“Kentin alanlarını boğazladığım insanların cesetleriyle doldurdum. Kenti ve evleri yaktım yıktım; temelinden çatısına kadar parçaladım. Tuğla ve kerpiçten tapınak kulelerini, tapmakları ve tannlan yerle bir ettim. Fırat’tan kentin ortasına kanallar kazdırıp kente sular akıttım. Gelecekte kentin, tapmakların, tanrıların yerlerini hiç kimsenin bulmaması için suda boğdum…” Asıır Kralı Sanherib’in yazdırdığı bir tabletten. Samuel Noah Kramer, Mesopotamien, […]
Kategori: Polisiye
Ahmet Ümit – Kar Kokusu
İki gündür aralıksız yağan kar akşam üzeri durdu. Moskova’nın gri silueti geceyle birlikte mavi bir ayaza büründü. Kenti çevreleyen birbirinin aynı apartmanlardan merkezdeki yüzyıllık görkemli taş yapılara, devlet binalarının kızıl yıldızlı kulelerinden ünlü katedrallerin altın kubbelerine kadar, camdan bir gecenin içine gömülen bu yaşlı kent, pusulasını yitirmiş, nereye gittiğini bilmeyen buzdan bir gemiye benziyordu. Moskova’nın […]
Ahmet Ümit – Beyoğlu’nun En Güzel Abisi
Karanlık… Soğuk havayla iyice ağırlaşan bir karanlık. Uzaklardan şarkılar geliyor kulağına, neşeli kadın sesleri, ayarını yitirmiş sarhoş naraları, biri küfrediyor belki ana avrat, belki ağlıyor biri hıçkıra hıçkıra, belki biri sessizce ölüyor bu gürültünün, bu hengâmenin ortasında. Umurunda değil. Hepsinden sıyrılmış, sadece öfke… Onu tepeden tırnağa titreten, tepeden tırnağa kuşatmış olan öfke… Belki geçtiği bu […]
Ahmet Ümit – Beyoğlu Rapsodisi
Yazgıya inanmam, ama olaylar bu düşüncemin yanlışlığını kanıtlamak istercesine ardı ardına sıralanmaya başladığında, bunları kurgulayan biri mi var, diye endişelenmekten de kendimi alamam. Geçtiğimiz güz de böyle olmuştu. Asla bir araya gelemeyecek kişiler buluşmuş, hiç ilgisi olmayan olaylar birbirine bağlanmış, konular iç içe geçmiş; böylece biz üç eski kafadar, Beyoğlu’nun o kederli sonbahar günlerinde tuhaf […]
Ahmet Ümit – Agatha’nın Anahtarı
Pera Palas’ın pastanesinde oturmuş İhsan’ı bekliyorum. Gözlerim, pastanenin kartonpiyerlerle süslenmiş tavanlarında, eski avizelerinde, nakışlı aynalarında ürkek ürkek gezinirken, üniversiteden mezun olduğumuzdan beri İhsan’la görüşmediğimizi anımsıyorum. Telefondaki sesini bile güçlükle tamdım. O beni gazetelerden izliyormuş, son romanımı da okumuş. “Nereden çıktı bu polisiye sevdası?” diye sormuştu. “Bilmem, çıktı işte,” demiştim, anlamsızca gülümseyerek. “İyi olmuş. Ben de […]
Ahmet Ümit – Sultanı Öldürmek
“Merhaba Müştak, ” diyen sesin daha ilk hecesini duyduğumda tanımıştım onu; Nüzhet’ti. Yirmi bir sene önce beni terk eden kadın. Beni terk ederken bıraktığı o veda mektubunu saymazsak, yıllardır tek satır yazmayan, bir kez olsun telefonumun numarasını çevirmeyen, kapımı çalmayan, bir kuru selamı bile çok gören büyük aşkım, kalbimin ve hayatımın sultanı… Sanki bunlar hiç […]
Ferdinand von Schirach – Suç #2 – Bir Ceza Avukatından Gerçek Hikâyeler
Ağustos’un ilk günü bu mevsim için bile fazlasıyla sıcaktı. Kasaba kuruluşunun altı yüzüncü yılını kutluyordu, havada kavrulmuş badem ve pamuk şekeri kokusu vardı, kızarmış yağlı etlerden yayılan buhar insanların saçlarına siniyordu. Panayırlarda hep olan şeyler vardı: Atlıkarınca, çarpışan arabalar, havalı tüfekler… Kasabanın yaşlıları eyyam-ı bahurdan [1] bahsediyordu. Açık renk pantolon giymiş ve gömleklerinin üst düğmelerini […]
Ferdinand von Schirach – Suç #1 – Bir Ceza Avukatından Gerçek Hikâyeler
Jim Jarmusch, Çin imparatoru hakkında bir film yapmaktansa, köpeğiyle yürüyüşe çıkan bir adamın filmini yapmayı tercih ettiğini söylemişti bir keresinde. Benim durumum da aynen böyle. Ceza davaları hakkında yazıyorum, yedi yüzden fazlasında savunma yaptım. Ama aslında insan hakkında yazıyorum; başarısızlığa uğraması, suçluluğu ve ihtişamı hakkında… Bir ağır ceza mahkemesine başkanlık yapan bir amcam vardı. Bu […]
Esmehan Aykol – Kitapçı Dükkanı
Dükkânın çevresinde deli gibi dönüyorum. Park yeri yok. Sabah sabah bu yarım saatlik park yeri arama turu iyice sinirimi bozuyor. Tüy diker gibi! Şurada cinnet geçirsem n’olacak? Bakkal, çaycı yardıma mı koşacak? Ayrıca, koşsalar n’olacak? Cinnet minnet geçirmemeye çalışıyorum o yüzden. Tam bu sırada, ben cinnet hususunda kendimi ikna etmeye çalışırken, adamın biri de arabasının […]
Erle Stanley Gardner – Esmer Kızın Davası
AKŞAM üstleri, Adams Street’de pek kimseler olmazdı. Yayalar, işle oturma muhitleri arasında uzanan bu caddeden ancak otobüs ya da tramvay duraklarının bulunduğu anacaddeye çıkmak için geçerlerdi. Biraz önce dışişleri mahkemesinde zorlu bir davayı sonuçlandırmış olan Perry Mason, mahkeme salonundaki sinir harbinden sonra kendine gelebilmek için arabasını ağır ağır sürüyor, Mason’un huyunu iyi bir sekreterden beklendiği […]
Erle Stanley Gardner – Cesur Dul
Kuvvetimize güvenerek birbirimizi HAYVAN yerine koyarsak DAHA KUVVETLİ bir üçüncü gelerek her ikimizi de HAYVAN yerine koyar. İNSAN’ın HAYVAN’dan en büyük farkı : ZORBA’lardan fırsat buldukça kendisini güdecek ÇOBAN’ı kendisinin seçmesi. ZORBA’lardan fırsat bulamadığı zaman da bir gün çobanını seçebilmeyi DÜŞÜNEBİLMESİ’dir… Perry Mason öğle yemeğini yedikten sonra ofise döndü ve Della Street’i telâş içinde […]
Miyuki Miyabe – Gölge Aile
Başlık: Şoktayım Sınavlar açıklandı. Tam bir rezalet! Gerçekten o kadar çok çalışmıştım ki notlarımı gördüğümde gözlerime inanamadım. Hocayla bir konuşma yapmam lazım. Bu büyük haksızlık. Bazıları gibi kaytardığım falan da yoktu. Çoğu kaytarıyordu, ama notları felaket olan bir ben varım. Babam, elimden geleni yaparsam karşılığını mutlaka alacağımı söylemişti. Koca bir yalan değil mi şimdi bu? […]
Agatha Christie – Hercule Poirot – Styles’teki Esrarengiz Vaka
«Styles Olayı» olarak halk arasında isimlendirilen konu, şimdi biraz unutulmuş bulunuyor. Maamafih dostum Poirot ve Styles ailesi taraf ından olayı yazmakla görevlendirildiğim için memnunum. Bilhassa Styles ailesinin beni bu işle görevlendirmesinde amacı, dönen dedikoduların önünü almaktır. Yaralı olduğum için, geri hizmete alınmıştım. Birkaç ay hastanede geçirdikten sonra dört hafta istirahatle çıktım. Samimi bir dost ve […]
Agatha Christie – Hercule Poirot – Sonuncu Kurban
Poirot’nun Elindeki İpuçları: • Kolayca bulunan bir ceset… • Kolayca bulunmayan bir ceset… • Eski bir çardak… • Yeni bir pavyon… • Bir Çinli şapkası… • Bir yol çantası… • Lüks bir yat… • İnce bir kordon… • Üç anahtar… Poirot’nun Kendi Kendine Sorduğu Sorular: • Miss Brewis pasta hakkında yalan mı söylemişti? • Hattie, […]
J. Jose Millas – Sakın Yatağın Altına Bakma
Bİ Savcı Elena Rincon ile görevli adli tabip, Lopez de Hoyos’da bir cesetle ilgilenmişer, resmi arabayla nöbetçi mahkemeye dönüyorlardı. Şför şşın suratlı, gencecik bir delikanlıydı; yanındaki koltukta uyuklayan zabıt kâtibinin baş ikide birde önüne düşyor, kucağndaki bond çantaya çarpıyordu. Saat sabahın üçüydü, açıklanması mümkün olmayan bir ilgiyle ıssız kaldırımları incelermişgibi görünen savcının zihninde, yüzü onun […]
Agatha Christie – Hercule Poirot – Sessiz Tanık
Littlegreen Köşkü’ndeki Olayla İlgisi Olanlar Emily Arundell: Littlegreen Köşkü’nün hanımı. Tahmin edilenden de zengindi. Akrabalık ilişkilerine fazlasıyla önem veriyordu. Başına gelenlerin bir kaza olmadığını düşünüyor, akrabalarına güvenmiyordu. Wilhelmina Lawson: Emily Arundell’in yardımcısı, aptal, saf, fazlasıyla gereksiz konuşan, telaşlı, ruh çağırma seanslarına meraklı bir kadın. Theresa Arundell: Emily Arundell’in ağabeyinin kızı. Güzel ve iyi giyinmek, çılgın, […]