Andree Michel – Feminizm

“Feminizm” sözcüğü Fransızca’ya 1837’den sonra girdi. Robert Sözlüğü, bu sözcüğü, “kadınların toplum içindeki rolünü ve haklarını genişletmeyi öngören bir doktrin” olarak tanımlamaktadır.! Ancak düşünceyi eylemden ayırmak olanaksızdır. Kavramın Fransa’da oluşturulduğu günden bu yana, kadınların toplum içindeki rolü ve haklarını genişletmek üzere bir dizi eyleme de girişildi. Bunun için, feminizmin tanımı, yalnız öğretiyi değil, eylemleri de içermek zorundadır. Son 15 yılda, feminist teori, kadınların durumunun çö- zümlenmesi amacıyla yeni kavramlar geliştirmiştir. Bu kavramlar da Fransızca’da yerleşmiş ve Robert Sözlüğü’nde yerlerini almış bulunuyor. Günümüzün feministleri, “cinsiyetçiliği”, tıpkı, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki zencilerin ya da Fransa’daki renkli derili emekçilerin ırkçılığı kınadıkları gibi kınamaktalar. Çünkü, cinsiyetçilik, “kadın cinsine karşı uygulanan ayırımcı bir tutumdur.” Cinsiyetçilik, fallokrasinin’ doğurduğu bir sonuçtur. Fallokrasi (penis egemenliği) ise şöyle tanımlanıyor: “20. yüzyıl ortalarında ortaya çıkınış, erkeklerin (ve fallusun sembolik gücünün) kadınlar üzerindeki egemenliğini ifade eden isim.”3 Ancak feministlere göre, kimilerinin androkrasi (erkek egemenliği) ya da ataerkil (patriyarkal) sistem diye de adlandırdıkları fallokrasi, yalnızca bir egemenliği anlatmaz. Bu ayrıca, erkeklerin, kadınlar üzerindeki egemenliklerini yeniden üretmek için, ellerindeki tüm kurumsal ve ideolojik olanakları (hukuk, siyaset, iktisat, ahlak, bilim, tıp, moda, kültür, eğitim, kitle iletişim araçları, vb.) tıpkı kapitalizmin kendisini sürdürebilmek için bunları kullandığı gibi açıktan  açığa ya da üstüörtülü biçimde kullanan bir sistemdir.


Bu durum, feminizmin tanımlarının ve feminist mücadelenin son on yılda Fransızca’ya kabul ettirdiği kavramların, sözlüklerde verilen tanımlardan çok daha çeşitli ve geniş anlamlı olduklarını ortaya koyar. “Kadınların çağlar boyunca içinde yaşadıkları durumu” incelemek, örtük biçimde, bu durumun değerlendirilnıesine olanak verecek bir ölçüt bulma sorununu da beraberinde getirmektedir. Bu ölçüt, daha eski bir dönemde kadınların içinde bulundukları duruma, belirli bir sosyal sınıf ya da bir toplumun yaşam koşullarına, ya da en basitinden, öteki cinsiyet grubunun, erkeklerin durumlarına göre oluşturulabilir. Kadınların durumunun kötiiye gittiği ya da erkeklerinkinden aşağı olduğu ancak böyle bir ölçüte göre yapılacak karşılaştırmalardan sonra söylenebilir.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir