Etiket: Albert Camus

Albert Camus – Yaz

Çöl kalmadı artık. Ada kalmadı. Oysa gereksinimini duyuyoruz. Dünyayı anlamak için bazı bazı ona sırtımızı dönmemiz gerekir; insanlara daha iyi yardım edebilmek için bir an onları kendimizden uzak tutmamız gerekir. Ama güç kazanmamız için zorunlu yalnızlığı, usun toparlandığı ve gözüpekliğin ölçüsünün alındığı uzun soluğu nerede bulmalı? Büyük kentler kaldı. Ancak, bunun için de birtakım koşullar […]

Albert Camus – Saçma ve İntihar

Yalnızca gerçekten ciddi bir tek sorun var: İntihar. Yaşamın yaşanmaya değip değmediğini düşünmek, felsefenin temel sorusunu yanıtlamaktır. Dünyanın üç boyutlu olması, zihnin dokuz ya da on iki kategorisi olması gibi sorunlar sonra gelir. Bunların hiç önemi yok. Yanıtlamak gerek önce. Nietzsche’nin de söylediği gibi, bir filozof saygıdeğer olabilmek için özüyle sözü bir olmak zorundaysa, bu […]

Albert Camus – Denemeler

Albert Camus ille de yaşayacağım demişti. On sekiz yıl önce, ortaya çıktı ve dedi ki insan da, yaşam da saçmadır, boşunadır, rastgeledir, sağlam hiçbir şey yoktur, ama yine de yaşamak gerektir. Bu, insanın insanlığı kabul etmesi ve ne kadar sınırlı olursa olsun, insan yazgısını sevmesi demekti; insan az bir şey, ama yine de çok şeydir, […]

Albert Camus – Yabancı

XX. yüzyıl Fransa’sının, dahası, dünyasının düşüne yaşamına damgasını vurmuş sayılı birkaç aydınından biridir Albert Camus. [1] Düşünce dünyasının, dünyamızın, Bertrand Russell, Einstein, Sartre gibi yüceleri yanında, romanları, tiyatro yapıtları, politika yazılarıyla, tutumu, davranışı, özel genel yaşamıyla, çıkarsız bir aydın örneğini vermiş bir insan olarak özel bir yeri var Albert Camus’nün, yüzyılımızda. Albert Camus’nün dünya görüşü, […]

Albert Camus – Yabancı (Varlık Yayınları)

Yabancı, çağdaş Fransız yazarlarının en ünlülerinden biri olan Camus’nün adı dünyayı tutmuş bir yapıtıdır. Nobel ödülünü aldıktan ve öldükten sonra büsbütün genişleyen ünü, onu çağımız dünya edebiyatının başköşesine oturtmuştur. Ne yapmak istemiştir bu yapıtında Camus? Kendi felsefesi olan, dünyanın ve yaşamın anlamsızlığı açısından bir olay anlatır bize. Dostoyevski’nin iradesiz insanlarını anımsatan bir kişidir kahramanı. Ne […]

Albert Camus – Veba

Kentimizde daha özgün olan burada ölmenin güçlüğüdür. Aslında güçlük doğru sözcük değil, rahatsızlık demek daha doğru olacak. Hasta olmak hoş bir şey değildir, ancak size hastalıkta destek olan kentler ve ülkeler vardır ve buralarda bir bakıma insan kendini bırakabilir. Bir hastanın şefkate gereksinimi vardır, bir şeye yaslanmaktan hoşlanır, çok doğaldır bu. Ancak Oran’da iklimin aşırılıkları, […]

Albert Camus – Veba (Orjinal)

Bir hapsedilmişliği başka bir hapsedilmişlikle göstermek, gerçekte var olan herhangi bir şeyler göstermek kadar mantığa uygundur. DANIEL DEFOE Bu güncenin konusunu oluşturan ilginç olaylar 194…’ te Oran’da meydana geldi. Genel düşünceye göre biraz sıra dışı olduğundan bu olayların geçebileceği yer burası değildi. İlk bakışta Oran gerçekten de sıradan bir kent, Cezayir’in bir Fransız ilinden başka […]

Albert Camus – Tersi ve Yüzü

“Şu saatte, tüm ülkem bu dünya. Bu güneş ve bu gölgeler, bu sıcak ve havanın derinliklerinden gelen bu soğuk: her şey gökyüzünün tüm doluluğunu acıma duyguma doğru boşalttığı bu pencerede yazılı olduğuna göre, ölen bir şey var mı, yok mu, insanlar acı çekiyorlar mı, çekmiyorlar mı diye düşünmem gerekir mi? Şunu söyleyebilirim, az sonra da […]

Albert Camus – Sürgün ve Krallık

Camların kapatılmış olmasına karşın, otobüste bir süredir cılız bir sinek dolaşıyordu. Tuhaf mı tuhaf, bitkin bir uçuşla gidip gelmekteydi. Janine onu gözden kaybetti, sonra kocasının kımıltısız eline iniş yaptığını gördü. Hava soğuktu. Camlara çarpıp vızıldayan kumlu yelin her yükselişinde sinek titriyordu. Kış sabahının zayıf ışığında, zorlu bir sac ve dingil gürültüsü içinde araç gidiyor, sallanıyor, […]

Albert Camus – Sisyphos Söyleni

Bu çevirinin başından sonuna kadar sık sık karşılaşacakları “uyumsuz” sözcüğü okurlara biraz bulanık gelebileceği için küçük bir açıklama yapmak yerinde olacak. Bu sözcük, sözlük anlamı “akla, mantığa uymayan, abes, saçma, boş, anlamsız” olan “absürde” sözcüğünün karşılığı olarak kullanılmıştır. Ama Sisyphos Söyleni’nde “absurde” sözcüğü bu anlamı aşar, insan ya da düşünce sözcüklerinin sıfatı olduğu zaman, insan […]

Albert Camus – Sıkı Yönetim

Albert Camus, 1913 yılında Cezayir’de doğdu, babası işçiydi, annesinin okuma-yazması yoktu. Cezayir’de 1934 yılında evlendi. İki yıl sonra boşandı. Komünist parti üyesi oldu, ama 1937’de atıldı. İlk romanı Mutlu Ölüm, ancak ölümünden sonra yayımlandı. İlk gençlik yıllarında yakalandığı tüberküloz hiç peşini bırakmadı. Yayımlanan ilk romanı Tersi ve Yüzü’dür (1937). Arkadan peş peşe öteki romanları geldi. […]

Albert Camus – Sanatçı ve Çağı

«Sanatın amacı kanunlaştırmak ya da hükmetmek değil her şeyden Odžnce , anlamaktır. Anlamak için hükmettiği olur bazen. Ama hiçbir dehâ eseri, küçümseme ve kin üzerine kurulmamistir.» Altı ay önce, dün bile, «Ne yapacak?» diye soruluyordu. Saygı duymak gereken karşıtlıklarla yaralanmış bir halde, geçici bir süre için sessizliği seçmişti. Ama, ağır ağır seçen ve seçtiğine bağlı […]

Albert Camus – Mutlu Ölüm

Mutlu Ölüm, 1930’ların sonuna doğru yazılan, ama ancak 1971 yılında yayımlanan bir roman. Albert Camus (1913-1960) için daha sevimli görünen Yabancı, daha önce yazdığı Mutlu Ölüm ‘ün yayımlanmasını erteletmiş olabilir. Çünkü roman sanatı, 40’lı, 50’li yıllarda daha çok romanın yapısal özelliklerine ağırlık veriyordu. Bir sanat yapıtının yaratıldığı dönemde kusur sayılabilecek kimi özellikleri, daha sonra erdeme […]

Albert Camus – Ecinniler

Albert Camus, Dostoyevski’nin 1870/71 yıllarında yazdığı ünlüEcinniler romanını 1959’da oyunlaştırarak, ‘Théâtre Antoine’da kendisi sahnelemiştir. Bu yapıt, bir Dostoyevski uyarlaması olmakla birlikte, Camus’nün sanatsal-felseϐi yaratımları arasında önemli ve özgün bir yere sahiptir. Ancak, nasıl Camus bu yapıtını Dostoyevski’den almışsa, Dostoyevski de yapıtım kendi döneminin gerçek yaşamından almıştır. Bu nedenle, yapıtın dayandığı yaşamsal olgulara dönerek, gerek Dostoyevski’nin, […]

Albert Camus – Düşüş

Size hizmetlerimi sunabilir miyim, bayım, canınızı sıkmadan? Korkarım ki bu kuruluşun kaderini elinde tutan saygıdeğer gorille anlaşmayı bilmiyorsunuz. Gerçekten de Hollanda dilinden başka dil bilmez o. Siz davanızı savunmak için bana izin vermedikçe, sizin ardıç rakısı istediğinizi anlamayacaktır. İşte bakın, umarım ki, beni anladı; başını böyle sallayışı onun benim kanıtlarıma boyun eğdiğini gösteriyor olmalı. Gerçekten […]

Albert Camus – Başkaldıran İnsan

Bir tutku cinayetleri vardır, bir de mantık cinayetleri. Aralarındaki sınır belirsizdir. Ama ceza yasası, oldukça elverişli bir biçimde, kasıt kavramıyla ayırır bunları birbirinden. Kasıt ve kusursuz cinayet çağında yaşıyoruz. Canilerimiz aşk özürüne sığınan o umarsız çocuklar değil artık. Tam tersine, olgunluk çağlarındalar, suçsuzluk kanıtları da yadsınmaz türden: her şeye, hatta katili yargıç yapmaya bile yarayabilen […]