Frans B. M. Waal – Köken Ağacı

insanlarla diğer hayvanlar arasındaki karşılaştırmalar, son zamanlarda iki farklı biçimde göze çarpıyor. Bunlardan birinin amacı insan kimliğini belirginleştirmekken, diğerinin amacı bütün canlı türleri için geçerli olan ortak tehdidi vurgulamak. İlk yaklaşım, çalışmalara konu olabilecek tek tür olduğumuza yönelik iddialar ortaya koyan toplumsal ve beşeri bilimlerde sıkça tekrarlanıyor. En az bunun kadar eski olan ikinci yaklaşım ise Darwin’in doğal seçilim yoluyla evrim teorisi sayesinde güçlendi. İnsan davranışının evrimin ürünü olduğu görüşü, buna bağlı olarak hayvan davranışının da aynı çerçevede değerlendirilmesi, özellikle son yirmi yılda ilgi ve saygınlık kazandı. Günümüzdeyse bu tartışmalı bir azınlığın görüşü olmaktan çıkıp genel bir kanıya dönüştü. Bu dönüşüm hayvan davranışıyla ilgili büyük kurarnların gelişmesiyle -sosyobiyoloji ve davranış ekolojisinin kalbi olan işbirliği davranışının açıklanması gibi- geldi ve genetik bilgi yerine çevresel faktörleri tercih eden bazı akademik birimlere uyan alarmı göndermeye başlayan birkaç bilim insanının cesareti sayesinde ı 970’lerde gerçekleşti. Genler ve davranışın bağlantılı olduğunu destekleyen kanıtlar giderek artıyor. İkizlerin birbirinden ayrı yetiştirildiği 7 KÖKE N AGACI çalışmalar herkesçe bilinir düzeye geldi. Gazeteler neredeyse her hafta yeni bir insan geninin bulunduğunu bildiriyor; şizofreni, epilepsi, Alzheimer hastalığı, hatta maceraperestlik gibi davranış özellikleri bunlar arasında. Kadınlar ve erkekler arasındaki genetik ve nörolojik ayrımlada ilgili de her geçen gün daha fazlasını öğreniyoruz. E lbette genler ve davranış arasında basit, birebir bir eşleşme yok; bizi her şeyi kısaca açıklamaya iten kültürümüz, hıilguların “bu gen bunun için” biçiminde algılanmasına yol açıyor: Oysa, genetik etkenler davranış çeşitliliğini kısmen açıklayabilir (geri kalanı çevreyle ilişkilendirilir). Ne olursa olsun, genetik etkileri gösteren bilimsel ileriemelerin listesi gün geçtikçe uzuyor; elimizde göz ardı edilemeyecek kadar çok kanıt var. Biyolojinin insan davranışını etkilediği fikrini kınarnaya hayatını adamış akademisyenler, bekleneceği gibi taraf değiştirmeye yanaşmasa da, genlerin yaptığımız ve olduğumuz her şeyin içinde olduğunu benimsemiş görünen halk onları geride bırakıyor. Doğadaki konumumuza bakışımızı değiştiren bir başka gelişme, maymun ve kuyruksuz maymunlada ilgili araştırmaların çoğalması oldu.


İnsan/hayvan ayrımını destekleyen, el üstünde tutulan varsayımlar genetik bilimi, nöroloji, bilişim ve toplumsal davranış yönünden bakıldığında bir kenara atılıyor. DNA çalışmaları kuyruksuz maymunları, yirminci yüzyılın başında kimsenin düşünemeyeceği kadar yakınımıza yerleştirdi. Şempanze ve bonobo bizim yalnızca en yakın akrabamız olmakla kalmadıkları gibi, bize gorillere olduğundan daha yakın görünüyorlar. İnsanlar, iki yüz primat türünün tamamını “maymun” başlığı altında toplamaya eğilimli. Ancak kuyruksuz maymunlar (yalnızca dört tür: şempanze, bonobo, goril ve orangutan), gibonlar ve insanlarla birlikte ayrı bir grubu, İnsansı maymunları oluşturur. Bunlar, Eski Dünya maymunlarıyla (babunlar ve makak maymunları gibi), aynı şekilde Yeni Dünya maymunlarıyla (kapuçinler ve marmosetler gibi) karıştırılmamalıdır. Şekil 1.1 ve Tablo 1.1 sınıflandırma konusunda yardımcı olacaktır. Okuyucular primat taksonomisi konusunda daha ayrıntılı bilgi için MacDonald ( 1984) ve Napier and Napier ( 1985)’e başvurabilir. 8 GIRIŞ İnsan davranışının, öğrenme fizyoloğu B. F. Skinner’ın araştırmasında gösterdiği gibi güvercinler, kazlar (Konrad Lorenz), sosyal böcekler (E. O. Wilson) ve kemirgenlere (şehirde yaşayan insanlan bir araya gelmiş sıçanlada karşılaştıran Robert Ard- -+——— Milyonlarca yıl öncesi 35 30 25 20 15 10 5 o İnsanlar Şempanzeler Bonobolar Goriller Orangutanlar Babunlar Makaklar Kapuçinler Yünlü örümcek Maymunlan Sincap Maymunlan Şekil 1.

1 Primat takımının ana dallarını gösteren evrimsel ağaç (prosimianlar dışında): Yeni Dünya maymunlan, Eski Dünya maymunlan ve bizim türümüzü meydana getirmiş olan insansı maymun· soyu. Şema, Afrika kuyruksuz maymunlan (goriller, bonobolar, şempanzelerı ile insanı önceden sanılandan çok daha yakına konuıniandıran DNA analizlerindeki ilerlemeleri yansıtıyor. Lat. Hoıninoidea. Hominidae (insansı maymunlar) ve Hylobatidae (gibonlar) ailelerini kapsayan üst ailedir (Hominoidea ve Hominidae terimleri birbiriyle karıştırılmamalıdır). Hominidae ailesinin yaşayan üyeleri insan, şempanze, goril ve orangutanlardır. Hylobatidae ailesi ise Asya’da yaşayan gibon türlerini kapsar. Yapılan soyoluşsal (filogenetik) çalışmalar, Hominidae ailesi içinde evrimsel süreçte birbirinden en son ayrılan iki cinsin (yani birbirine en yakın cinslerin) insanlar ve şempanzeler (şempanzeler ve bonobol olduğunu göstermiştir. Bu iki cinse en yakın olan, yine bir Afrika kuyruksuz maymunu olan gorillerdir. Günümüzde Asya’daki Borneo ve Sumatra adalannda yayılım gösteren orangutanlar ise daha erken bir tarihte Afrika kuyruksuz maymunlanndan ayrılmıştır. Bir başka deyişle bu aile içine genetik olarak insana en uzak olan cins orangutanlardır -çn. 9 KÖKEN AGACI rey) ilişkin bildiklerimizin ışığında özgürce yorumlandığı bir dönemin ardından, karşılaştırmalar bi” ze bunlardan çok daha yakın olan ve daha fazla benzeyen türler üstünde yoğunlaştı. Tablo 1.1. İnsansı maymun ailesi düz göğüs, omuzların dönme yeteneği, kuyruğun yitirilmiş olması ve nispeten büyük vücut boyutlarıyla nitelenir.

Bu grup Asya gibonlarını (ikincil kuyruksuz maymunlar olarak anılırlar), Afrika ve Asya’daki Pongidae ailesini (kuyruksuz maymunlar) ve günümüzde yaşayan insanları içerir. Gibon ailesinin dahil edilmediği bu tablo dört cinse ait beş farklı türe bölünen, yaşayan insan ve kuyruksuz maymun türleri ile bunların alt türlerini gösteriyor. Cins Tür Alt tür Bilinen adı Gorilla Gorilla beringei Mountain gorilla: Dağ gorili graueri Eastern lowland gorilla: Doğu ova gorili gorilla Western lowland gorilla :Batı ova gorili Po ngo pygmaeus pygmaeus Bomean orangutan: Borneo orangutanı abelii Sumatran orangutan: Sumatra orangutanı Pan troglodytes ve rus maskeli ya da soluk yüzlü şempanze (Batı Afrika) troglodytes siyah yüzlü şempanze (Orta Afrika) schwein- Uzun tüylü şempanze (Doğu furthii Afrika) paniscus Bonobo (önceden: cüce şempanze) Homo sapiens sapiens Modern human: modern insan Desmond Morris, ı967’de Naked ape·, ardından Jane Goodall ı 97 ı ‘de In the Shadow of Man [İnsanın Gölgesindel adlı kitabını yayınladığından beri, bu tip karşılaştırmalar toplumun ilgisini çekiyor. İki kitap da doğrudan kuyruksuz maymun ile insan karşılaştırması üzerine temellenmişti. Bunlardan ilÇıplak Maymun, !nkılap Kitabevi, çev: N uran Yavuz, 2009. -çn. lO GIRIŞ ki insan bakış açısıyla yazılmıştı, ikincisi ise daha kurnazca; şempanzelerin toplumsal yaşamını derinlikli bir şekilde tarif ederek, bu hayvanların bize ne kadar benzediği mesajını üstü kapalı biçimde aktarıyordu. Bu iki kitap da buz dağının görünen yüzüdür. O zamandan beri insan ve kuyruksuz maymun davranışı arasındaki sayısız paralelliği ayrıntılarıyla anlatan akademik ve popüler yayınlar sel gibi aktı. Çıkarımlar çoğu zaman bu paralelliklerio türdeşlikleri işaret ettiği yönünde oldu; yani bu karakterler insanların ve kuyruksuz maymunların ortak atasından geliyor. Bu kitabın yazarlarından bazıları söz konusu literatürde ön sıralarda yer alan isimlerdir. Primat araştırmalarına karşı artmakta olan i,lgi; dilbilimcileri bazı tanırnlara daha yakından b akmaya, antropologları ise insan dışındaki canlıların kültürlerini gözden geçirmeye zorladı. Kuyruksuz maymunlada ilgili çalışmalar, şu an öz farkındalığa duyulan ilgiye zemin hazırladı ve çocuk psikolojisindeki Zihin Kuramının ortaya çıkışını tetikledi. İnsanlardaki siyaset, savaş ve ahlak konularının kökenieri bile artık primat gözlemlerinin ışığında tartışılıyor.

.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir