E. E. Cummings – Şiirler

Edward Estlin Cummings yüzyılımızın en ilginç şairlerinden birisiydi. 14 Ekim 1894’de Massachusette’in Cambridge kentinde doğmuş, 3 Eylül 1962’de ölmüştür. 1916 yılında Harvard’da doktorasını verince gönüllü olarak Fransa’daki bir ambulans birliğine şoför olarak katıldı. 1917 yılında düşmana haber sızdırmakla suçlanıp aylarca tutuklu kaldı. Bu olay onun ilk kitabı olan The Enormous Room için gerekli temeli oluşturdu. Bu kitap sonradan savaş üzerine yazılmış romanlar arasında bir klasik olarak tanımlandı. Cummings’in ilk şiir kitabı Tulips and Chimneys 1923’de yayımlanmış ve bunu 1958 yılına kadar 10 şiir kitabı daha izlemiştir. Son şiir kitabı 73 poems şairin ölümünden bir yıl sonra 1963’de yayımlanmıştır. Yani Cummings’in şiir kitaplarının sayısı 12 olarak biliniyordu. Bu 12 kitaptaki şiirlerin sayısı 775’dir (Harcourt Brace Jovanovich, Inc.’in yayımladığı Cummings’in Bütün Şiirleri – 1913-1962 adlı kitap) Son zamanlarda gördüğüm bir kitap, Cummings’in şiirlerinin sayısını 975’e çıkarmaktadır; bu şiirlerin büyük bir bölümü, yani 200 şiirin 164’ü hiç yayımlanmamış şiirlerdir, 36’sı ise çeşitli yayın organlarında çıktığı halde, yukarıda sözünü ettiğim Cummings’in Bütün Şiirleri’ nde yoktur. Hiçbir yerde yayımlanmamış 164 şiir 1983 yılında yayımlanmıştır. 1991 yılında yayımlanan ve Cummings’in 975 şiirini içeren kitap Liveright Publishing Corp. yayınıdır. Yayma hazırlayan George J.


Firmage’dir. Bu kadar uzun bir giriş bağışlansın. Richard Kostelanetz’in “20’nci yüzyılın ortalarındaki büyük Amerikan şairi” olarak nitelediği Cummings üzerinde çalışanlara bir kolaylık sağlayabilirim belki umuduyla giriş bölümünü uzunca tuttum. Burada sözü bazı tanınmış sanatçıların Cummings üstüne söylediklerine getiriyorum : Louis Untermeyer: “Yaratıcı coşkunluğun, gerçek şaşmazlığın ve arkaik öykünmelerin bir karmaşası. Onunkisi, birden değişebilen lirik, fantastik, acayip, patetik ve yabansı bir akıldır. Cummings birinci sınıf bir mizahçıdır ve eksantirikliğine karşın bugün yazmayı sürdüren en özgün lirik yeteneklerden biridir.” 7 Marianne Moore: “Devce bir önem yoğunlaşmasıdır Cummings, olumlu bir karakter, ve ancak açık yüreklilikle girişilebilir dünyada onun resimlerinin, şiirlerinin ve direnişinin kahramanca görüntüsünü önermeye. Estetik yanlışlıklar yapmaz o”. Karl Shapiro: “Onun dil üzerindeki denetimi, Joyce’dan sonraki şairlerin hepsinden fazladır. Onu okumaktan herkes hoşlanır. ” John Dos Passos: “Bana göre Cummings, kendi kişisel tutku alanında ve lirizm alanında zamanımızdaki bulucu ve yaratıcılardan biridir. O buluşlarını beklenmedik deyim tazeliğiyle ve kılpayı kesinlikteki bir sözü telkâri bir incelikle yazar.” Allen Tate: “Hiçbir şair, bir şair olarak kaldığı için övülmeyi hak etmez. Ama İkinci Dünya Savaşı yıllarına doğru bakınca ben tek bir Amerikan şairi görüyorum, yalnız o insanlığını ve şairliğini korumuştur ve bu adam Estlin Cummings’dir. O şiirinin iki yöntemi olan lirizm ve taşlamayı modern dünyanın birleştirilmiş bir imgesi olarak bir araya getirmiştir.

Bir New England aristokratı olarak o, anlaşmazlıktan doğan muhalefetin büyük geleneği içindeydi. Kolay, liberal ve sıradan olan her şeye karşı koymaktı bu; o kendi kendisi kalmıştı. O politika dışında köktenci bir tutucu idi ve insanlıktan uzaklaşmış bir dünyada, insanlığımızın köklerine doğru döndü. Cummings derinden dindar olan ilk ve son şairdi.” Cyril Conolly de Cummings’i modern şiir akımının Catullus’u sayar. Ona göre, büyük Latin şairi gibi Cummings de hem titiz hem de duygulara seslenmesini bilen bir yazardır. Bir eleştirmen de şunları söyler: “Şiirlerinin çoğu sıradan temalara dayalıdır.” Ama sormak gerekir, temalar sıradan değil de soyluca olsa, bunlar şiire ne kazandırır! Dikkat edilmesi gereken şey, Cummings’in şiirlerinin tazeliğidir. Söz dizisinin beklenmedik bir biçimde altüst edilmesi ve ardından taptaze bir lirizm ve yine beklenmedik bir son. Şaşırtmaktan hoşlanır Cummings. Bunlara şenşakrak hafif bir havayı, sevecenliği ve Türkçeye aktarılması olanaksız biçim oyunlarını eklerseniz, bence, temaların kökenini araştırmak pek de doğru olmaz. Önemli olan onun şiirlerindeki eşi az bulunur lirizm ve şiirlerinin sağlam yapısıdır. Söyleyeceğini söyler ve susar. Fazla söze gerek yoktur. Bu bakımdan çok çetin bir şairdir Cummings.

Başka dile çevrilemeyecek yüz8 lerce şiiri olabilir. Cummings’in yazış biçimini kolay kolay başka bir şairde bulamayız. İngilizce gramer ve noktalama kurallarını hiçe sayar pek çok şiirinde. Adeta okurlarıyla dalga geçer gibidir. Ama şiirlerinin karmaşık görünüşü aldatıcıdır. Bu görüntünün altında sağlam bir yapı yatmaktadır. Kanımca Cummings şiirlerinde hiçbir şeyi rastlantıya bırakmamıştır. Barry A. Marks’ın eleştiri kitabından aklımda kaldığı kadarıyla, T. S. Eliot onun çok beğendiği bir şairdir. Eliot’un şiir yapısının sağlamlığı ve değişken ritminden övgüyle söz etmiştir. Cummings’in dünyaya bakış açısı nedir? O her şeyden önce bir karşı çıkıcıdır. Neye karşı? Doğup büyüdüğü New England’daki düzenden başlayarak dünyadaki tüm düzenlere karşı. Gidip gördüğü Sovyetler Birliği’nden iyi izlenimlerle dönmemiştir.

Proletaryanın putlaştırılmasına karşı çıkmıştır. Amerika ise ona göre, “zihinsel bir kösnünün sürekli açık saçık sözlerle köleleştirildiği bir sahte-toplum,” haline getirilmiştir. Onun savunduğu hep bireydir. Ona göre, kendine güvenen, neşeli, sevimli, yüreği ve ruhu olan insanlar canlı ama birer robot gibi yalnız aklını kullanan ve kütlenin birer parçası olan insanlar ölüdür. Gerçek bireyi coşkuyla ve saygıyla över. Kuklalaşmışları (the unman) ise esprili ve keskin parodilerle taşlar ve dünyalıktan çıkmış bir dünyadaki vatanseverce ya da kültürel bayağılıklara saldırır. Kısacası, Cummings’in şiirleri bilinen kelimelere yeni görevler verilişiyle, kelime oyunlarıyla, eski ve yeni biçimlerin harmanlanışıyla, söz düzeninin altüst edilişiyle, şaşkın noktalama işaretleriyle vb. doludur. Ama bu şiirler ancak Cummings’in elinden çıkabilir, savaş karşıtı olan bir şairin. Sırf akıl ve mantığın insan hayatında baskıcı bir öğe rolü oynamasını kabul etmeyen bir şair. Sanırım onun aradığı bir dengeydi, maddi hayatla duygusal hayat arasında bir denge. Evrende her şey nasıl bir denge düzeni içindeyse öyle bir denge. Cummings’in şiir dışındaki uğraşları arasında oyunları, balesi, gezi günlüğü (Sovyet Rusya), desen ve resimleri (füzen, çini mürekkebi, yağlı boya, kurşunkalem, ve sulu boya) ve konferanslar vb. vardır. Bütün bu uğraşlar ancak ayrı ayrı yazılarda ele alınabilirler.

Benim Cummings çevirilerime gelince, bu kitapta 140 çeviri 9 bulacaksınız; onun 12 kitabından seçilmiştir bunlar. Çetin bir cevizdir Cummings’in şiirleri, çevirilmesi çok kolay değildir, birçoğu ise çevirilemez. Yapmaya çalıştığım ilk iş onun dünyasına girebilmek oldu. Bunu bir ölçüde yaptım sanıyorum, yoksa bu yükün altından kolay kolay kalkılamazdı. Seçtiğim şiirlerin kolaylığına zorluğuna bakmadan, elden geldiğince onun şiir dünyasının çeşitli yönlerini okurların önüne sermek istedim. Son söz okurların. Son olarak, çevirilerim için önerileriyle olsun, eleştirileriyle olsun, yardımlarını esirgemeyen dostlarım Sayın Azize Özgüven ile Mehmet H. Doğan’a teşekkürlerimi sunmak benim için bir borçtur. Sağolsunlar.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir