Gülten Dayıoğlu – Yurdumu Özledim

1935 yılında K ü ta h ya ’nın E m e t ilç e s in d e dünyaya g e le n Gülten D ayıoğlu, ilk ve orta ö ğ ren im in i A n a d o lu ‘n u n çe şitli ye rle rin d e yaptıktan so n ra İsta n b u l Atatürk L is e s in i bitirdi. B ir sü re İsta n b u l H uku k Fa kü lte sin e d eva m etti. D ışa rd a n sınavlara g irere k ilko ku l öğ retm en i oldu. O n b e ş yıllık hizm etten so n ra , 1976 yılında istifa e d e re k öğretm enlikten ayrıldı. O n b e ş ya şlarında yazı d e n e m e le rin e başlayan D ayıoğlu, ilk k e z 1963 yılında Döl a dlı öyküleriyle yazı hayatına atıldı ve 1964-65 C u m h u ­ riyet G a ze te si Y un u s N a d i Ö ykü Ö d ü lü n ü aldı. Yine ö y kü le rd en o lu şa n Geride Kalanlar, A lm anca, H olla n d a ca , M a ca rca ve İs v iç ç e y e çe v rile re k b u ü lk e le rd e yayınlandı. A yrıca kitaptan b ir ö ykü televizyon o yun u olarak T R T ‘c e se y ircile re sun u ld u . Yazarın Yeşil Kiraz a dlı rom anı ise , 1977 yılında M illiyet g a ze te sin ­ d e yayınlandı. Ç o c u k rom anlarının ilki olan ve 1971 yılından bu yana on b e ş k e z b a sıla n Fadiş’/e on u izleyen Dört Kardeştiler (8. B a sım ) radyoda d izi oyun olarak d in le yicile re su n u ld u . Ö ykü le rd e n o lu şa n Suna’nın Serçeleri d e radyoda oyunlaştırılm ış ve y e d i b a sk ı yapm ıştır. U zun ö yküleri a ra sınd a 1965’te M illi Eğitim B a k a n lığ ın ca ba sıla n Kırmızı Bisiklet ve 1979’da Kültür B a k a n lığ ın ca b a sıla n Leylek Karda Kaldı sayılabilir. D a yıo ğ lu ayrıca A rkın Ç o c u k Edebiyatı Y arışm asında «G ü ze l Hanım » a dlı m asalıyla birincilik, «Leylek Karda Kaldı» ö ykü sü yle ikin cilik almıştır. Ç o c u k rom anlarından 4. b a sım ı g e rçe k le ştirile n Ben Büyüyünce 5 V ı/e 1985’te Berlin’de A lm a n ca olarak ba sıla n Yurdumu Özledim (7 basım ) yazarın u lu sa l d ü ze y d e kö y sorunlarına e ğ ild iğ i yapıtlardır.


Bunları izleyen dö rt yapıtı yazarın Tü rk iye ’d e ilk k e z bilim kurgu türünün ö rn eklerin i ve rd iğ i ve e v re n se l ç o c u k d ü n ya sın ı yansıttığı rom anlardır: Dünya Çocukların Olsa (3. b a sım ; 1984’te B e r lin ’d e A lm a n ca b a sıld ı), Akıllı Pireler (2. basım ), Işın Çağı İnsanları (1987’d e A lm a n ya ’da b a sıld ı), Ölümsüz Ece. Dünya Çocukların Olsa a dlı ç o c u k rom anı, 1986’da A lm an Yayıncıla r B irliğ i’n ce «G e n ç liğ e yarın u m u d u veren» d iye tanımlanan, d ü n ya ­ ca ünlü ü ç yü z ç o c u k kitabı d iz isin e seçilm iştir. Aralarında J u le s Ver ne, R. Kipling, D. D e fo e g ib i kla sik ç o c u k rom anı yazarlarının yapıtlarının y e r a ldığı d izid e n bir katalog oluşturularak ö ze l se rg ile rle halka tanıtıldı. Yazarın To m u rcu k D izisi (1984-85) adıyla yayınlanan uzun ö yküleri şunlardır: Azat Kuşu, Şenlik Günü, Kır Gezisi, Uçan Motor, Deli Bey, Sıcak Ekmek, Uçurtma, Kumluktaki Yavru Martı. G ülten Dayto ğ lu ayrıca Ayşegül (C a ro lin e) adlı ç o c u k kitapları d izisin in on altı kitabını T ü rk çe ye uyarlamıştır. Yazarın rom an, öykü, ra d yo ve televizyon oyunları yanında, yurtdış.n d a k i iş ç i ço cu k la rın ın eğitim ve öğ ren im lerin e ilişkin so ru n la rı iç e ­ ren in ce le m e yazıları Cu m h u riyet ve M illiyet g a zete lerin d e ya yın la n m ıştır. Ça lışm alarını y o ğ u n b içim d e sü rd ü ren D a y ıo ğ lu ’nu n s o n olarak, yurtdışındarı k e sin d ö n ü ş ya p a n iş ç i ailelerinin köy, kent, k a sa b a ve g e c e k o n d u ke sim le rin d e toplum a uyum sorunlarını ko n u e d in e n öykü kitabı Geriye Dönenler yayınlanm ıştır. — 6 ” — Köydeki Son Gün Ç o c u k la r a y a z a ald ırm ad an, okul b a h çe sin d e k o şu şu p d u ru yo rlardı. Y a n a kla rı al al olm uş, burunları kızarıp d u d akları m orarm ıştı. S o ğ u k yel dikenli ça lı g ib i bedenlerini d a la yıp g e çiyo rd u .

B a h çe d e k i y a ğ m u r birikintileri d o n m u ştu Ç o c u k la r çuku rların üstünü ka p la ya n in ce bu z katm anlarını kırm a yarışın a girişm işlerdi. B u zla r aya kla rın ın altında çıtır çıtır çatla yıp d a ğ ıld ık ça , se vin çte n uçu yo rlardı. B ö y le c e b a h çe d e ku ş g ö z ü ka d a r çu ku rla rd a bile b u z kom adılar, ezdiler, dağıttılar. Deri çu k u rlardaki d o n m u ş yüzeylerin altında su do luyd u. Bunları kırarken, d izle rine d e k su lara battılar. La stik aya kka b ıla rı, el ö rm e si n akışlı yün ç o ra p la ­ rı, pantolon p a ça la rı sırılsıklam oldu. B u z kırm a o yu n u zil ç a lın c a y a d e k sürdü. Ö ğ re n cile r sınıfa gire r girm ez, titreyerek so b a n ın çe v re sin e üşüştüler. H e r yan ları sızım sızım s ız ­ lıyordu. Ellerini h o h la yara k ko ltuk altlarına so ku yo r, so ğ u k ta n k e çe le ­ şe n ayakların ı tepinerek ısıtm aya çalışıyorlard ı. Ö ğretm e n le r sınıfa girin ­ ce, tüm ü d e iste m eye istem eye yerlerine oturdular. III – A sın ıfın d a yo kla m a yap ılırken kapı vuruldu. Ö ğretm e n g ö zü n ü defterden ayırm a d a n , «Gel,» d e d i y ü k se k sesle. Atıl so lu k s o lu ğ a sınıfa girdi. Ö ğretm e n se rtçe çıkıştı.

«N eden ge ciktin , o ğlu m ? E v in iz o kula ç o k yakın.» . Atıl eliyle g ö ğ s ü n ü bastırarak so lu ğ u n u yatıştırm aya çalışıyo rd u . «Şey, öğretm enim , b iz g id iy o ru z d a… ondan, ş e y oldu…» «N ereye gid iyo rsu n u z?» «Anam , b a b a m v ar ya…» «Eeee! O n larla mı g id iyo rsu n yo ksa ?» «He, öğretm enim . O n larla A lm a n y a ’ya gidiyo ru m .» 7 Ö ğre tm e n bu h ab e rd e n pek h o şlanm am ıştı. « Seni neden götürüyorlar?» « P ek iyi bilm iyorum , em m e an la d ığ ım şu ki, işin u c u n d a p ara v a rm ış. B e n yan ların d a o lursam , A lm a n lar b a b a m a d a h a ç o k para v e re c e k ­ lerm iş. B ir d e ninem istiyor gitm em i. ‘A y ş a n kızla zo r u ğraşıyo ru m . Atıl o ğlan ı alın götürün b a şım d a n !’ d iyo r an am gile.» «Eh, haklı nine. Y a ş lı bir kadın iki ç o c u ğ a nasıl b a k sın ? A m a k e şk e ka rd e şin i gö tü rsele rd i de, se n ka lsa yd ın kö yde . D e rs yılının o rtasın d a ç e k ip gitm ek iyi o lm a yaca k.» «A yşan kızı an am istem edi.

‘Y a ş ı k ü çü k, o ra d a y ü k olur b ize !’ diyo r. B e n kendi kendim i ko llayabilirm işim . O n lara yard ım ım bile d o k u ­ n u rm u ş… Ö yle sö ylü yo rla r, öğretm enim . Ü stelik A lm a n y a ç o k g ü z e lm iş. B e nim yerim e ka rd e şim i gö tü rsele rd i d o ğ ru su razı ge lm e zd im .» Atıl sıra sın a otururken, ö ğretm en d a ld ı gitti. Ç o c u k la r fisk o s ederek arala rın d a Atıl’ın A lm a n ya y o lcu lu ğ u n u sö y le şm e y e giriştiler. N e d e n sonra, « S u su n bakalım !» d iye re k m a s a y a vu rd u öğretm en. S e sle r ke silin ce, Atıl’a d ö n d ü . « Y o la ne za m a n çık a ca k sın ız? » «İkindi sıralarınd a g id e c e k m işiz, öğretm enim . H alil em m im k a s a b a ­ y a kap tıkaçtı kiralam aya gitti. B a b a m la an a m d a n b a ş k a İzinleri biten b e ş kişi d a h a var. A lm a n y a ’y a birlikte gid e ce k m işiz.» Bekir, Atıl’ın yaşıtıydı. Evleri birbirine pek yakın d ı.

Ç o k lu k birlikte oynarlardı. Atıl’ın A lm a n y a ’ya gitm e haberi he rke ste n ç o k onu tedirgin etti. A rka d a şın d a n a y rıla c a ğ ı için hem üzülüyor, hem d e o n a ö ze n iy o rdu. Atıl y o lcu lu ğ u n u ayrıntılarıyla anlatırken, « K e şk e benim b a b am d a A lm a n y a ’d a ç a lışsa y d ı. B e n i alıp o ralara gö tü rseyd i,» d iy e içini ç e k m e k ­ ten kendini alam adı. S o n ra birden b o ş bu lu n u p sö z e karıştı. «A lm an ya’ya ka p tıka çtıyla mı g id e ce k sin iz? » «Yo oo ,» dedi Atıl. «Kaptıkaçtı bizi kente g ö tü re ce k . İstanbu l treni o rad an g e c e yarısı g e çe rm iş. İsta sy o n d a b e kle y e ce k m işiz…» Ö ğretm e n, «İstanbu l’d a n öteye d e trenle mi g id e ce k sin iz? » d iye sordu. «Hayır, öğretm enim . O ra d a n u ç a ğ a b in ile ce km iş. Tre n a n am la bab am ın çalıştığı yere ç o k g e ç gid iyo rm u ş.» Ç o c u k la r Atıl ın u ç a ğ a b in e ce ğin i ö ğre n in ce , y e n id e n fisk o s etm eye başladılar.

.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir