Daisy Meadows – Dostluk Ormanı V – Fındık Tuylukuyruk Yardıma Koşuyor

C eren, kızarmış ekmeğinin son lokmasına tereyağı sürerken gülümseyip mutlulukla “Bu, harika bir öğle yemeği baba,” dedi. En iyi arkadaşı Lale Haziran, “Mımm,” dedi. “Peynir, Hint sosu ve ceviz. Nefis!” Bay Yıldız, “Biraz daha ceviz var. Sincaplar hepsini almadan fazla fazla topladık,” diyerek gülümsedi. “Biraz daha ceviz yersem sincaba dönüşeceğim!” diyerek gülen Ceren, masayı toplamak için ayağa kalktı. “Her neyse, artık Minik Patilere Yardım Hastanesi’ne dönmeliyiz.” İki kız, birbirlerine bakıp gülümsedi. Aynı sokakta yaşadıkları için şanslıydılar ama Lale’nin annesiyle babası Minik Patilere Yardım Hastanesi’ni işlettikleri için daha da şanslıydılar. Hastanede yardıma ihtiyacı olan her türden hayvan tedavi ediliyordu. Ceren ve Lale de onlara ellerinden geldiğince yardımcı olmaya bayılıyorlardı! Fındık Tüylükuyruk / • Yardıma Koşuyor! ^35 Fırtınalı Bir Gün Bay Yıldız camdan dışarı bakıp “Montlarınızı alın,” dedi, “yağmur yağacak galiba, ıslanmayın.” O konuşurken, yağmur damlaları cama vurmaya başladı. Ceren ile Lale montlarıyla lastik çizmelerini giydiler. Ceren, gökkuşağı rengindeki şemsiyesini de yanına aldı. Dışarı çıktıklarında rüzgâr, Lale’nin koyu renkli kısa saçlarını yüzüne yapıştırdı.


Ceren’in şemsiyesinin altına girip arkadaşına bakan Lale, “Yağmur, saçlarını her zamankinden daha kıvırcık yapıyor!” diyerek gülümsedi. Caddeyi geçtiklerinde Ceren, Lalelerin kapısını açıp bahçenin dibindeki Minik Patilere Yardım ahırına doğru koştu. Fındık Tüylükuyruk Yardıma Koşuyor! Arkadaşının arkasından giden Lale, kestane ağacının altında tuhaf bir şey görünce “Bekle!” diye bağırdı. Ceren’e bir yığın yaprakla dalı göstererek “Ağacın dibinde bir şey kıpırdanıyor,” diye fısıldadı. Lale, ıslak yaprakları kenara çekti. Yaprakların altında birbirlerine sokulmuş, parlak gözlü üç yaratık duruyordu. Uzun kuyruklarını, tüylü küçük gövdelerinin etrafına sarmışlardı. Soluğu kesilen Lale, “Yavru sincaplar!” diye bağırdı. “Ağaçtan düşmüş olmalılar.” Etrafına bakındı. Yavruların anne babaları, ortalıkta görünmüyordu. Minik sincapları yağmurdan korumak için şemsiyesini kaldıran Ceren, “Çok küçükler,” dedi. “Onları burada bırakamayız. Baksana, şimdiden sırılsıklam olmuşlar bile.” “Haklısın,” dedi Lale.

“Bizimkiler anne babaları gelip arar diye ‘Yavru hayvanları alma,’ der bana hep. Ama bu durumda, onları bizim hastaneye götürsek iyi olacak.” O, iki sincap yavrusunu kucaklarken Ceren de üçüncü yavruyu kavradı. Ahıra ulaştıklarında Lale ayağıyla kapıyı çaldı. Kapıyı Bayan Haziran açtı. Sincapları görünce, “Aman Tanrım!” diye bağırdı. “Çabuk onları içeri getirin!” Lale ile Ceren, yavruları muayene masasının yanında duran Bay Haziran’a götürdüler. Yavruları nazikçe masaya koydular ve montlarıyla ® |g Fırtınalı Bir Gün lastik çizmelerini çıkarırken onları nerede bulduklarını anlattılar. Bayan Haziran, yuva yapmak için bir kutu buldu. Lale de yumuşak bir battaniyeden parçalar kesip kutunun içine yerleştirerek, “Böylece rahat bir yatakları olur,” dedi. “Tam bir sincap yuvası oldu!” dedi Ceren. “Güzel, sıcak ve kuru.” Bay ve Bayan Haziran, yavrulara yiyecek bir şeyler bulmak için mutfağa gittiler. O sırada kızlar da üç yavruyu nazikçe kutunun içine yerleştirdi. Pencereye vurulduğunu duyduklarında, küçük sincapların birbirlerine sokulup yatmalarını izliyorlardı.

Sese doğru baktıklarında, cama patilerini dayamış çok güzel yeşil gözleri olan bir kedi gördüler. Kedinin bıyıklarındaki yağmur damlaları ışıldıyordu. “Altın Kedi!” diye fısıldadı Ceren. Pencereyi açmaya koşan Lale, “Sırılsıklam olmuş!” dedi.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir