Charles Krebs – Beslenme Zihinsel Performansınızı Nasıl Etkiler

Bu kitap beslenmenin neden oluştuğunu, bedenimizde besinlerin nasıl iş gördüğünü ve besin eksikliğinin nasıl zararlı etkilere yol açtığını açıklıyor. Aynı şekilde, iyi beslenmenin sağlığınızı, yaşama gücünüzü iyileştirerek, en önemlisi, birçok kronik hastalığın durumunu nasıl düzeltebileceğinin ve en önemlisi en iyi zihinsel performansa ulaşıp onu devam ettirebilmemize nasıl olanak verebileceğinin altını çiziyor. Kitap, bir yandan beyni besleyen beslenmeye odaklanırken, stres altındayken bile en yüksek performansı sürdürmemize yardımcı olarak, ileriki tartışmaların büyük bir bölümü aynı derecede fiziksel performans için de geçerli. Birçok insan besinlerin aslında ne olduğu ya da vücuttaki ideal fonksiyonları nasıl düzenleyip devam ettirdikleri hakkında göreceli olarak çok az bir fikir sahibi olduğundan, yazar beslenmenin bütün anahtar prensiplerini ve kavramlarını tek bir yerde toplama girişiminde bulunmuştur. Bu anahtar kavramlar, genellikle beslenmeyle ilgili literatürde herhangi bir kitabın içerisinde birkaç prensip olmak üzere dağınık bir şekildedir ama her biri doğrudan besinlerin sağlığımızı ve yaşam enerjimizi nasıl ve niye yaratıp sürdürdükleri konusuna katkıda bulunmaktadır. Okuyuculara yardımcı olmak amacıyla kitabın gidişatında sunulan her bir anahtar kavram’ı özetleyen kavram kutuları vardır. Batı tıbbında, besinlere ve besin terapisine gösterilen dikkatin azlığına rağmen, asıl itibariyle çoğu yaygın hastalığın, rahatsızlığın ve organ işlev bozukluğunun çeşitli besin eksikliklerinden 8 Dr. Charles Krebs kaynaklandığını açıklayan binlerce bilimsel makale vardır. Az gelişmiş ülkelerde sıklıkla görülen temel besinlerin kıtlığından kaynaklanan “mutlak” besin eksikliğinin aksine, Batıda gelişmiş ülkeler çoğunlukla “aşırı beslenmiş fakat yetersiz beslenmiş” durumdadır ve sıklıkla “uç” besin eksikliklerinden zarar görürler. Uç besin eksiklikleri belirli bir besinden az ila normal seviyelerde fonksiyonları yerine getirmek üzere yeterli miktarda bulunur fakat stresli zamanlarda ve “uç noktada” tükenenler hem vücudumuzun hem de beynimizin ideal performans seviyelerinde etki etme becerilerini zayıflatarak ihtiyacı karşılamaz hâle gelirler. Örneğin, dünyada iki milyarı aşkın insan bugün düşünmelerini, kısa-dönem hafızalarını, ruh hâllerini, ayrıca bağışıklık sistemlerini ve enerji seviyelerini etkileyen kronik çinko ve demir eksikliklerinden muzdariptir. Uç besin eksikliklerinin gelişmiş ülkelerde aşırı miktarda besin tüketimine rağmen ortaya çıkabilmesinin sebebi bu besin eksikliklerinin sonuçları gibi derinlemesine tartışılmaktadır. Beklendiği gibi, bu besin eksikliklerini tetikleyen birincil etmenlerden bir tanesi, Batıdaki beslenme biçiminde giderek artan oranda tüketilen besinlerdir. Şaşırtıcı biçimde, çiftçilikteki, yiyecek ambarlarındaki ve sadece geçtiğimiz 30 yılı aşkın bir süre zarfında meydana çıkan ambalajlama işlemlerindeki değişimlerin bir araya gelmesiyle bu eksiklikler mahsulün besin içeriğinin büyük kısmının yitiminden ileri gelir. Bu etmenler mahsulümüzün tüm besin değerindeki azalma % 20’den % 80’e düşürmüştür.


Beklendiği gibi, diğer bir ana etmen insanların tüketmeyi seçtikleri yiyecek çeşitlerindeki değişimdir. Fastfood ve abur cubur1 (isimlendirilmelerinden de belli olduğu gibi) enerji içeriği açısından fevkalade “zengin” olmakla bir1 İngilizce abur cubur anlam ına gelen “junk food” deyim indeki kelim elerin anlam ­ ları “çöp besinler”dir. (Ç .N .) Beslenme Zihinsel Performansınızı Nasıl Etkiler? 9 likte, ne yazık ki bazı önemli besinlerden fakirdir. Bu yiyecekler böylece sağlığınızı ve esenliğinizi iki yönden tehdit eder. Öncelikle, vücudun besin yetersizliğine vereceği ilk yanıt basittir: Daha çok ye! Bununla birlikte, tüketilen yiyecek aynı zamanda besin yönünden fakirse, yeni bir tur yaratır: Daha çok ye! Bu yiyeceklerin aynı zamanda çok “yoğun enerjili” olmasından dolayı, bütün bu ekstra “enerji” ile ne yaparsınız? Bu yüksek enerji içeriğinin “yakılması” için kırk ayrı besinin ilgilenmesi gerektiğinden ve fakat bunu yağa çevirmek için göreceli olarak daha az besin gerekli olduğundan, besin açısından eksik fastfood ve abur cubur tüketmek bugün gelişmiş ülkelerde yayılmakta olan epidemik obeziteye sebep olan ana etmendir, tabi birincil etmen değilse! Hayat tarzı gibi diğer etmenler de besin eksikliklerini oluşturmada önemli roller üstlenir. Günümüzde oldukça geçerli olan “sürekli meşgul” yaşam tarzı genellikle, ya dengesiz bir besin içeriğine sahip olmaları dolayısıyla ya da besin kalitelerini düşürecek şekilde bir hayli işlenmiş olduklarından daha az besleyici olan gıdaların tüketimine sebep olur. “Sürekli meşgul” yaşam tarzıyla birlikte, genellikle ideal zihinsel işlevleri desteklemeyen fakir yiyeceklerle ve sağlığımızın ve esenliğimizin korunması için hayati önem taşıyan egzersizin yetersizliği ile ilişkilendirilen “miskin” yaşam tarzı da günümüzde oldukça yaygındır. Egzersiz, yeterli besinler ortamda bulunduğunda düşünme için gerekli yakıtı sağlayarak beynimize oksijen sağlar, ağır zihinsel işlemler esnasında ayağa kalkıp etrafta dolaştığınızda zihninizin tekrar düzene girmesinin sebebi de budur. Genleriniz, kısmen beslenmede oynadıkları rolün toplumun büyük kısmı tarafından tam olarak anlaşılamaması sebebiyle, genelde gözden kaçan bir etmendir. Gene de genleriniz tükettiğiniz besinleri ne kadar iyi özümseyip değerlendireceğinizi belirler. Birçok uç besin eksikliği aynı proteinleri, kodlayan farklı genlere sahip insanlarda baş gösterir; enzimler, taşıyıcı ve algılayıcı mo­ 10 Dr. Charles Krebs leküllerin hepsi birer proteindir. Bu yüzden, bazı insanlar diğerlerinden daha hızlı ve etkili enzimlere, taşıyıcı ve algılayıcı moleküllere sahiptir ve böylece yiyeceklerindeki besinleri daha az etkili moleküller kodlayan genlere sahip diğer insanlara göre daha etkin biçimde özümser, sindirir ve değerlendirirler.

Besinlerin neler olduğunu ve vücudumuzda ne gibi işler gördükleri 3. Bölümün konusudur. Vurgu, beyin işlevlerinde rol oynayan besinlerde olduğundan, tartışmanın büyük bölümü vücudun geri kalanı için de büyük ölçüde geçerlidir. 4. Bölüm, birçok insanın beslenme biçiminde yaygın olarak eksik kalan bir besin olan çinkoyu, doğa ve belirli besin eksikliklerinin etkilerini aydınlatmak için örnek olgu olarak inceler. 5. Bölüm, beyinin aslında nasıl çalıştığına ilişkin yeni bir anlayış olan “beyin entegrasyonu” olarak adlandırılan beyin işleyişinde tümüyle yeni bir kavramı tanıtır. Etkili üretim için, beyin çoklama ve aynı temel üretim modellerinden çoğunu, her bir kombinasyonun bir işlevi temsil ettiği eşsiz kombinasyonlarla kullanan paralel üretimi değerlendirir. Böylece, düşünmenin etkili bir şekilde gerçekleşebilmesi için, üretime katılan bütün farklı beyin bölgeleri işlevlerini sürdürebilmek için eş zamanlı çalışmak zorundadır. Bütünleşmiş, senkronize sinirsel akışların yitimi, bu akışlara bağlı işlevleri aksatır ve bu da beyin işlevlerine erişimin yitimi olarak ortaya çıkar. Açıkça, beyin entegrasyonunun temeli, biyokimyasalbesinseldir; bu sinirsel akışların zamanlı ve sürekli gerçekleşmesi için gerekli olan nörotransmitterlerinin2 seviyelerini korumakla görevli belirli besinlerin alımıyla ilgilidir. Sinir taşıyıcılarının oluşumu için gerekli olan besin maddelerinin eksikliğine bağlı ola2 N öronlar arasında veya bir nöron ile başka bir (tür) hücre arasında iletişim i sağlayan kim yasallara nörotransm itter denir. Sinir sistem i boyunca sinirsel sinyaller bu kim yasal taşıyıcılar yardım ıyla iletilir. Daha fazla bilgi İçin kitabın sonundaki T erim ler S özlüğü’ne bakınız. (Y .

H .N .) Beslenme Zihinsel Performansınızı Nasıl Etkiler? 1 1 rak nörotransmitter seviyelerinde azalma, özellikle yüksek performans talebi olan zamanlarda stres altındaysanız, beyin entegrasyonun tamamen yitimine ve buna bağlı olarak organ işlevlerinin aksamasına sebebiyet verebilir. 6. Bölüm “stres”in ne olduğunu ve zihinsel performansınızı entegre beyin işlevlerinin yitimine yol açarak nasıl etkileyebildiğini ele alır. Takiben, 7. Bölüm beyin entegrasyonunun idamesinde beslenmenin önemini ve “stres” durumunda yeterli besin maddelerinin ortamda bulunmasının daha da çok “stres” yaratan işlev kaybına sürüklenmek yerine düşünmeye ve problem çözmeye devam edebilmenize olanak sağlayabildiğini kapsar. 8. Bölüm “stres” altında iken ideal zihinsel performansı desteklemek için gerekli besin kalıplarını temin ederek entegrasyon ve tam işlevin sürdürülmesinde besinsel bir yaklaşım sunar. Bir çok besin maddesinin optimum işlevin devamı için gerekli olduğu tezine dayanarak, gerekli münferit besin maddelerinin her birini almanın zor olacağı açıktır. 9. Bölüm bu probleme bir çözüm sunar: Fonksiyonel gıda, belirli işlevleri desteklemek için tasarlanmış karmaşık besinsel formül, bu durumda optimum zihinsel performansın altında yatan entegre beyin işlevleri… Ekler, metinde geçen vitamin ve minerallerle ilgili ek bilgi sağlar, buna sadece her bir besinin kaynağı değil, vücuttaki işlevi, eksikliğinin sonuçları ve hem “önerilen besinsel karşılığı” hem de “iyileştirici dozaj aralığı” dâhildir. Ek 3, Stres altında beynin entegrasyonunun devamı için fonksiyonel gıda olarak ideal besinsel desteğin nasıl sağlanacağına ilişkin yeni geliştirilen bir çözüm sunar: “ThinkingAdvanrage”. Kitap boyunca kullanılan birçok teknik terimi ve kelimeyi ya da önemli kavramları tanımlayan kapsamlı bir açıklayıcı sözlük hazırlanmıştır. Hem terimleri hem de sunulan kavramları açıklığa kavuşturmak için kıymetli bir araç olacağı umulmaktadır.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir