Halil İnalcık – Devleti Aliyye | Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar – 2

Devlet-i ‘Aliyye’nin ilk cildinin yayınlanmasından sonra bu ikinci cilt, devletin gerek içyapısal durumundaki gerekse Avusturya ve İran gibi başlıca düşmanları karşısındaki başarısızlıklarını ele almaktadır. Avrupa’da Osmanlı Devleti’nin yakında yıkılacağı hakkında dedikodular sürüp giderken, özellikle Osmanlı bürokratları, başta Kâtib Çelebi ve Koçi Bey olmak üzere, durumu tagayyür ve fesâd (bozuluş ve kargaşa) kelimeleriyle ifade etmektedirler. Devlet-i ‘Aliyye’nin birinci cildinin önsözünde, ikinci cildin 19. yüzyıl sonlarına dek uzanan dönemi kapsayacağını, üçüncü ciltte İngilizce araştırmalarımın yer alacağını yazmıştım. Ancak ilk cildin yayınlanmasından ve geniş ilgi görmesinden sonra bu kurguyu değiştirmenin isabetli olacağına karar verdim. İkinci ve üçüncü ciltlerde, dünya devleti Osmanlı İmpara-torluğu’nun bahsi geçen duruma düşmesinin nedenlerini, iç ve dış sorunlarını özellikle pâdişah otoritesinin yok oluşu karşısında çeşitli odakların iktidarı ele geçirme mücadelesini anlatmaya çalışmaktayız. Esas konumuz olarak, Köprülü Mehmed Paşa’nın bir sâhibü’l-seyf (diktatör) otoritesiyle iş başına gelinceye kadar, türlü merkezlerin, özellikle Sarâ-yi Hümâyûn’un, asker ocaklarının, vezir ve şeyhülislâmların iktidarı ele geçirme mücadelelerini ele almaktayız. Avusturya, İran ve Venedik savaş olaylarına bu kitapta iç mücadele ve kargaşa konusuna ilişkileri ölçüsünde değinilmiştir. Bu savaşlar üzerinde ayrıntılı yayınlar mevcuttur. Çağdaş göz tanıkları Hasan Beyzâde, Şârihülmenârzâde ve Kâtib Çelebi ile ıslahat isteyen lâyihacı bürokratların gözlemlerinin yanı sıra Topkapı Sarayı’ndaki telhîsler konumuzun temel kaynakları olarak kullanılmıştır. Çağdaş vekâyinâmeler, özellikle Selânikî, Hasan Beyzâde Ahmed Paşa, Kâtib Çelebi ve Karaçelebizâde Abdülaziz’in vekâyinâmeleri son zamanlarda örnek bir şekilde yayınlanmış bulunmaktadır. Dönemin bu vekâyinâmeleri, özellikle bugün kayıp bilinen Şârihülmenârzâde vekâyinâmesi, XVIII. yüzyıl başında vakanüvis Mustafa Naîmâ tarafından özetlenmiş ve Hammer’den beri Osmanlı tarihçileri tarafından temel kaynak olarak başvurulmuştur. Naîmâ’nın kaynaklarından bazen aynen aktarmalar yaptığını, bazen özetle aldığını görmekteyiz. Naîmâ’nın kaynakları arasında olayların çağdaşı, ayrıntılı gözlemler yapan Şârihülmenârzâde’nin çok kez aynen aktarılması, Naîmâ’nın derleme (kompilasyon) eserine özel bir kaynak değeri niteliğini kazandırmıştır.


Araştırmalarımız sırasında Topkapı Sarayı Arşivi’nden veziriâzam telhîsleri ve hatt-i hümâyûnlar incelenmiş ve vekâyinâmelere ek olarak olayların içyüzünü anlatan belgeler niteliğiyle bu kitapta kullanılmıştır. Bu hususta, Topkapı Sarayı eski müdürü Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın, halen müdür Haluk Dursun Bey’in ve arşiv başındaki Şenay Eren Palamut’un işbirliğini burada anmak ödevimizdir.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir