Guy Testas, Jean Testas – Engizisyon, Ortaçağ Hristiyan Dünyasında Dinsel Şiddet

Hiçbir şey engizisyon kelimesi kadar korku dolu değildir. Bu ceza, ahlaki işkence ve kişiliğe tecavüz şeklinde olduğu gibi, fiziksel işkence şeklinde de uygulanmıştır. Konuyla ilgili bazı önemli eserlerden müteşekkil literatür Engizisyon konusunda böyle bir imajın oluşmasına katkıda bulunmuştur. Edgar Poe’nin Le puits et le pendule (Kuyular ve Sarkaç) ve Villiers de L’Isle-Adam’ın Le suplice de l’esperance (Umut İş_kencesi) isimli eserleri bunlardan bazılarıdır. Ku-Klux-Klan mensupları gibi kapşun giyinmiş keşişler, ilahf şeklinde dualar okumaktaydılar: Nazik bayanlar auta da fe’yi (Engizisyon Mahkemesinin yakma kararının uygulanması) görünce, yanmış beden kokusunu kendilerinden uzaklaştırmak için yelpaze kullanırlardı. Torquemada’nın gölge hayaletini veya Escurial’in mezara benzeyen salonlarında II. Philippe’in trajik görüntüsünden çok etkileniyorlardı. Kan dökücü İspanyol savaşçıları Amerika’yı fethetmeye giderken Haç’a sığınarak ermişler gibi yerli halkı kılıçtan geçirmişlerdi. Bu ne kötü bir şeydir! Engizisyonun İspanya’ya gelmezden önce her yerde yaygın hale gelmiş Avrupai bir şiddetin tarihi bir fenomeni olduğu ne kadar bilin- 12 • ENGİSİ2YON mektedir? Engizisyon Kumlu’nun bu tür bir şiddete yabancı olmamakla Oirlikte bazen çağının en objektif kurumu olarak değerlendirildiği de malum değil midir? İnsanlık haysiyeti ve özgürlükle ilgili sürekli gündemde duran böyle bir probleme el atmakta fayda var mıdır? İlerideki sayfaların, konunun anlaşılmasına katkıda bulunacağını umuyoruz. BİRİNCİ BÖLÜM ENGİZİSYONUN TARİHİ KÖKENİ engizisyonun başlangıç tarihini, en azından ona genel olarak Engizisyon isminin verildiği tarihi belirlemek zordur. Albigeoilar savaşından önce bu kavram piskoposlar tarafından yapılan muayyen bir baskıyı dile getiriyordu. Her piskoposluk içinde bir kilise mahkemesi bulunuyordu ve yüksek rütbeli papazlar kilisedeki ruhani’ çevreyi denetliyor, heretikleri araştırıyor, şüpheli gördükleri heretik kimseleri de yargılayabiliyorlardı. Eğer ihtiyaç duyarlarsa laik güçten de yardım istiyorlardı. Papa yine de mektuplar yoluyla veya konsüller yoluyla dolaylı olarak her işe karışırdı. Özellikle saatin gerekliliği üzerinde ısrar ederek genel düzen kurallarını belirler veya direktifler verirdi.


Üçüncü Latran Konsüli’nde (1179) III. Alexandre, heretiklerin mallarına el koymayı ve kullanım haklarını kısıtlamayı emreden bir kararname yayınlamış ve büyük çatışmalara sebep olmuştur. Ayrıca kilise düşmanlarıyla savaşmak için resmf makamları tahrik ediyordu. Bununla birlikte Papa’nın (Saint-Pierre) diğer güçleri de unutmaması gerekiyordu, fakat piskoposların onurunu kırmaksızın iktidarlarının sınırlı olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu hususunu empoze etmek zordu. Özellikle Alman İmparatorluğunda prenslerin gücünü düşün- 14. ENGisizyoN mek gerekiyordu. Bunların çıkarları Roma’dakilerinkiyle genelde çatışıyordu. Kilise’yi tehdit eden tehlikeler ciddi idi. Katharizm’e başarılı bir şekilde karşı koymak için papalık diğer riskleri bu noktada küçümseyecektir. Engizisyonun yerleşmesi kuşkular, öfke ve korku krizleri gibi uzun bir sürecin ürünü olacaktır. Normal olarak önceki kararlardan doğan bu kurumun orijini 1229 Paris Antlaşmasından daha gerilere götürülmüştür. Hristiyanlığın bir bölümünü bir kanser gibi kemirmekte olan yeni Maniheist doktrine karşı azgın savaş entrikasıyla ilgili bazı özel sahneleri burada belirlemeye çalışacağız. 12. asrın ikinci yarısında Avrupa’nın güney kısmında Katharların meydana getirdiği heretik mezhep propagandası Roma Kilisesi’ne muhalif gerçek bir Kilise kurmayı hedefler. Bu grup i 170’e doğru Toulouse yakınında Saint-Felix-de-Caraman’da, İstanbul’dan gelen ve Bulgar Bogomil taraftarı olarak ilan edilen Nicetas veya Niquinta isimli bir “piskopos”un inisiyatifiyle bir konsül düzenler1• Roma Kilisesi zorla mal elde etme konusunda sınırsız güce sahipti.

Kilise tehlikeyi oldukça çabuk farketti. “11 19′ da Toulouse’da yapılan bir engizisyon toplantısından itibaren yeni-Maniheist heretik mezhep ·mensupları aforoz edilmeye başlandı. Fakat farklı çevrelerde din adamları sınıfı (clerge} buna yumuşak bir şekilde karşı çıktı ve Katharizm’in yayılması yine de önlenemedi. 1 145’de papalık tacını giyen III. Eugene, Languedoc’a Clairvaux’lu Aziz Bernard’ı gönderdi. Bir müddet sonra 1 163’de Lyon’da Fransa kralı VII. Louis’nin isteği üzerine toplanan konsülde III. Alexandre senyörlere, heretiklerin tutuklanarak hapsedilmesini ve mallarına el konulmasını emretti. (VII. Louis, Fransa eyaletlerinde bulaşıcı bir hastalık gibi yayılan Maniheizm isimli heretik mezhebin tehlikelerine dikkat çekiyordu). 1 1 84’de III. Lucius tarafından Verone’de toplanan bir konsülde 4 Kasım’da ilan edilen bir kararname (constitution) hazırlandı. Bu kararnamede şu maddeler yer alır: – Kontlar, baronlar ve diğer senyörler, aforoz cezası sırasında Kilise’ye silah yardımı yapacaklarına söz verecekler. 1. Bkz.

, F. Niel, Albigois et Cathares, “Que sais-je?”no 689. ENGİZİSYONUN TARİHİ KÖKENİ • 1’5 – Vatandaşlar, heretik (dinden sapmış olan kimse) olduğundan şüphelendikleri herkesi piskoposa ihbar edeceklerine yemin edecekler. – Piskoposların bizzat kendileri heretikleri yakalamak için yılda iki defa piskoposluğa ait köyleri ve şehirleri ziyaret edecekler. – Heretik mezhep taraftarları rezil bir şekilde teşhir edilecek ve görevlerinden uzaklaştırılacak. Bu kararname, piskoposlar kendilerini imanın korunması ile yükümlü gördükleri ölçüde episkopal Engizisyon’un başlangıcı olarak görülmelidir. Bu metinle Papa onlara, şüphelendikleri kişilerin heretik olup olmadığı konusunda bilgi edinmelerini emretmektedir. 1 1 85’de 111. Lucius’un ölümünden sonra 1 198’de 111. Innocent’in seçilmesine kadar Roma, Kathare tehlikesine etkili bir önlem almaksızın sadece üzülmekle yetindi. 1200’de Avignon’da toplanan bir konsülde alınan karara göre her ruhani’ çevrede bir rahip ve iki veya üç laikten meydana gelen bir komisyon oluşturulmuş, bu komisyon heretik mezhebe geçen, heretikleri destekleyen veya gizleyen kimseleri ihbar etmeye yeminle söz vermişlerdir. Bu, Papanın Sistersiyenlere düzenli olarak yardım göndermesi şeklinde düşünülmüştür. Nitekim Aziz Peder de: “Kutsal bir hayat kutsal bir düşünce ile birleşir” diye yazmıştır. 1 203’de Papa kendi papalık elçileri olan Fontfroid manastırının Sistersiyen keşişleri Castelnau’lu Pierre ve Raul’e geniş yetkiler vermiştir. Ancak Castelnau’lu Pierre, Aziz-Peder’e bu işten yılmış olduğunu bildirmiştir.

Aynı zamanda kendi bölümünün rahip yardımcısı Guzman’lı Dominique ile beraber olan Osma piskoposu Azevedo’lu Diego da Roma’ya gelmişti2. III. lnnocent onlardan Güney Fransa’ya gitmelerini ve heretiklerin ihtidası için misyoner Sistersiyenler’e yardım etmelerini emretti. 1206’da onlar Montpelier’de papalık elçisi Pierre de Benevent ile görüştüler. Pierre de Benevent onlardan Papanın direktiflerine itaat eden kimsenin, yani kendi temsilcilerinin “gitmekten korkmayarak, gösterişsiz bir elbise giyerek ve hızlı bir çalışma temposuyla” heretik2. Diego d’Avezedo ve Dominique, papadan Cumanlar’ı hristiyanlaştırmaya gitmelerine izin vermesini isterler. Bkz. M.S. Gillet, Saint Dominique, Flam – marion, 1942 s. 56’dan 79’a kadar. 16 • ENGİSİ2YON leri yanlış yoldan kurtarmaya çalışmalarını istedi. Tanrı’nın güzel konuşma kaabiliyeti aasip ettiği Diego d’Azevedo ve Dominique, yokluk içinde yaşayarak Languedoc’un hristiyanlaştırılması için mücadele ettiler. Fransa’da bulunan Osma piskoposu birkaç ay sonra İspanya’ya döndü ve kısa bir süre sonra da orada öldü. Dominique ise bu mücadeleyi devam ettirdi.

Papa III. Honorius, vaizler sınıfından olan Aziz Dominique ve arkadaşlarını (yedi kişi) 1216’da kabul eder ve onları törenle konfirmasyon ayininden geçirir. Diğer yandan Castelnau’lu Pierre mücadeleyi sürdürür, ancak Toulouse kontu VI. Raymond’un yardımına ulaşamadığı gibi, kont tarafından aforoz edilir. Bu karar Papanın 29 Mayıs 1207’de konta gönderdiği bir mektupla onaylanır. 12 Ocak 1208’de papalık elçisi Rhône yoluyla Saint-Gilles’e geçmeye hazırlanır, ancak VI. Raymond’un izindeki bir şövalyenin mızrak darbesiyle öldürülür. III. lnnocent, 17 Kasım 1207’de kral Philippe-Auguste’e ve tüm kuzey Fransa prenslerine heretiklerle savaşmalarını ve onları yakalamalarını isteyen mektuplar yazar ve Castelnau’lu Pierre’in öldürülmesine şiddetle tepki gösterir. Fransa kralına, senyörlere ve piskoposlara yeni bir mektup göndererek Toulouse kontunun aforozunu şu şekilde yeniler: “Bazı ipuçları, papalık elçimiz Castelnau’lu Pierre’yu Toulouse kontu VI. Raymond’un öldürttüğüne işaret etmektedir. Onu açıkça ölümle tehdit etmesi ve öldürülmesi için gayret göstermesi sebebiyle, biz de VI. Raymond Vl’un aforozunu bir kere daha yeniliyoruz. Tüm katoliklere onun bedenini ele geçirme ve malını mülkünü işgal etme izni verilmiştir”. Bunun üzerine VI.

Raymond boyun eğmek ve doğru yola gelmek zorunda kalır. Castelnau’lu Pierre’in katledildiği yerde kırbaçlanarak dövülür. Sonra Citeaux başpapazı Arnaud-Amalric’in toplamaya çalıştığı haçlı ordusuna katılır. Ordu 1209’da Rhône’u geçer, Temmuz ayında Beziers’i ele geçirir ve yağmalar. Şehrin tüm sakinleri kılıçtan geçirilir. Yaklaşık otuz bin kişi katledilir

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir