Amil Çelebioğlu – Erzurumlu İbrahim Hakkı

“Bu eseri, sabırlı ve değerli eşim Zuhal Çelebioğlu ‘ya ithaf ediyorum. ” A.Çelebioğlu Türk kültürü ve edebiyatıyla ilgili olarak XVIII. yüzyılda, Anadolu’da, biri asrın başlarında, diğeri sonlannda vefat eden ve biri batıda, diğeri daha ziyade doğuda ve güney de yaşamış olan iki miistesna şahsiyetle karşılaşıyoruz. Batıda yaşayan birincisi, yüz civarında manzum ve mensur eseri bulunan, tasavvu{i’ tefsiri, Mesnevi, Muhammediye ve oeilzeri şerhleriyle tanınan Bursalı İsmail Hakkı (1653-1725) ‘dır. Ikincisi ise daha çok Marifetname adlı ansiklopedik eseriyle meşhur olan Erzurumlu İbrahim Hakkı (1703-1780)’dır. Her ikisi de şiirlerinde, isimleri “Hakkı”yı mahlas olarak kullanmıştır. Benzer taraflarının yanında farklı yönleri de bulUtıan bu alim ve şair şahısların, devirlerihde olduğu gibi bilhassa eğitici. öğretici ve irşad edici kişilikleriyle şöhretleri, günümüze karlar devam etmiştir. Daha küçük yaşlarda okumaya büyülı bir ilgi gösteren lic eserlerinde devamlı olarak ilmin ehemmiyetine işaret eden. ı:üzel ahlôhı, gönül bilgisini ve Ilahi aşkı işleyen, öğüt/eyen İbrahim Hakkı, bir ömür boyu, sadece devamlı okumakla veya konuşmakla kalmamış, aynı zamanda eserler veren ve fikirlerini. bizzat kendi nefsinde uygulayabilen müstesna talihlilerdeıı olmıış· tur. Bu itiborla, bazı artıŞtırma ve yayınların bulunmasına rağmen, kültür tarihimiz açılından ayrı bir yeri olan İbrahim Hakkı ve benzerleri, kanaatimizce henüz tamamen değerlendirilmiş 01- mamakla ihmôl edilmemui gereken üimlerdendir … safire ikramı, misafir gelmedi� akşam aç yatacak kadar çok severdi. Azak seferine gidip Kefe’de va’desi yetip orada, UlucamI’ de kalmıştır_ Babasının vefatına çok üzülen Derviş Efendi bu arada hastalanır_ Kendi otuz yaşına, tarih de 1110/1698 başına gelmiştir_ O kadar güzel ahlak sahibi olan Derviş Efendi, ol ateşten hasta-mizac olup her gördüiıü nesneden ve her sadadan öfkelenmekte, her sene bir oiılu �oiıup üç-dört aylıkken ölmektedir. Bu misal elemlerle dünyadan yüz çevirmiştir … ” ıbrahim Hakkı’mn doiıumundan sonra babası, seyahat kılmak ve bir mürııld bulmak arzusuyla Hasankalesi ‘nden gizlice Erzurum ‘ 8 ıellr.


Hablb Efendi ‘deı. tasavvuC ilmini , dervişlik kemalini tamamlar. Ow.n Efendi, iki sene kendine mürşid arar. Bu arada ıbrahim’In annesi Hantfe Hatun ahirete göç eder. Derviş Efendi, o!tlunu, ıkı kardeşine bırakıp arkadaşı Eyüp Efendi ile seyahate çıkar. Bııus tarafına gelirler . Oradan hac niyetiyle Sıırt’e yönelirler. SUrt yakınlarında Aydınlar (Tillo) nam bir karyede Şeyh lamall adında bir azizin haberini işitip ziyaretine giderler. Ona baiılanarak orada kalırlar. Derviş ‘in rahatsızhiıı geçer. SUrur ve huzurunu, sekiz yıldır aradığı şeyhini bulmuştur. Ertesı yıl, ıbrahim Hakkı’nın amcası Şeyh Ali, ıbrahim dokuz yaııında Iken onu alıp babasının yanına götürür. Çocuk ıbrahim dahi daha ilk görüşte şeyhin cezbesine kapıhr, cemal ve kemllline hayran olur. Müteakıben ve özet olarak İbrahim Hakkı şöyle devam eder: “Amcam Şeyh All ile TlIlo (Aydınlarl’ya varıp aziz babam Osman Efendi ‘yi görüp Hazret-i Şeyh ‘ in şerefli didarıyla müşerref olduiıum esnada bir gece rüyamda görmüştüm ki sema yüzünde hava beyaz serçelerle dolmuştur.

Cümlesi halkın üzerine hücum ile gelmiştir. Bana hamle edenleri, Pe der Efendi üzerimden def’ edici olmuştur. ılla bir serçe fırsat bulup sağ kol tuğuma sokulmuştur. Sabahı pederime söyledikte anda eliyle taun eseri bulmuştur, benim taunlu olduğumdan gayet mahzun olmuştur. Beş gün habersiz yatıp altıncı gece gözüm açıp gördüm ki pedecim ağlamakta ve Hazret-i Şeyh başımucuna gelmiştir.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir