Geoff Nicholson – Haritalı Adam

Yaşlı adam arabasına doğru yürüyordu. Koyu mavi bir kazak içinde, gümüşi mendilin ucu göğüs cebinden yükselirken şık, vakur, ciddiydi. Yine gümüş saçları metro otoparkının ışıklarında parıldıyordu. Bir bastonla yürüyor olmasına rağmen-küre şeklinde, gümüş başlıklı bir vernikli maun; yalnızca gösteriş için bile olabilirdi- adımlarındaki tereddüt yok denecek kadar azdı. Başka bir adam geniş bir beton direğinin gölgesinde duruyordu. İri kıyım bir adamdı ama bir sıkılığı vardı, böylece hatn sayılır genişliği ve kilosu şişmanlığı değil, etin ve eneıjinin sıkıştınlmışlığım akla getiriyordu. Suratı yassıydı .ve çatık çizgilerle oyulmuştu. Gözleri ciddi ve sinsi, adı Wrobleski’ydi. Yaşlı adam arabasına yaklaşıp anahtarlarını çıkartırken onu izledi. Wrobleski ceketini düzeltti. Bazı adamlar çalışırken özel kostümler giymeyi severlerdi; güneş gözlükleri, atkılar, siyah deri eldivenler… Ama Wrobleski “bazı adamlar”dan değildi. O iyi bir takımı tercih ederdi ama çok iyi değil, yapılacak iş malum. Yaşlı adam aracıyla uyumluydu: Wrobleski’nin tecrübesi hepsinin böyle olduğunu söyler. İkisi de bakımlı, gösterişli, gerekli donanıma sahip ve belki biraz sünepe görünüyorlardı.


Wrobleski gölgeden çıktı, elleri iki yanda, yapılı yüzünde samimi bir ifade vardı ve yaşlı adama doğru yürüdü. 7 GeoffNicholson “Güzel parça,” dedi, arabaya doğru başıyla işaret ederek. Yaşlı adam,aniden birisinin ona bu kadar yakın duruyor olmasından dolayı şaşkın görünüyordu. Yalnız olduğunu varsaymıştı. Öyleyse bile soğukkanlıydı. Onaylayarak başını salladı o da. Evet, iyi bir parçaydı. “Bu şey kaç kilometre basıyor?” “Hiçbir fikrim yok.” dedi yaşlı adam tatlı tatlı, bu tip şeyleri umursamadığım kanıtlamasına. “Doğru.” dedi Wrobleski, “Sen de benim gibisin.” “Bundan şüpheliyim.” dedi yaşlı adam; sonra da “Seni tanıyor muyum?”. “Benim adım Wrobleski.” Yaşlı adam tepkisini gizlemek için elinden geleni yaptı, ama pek kolay değildi.

Alt dudağındaki kasılma dışında fire vermedi. “Gerçekten mi?” dedi. “Wrobleski?” “Beni duymuşsun.” “Evet, ama yalnızca pis bir söylenti olduğunu düşünmüştüm.” “Keşke.” “Ve beni öldürmek için buradasın?” “Çok iyi. İkimiz de ne olduğunu bilirken daha kolay.” “Ben öyle düşünmüyorum.” dedi yaşlı adam sakince. Bence bir hata yapmışsın.” “Ben pek hata yapmam.” Yaşlı adamın gözleri geriye çekilmiş gölgeden sahte ışib*n parlak yangınlarına kadar etrafım taradı. İki adam da etrafla gö dilecek bir şey, bir kaçış yolu, panik düğmesi, İyi Samiriyeh e olmadığını biliyordu. Güvenlik kameraları devre dışı bırakılmış 8 Harita h Adam “Tam olarak neden?” dedi yaşlı adam. “Çünkü bana para veriyorlar.

” “Bu bir cevap değil.” Olmalıydı. Wrobleski adam kaçmaya çalışacak mı diye merak etti. Bu yaşlı adamlardan bazıları fit olmalarıyla övünürdü. Bir silahı olup olmadığını da merak etti. Bazıları kendilerini savunabileceklerini düşünmeyi severdi. Bunda hep yanılırlardı. Ama ona gelene kadar Wrobleski,nin silahı zaten elindeydi ve yaşlı adamın sağ bacağına ateşledi. Kumaş pantolonu ve altındaki et yarıldı, kurban tek dizinin üstüne çöktü. “Hey güzel Tanrı’m.” dedi yaşlı adam sakince ve bir eliyle yaralı bacağını, diğeriyle göğsünü tutu. Wrobleski kalp krizi geçirip geçirmediğini merak etti. Yani, şaka gibi olmaz mıydı? Yaşlı adamın dizüstünde durmaya mecali yoktu, nefes nefese yana doğru düştü. “İnfaz usulü yapamaz miydin şunu?” cesaretle alay etti. “Ama o zaman işin zevki nerede?” dedi Wrobleski.

Tekrar ateş etti, diğer ayağa. Bu atış adamı yere yatar pozisyonda, bacaklar iki yanda, kollar gövdesinin üzerinde kenetli hâlde düzleştirdi. Birkaç adım ötede araba anahtarları yerde duruyordu, Wrobleski alıp arabanın kilidini açtı. İçeri uzanıp bagajı da açtıktan sonra yaralı adamı kapıp sanki bir vantriloğun kuklasıymışçasına bagajda katladı. Kolay olmuştu, yeterince yer vardı içeride. Bu iş için yapılmış olabilirdi. Kapağı vurarak kapattı. “Orada iyi misin?” Wrobleski bağırdı. İçerideki ses çok anlaşılamaz, da olsa soruyu cevaplayan bir Şeyler söyledi. Wrobleski’nin tek ihtiyacı olan adamın hâlâ nefes aldığını, hissedebildiğini bilmekti. Sürücü koltuğuna geçti, 9 Geoff Nicholson arabayı çalıştırdı, motora biraz hız verdi, geri vitese taktı sonra da araç hızla arkadan otoparkın öbür tarafındaki duvara vursun diye gazı kökledi. Bagaj, solgun lastik izli betona çarptı. Wrobleski bir kerenin yeterli olacağından gayet emindi ama yine de bir kez daha yaptı, sadece emin olmak için. Sonra dışarı çıktı, hasarı gözden geçirdi: Arabadaki darbeleri ve bükülmeleri, bunlar yaşlı adamdaki hasarı da aşağı yukarı belli ederdi. Wrobleski bir işaret vermedi, bir arama yapmadı ama tam da ayarlandığı ve planlandığı gibi otoparkın üst katından bir çekici kamyonu rampa aşağı yalpalayarak inip kendini hasar görmüş arabanın önünde konuşlandırdı.

Genç, uzun yapılı, indigo renk bir tulum içindeki bir siyahi adam, sürücü kabininden çıkıp yaşlı adamın arabasını kancalayacağı kamyonun arkasına yavaşça yürüdü. “Teşekkür ederim, Akim.” dedi Wrobleski şoföre ve abartılmış bir resmiyetle ekledi, “İş haysiyetine inanan birini görmek güzel.” Wrobleski arabayı duvara sürdüğü alanı inceledi. Beton zemine sürülmüş bir çok sıvı vardı, havuzlar ve derecikler bir şekil oluşturuyorlardı; pek de öyle rastgele değil ama bazı gözlere henüz keşfedilmemiş bir ülkenin haritası gibi görülebilecek cinsten. Bu sıvılardan hiçbirinin kan olmamasından memnun,- kendinde iyi yapılmış bir işin gurur kıvılcımına izin verdi.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir