Adorno Horkheimer – Aydınlanmanın Diyalektiği

Toplumda özgürlükle aydınlatan düşünme’nin birbirinden ayrılamayacağını biliyoruz, (…) ne var ki, bu düşünme kavramının, somut tarihsel biçimlerden, iç içe geçtiği toplumsal kurumlardan daha az olmamak üzere, bugün her yerde meydana gelen gerilemenin nüvesini kendinde barındırdığını açık seçik görmüş olduğumuza inanıyoruz. Aydınlanma, bu gerileme momenti üzerinde düşünüp taşınmazsa, o zaman kendi kaderini tayin eder.” Max Horkheimer/ Theodor W. Adorno “Aydınlanmanın Diyalektiği” Querido yayınevi tarafından 1947 yılında Amsterdam’da yayımlandı. Önceleri adı yavaş yavaş duyulan kitabın bir hayli zamandır mevcudu kalmadı. Yirmi yılı aşkın bir süre sonra kitabı yeniden yayımlıyorsak, bunun nedeni, yalnız çevreden gelen sürekli teşvikler değil, üstelik içerdiği düşüncelerden hiç de az olmayan bir bölümünün bugün de güncelliğini koruması ve daha sonraki kuramsal çalışmalarımızı geniş ölçüde belirlemiş olmasıdır. Dışardan bir kişi, kimin hangi tümceden ne denli sorumlu olduğunu kolay kolay tasarlayamaz. Kitabın büyük bölümünü birlikte yazdık; kitaba canlılığını kazandıran temel öğe, “Aydınlanmanın Diyalektiği”nde birleşen bu iki mizaç arasındaki gerilimdir. Kitapta söylenenlerin tümünün de değişmez olduğunu öne sürmüyoruz. Böyle bir sav, hakikati tarihsel devinimin karşısına değişmez bir öğe olarak çıkarmak yerine, ona zamansal bir nüve olma hakkı tanıyan kuramla bağdaşmazdı. Kitap Nasyonalsosyalist terörün sonunun az çok yaklaştığı günlerde kaleme alındı. Ancak kitabın birçok yerinde yer alan tanımlamalar bugünün gerçekliğine artık uymamaktadır. Buna karşın, yönetilen dünyaya geçiş olgusuna ilişkin değerlendirmelerimiz daha o zamanlar bile safdilcesine değildi. Nesnel yönden birbirleriyle çatışmaya itilen devasa bloklara politik olarak bölünme döneminde dehşet ve yılgınlık devam etti. Üçüncü Dünya’daki çelişkiler, totaliterizmin yeniden canlanması, “Aydınlanmanın Diyalektiği”ne göre, bir zamanlarki faşizm gibi sırf tarihsel bir olay olmaktan uzaktır.


İlerlemenin karşısında da durmayan eleştirel düşünme bugün, her ne kadar tarihsel sürecin karşısında güçsüzmüş gibi görünüyorlarsa da özgürlük tortularından, reel insanlık eğilimlerinden yana yer almayı gerektiriyor. Topyekün bütünleşmenin kitapta teşhis edilen gelişmesi durmamış, sadece kesintiye uğramıştır; diktatörlükler ve savaşlar üzerinden sürecek gibi görünmektedir. Aydınlanmanın buna bağlı olarak pozitivizme dönüşmesi, mevcut durumun mitleştirilmesine ilişkin tahminler ve sonunda anlakla akıl düşmanlığının özdeşleştirilmesi çok acı bir şekilde gerçekleşmiştir. Bizim tarih tasarımımız tarihten bağışık olma kuruntusuna kapılmıyor, ama enformasyonların peşine de pozitivistçe düşmüyor. Felsefe eleştirisi olarak felsefeden el çekmeyi de düşünmüyor.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir