Etiket: Guy De Maupassant

Guy De Maupassant – Seçme Öyküler

Üç haftadır Ulrich uçurumun, köyün görüldüğü kıyısına gitmemişti. Wildstrubel’e çıkan yamaçlara tırmanmazdan önce oraya uğramak istedi. Loeche de kar altındaydı. Evler, bu soğuk mantonun içine gömülmüş, hiç seçilmez olmuştu. Sonra sağa dönerek Loemmern Buzulu’na doğruldu. Ucu demirli değneğini taş gibi sert kara kakarak büyük dağlı adımlarıyla ilerliyordu. Keskin gözüyle de uzakta, bu sınırsız örtü üzerinde […]

Guy De Maupassant – Mutluluk

Akşamüstü çay saati, henüz ışıklar yanmamıştı. Bahçe içindeki ev denize hâkim bir yerdeydi. Güneş pembeleşerek batıyor, bu arada görünen her şey sanki altın tozuna bulanmış gibi oluyordu. Karşımızda Akdeniz, giden günün altında berrak, kıpırtısız, ürpertisiz, dümdüz madeni bir plaka gibi sonsuzluğa doğru uzanıyor; uzakta, girintili çıkıntılı dağlar, gün batımının solgun erguvan kırmızılığı içinde siyah kesitler […]

Guy De Maupassant – Küçük Asker

Mösyö Antoine Leuillet, dul Madame Mathilde Souris ile evlendiğinde on yıldan beri ona aşıktı. Mösyö Souris, Mösyö Leuillet’nin dostu ve kolejden eski arkadaşıydı. Leuillet onu sever, fakat biraz da aptal bulurdu. Sık sık, “Bu zavallı Souris’nin aklı biraz kıt” derdi. Mösyö Souris, Bayan Mathilde Duval ile evlendiği zaman Leuillet şaşırmış ve üzülmüştü. Çünkü o da, […]

Guy De Maupassant – Bir Hayat

Jeanne bavullarını hazırlamayı bitirince pencereye yaklaştı. Yağmur bir türlü dinmiyordu. Kaldırım taşları ve çatılar bütün gece sağanak altında inlemişti. Gitgide alçalan yağmur yüklü gökyüzü delinmiş gibi görünüyordu. Yeryüzüne boşalan sular toprağı şeker gibi eritip çamura buluyordu. Boğucu bir sıcak dalgası yayan sert bir rüzgâr hissediliyordu ara sıra. Nehirlerden taşan sular ıssız sokakları dolduruyordu. Yağmur suyunu […]

Guy De Maupassant – Güzel Dostlar

Kasiyer yüz meteliğinin üstünü verince Georges Duroy lokantadan çıktı. Yaradılış itibariyle ve eski bir astsubay oluşundan gelme fiyakası sayesinde yakışıklı bir adamdı, bedenini dikleştirdi, askeri ve alışıldık bir hareketle bıyığını burdu, yemek vaktini geciktirmiş insanların üzerinde hızla göz gezdirdi; atmaca bakışı gibi keskin, cazip delikanlı bakışlarından biriydi bu. Kadınlar başlarını ona doğru çevirmişti: Üç küçük […]

Guy De Maupassant – Gezgin satıcı

Ne kadar çok kısa anı, küçük şey, buluşma, şöyle belli belirsiz yakalanmış, bulgulanmış gösterişsiz dram, henüz her şeyden habersiz, körpecik zihnimizi alıp usul usul üzücü doğrunun tanınmasına götüren iplerdir aslında. Ruhum bulutlarda, rastgele dolaştığım yollarda beni oyalayan uzun düşlere dalıp gittiğimde, hep birdenbire düşlerimin önünden fundalıklardaki ayak seslerimi işitip uçuveren kuşlara benzeyen sevindirici ya da […]

Guy de Maupassant – Ay Işığı

Günler boyunca, art arda, bozguna uğramış asker toplulukları geçmişti kentten. Takım makim denemezdi artık bunlara, dağınık güruhlardı. Adamların sakalları uzun, kirli, üniformaları parça parçaydı; bayraksız, alaysız, gevşek gevşek yürüyorlardı. Hepsi de şaşkın, bitkindi, düşünme, karar verme yeteneğinden yoksun görünüyor, sanki yalnız alışkanlıkla yürüyorlardı, sanki durur durmaz devrilivereceklerdi yorgunluktan. Sonradan silah altına almanlar görünüyordu daha çok, […]

Guy de Maupassant – Tombalak

Ordunun bozguna uğramış bölümleri günlerce kentten geçip gitmişlerdi. Bunlar artık düzenli birlikler değil, dağınık bir sürüydü. Askerlerin sakalı uzun ve pis, üniformaları paramparçaydı. Bir birliğe bağlı olmaksızın sancaksızolarak gevşek bir yürüyüşle ilerliyorlardı. Yorgun ve bitkin olan bu adamlann hepsi, düşünemez veya bir karar veremez durumda, yalnızca alışkanlıkla yürüyorlar; durur durmaz da yorgunluktan yere yıkılıyorlardı. En […]