Joseph Heller – Madde 22

Joseph Heller Madde Madde 22 bugüne kadar okuduğunuz hiçbir romana benzemiyor. Kendine has bir mant ığı, bambaşka karakterleri var. Joseph Heller ın acı gerçekleri sipsivri bir alayla iğnelediği bu 20. yüzyıl klasiğini okurken savaşı, yaşamın acımasızlığını, iktidarın yeri geldiğinde nasıl bir canavara dönüştüğünü görüp kimi zaman korkacak kimi zaman kahkahalar atacaksınız. 2. Dünya Savaşı sırasında Amerikan ordusunda bombardıman pilotu olarak görev yapan Yossarian’ın öyküsü, çivisi çıkmış bir dünyanın küçücük bir modeli aslında. Okurken bugün dünyada yaşananlarla kitaptaki öykü arasındaki bağlantıyı kurup aslında ne kadar absürd, çılgın, ürkütücü ve kin dolu bir dünyada yaşadığınızı fark edeceksiniz. “Tek bir açmaz vardı, o da Madde 22. Bu madde, insanın gerçek ve yakın tehlike karşısında kendi güvenliği için endişelenmesinin zihnin rasyonel bir süreci olduğunu belirtiyordu. Orr deliydi ve uçuştan men edilebilirdi. Tek yapması gereken uçuştan men edilmesini talep etmekti; ve bunu yapar yapmaz, deli olmadığı anlaşılacaktı ve başka görevlerde uçması gerekecekti. Orr un başka görevlerde uçması için deli olması gerekirdi, aklı başında olsa uçmazdı; ama aklı başındaysa uçmak zorundaydı. Uçarsa deli demekti ve uçmak zorunda değildi; ama uçmak istemiyorsa aklı başındaydı ve uçmak zorundaydı. Madde 22’deki bu şartın mutlak basitliği Yossarian ı derinden etkiledi. Saygıyla ıslık çaldı.


” 1961’de, The New York Times sekiz sütunlu bir gazeteydi. Ve o senenin 11 Kasım’mda, Catch-22 nin resmi yayın tarihinden bir gün sonra, gazetenin kitap tanıtım sayfasında beş sütun genişliğinde, sayfayı boylu boyunca kaplayan sıradışı bir ilan yayınlandı. Uanm görüntüsü müthişti. O günkü, bir başka yazara ait kitabın tanıtımı, çapraz bulmaca ve başka her şey kat yerine doğru sıkışmıştı. İlanın başlığı şuydu: AÇMAZ NEREDE? Ve ilanın tepesinde, yüzünde bir panik ifadesi ile, yan taraftaki belirsiz tehlikeye bakarak kaçmakta olan üniformalı bir adam karikatürü vardı. Bu Catch-22’nın ilanıydı. İlan metnine yirmi bir kişinin, çoğu edebiyat ve yayın dünyası ile ilişkili, tanınmış insanların övgüleri serpiştirilmişti. Bu kişiler yayınlanmadan önce romanı almış, okumuş ve övgü dolu yorumlar yapmışlardı. Romanın yayınlanmasından birkaç gün sonra, The Nation da, Nelson Algren’in romanla ilgili bir yazısı çıktı (Nelson Algren benim temsilcimin müşterilerindendi ve temsilcim romanımı okumasını istemişti). Algren o yazıd a Catch-22’den, “senelerdir yayınlanan en iyi roman” diye bahsediyordu. Chicago’da yayınlanan bir gündelik gazeteden Studs Terkel de aynı ölçüde iltifatlarla dolu sözcüklerle kitabı okuyucularına tavsiye etmişti. Romanın yayınlanmasına bu kadar ilgi gösterilmesi, daha çok temsilcim Candida Donadio ile editörüm Robert Gottlieb’in çalışkan hevesi ve takdiri sayesindeydi. Bu yeni baskıyı, paha biçilmez yeteneklere sahip meslektaşlarım ve yandaşlanm olarak, onlara adıyorum. O gün Times’da romanla ilgili bir yazı çıkmadı. Ancak, The Herald Tribune’da Maurice Dolbier roman hakkında şöyle diyordu: “Vahşi, etkileyici, şok edici, komik, fırtına gibi esen, heyecan verici, devasa, macera treni gibi bir kitap.

” Bilinmeyen bir yazann yazdığı bu savaş romanının The Herald rribune yazsa tarafından tanıtılmış olması, tamamen bir tesadüftü. Bay Dolbier’in röportaj yaptığı, daha çok tanınmış bir yazar olan S. J. Perelman tam da o günlerde yeni kitabını yayınlamıştı. Yayıncısı Simon & Schuster benim de yayıncımdı ve onun kitabından sorumlu editör benim de editörümdü; Bob Gottlieb. Dolbier’in röportajda sorduğu bir soruya yanıt olarak Bay Perelman, editörünün tavsiye ettiği Catch-22 adlı bir romana dalmış olduğunu söylemişti. Daha sonra bana anlattığına göre Bay Dolbier ofisine dönmüş, kitabı, hakkında bir yazı yazmak için okumaya zaman ayıramayacagına karar verdiği kitaplardan oluşan bir yığının içinde bulmuştu. Gottlieb olmasaydı Perelman olmazdı ve Perelman olmasa Dolbier’in yazısı da olmazdı. Dolbier olmasa Times da olmazdı. İki hafta sonra, Bay Dolbier sayesinde, gündelik Times’ın yazarı Orville Prescott da kitaptan övgüyle bahsetti. Prescott, okuyanların romanı kolay kolay unutamayacağını söyledi ve onu şu sözlerle tanımladı: “Keyif verdiği kadar öfkelendirecek, göz kamaştıncı bir roman.” İstesek, anlatılanların devamına tarih diyebiliriz; ama kolayca yanlış anlaşılabilecek bir tarih. Roman ödül kazanmadı, çok satanlar listelerine de giremedi. Ve Bay Prescott’un öngördüğü gibi, aldığı her övgüye karşılık bir de yergi gördü. Yirmi beş sene sonra, geriye dönüp romana baktığında bana göre yıllardır Amerikan edebiyatı üzerine yazan en sezgili, en ısrarlı yorumcu olan John Alridge, The New Republic’de çıkan son derece zeki yorumu ile ilgili olarak Robert Brustein’ı, kendisinden sonraki eleştirilere söyleyecek söz bırakmadığı için kutladı.

Bay Alridge, Catch-22’yi ilk okuyanların, “kitabı sevmelerini sağlayan sebeplerin, diğerlerinin nefret etmesine yol açan sebeplerle aynı olduğunu” söyledi. Romanı kötüleyenler genelde zehir gibi bir dil kullanıyorlardı. Times’ın Pazar gazetesinde, arka tarafta, ancak takip edenlerin fark edebileceği kadar küçük bir yazıda, yazar (tesadüf eseri benim temsilcimin müşterisi olan bir yazar) romanın “yetenek ve sağduyu yoksunluğundan muzdarip”, “tekrara düşen ve tekdüze”, “başansız”, “duygusal bir çorba” olduğuna ve aslında roman sayılamayacağına karar vermişti; ve saygıdeğer , The New Yorker’da, normalde caz müziği hakkında yazılar yazan bir gazeteci, kitabı Mitchell Goodman’ın benzer bir arka plana sahip romanına benzetip kitabın “yazılmış gibi bile durmadığına; bunun yerine kağıda haykırıldığı izlenimini bıraktığına”, romanı okuduktan sonra akılda kalanın “ekşi esprilerden bir çerçöp yığını” olduğuna, ve yorumun sonunda Heller’ın “kendi kahkahaları içinde yüzerek, sonunda kendi kahkahaları içinde boğulduğuna” karar verdi. (Bunu yazarken de kahkaya boğulmak üzereyim.) Romanın o sene, Times’ın yayınladığı, Noel tatili için tavsiye edilen yüzlerce kitabın arasına girdiğini, ya da yaz kitabı olarak seçilen diğer yüzlerce kitap arasında yer aldığını hatırlamıyorum.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir