“…pek çok ölümcül savaş yapıldı, insanlar katledildi, kiliseler soyuldu, ruhlar tahrip edildi, genç kadınlar ve bakireler kirletildi; saygıdeğer dullar ve eşler rezil edildi; kasabalar, malikaneler, binalar yakıldı; yollarda soygunlar ve gaddarlıklar yapıldı; pusular kuruldu. Bu yüzden adalet sağlanamadı. Hıristiyanlık inancı zayıfladı, ticaret yok oldu ve bu savaşları takiben konuşulamayacak, sayı-lamayacak ve yazılamayacak kadar kötü ve korkunç olay-lar yaşandı.” Harlequin, büyük olasılıkla eski Fransızca sözcük helleguin’den alınmıştır: şeytanın atlıları. Hookton hazinesi 1342 yılının Paskalya sabahında çalındı. Bu hazine, kutsal bir şey, kilisenin kirişlerinde asılı duran kutsal bir emanetti ve bu kadar değerli bir nesnenin böylesi tanınmamış bir köyde tutulması olağandışıydı. Bazı köylüler kutsal emanetin orada işi olmadığını, bir katedralde veya büyük bir manastırda saklanması gerektiğini söylerken kimileri, hem de sayıları çok olan kimileri, onun gerçek olmadığını söylüyordu. Yalnızca aptallar kutsal emanetlerin sahte olduğunu inkâr ediyordu. İkna yeteneği olan adamlar ingiltere’nin az bilinen kesimlerin-de dolanıp kutsal azizlerin el ve ayak parmaklarından veya kaburgalarından olduğunu söyledikleri sararmış kemikleri satarlardı. Ve kemikler bazen gerçekten insana ait olsa da çoğunlukla bir domuza ya da hatta bir geyiğe ait oluyor, ama insanlar yine de satın alıp bu kemiklere dua ediyordu. “İnsan St. Guinefort’a dua etse de olur,” derdi Peder Ralph, sonra genizden gelen alaycı bir kahkaha patlatırdı. “Uyluk kemiğine dua ediyorlar, uyluk kemiğine! Kutsal domuz!”
Bernard Cornwell – Kutsal Kase’nin Peşinde #1 Şeytan’ın Atlıları
PDF Kitap İndir |