Edgar Cayce – Atlantis’ten Geleceğe İnsanın Kaderi

Zaman zaman adamın biri ortaya çıkıverir ve o ana kadar kabul edilmiş olan fikirleri tamamen alt üst eder. Söyledikleri ve yaptıkları, “doğal” ya da “normal”e ilişkin kavramlarımıza meydan okur; bilinmezler ormanında yeni bir yol çizilmiştir artık. Sigmund Freud, büyük bir buluşun üç devresi olduğunu yaznuşbr. Birinci safhada, hasımları, mucidin deli olduğunu iddia ederler. Biraz daha sonra, bedenen ve akıl bakınundan sağlıklı olduğunu, ancak buluşunun önemsiz olduğunu belirtirler. Ve en sonunda da, bu buluşun hiç şüphesiz önemli olduğunu, ama bir yenilik getirmediğini, çünki herkesin zaten uzun zamandan beri bundan haberdar olduğunu açıklarlar. Edgar Cayce hiçbir şey “keşfetmiş” değildir. Ancak hastalıklan teşhis edişi, analizleri, yaptığı tedaviler ve gelecekten verdiği haberler, insan ruhunun kudretine ilişkin yeni bir kavrama dikkatleri çekmiştir. Cayce’e “uyuyan kahin” (ya da uyuyan peygamber), “Amerika’run en büyük durugörürü”, “sırların adamı”, “bugünü, yarını ve dünü gören adam.” gibi sıfatlar yakıştınlmışbr. Cayce 1945 senesinde ölmüştür, ancak otoipnoz halinde vermiş olduğu 14 246 adet “okuma”, giderek daha bir canlılık ve önem kazanan bir niteliktedir. Hayatı ve öğretileri üzerine yazılnuş dört eser Almanca’ya, Fransızca’ya, Japonca’ya ve Seylan diline çevrilmiştir. Onun modem düşünceye; bp, felsefe, teoloji ve parapsikoloji alanlannda yaptırdığı aşamalar hayli önemlidir. Günümüzde, en şüpheci araştırmacılar bile Cayce dosyalarına başvururlar ve bunların, hayret uyandırıcı bilgilerin kaynağı olduklarını kabul ederler. Bu kitapta verilmiş olan tarihlere ait açıklamalar, bazılarınca tartışmalı da olsalar, yine de bir hayli fikir ve bilgi vermekte9 İNSANIN KADERİ dirler.


Aynca uluslararası işlerle ilgili olarak bulunulan kehanetlerin de özel bir yeri vardır ve z.aten bunlann bir kısmı z.arnanla doğrulanmıştır. Edgar Cayce’in kendi iradesine bağlı olarak istediği anda uyku durumuna geçme (•) ve bilgilerini çok aşan konular üzerinde hakim bir şekilde konuşma gibi özel bir yeteneği vardı. Kültürlü değildi, tahsil hayatını sürdürmemişti; hatta pek kitap okuduğu da yoktu. Onun için, tartışılacak olan konuyu ya da kendisine danışan kişinin adresini ve bulunduğu yeri bilmek ve yanı başında da sorulan soracak birinin ve cevaplan yaz.an bir stenografın bulunması yeterliydi. Kırk iki sene boyunca hemen her gün uyumuş ve tasavvur edilebilecek her türlü konuya ilişkin sorulara cevap vermişti. Bunun için de karartılmış odalara, sanklara, tütsülere, kristal kürelere ve karşısında para ödeyen insanlara hiç ihtiyaç duymamıştı. Cayce’in zihni, z.arnanı ve mekanı aşmaya muktedirdi. Örneğin, Wyoming’de oturan bir danışman, “okurna”nın başlangıcında “evin içinde dönüp durmayı bırakıp oturması” emrini almıştı. New York’daki dairesinde bulunan bir diğerine ise bir iltifatta bulunmuştu: “Pijarnaruz hiç fena değil.” Bu söylediklerini ispat etmek gayet kolaydı ve hepsi de şaşmaz şekilde doğru çıkmıştı. Şüpheci bir iş adamı Cayce’e, o özel hali içerisinde bulunduğu bir esnada kendisini bürosuna gidene kadar izlemesini teklif etmiş ve meydan okumuştu.

Adam her z.aman alış veriş yaptığı tütün bayiinin önünde durmuş, ama bu kez bir yerine iki adet püro almıştı. Bürosuna ise bu kez asansör yerine merdivenleri kullanarak çıkmıştı. Buraya varınca da hep yaptığı gibi mektup kutusunu açmıştı. Virginia’da, Virginia Beach’deki evinde uyumuş olan Cayce ise “okurna”sını vermişti. Şüpheci danışman raporu aldığında çok şaşırdı. Cayce en ufak davranışlarını ve hareketlerini tarif etmekle kalmamış, mektuplarını bile okumuştu! Görünüşe göre, Cayce’in zihni, şimdide olan ya da gelecekte olacak vakalar kadar, geçmişte olanları da aynı berraklıkta “göre- (•) Transa girmek. 10 İNSANIN KADERİ biliyordu”. Özel bir dedektif, eylemlerinden sonra hiçbir ipucu bırakmayan bir hırsızı ya da hırsızları araşbrmakla görevlendirilmişti ki, Cayce’den bir “okuma” geldi. Cayce uyumuş ve hırsızı tarif etmişti. Aynca hırsıza bir kadının yardım ettiğini ve ikisinin beraberce Pennsylvania’da bir otelde kaldıklarını belirtmiş; ek olarak da kadının kalçasında bir leke bulunduğu ve çocukluğunda geçirmiş olduğu bir yangın sonucu sol ayağının iki parmağının birbirine yapışık olduğu tarifini yapmışb. Dedektif, müşterisine hemen telefon ederek tarif edilen adamı tanımadığını, ancak kadının tarifinin kendisine Chicago’ya kızkardeşini görmeye gittiğini söyleyerek evden aynlan kansına bpatıp uyduğunu açıklamıştı. Polis otele vardığında çift daha önceden yola koyulmuştu bile. Ama yeni bir “okuma”, onların Ohio’da, Columbus’da bulunduklarını bildirmiş ve orada da ele geçirilmişlerdi. Bunun ardından Cayce şöyle diyecekti: “Suçlu bile olsalar, insanları böyle izlemeyi sevmiyorum.

” Cayce’in hayatının ve yaptığı çalışmalarının hikayesi, çağımızdaki en şaşırtıcı olanlardan biridir. Biyografisi hem Eski Ahit’i, hem de bir bilim kurgu romanını çağrıştırmaktadır. O tuhaf durugörü yeteneğinin seviyesine çağımızda henüz ulaşılmış değildir. Kırk iki sene boyunca kendini, düşüncenin sayısız alanlarında Duyular Dışı İdrak uygulamasına adadı. Normal satır aralıklı 50 000 daktilo sayfası tutan “okumaları” Virginia Beach’deki Edgar Cayce Vakfı’nda muhafaza edilmektedir ve hiç şüphesiz dünya üzerindeki en önemli psişik bilgiler koleksiyonunu oluşturmaktadır. Vakıf, “okumalar” içindeki bilgi ve belgeleri yayınlamakla görevli olan Bilgi ve Araştırma Demeği’ni de koruması albnda bulundurmaktadır. Burası hayli canlı bir yerdir. Kütüphanenin ve büroların dışında bir konferans salonu, bir tedavi servisi, bir okuma salonu, bir basın servisi ve okyanusa hakim konumda geniş bir terası vardır. Ziyaretçiler gayet iyi karşılanırlar ve tüm yapılan gezebilirler; tabii ki pek çoğu “okumalar”ı incelemek isterler. Şüpheci olanlara gelince, onlara Abraham Lincoln’un şu sözleri ile cevap verilir: “Dünyadaki hiçbir insanın iyi bir yalancı olabilmek için ye11 İNSANIN KADERİ terli hafızası yoktur.” Cayce dosyalan dünyada tektir. Şuuraltından çıkıp gelmiş yirmi milyon kelime; bu bulunabilir şey değildir. Şayet bunlara inanılırsa, aşılması gereken yeni engeller belirmektedir. Durugörü, duruişiti, rüyalar, ipnotizma; tarihi ve insan ruhunun derinliklerini daha iyi anlamayı sağlayan yolu açarlar. Edgar Cayce’in dosyalan üzerine kurulu olan bu kronik, insanın ruhsal bir varlık olduğunu, muazzam Atlantis Kıtası’nın bir gerçek olduğunu ve aralarında Güney ve Kuzey Amerika’nın da bulunduğu çevredeki ülkelere kaçan Atlantisliler’in buralarda yüksek medeniyetler kurduklarını ve bu faal ve cesur halkları meydana getirmiş olan insanların, günümüzde de tekrar doğmakta olduklarını kanıtlamak amacındadır.

Bir zamanlar büyük bir İngiliz bilgininin de söylediği gibi: “Tüm olasılıkları reddedemeyecek kadar çok şüpheciyim.”

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir