Ahmet Tuten – Kapalı Çarsı

Büyük Çarşı ya da (Bedesten) Kelimesinin Kökeni ve Ortaya Çıkışı Büyük Çarşı (Çarşı-yı Kebir) yahut Bedesten ismiyle adlandırılan çarşı tek kitle ve aynı zamanda kurulmuş olmayıp iki bedestenin etrafında hanların yoğunlaşması ile teşkil edilmiştir. Türk halkı buraya Kapalı Çarşı olarak adlandırırken yabancılar ise Grand Bazar, Great Bazaar, Grossbazar olarak adlandırmışlardır2 . Bedesten kelime manası ile yukarıda belirtildiği gibi Kapalı Çarşı manasında kullanılsa da Bezzazistan kelimesinden gelmektedir. Lehçe-i Osmani’de Bedesten kelimesi için “ Bez Satılan bezzaz mahaline, nefis kumaşlar satılan yer, silah bedesteni, cevher bedesteni” gibi izahatı bulunmaktadır. Kamus-u Türki de ise “Bezesten zebanzedi bedesten olarak geçmekle birlikte kıymetli esliha ve mücevherat gibi alışverişlerin olduğu çarşı” manasındadır. Ebuzziya Lügatinde ise “Bedesten ağır kıymettar eşya satan esnaf çarşısı” gibi tarif olunmuş ve ilave olarak Kamusu Osmani’de ise “ Bedestan, bedesten’dir ki orada sadece kumaş ve eşya satılmaz, çünkü malumdur ki Arabi’de bezzaz silah demektir. Acaba muhtemel değil midir ki bedesten’in aslı bezzistan olsun? ” 3 Osmanlı İmparatorluğuna 469 yıl başkentlik yapmış muazzam şehir olan İstanbul’da Bedesten ya da Kapalıçarşı adıyla üç büyük mekân bulunmaktadır. Bunlardan 1- Cevahir Bedesteni ya da İç Bedesten ( Mücevher Bedesteni) 2-Sandal Bedesteni 3- Galata Bedesteni’dir. İsmi geçen üç bedesten Kapalı çarşı içinde kapılarla ayrılmış müstakil binalardır. Cevahir Bedesteni hemen büyük çarşının göbeğinde gibidir. Bundan dolayı İç Bedesten adını almıştır ve “Eski Bedesten yada Atıyk Bedesten” de denmektedir. Sandal Bedesteni ise Büyük Çarşının doğu kenarındadır ve bir kapısı doğrudan sokağa açılır ve “Yeni Bedesten” olarak da anılır.4 1- Cevahir Bedesteni: Fatih Sultan Mehmet tarafından hayratına gelir sağlamak üzere 1453-1481 tarihleri arasında yaptırılmıştır. Cevahir Bedesteni hakkında yaygın bir iddia ise Bizans yapısı olduğu yolundaki kanıdır. Nitekim efsaneyi doğuran sebep ise dört kapısından birinin üstünde süs unsuru olarak Kartal kabartması olmasıdır.


Fakat bu durum mümkün görünmemekle birlikte binanın mimari özellikleri göz önünü alındığında tamamen Türk yapısı olduğu aşikardır5 ayrıca Tursun Bey’in eserinde de bu yapının fetih sonrası yapıldığı hakkında bilgi 2 Semavi Eyice, “Büyük Çarşı” TDV İslam Ansiklopedisi C.VI., İstanbul 2003, s.509. 3 Mehmet Zeki Pakalın, Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul 1983, s.187. 4 Reşad Ekrem Koçu, “Bedesten ve Kapalıçarşı”, Hayat Tarih Mecmuası, İstanbul 1973, s.49. 5 Semavi Eyice, ”Bedesten” TDV İslam Ansiklopedisi C.V., İstanbul 2003, s.306-307. 3 verilmektedir6Bedesten Binaları için bir örnek sayılacak olan eski İstanbul bedesteninde kasaların konması için yer altında yerler ve ayrıca dört tarafı kapalı 28 mahzen, dükkânların altında da sandıklar vardır. 28 mahzenin 4’ü köşelerde 24’ü de duvarların içindedir. Bunlar üç dükkana bir mahzen düşmek üzere yapılmıştır.

1008 m² olup içeriden bakınca 15 dışarından bakınca ise 23 kubbe görülmektedir diye genel kanı oluşsa da Türk Mimarisi üzerine çalışan Yüksek Mimar Ekrem Hakkı Ayverdi kubbelerin sayısını 15 olarak tespit etmiş ve diğer kubbe görünümlü tümseklerin kurşun akıntısı için yapılan beslemeler olduğundan bahsetmiştir7 . 2- Sandal Bedesteni: Nuruosmaniye Camii tarafında bulunan Sandal Bedesteni tarihi daha önceki dönemlere dayandığı konusunda tartışmalar bulunmakla beraber Ekrem Hakkı Ayverdi’nin tespitleri ve Evliya Çelebinin seyahatnamesinde Fatih Sultan Mehmet döneminde yapıldığı yazmaktadır8 . Sandal ismini alması ise Hint coğrafyasından gelen çizgili bir kumaştandır. Du Loir seyahatnamesinde burada halı ve kumaş, değerli kaplar koşumlar kılıçlar satıldığından bahseder. Yine bu bedestenin hemen yanında Esir pazarı olması buranın bedesten olduğuna kanıt olarak öne sürülmektedir. Sandal Bedesteni uzun yıllar İstanbul Belediyesinin Mezat Salonu olarak kullanılmıştır9 . 3- Galata Bedesteni: Tamamen ayrı bir şehir gibi gelişen Galatada ki bu bedesten Fatih Sultan Mehmet zamanında yaptırılmıştır. Çevresine Yelkenciler, Rüstem Paşa hanları ile bazı ahşap dükkânlı çarşılar kurulmuştur. Bu bina benzerlerine nazaran dikdörtgen değil kare şeklinde inşa edilmiştir ve dört paye ile dokuz bölüme ayrılmıştır üstüne de kubbe örtülerek modern bir çarşı olarak ön plana çıkmaktadır. Nitekim 1966 yılından itibaren yapılan restorasyonlar neticesinde çok kötü bir değişikliğe uğramış içinde çok eskiden kalan meşe ağaçları sökülmüştür10 .

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir