Cindi Madsen – Sahte Nişan Gerçek Aşk

Belli ki bugün önemsiz e-posta kutusu bile onun aşksız hayatını yüzüne vurma niyetindeydi. Eş bulma sitelerinden gelen mailler önemsiz e-posta kutusunu doldurmuştu. Güzel Bekârlar veya PIRILTI sitelerinden gelen mailleri gördü, üç günlük ücretsizmiş! Acaba bir Pırıltı çok mu pahalıydı? O zaman bir milyonerle görüşmek hiç de fena olmazdı. Olgun Kadınlara Genç Erkekler sitesinin mailini görünce sinirlendi. Hu hu? Henüz o kadar yaşlanmadım! İçlerinde bir de ünlem işaretiyle gelen, onda olmayan bir şeyi büyütmeyle ilgili bir mail vardı. Ünlemle geldiğine göre önemli olmalıydı. Dani, hepsini seçerek “sil” düğmesine bastı. Hepsinin tek tek yok oluşunu izledi. Keşke iş için kullandığı mail ad7 Cindi Madsen resine de aynısını yapabilseydi. Gelecek iş yemeği organizasyonuyla ilgili yaklaşık otuz mail almıştı. Bir sürü detay, bağıran büyük harfler ve ünlem işaretleriyle yazılmıştı, çünkü yazan kişi engelleyemediği heyecanını açığa vuruyordu. Tabii ki heyecanlanacaklar. Hepsi kıymetli eşlerini bulmuş, patrona yakınlık kurma şansı yakalamış. Şirket genellikle yemeğe eşiyle gelenlere herhangi bir ayrıcalık sağlamasa da, iki yıl önce yapılan organizasyonda birlikteliği olan insanlann patrona ve ailesine daha yakın olabilecekleri ispatlanmıştı. Wayne Bridges, sürekli Brigdes Pazarlama Şirketi’nin aile ve dost canlısı bir kurum olmasıyla böbürlenirdi, ama sürekli daha çok çalışmaları için çalışanlara kendisini yarışta hissettirirdi.


Her ne kadar Wayne inkâr etse de, sırf bu yüzden gösteriş meraklısı sersemin teki onun üstünde bir pozisyona yerleştirilmişti. Belki Bay Gösterişli’nin pazarlama diploması onu daha üst düzey yapıyor olabilirdi, ama ortak müşterileriyle ilgili asıl işleri Dani yapıyordu. Bütün işi yapıp hiç bahsi geçmiyordu, tabii. Ama yeni açılan üst düzey yönetici pozisyonuna geleceğine inanan Dani, kaderin gidişini her ne pahasına olursa olsun değiştirecekti. Çünkü sağlık sigortaları çok pahalıydı, piyangodan para kazanmadığı sürece de bir şeyler elde etmesinin tek çaresi buydu. Mümkünse HEMEN. Dani, annesi şimdi Florida’da Abuela Morales’le yaşadığından, bütün ödemeleri yapabilmek için fazladan mesai yapıyordu. Elinden gelen bütün maddi desteği sağlamaya çalışıyordu, ama yine de ikisi zar zor geçiniyordu. Annesi onun sorum­ Sahte Nişan Gerçek Aşk luluğu olmadığı için kendisini fazla sıkmaması gerektiğini söylese de Dani üzerinde büyük bir yük hissediyordu. Üniversiteye gitmek için elinden gelen her şeyi yapmış, hem okulda hem basketbolda başarılı olmuş, üniversiteye girmeye hak kazanınca ailesi ellerinde ne var ne yoksa ortaya dökmüştü. Anneannesi Abuela Morales, en çok parayı veren kişiydi. Dani eliyle masanın üzerinde ritim tutarak düşünüyordu, iş yemeği organizasyonunda yanında partneri olmadan aktivitelerin çoğuna katılamazdı, ama bu sefer kendisini ispatlayıp terfii almalıydı. Tabii patronun karşısında aklı kafasından uçup gitmiş gibi donup kalmasa belki alabilirdi. Ceptelefonu çaldı. Justin Timberlake’in “SexyBack” şarkısı havada yükseldi.

Bu ses Dani’nin gününün güzel geçeceğine işaretti. Yüzüne bir gülümseme yayıldı. “Bana gitmek zorunda olmadığımı söyle,” dedi Wes. Geçen sene birlikteyken Wes, kendisi ararken çalması için “SexyBack” şarkısını ayarlamış, onu hatırlattığını iddia etmişti. “Gitmek zorunda değilsin,” dedi Dani. “Teşekkürler. Ayrıca ne için izin verdiğini sormadığın için de teşekkür ederim.” Dani ayağa kalkıp kendisine ayrılan küçük ofis bölmesine yaslandı. Böyle durunca pencereden batan güneşi görebiliyor, kısa zaman sonra paydos edeceğini hatırlayarak seviniyordu. “Kız kardeşinin düğününden bahsediyorsun. Dediğim gibi, gitmek zorunda değilsin. Ama gitmelisin, ikimiz de gideceğini biliyoruz.” Telefonun diğer ucundan Wes’in iç çekmesi duyuldu. 9 Cindi Madsen “Bana kalırsa eski nişanlımı kendisine nedime olarak seçerek beni zaten saf dışı bıraktı. Bugün evde, annemle Audrey ne zaman onun adı geçse acıyan gözlerle bana baktılar.

Sanki onu unutamamışım gibi. Ama ben, onu unuttum.” “Tabii ki o bencil prensesi unuttun.” Pekâlâ, bu tanımlama biraz ağır olabilir ama Dani, Wes’in o kızla neden ayrıldığını ve onu unuttuğunu hatırlaması gerektiğini biliyordu. Her ne kadar Wes’in Sophie’yi unuttuğundan emin olmasa da… Hatta bazen Wes’in onu sonsuza dek unutamamasından korkuyordu. Ah ne yazık, Sophie hiçbir zaman Wes için yeterince iyi biri olamamıştı. Kız, Wes Te idare edemezdi. Sürekli talep eden, hiçbir özveride bulunmayan biriydi. “Bu sıkıcı saçmalıkları geçelim. Sende ne var ne yok?” diye sordu. Dani, açık pozisyonlar için verilen davetlere eşsiz gidemediği için tek başına herkesle nasıl başa çıkacağı konusundaki endişelerini ona anlattı. “Arkadaşlarımın acı dolu bakışlarından bahsetmiyorum bile. Hatta bazılarının eşleri beni evlendirmeye çalıştı. Birkaç ay önce, onları başımdan savmak için biriyle görüştüğümü söyledim. Keşke yanımda gelecek gerçek birisi olsaydı.

” Tırnağının yanında çıkan etleri başparmağının tırnağıyla itti. “Bu ay sonunda boş değilsindir, diye düşünüyorum.” Şaka olarak söylediği söz, bir anda zihninde gerçek olabilecek bir ihtimal olarak gezindi ve, böyle bir şey olursa ne kadar harika olur, diye düşünmeye başladı. Masasına oturup sesini alçalttı, aslında ofıstekilerin çoğu evlerine dağılmıştı bile. “Wes, buraya gelip benim yanımda ol. Onlara senin… ıo Sahte Nişan Gerçek Aşk senin benim nişanlım gibi bir şey olduğunu söylerim. Bütün aktivitelere katılabiliriz, hem senin yanmdayken kendimi gergin hissetmem. Sonunda Wayne’in dikkatini çekebilirim.” Telefonun öbür ucundaysa tam bir ölüm sessizliği vardı, öyle ki Dani, telefonu kulağından uzaklaştırıp bağlantı var mı diye kontrol etmek zorunda kaldı. Ardından telefonu yeniden kulağına dayadı. “Biliyorum bu çılgınlık. Hem seni uzun zamandır görmüyorum ve…” “Nişanlın olarak davete katılırım ama sen de Audrey’nin düğünü için benim nişanlım olacaksın,” dedi Wes. “Kendime birini bulmak için uğraşacaktım ama böylesi daha iyi olur. Bana acıyan gözler azalır. Hem zaten herkes bizim arkadaştan da öte olduğumuzu düşünürdü.

Kimse şüphelenmez. Kıçıma tekmeyi bastıktan sonra Sophie’yi unuttuğumun çok güzel bir kanıtı olur.” Dani dudağını ısırdı. “Terfi almadan şirketten izin alabileceğimi…” “Sen hiç izin almazsın ki. Hadi Dani, burada sana ihtiyacım var.” Kuzey Carolina’ya gitme masraflarını da düşünmeden edemedi, ama Wes ona ihtiyacı olduğunu söylemişti, nasıl gitmezdi ki? Hem birbirlerini uzun zamandır görmemişlerdi. Mesajlaşma ve telefon konuşmaları hasret gidermeye yetmiyordu. Dani düşündükçe ikisi için de en doğru çözümün bu olduğuna karar verdi. Wes Te düğünde yan yana dururken Sophie’nin her zamanki gibi dudaklarını büzdüğünü gözünde canlandırabiliyordu. Ofisinde oturup gereksiz işler yapmak 11 Cindi Madsen yerine herkese emirler verdiğini de hayal etti. Bir de maaşının yanma eklenecek sıfırlar aklına gelince ailesine rahatça yardım edebileceğini hatırladı. “Şimdi tek dizimin üzerine çöktüm,” dedi Wes. Ama Dani, belli ki koltukta uzanarak, cips yediğini duyabiliyordu. “Danielle göbek adını unuttuğum Vega…” “Göbek adımı unuttun mu?” “Neredeyse üç tane adın var, hepsi de İspanyolca.” “Sadece iki ismim var.

Hem isim isimdir.” “Ah, sanki sen benimkini hatırlıyorsun.” “Jonathan.” “Peki peki, sen kazandın. Şimdi eğer beni bölmezsen sana bir şey soracağım.” Telefonun diğer ucundan biraz daha cips sesi duyuldu. “Ne diyordum… Danielle, iki göbek isimli Vega, benimle evlenecekmiş gibi davranır mısın?” Dani güldü, içini bir heyecan kapladı. Yaptıkları bütün numaralar içinde bu en kötüsüydü. Önce düğün için büyük bir yalan söyleyip sonra da ofisteki konumu için bir oyun oynayacaklardı. Wes onu görmese de Dani elini göğsüne koyup gözlerini kapadı. Bulutların üzerinde yürür gibi ahenkli bir sesle cevap verdi. “Evet! Evet! Binlerce kez evet!” ; . f f ş > 1> $ \ Uçak, Kuzey Carolina, Charlotte’a doğru inerken Dani’ nin midesinde kelebekler uçuşmaya başladı. Koltuğuna yaslanıp küçük pencereden dışarıyı izledi. Buraya üç saatlik uzaklıktaki Greensboro’da büyümüş, kırk dakikalık güneydeki 12 Sahte Nişan Gerçek Aşk Wingate Üniversitesi’ne gitmişti.

Yeşil ağaçlar, tarihi alanlar ve Wes’in burada olduğu fikri, Dani’ye kendisini yuvasında hissettiriyordu. Uçuş görevlilerinin son kontrolleri yapmasıyla Dani koltuğunda bacaklarını sallamaya başladı. Yanındaki yol arkadaşı, şişman huysuz kadın Dani’ye baktı. Muhtemelen kadının en yakın arkadaşı yoktu, regl olmuyordu ve görmeden duramayacağı birden fazla kimsesi yoktu. Ya da bir nişanlısı? Dani başını iki yana salladı. Wes’le nişanlı olmak çok tuhaftı. İkisi de yaşadıkları ayrılıklardan sonra üniversitenin ilk yılında tanışmışlar, hemen dost olmuşlardı. Birlikte ders çalışmış, hafta sonları beraber takılmış, çok yorgun veya sarhoş olduklarında genellikle birbirlerinin evlerinde kalmışlardı. Herkes onların sevgili olduğunu düşünürdü. Herkes aşk olmadan dost kalınamayacağını düşünüyordu. Ama Wes, Dani için her şeyi kolaylaştıran, ihtiyacı olduğu anda yanında beliren çok önemli bir dosttu. Uçak nihayet yere indiğinde herkes kapılara ilerledi. İçi içine sığmayan Dani, kendi sırasını beklemek zorundaydı. Sahte nişanlılıklarında ve düğünde her ne yaşanırsa yaşansın, bu Dani’nin uzun zaman zamandır ihtiyacı olan tatildi. Daha şimdiden bedeni rahatlamış, kafası boşalmaya başlamıştı.

Uçaktan iner inmez hızla insanları geçti. İleri doğru neredeyse koşuyordu. Güvenlik kapılarından da geçip önlerinde bekleyen insanları incelemeye başladı. Bu değil. Bu değil. Bu değil. 13 Cindi Madsen “Dani!” Sese yöneldi. Ayaklan öne atılmıştı bile. Wes hızla ilerleyip Dani’ye sımsıkı sanldı. Dani ona öyle sıkı sanldı ki kafasındaki beyzbol şapkası düşecek gibi oldu. Arkadaşına dikkatle bakmak için bir adım geriledi. Dalgalı, koyu san saçlan her zamankinden daha uzundu. Görünüşe göre haftalardır tıraş olmamıştı. Wes gülümseyince uçuk mavi gözleri panldadı. Kendisi kadar heyecanlı olduğunu bilmek Dani’nin hoşuna gitti.

“Bu kadar pasaklı olduğunu bilmiyordum. Omuzlannda baltan, yanında evcil hayvan olarak mavi öküzün eksik sanki.” Elini Wes’in yüzünde gezdirdi, sakallan avuç içlerini gıdıkladı. “Kızlar son zamanlarda böyle tiplerden mi hoşlanıyor?” “Ne yazık ki pek öyle denemez,” dedi Wes ama Dani bunun çok doğru olmadığını biliyordu. Sophie’den sonra ciddi bir ilişki yaşamasa da Wes’in peşinden kızlar asla eksilmezdi. Wes, Dani’nin valizini aldı. “Audrey ve annem tıraş olmamı, düğünden önce saçlanmı kestirmemi söyleyip duruyorlar.” Çıkışa yöneldiler, Wes’in gözleri Dani’nin üzerindeki tişörte, yoga pantolonuna ve parlak sarı ayakkabılara takıldı. “Eğer ben mavi öküzlü dev Paul Bünyan’sam sen de sportmen Barbie’sin.” Dani, dirseğini Wes’e geçirdi. “Seyahate çıktım sonuçta. Beni rahat bırak.” Wes gülümseyip kolunu Dani’nin omzuna attı. “Gelmene çok sevindim. Biraz yürüyüş yapanz diye düşündüm.

Akşama senin için özel planlarım var.”

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir