Ismet Bozdağ – Darağacında Bir Başbakan Menderes

Bu kitap, Adnan Menderes ve Demokrat Parti hakkında yazdıklarımın içinden yapılmış bir derlemedir. Elbette bu konu üzerinde yazdıklarım, bundan ibaret değil… Bir seçim yaptım: Demokrat Partinin, Celal Bayar’ın, Adnan Menderes’in karakteristiklerini bir araya getirmeye çalıştım. Burada okuyacağınız olayların bir bölümü, bilinen şeyler… Ancak, bilinenin “arkası” da var!. Đşte o “arkasını” bu kitapta yakalayacaksınız! Demokrat Parti ve Adnan Menderes’in dış politika kesiti… Amerika ile ve Sovyetler Birliği ile ilişkileri. “Bağdat Paktının kuruluşuna sebep olan etkenlerle, yıkılması için yapılan Sovyet çalışmalarının bilinmeyen aşamaları… Đki Demokrat Parti kurucusu Celal Bayar ile Adnan Menderes’in iktidar ve muhalefet ilişkileri… 10 yıllık Demokrat Parti Đktidarı zarfında Menderes’in bilinmeyen 11 istifası, sebepleri ve sonuçları bu kitapta önünüze serilecektir. Zaman elverirse Demokrat Parti ve iktidarının Türk tarihi içindeki yerini belirleyen bir çalışma yapmak ve demokrasimizin geleneksel temellerini belirlemek muradımdır! Sevgiler ve saygılarla… Đsmet Bozdağ UNUTAMADIĞIM Adnan Menderes, Türk demokrasi tarihine atılmış altın bir imzadır. Demokrat Parti’nin Bursa kurucusu olarak yakın ve sıcak münasebetlerimiz olmuştur. Muhalefette ve iktidarda fikirlerini ve sofrasını paylaşmıştır. Rakiplerimle birlikteyken bir gezi sırasında yüksek sesle adımı ünleyip beni aramasını sonra koluma girip: “Gel seninle fısır fısır konuşalım da şeytan çatlatalım.” Demesini unutamayacağım!. Parti başkanımdı, kurucu arkadaşımdı, şakalaşabildiğim dostumdu; fikirlerini büyük ölçüde paylaştığım siyaset adamı idi. Kalleş hesaplarla ipe çekildiği zaman, çığlık çığlık ağladım, sövdüm saydım! Her ölüm yıldönümünde bir şiir yazdım ona! Đlkini kitabıma da aldım. Onu asanlara en büyük ceza, kabrini ziyaret eden milyonlar ve makberesine devlet töreni ile götürülmesi!.


Bu kitapta ne mi var?. Sadece MENDERES, Adnan MENDERES!. Đsmet Bozdağ DEMOKRAT PARTĐ HĐKÂYESĐ BÖYLE BAŞLADI 1945 yılının güzel bir nisan akşamı idi. Yemekten sonra Aydın Milletvekili Adnan Menderes, akrabası olan eski Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’ın evine gelmişti. Aras’ın evinde genellikle Perşembeleri bazı milletvekilleri, eski ve yeni politikacılar toplanırlar, sohbet ederlerdi. Adnan Menderes; salonda Tevfik Rüştü Aras’ı, Profesör Fuat Köprülü ve Eskişehir Milletvekili Emin Sazak’la baş başa buldu. Aras konuşuyor, onlar dinliyorlardı: – Toparlanmanın tam sırasıdır beyler.-. San Fransisco’da, Cemiyeti Akvam’ın yerine konacak bir “Birleşmiş Milletler Anayasası” hazırlanıyor. Ben Cemiyeti Akvam’da çok bulundum, kıymetini iyi bilirim. Atatürk de çok değer verirdi. Demokrasi cephesi zaferi kazanmıştır. Kurulacak yeni dünya demokrasi dünyasıdır. Eğer biz hâlâ Millî Şeflik’le avunur gidersek bizi bu teşkilata almazlar. Bir an önce teşebbüsü ele geçirmeli ve partiyi uyarıp Đsmet Paşa’nm çiftliği olmaktan kurtarmalıdır. Bunu siz yapacaksınız Fuat Beyefendi, siz yapacaksınız Emin Beyefendi. Sizin gibi memleket sever, uyanık görüşlü insanlar yapacak… 16 • ĐSMET BOZDAĞ Emin Sazak, kurnazca dinliyor, susuyor; Fuat Köprülü başını sallayarak Aras’a hak verdiğini anlatıyordu.

Kapıdan giren Adnan Menderes’in sesi duyuldu: – Baskın basanındır, demişler. Suçüstü yakalandınız! Ya biz Đsmet Paşa’nın çiftliğinde ırgatlık etmiyor muyuz?. Bize vazife yok mu? Tevfik Rüştü Aras, bir yandan Menderes’i karşılıyor, bir yandan konuşuyordu: – Elbette var!. Tam zamanında geldin. Otur, bak şu San FransĐsco işini görüşüyoruz… Adnan Menderes, Fuat Köprülü’nün tek başına oturduğu kanepeye yerleşti. “HOCA” diye hitap ettiği. Bilgisine saygı duyduğu Köprülü’yü seviyor ve bir süredir onunla sıkı fıkı arkadaşlık ediyordu… Fakat kendisi gibi bir çiftlik ağası olan Emin Sazak’la arası pek iyi değildi. Emin Sazak’ın Başbakan Şükrü Saraçoğlu ile yakın dostluğu, Anadolu Kulübü’ nde ortaya bir laf atıp insanları konuşturduktan sonra, bunları “Yukarıya” duyurduğu sanılması, ona olan güvenini sarsıyordu. Emin Sazak cebinden bir Gelincik paketi çıkarıp sigarasını yaktıktan sonra: – Doğru söylüyorsun arkadaş, dedi. Biz işte geldik, gidiyoruz. Bu gençler yapacak bu işleri, Adnan Bey’in kendisine de söyledim ya, Meclis Komisyonu’nda Toprak Kanunu görüşülürken öyle yaman konuştu ki, Vekiller diplerinin üstüne otura kaldılar. Mebus böyle olacak… Biz çıkıp kem küm ediyoruz. Böyle konuşmaya başlayan Emin Sazak, giderek bir yandan Adnan Menderes’i övdü, bir yandan Fuat Köprülü’yü 17- MENDERES… MENDERES,. okşadı, bir yandan da Tevfik Rüştü Aras’ı eski arkadaşlığa sığınarak yarı şaka yarı ciddi göklere çıkardıktan sonra sustu. Susmadan önce de “Ne yapacaksak, elimizi çabuk tutalım.

Grubu uyaralım, herkes olup biteni öğrensin” demeyi unutmadı. Böyle başlayan sohbet, gece yarısından sonraya dek sürdü. Hiçbir karara varılamamıştı; çünkü kimse işin nereden tutulması gerektiğini ya düşünemiyor, ya da güvenip ortaya atamıyordu. Dağıldılar… Emin Sazak araba ile evine gitmiş ve giderken arkadaşlarını evlerine bırakmayı teklif etmişti. Fakat Menderes’le Köprülü, yürümeyi sevdiklerini söyleyerek ayrıldılar. Yenişehir asfaltında birlikte yürürken Đkisi de konuşmuyordu. Asfaltta yalnız ayaklarının yumuşak ve Köprülü’nün bastonunun sert sesi vardı. Köprülü evinin önüne gelince, Menderes’e elini uzattı: – Yarın Bana uğra da sabah çayını birlikte içelim, dedi. BĐR FĐNCAN ÇAYDAN ÇIKAN DEMOKRASĐ Ertesi sabah iki politikacı yine baş başa idiler. Adnan Menderes, hemen hemen bütün geceyi uykusuz geçirmişti. Uzun saatler kendi politika hayatıyla, memleketin tarih içinde gelişen politik hayatını düşünmüş, Đsmet Paşa’nın “Milli Şef” olarak gücünü hesaplamış, uyarmayı yanlış benimsemesi halinde, hem memleket hem de şahsı bakımdan ne çeşit sonuçlar doğabileceğini tasarlamıştı. Söze Fuat Köprülü başladı: 18 • ĐSMET BOZDAĞ – Aras’ın hakkı var. Onun istediği başka ama, dedikleri yerinde. Bir hareket yapmak lazım. Aras’m gevelediği sosyalizm, mosyalizmle bu işler yürümez.

Ama koskoca dünyanın ortasında Milli Şeflik düzeniyle de işin içinden çıkamayız. Demokrasiye doğru yönelmeliyiz. Ama nasıl?… Đsmet Paşa kurnaz adamdır. Milli Şefliğin bundan öte sökmeyeceğini anlar. Nitekim anlamış ki, bir süredir ona buna çatan Hikmet Bayur’a hiç ilişmiyor. Eskiden ağzını mı açtırırdı yoksa. Bunlar iyi belirtiler; ama, bize güveni yoktur ve biz bir hareket yaparsak, tekliflerimizde ard düşünce aramaya kalkar. Menderes kararlı bir sesle konuştu: – Ararsa ne olur?… – Ararsa, bizi tedirgin eder. Ortalık karışır. – Hoca, korkacak mıyız bundan? Canı ne isterse onu düşünsün! Biz memleketin hayrına olacak bir işin içinde değil miyiz?. Daha olmadı, başına çalsın mebusluğu… Seninle çeker gider çiftlikte pamuk ekeriz. -Demek öyle… Kararlısın!… Pekala… Böyle başladı Demokrat Parti’yi kuran fikir. Bir gece yarısı suskunluğu ve bir sabah çayı konuşmasıyla!. DURUM O yıllarda Halk Partisi içinde bir hareket yapmayı düşünenler, yalnız Adnan Menderes’le Fuat Köprülü değildi. Meclisteki tenkitleriyle epeydir kendisini basına ve kamuoyuna duyurmuş Hikmet Bayur başta olmak üzere, Celal Bayar, Recep Peker, Refik Şevket Đnce, Refik Koraltan, Emin Sa19« MENDERES… MENDERES… zak da vardı.

Nitekim bunlar daha sonra bir bütçe oylamasında birleşecekler ve Milli Şefin hükümetine güvensizlik oyu da vereceklerdi. Fakat henüz aralarında bir devre kurulmuş değildi. Her birinin kendine göre bir muhalefet yapma hesabı vardı. Tevfik Rüştü Aras’ın Perşembe sohbetlerine katılan Refik Koraltan, kısa bîr zaman sonra Menderes ve Köprülü devresine girdi. O da 2. Dünya Savaşı ertesi memleket için, bazı şeyler yapılması gerektiğine inanıyordu. Gruba bir takrir vererek işe başlamayı Menderes ve Köprülü’ye o önerdi. Fakat Menderes, isim yapmış bir politikacıyı da aralarına almak gerektiği fikrinde idi ve Celal Bayar üstünde duruyordu. Menderes’e göre Bayar, Đsmet Paşa’dan sonra parti grubunda ve kamuoyunda taraftar toplayabilecek bir bayraktı. Onun da esprisi muhalefette idi. Açıktan, sert bir muhalefet yapmamakla birlikte, “Varlık Vergisi” sırasında ve devletin savaşa sürüklenmesine yaklaşıldığı günlerde grupta sesini yükseltmiş, uyarıcı konuşmalar yapmış, şimşekleri üstüne çekmekten korkmamıştı. Bu fikrini Fuat Köprülü’ye açtı. Köprülü, fikre muhalif değildi; fakat Bayar’a bir lüzum görmüyordu. Kendi başlarına da bir takrir verebilirler ve partiyi uyarabilir-lerdi. Đşte bu günlerin birinde, 1945 nisanının ortalarına doğru Yenişehir’deki Kutlu Restorantı’nda Öğle yemeği yiyorlardı.

Đçeriye Bayar girdi. Hemen ayağa kalktılar ve Bayar’ı masalarına çağırdılar. Oturdu. Yemekte önemli bir şey konuşulmadı. Yemekten sonra Kutlu’nun hemen karşı köşesinde Özen Pastanesi’ne geçtiler ve kahvelerini yudumlarken, Bayar’a yavaş yavaş fikirlerini açıkladılar. Özellikle Menderes konu20 • ĐSMET BOZDAĞ şuyordu. Samimi ve heyecanlı idi. Bayar, kendine has devlet adamı soğuk kanlılığı ile dinliyor, bazen sorular soruyor ve düşünüyordu. Bayar sonunda “Prensipte uyuştuklarını, aynı fikirleri paylaştığını” söyledi. Fakat bir kere daha toplanıp enine boyuna konuşulması kararlaştırıldı. DÖRTLÜ TAKRĐR HAZIRLANIYOR Menderes’in istediği olmuştu. Bayar’ı devreye sokmuşlardı. Bir ay kadar sonra Tevfik Rüştü Aras’ın evinde yeni bir buluşma oldu. Gelenlerin Đçinde Cemal Tunca da vardı. Cemal Tunca, parti içinden başlamak, memleket ölçüsünde genişletmek şartıyla acele demokrasiye gidilmesinin ateşli savunucusuydu, Bayar, bir uyarma takriri hazırlanmasını benimsedi.

Ancak Bayar, takririn geniş tutulmasını ve parti içinde ne çeşit devrimlerin yapılması gerektiğinin bütün açıklığı ile ortaya konmasını istiyordu. Buna karşılık Menderes ve Köprülü, önce prensip fikri benimsetmeyi ve bunu kabul ettirdikten sonra ayrıntıların ortaya atılmasını uygun görüyorlardı. Bayar sordu: – Siz prensibin kabul edileceğini umuyor musunuz?,. – Neden edilmesin?. – Ben ummuyorum. Bu sebeple de hiç değilse fikirlerimizin gerek basın ve gerekse Parlamento’da ayrıntılı olarak öğrenilmesinin bir eğitim olacağını düşünüyorum. Bugünkü Halk Partisi’nin bu fikirleri kabul etmesi, eşyanın tabiatına aykırıdır. Hele bu takrirde bizim imzalarımız varsa… Refik Koraltan yüksek sesle saymaya başladı. 21 • MENDERES… MENDERES… – REFĐK KONYA… GALĐP HOCA BAYAR… ORDĐNARYÜS PROFESÖR FUAT KÖPRÜLÜ… ĐNKILAPÇI PARLAMENTER ADNAN MENDERES-.Bu imzalar parle-manto-nun şerefidir. Bayar, gülümseyerek arkadaşlarının yüzlerine baktı: – Fikirlerinize katılıyorum. Takriri imzalayacağım… Fakat beni dinlerseniz, vakit çok erken. Olayların gelişmesini bekleyelim. Maksadımız Halk PartisĐ’ni parçalamak değil, memlekete hizmet etmektir. Çevreyi, fikirlerimize hazırlayalım… Bayar, düşüncelerinde haklı idi.

Fakat arkadaşları acele ediyorlar, teşebbüslerinin yaratacağı ortamı kaçırmak istemiyorlardı. Bayar’in fikrine katılır göründüler. Fakat içlerinden de bu davranışı hem garip karşıladılar, hem biraz kuşkulandılar. Tarih, 18 Mayıs 1945 idi. MĐLLĐ ŞEF DEMOKRASĐDEN YANA 19 Mayıs’ta beklenmedik bir şey oldu. Cumhurbaşkanı, Milli Şef, Halk Partisi’nin değişmez Genel Başkanı Đsmet Đnönü; Gençlik Bayramı sebebiyle bir konuşma yaptı ve “Demokratik düzene geçme gereğini” açıkladı. Bayar’ın arkadaşları fırsat kaçırmışçasına üzüldüler ve hemen Bayar’ı bulup ona fikirlerinin ne ölçüde isabetli olduğunun meydana çıktığını hatırlattılar. Bayar yine kendilerine sabırlı olmalarını önerdi. Olaylar hızla gelişiyordu.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir