Daisy Meadows – Dostluk Ormanı II – Moli Titrekkuyruk Nerede

Ceren Yıldız ile en iyi arkadaşı Lale Haziran, Ceren’in babasıyla birlikte yaşadığı küçük evin mutfağında öğle yemeği yiyorlardı. Lale çizgili elbisesinin üzerinden midesini ovalarken, “Çok doydum!” dedi. “Babanın pizzaları bir harika!” Ceren kıkırdadı. “Evinizin hemen yolun karşısında olması büyük şans. Böylece babam her pizza yaptığında buraya gelebilirsin.” Moli Titrekkuyruk Nerede! Bay Yıldız mutfağa girerken, “Yemeği beğenmenize sevindim,” dedi. “Pekâlâ, öğleden sonra ne yapacaksınız?” ‘Tabii ki hayvanları görmeye gideceğiz!” dedi Ceren. Lale’nin annesiyle babası, evlerinin arkasındaki, ahırdan bozma Minik Patilere Yardım Hastanesinde çalışıyordu. Kızların ikisi de hayvanlarla ilgilenmeyi çok seviyordu. “Bu sabah yaralı bir tilki yavrusu geldi,” dedi Lale. “Önce ona bakmamız lazım.” Ceren, başını sallarken sarı bukleleri hopladı. “İyi fikir. Yaz tatilinin en iyi yanı, hayvanlarla yeterince vakit geçirebilmek!” “Bekleyin!” dedi Bay Yıldız. “Kirli bulaşıklar ne olacak?” Lale ile Ceren bir ağızdan, “Lavaboya koyuyoruz,” dediler.


Tabaklan lavaboya koyarken Ceren, tırmalamaya benzeyen, hafif bir ses duydu. “Dinle,” dedi Lale’ye. Altın Ziyaretçi Tıırıık tıırıık tıırıık… “Ses lavabonun altından geliyor sanki,” dedi Lale. Bakmak için çömeldiler. Lale, dolabın kapağını yavaşça açarken kısa, siyah saçlarını gözünün önünden çekti. Sonra, derin bir nefes vererek, “Ahhh,” dedi. Dolaptaki, dünyanın en sevimli faresiydi. Minik ve kahverengiydi; kulakları ise pespembeydi. Minik fare, parlayan küçük gözlerini kırpıştırdıktan sonra bir süpürgenin arkasına kaçtı. “Çok şeker!” diye fısıldadı Lale. Başka bir dolabı karıştırdı ve ucu kapaklı, uzun, plastik bir kutu buldu. “Gördünüz mü?” dedi. “Fare bunun Bay Yıldız kahkaha atıp “Kesinlikle öyle,” dedi, “ama burada kalamaz. Onu yakalamamız gerek!” 13 Moli Titrekkuyruk Nerede! içine girdiğinde kapak arkasından kapanacak. Sonra onu güvenli bir yerde serbest bırakırız.

Ama önce onu kutuya çekecek bir şeye ihtiyacımız var.” “Fareler çikolata sever,” dedi Ceren. “Fıstık ezmesini de!” dedi Lale. “Her ikisinden de birer parça koyalım.” Kapanı hazırlayıp dolabın içine koyduktan sonra, Bay Yıldız’a veda ettiler. Sonra da Pırıltı Yolu’nun karşısına geçip hastaneye yöneldiler. Lalelerin bahçesinden geçerken bir tavşan ka- fesinin yanında durdular. Ayağı sargılı bir tavşan, çitlerin üzerinden yavaşça zıplarken onlara baktı. “Şu burna bak, düğme gibi,” dedi Ceren. Lale gülümsedi. “Bu tavşan, bana küçük Loli Uzunbıyık’ı ve Dostluk Ormam’ndaki maceramızı hatırlattı. Orada olanlara hâlâ inanamıyorum!” Başını sallayan Ceren “Her şey sihirliydi, değil mi?” diyerek içini çekti. ‘Tüm o konuşan sevimli hayvanlar ve küçük, şirin kulübeleri… Ve tabii ki Altın Kedi!” Altın Kedi, daha önce Minik Patilere Yardım Hastanesi’nde tedavi görmüş, sihirli bir kediydi.

.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir