Maria Dominguez – Kağıt Ev

1998 ilkbaharında Bluma Lennon, Soho’daki bir kitapçıdan Emily Dickinson’ın Şiirlerinin eski bir baskısını aldı ve ilk köşe başında, tam da ikinci şiiri okumaya başladığında bir arabanın altında kaldı. Kitaplar insanların kaderlerini değiştirir. Kimileri Malezya Kaplanı’nı [1] okuyup uzak diyarlardaki üniversitelerde edebiyat profesörü oldu. Siddhartha binlerce gencin Hinduizm’e merak salmasını sağladı, Hemingway onları sporcu yaptı, Dumas binlerce kadının hayatını alt üst ettiyse de, yemek kitapları sayesinde intihardan kurtulanların sayısı hiç de az değildi. Ne var ki Bluma kitap kurbanlarından biri oldu. Ama tek kurban o değildi. Antik Diller profesörü yaşlı Leonard Wood kütüphanesindeki raftan kafasına düşen beş ciltlik Britannica Ansiklopedisi ile felç oldu; arkadaşım Richard, William Faulkner’ın raftaki Abşalom, Abşalom! ’una ulaşmaya çalışırken merdivenden düşüp bacağını kırdı. Buenos Aires’ten başka bir arkadaş bir halk kütüphanesinin bodrum katındaki arşivleri incelerken tüberküloza yakalandı. Öfke nöbetine tutulup Karamazov Kardeşler’in, sayfalarını mideye indirdikten sonra hazımsızlıktan ölen bir Şili terrier’i de biliyorum ayrıca. Büyükannem ne zaman yatakta kitap okuduğumu görse bana, “Bırak şunu, kitaplar tehlikedir,” derdi. Yıllarca bunu onun cehaletine verdim, ama zaman Alman büyükannemin bilgeliğini kanıtladı. Bluma’nın cenazesi Cambridge Üniversitesi’ndeki pek çok önemli ismi bir araya getirdi. Dini törende Profesör Robert Laurel onu övgü dolu bir veda konuşmasıyla uğurladı son yolculuğuna, daha sonra bu methiyeyi akademik amaçları doğrultusunda bölümler halinde yayımladı. Onun parlak akademik kariyerini, kırk beş yıllık zarafet ve zekâ dolu hayatını, işini, Latin Amerika edebiyatlarındaki Anglosakson izlerini araştırma konusuna katkılarını ön plana çıkardı, fakat tüm bunları tartışmak bir cümleyle taçlandırdı: “Bluma onu hayattan alıp götürecek olanın yine bu olacağını bilemeden hayatını edebiyata adadı,” dedi. Onu tüm töreni “edeb-i kelamlılık” ederek mahvetmekle suçlayanlar, Laurel’ın yardımcılarının çetin savunmalarıyla karşı karşıya kaldılar.


Birkaç gün sonra arkadaşım Annenin evinde John Bemon’nun, Laurel’ın bir grup öğrencisine, “Onu bir araba öldürdü, şiir değil,” dediğini duydum. “Hiçbir şey temsilinin dışında vuku bulmaz,” diye itiraz etti iki delikanlı ile sözünü esirgemeyen Yahudi bir kız. “Herkes istediği temsili seçme hakkına sahiptir.”

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

Yorum Ekle
  1. Tesekkurler…