Laura Mulvey – Yurttaş Kane

Borges, Yurttaş Karıe’i, merkezi olmayan bir labirent şeklinde tanımlar. 1 Bu filmin zor hatırlanıyor olması, onu defalarca izlenebilir ve üzerinde tartışılabi.lir bir film haline getiren özelliklerden biridir. Bu nedenle her kuşaktan sinemasever, video izleyicisi, film eleştinneni ve kuramcısı, sinemantn ‘Graal’ını’ ya da altın taşınt arar gibi, her şeyi yerli yerine oturtacak o yap boz parçasını aramaya kalkışır. Y4rttaş Kane üzerine sürekli olarak sinematografik araştırmalar yapılması, ben bu satırlarl yazdığtm sırada elli yaşında olan bu filmin bitmez tükenmez etkisini ortaya koyar. [1ünyaya geldiği andan bu yana elli yıldır, kaynağı hakkındaki dedikodulaı ve film kültüründeki yeri üzerine polemikler bu fi.lnıin gizemini daha da artırmıştır. Dedikodularda da polemiklerde de kişilikler ön plandadır; Kane portresinin aslı olan William Randolph Hearst’le3 Orsan Welles’in ürkütücü kişilikleri her şeyden baskındır. Son birkaç yıl içinde Y’ıı.rttaş Karıe eleştirileri, daha az polemik, daha fazla sertlik içerir hale gelmiş ve filmi kendi ününden kurtarmaya başlamışttr; böylece film eskiden olduğu gibi yine kendi kendini anlatır hale gelmiştir. Yeni araştırma ve çalışmalar, hem polemikler hein.de geçen zaman nedeniyle gölgede kalmış olan bazı tartışn1a mevzularını aydınlatmaya başlamıştır. Robert Carringer’in The Making of Citizen Ka1ıe+ (Yurtuış Kane’in Yapımı) adlı kitabı, filnıin yapım tarihçesini ve Welles’in Yurttaş Kane projesini hangi işbirlikçi çalışma şartları 9 10 altında geliştirdiğini yalın bir şekilde, tüm yaratıcıların hakkını vererek anlatırken, anlaşmazlıkların yalnızca nasıl ve neden ortaya çıktığını açıklar. Carringer’in kitabı, “Yurttaş Kane’in gerçek yazarı kimdir?” tartışmasında Welles’in n1erkezi rolünü, süslü sözlerle anlatmak yerine araştırmacı bir şekilde değerlendirir; ayrıca Hollywood, stüdyo sistemi ve sinemada yazarlık karmaşasını da aydınlatır. Bu arada tarih çalışmaları, Yurtuış Kane’i kUltürel ve politik bağlamt içine yerleştirmeye başlamış; ve bir ‘monstre sacre’yi5 ne sinematografik gücünü ne de eleştirel ilginçliğini azaltmadan dUnyaya indirmiştir.


Aksine, Yurttaş Kane’i Yeni Düzen6 kültüründeki yerine yerleştirmek; ve Welles’in, dönemin politikasına kaçınılmaz bir şekilde bulaştığını göstermek, hem yönetmenin hem de filmin başka yönlerini artırarak ortaya çıkarır. Hem artık, ne yönetmenin ne de filmin, hayranhk uyandırmaya, birbirini desteklemeye ya da saman alevi gibi başarılara ihtiyacı yoktur. Persistence of Vision’ın özel bir sayısında, 1989 yılında New York Üniversitesi’nde Orsan Welles üzerine verilmiş bir konferansın metinlerini içeren, Welles ve onun politik yönü üzerine son derece imalı bir çahşma yayınlanmışttr.1 James Naremore’un The Magic World of Orsan Welles (Orson Welles’in Sihirli Dünyası) adh kitabı ise Yurttaş Kane üz�rine çok zekice yazılmış bir bölüm içermekle kalmaz, aynı zamanda Welles’in ‘zorunlu liberalizmi ve içinde bulunduğu yoğun politik ilişkiler’ Uzerine paha biçilmez bir belge niteliği taşır.• Yurttaş Kane doğduğu andan beri senaryo dışındaki metinlerin oluşturduğu mitlerle ve efsanelerle çevrelenmiştir. Sanki filmin gösterişli konusu olan o efsanevi ve gizemli iş adamı, hem filmi hem de yaratıcısını bir gölge gibi izlemiçtir. Welles’in Mercury Theatre9 ile RK010 arasında imzalanacak olan ve derhal bir efsaneye dönüşen o anlaşma için Temn1uz 1939’da Hollywood’a gelişiyle başlayan tartışma, filmin de yaratıcısının da yakasını bırakmaz. Welles’in kısa bir süre önce Shakespeare’in tarihi oyunlarından yaptığı adaptasycn, Five Kings (Beş Kral), başarısızlığa uğrayarak, onu maddi, eleştirel ve kişisel açıdan kötü duruma düşürmüştür. Yine de Welles, Hollywood’a gitmek için özel bir istek duymadığını, sözleşmede garanti edilen uygun koşullar ve yaratıcı özgürlük olmasa, yeni yetenekleri Doğu yakasından. RKO’ya getirmek için tutulan George Schaefer’ln teklifini geri çevireceğini iddia eder. Schaefer, bu dahi kediyi, eğlence endüstrisindeki güvercinlerin arasına koyduğu için Hollywood’da sert bir şekilde saldırLya uğrar. İmzaladıkları anlaşmaya göre Welles, iki filmde oynayacak, bu filmlerin. senaryosunu yazacak, yönetmenliğini ve prodüktörlüğünü yapacak ve hiçbir stüdyo müdahalesiyle karşılaşmayacağı gibi son kurgu hakkını da elinde bulunduracaktır; bu arada Schaefer sadece hik8.ye seçimi ve 500.000 doları aşması halinde bütçe üzerinde kontrole sahiptir.

İlk proje Conrad’ın Heart of Darkness’ıdır (Karanlığın Yüreifi) ve ön prodüksiyon sürecinin sonunda bütçe olası sınırlan aştığı için bu proje mecburen rafa kaldtrılır. Daha sonra 1940 yılının Ocak ayı başlarında, sektörde, dahinin rahatsızlığı ve sorumsuz yönetimin layığını bulduğu üzerine dedikodular çıkar. Bu ortamda, ölü doğan bir diğer proje, The Smiler with a Knife alenen başarısızlığa uğramtşken, Yurttaş Kane fikri son anda bir kurtuluş umudu olur. Sonunda Welles, RKO’yla imzaladığı inantlmaz sözleşmenin maddeleriyle garanti altına almayı başardığı özgürlüğü kullanarak gerçekleştirebileceği tek projeye girişince, stüdyo dıştndan olup sektörde çalışan iki profesyonel onun ekibine katılır. Ö9ldwyn Stüdyoları’nın ödünç verdiği Gregg Toland’ın yanı sıra Welles, senaryo yazarı olarak Hermann Mankiewicz’i getirmiştir. Sinematografik yazarlık sorusu, yani filmin asıl yaratıcısı olarak yönetmenin mi yoksa senaryo yazarının mt 11 12 kabul edilnıesi gerektiği sorusu, Yurttaş Kane’in üzerinde tanışılmıştır. Senaryonun yaratıcı sorunılusunun kim ol, duğu ve yazar olarak kimin adının geçeceği tartışmaları filn1 bitıneden başlar. Welles’in yalnızca kendi adını geçi, receği ya da senaryo yazarı olarak kimsenin adtnı geçir, meyeceği söylentilerine karşılık, Mankiewicz, Hollywo, od’da kolayca destek toplar. Sonunda uzlaşmacı bir ham, le yapılır ve Senaryo Yazarları Demeği’ne senaryo yazarı olarak ikisinin de adının geçmesi önerilir; ve bu öneri ka, bul edilir. 1971’de Pauline Kae\,11 sinema eleştirmenleri arasındaki ‘auteur’ yönetmen (yazar yönetmen) eğilimine muhalefet etmek için, polemik yaratmaya yönelik gizli bir güdüyle, bu isim tartışmaslntn küllerini yeniden alevlen, dirir. Kael’in, Mankiewicz’in senaryosunu, Yurıwş Ka, ne’in sinemadaki öneminin kaynağt olarak partizan bir ta, vırla sunduğu kitabına, Peter Bogdanovich, Welles’in ta, rafını tutarak yazdığı aynı oranda partizan bir yaztyla kar, şıhk verir11• Bütün bu tartışmalar ve bu tartışmaları çevre, leyen olaylar, Yurttaş Kane’in tarihçesini saran gizemi artırır. Bir fikir filme alındıktan.sonra, o fikri ilk ke� kinıin or� taya attığına dair çekişme anlamını yitirir. Bir fikrin, yö, netmenin kararı ve vizyonu dışında bir kaynağt olup ol, madığını araştırmak akademik bir koı1u olabilir; ama film, senaryo yazarlığına katkısı olanların çekişmesinden etki� len_mez. Örneğin, birçok eleştirmenin, filmin ‘okunabilir� !iği’ konusundaki savlarını dayandırdığı açılış planları, Mankiewicz’in, Welles’in orr.

ağı ve Mercury Theatre’ın kurucularından olan John Houseman’la birlikte, Wel, les’in hiçbir katılımı ya da katkısı olmaksızın gerçekleştir� diği birkaç aylık bir çalışmanın ardından RKO’ya getirdi, ği Mankiewicz versiyonu senaryoda, yaı1i ‘Aınerican’da aynen yer aln1aktadır. Öte yandan, açılış planlarında kul, lanılan kamera stratejisi ve içerik, hiç şüphesiz Welles’in estetik anlayışıyla uyum içindedir ve onun ilk sinema denemesi için geliştirdiği tarzı vurgular. Oysa Caringer’a göre, bu açılış planları, Hitchcock’un çektiği, Hollywood’da galası kısa bir süre önce yapılmış olan, gizemli bir mekan ve araştırmacı bir kamera bakışı ortaya koyan Rebecca adlı filmin ilk planlarından etkilenmiş olabilir. Carringer, Welles’in, meslektaşlannın hem fikirlerinden hem de teknik hünerlerinden etkilenmeye her zaman açık olduğunu gözler önüne serer. Ama Welles’in bir araya getirdiği bütün bu unsurlar ve etkiler, yaratıcı zekasının ve içgüdüsünün ince süzgecinden geçmiştir; ve sonuçta, projenin gerek gelişiminin gerekse prodüksiyonunun bütün aşamalarında neyin kalacağına neyin atılacağına o karar vermiştir. Eğer ‘American’ın açılışı bütün o revizyonlar ve yeı1iden yazımlar soııucunda değişmeden kahp Yurtıaş Kane’in senaryosuna geçtiyse, bu, Welles filmin böyle açılmasını istediği içindir. Yurtta§ Kane’in yenilikçi sinematografik tarzı, daha aldığı ilk eleştirilerde fark edilmeye ve tartışılmaya başlanır. Filmin görüntü yönetmeni Gregg T oland, stüdyo sistenıi sinemada bir görüntü yönetmenine nasip olmayacak bir şekilde hem jenerikte iyi bir yer edinir hem de dikkatleri üstüne çeker. Welles, Hollywood’a geldiği ilk andan itibaren, aksiyonun ve anlatımtn akışınt taşıyabilecek bir kamera tarzıyla ilgilennıiştir. Toland kendi inisiyatifini kullanarak Yurt� Kane’i çekmeyi teklif ettiği zanıan, Welles, film konusundaki fantezilerini gerçeğe dönüştürebilecek birisini bulmuş olur. Toland halihazırda birkaç yıldır kendi özel ışık/kamera tarzınt geliştinnckte olan, Oscar ödüllü, seçkin bir görüntü yönetmenidir. Welles’in anlaşmasının izin verdiği uzun ön prodüksiyon süreci, To· land’a, çok az şey bilen, vizyon sahibi ve öğrennıeye hazır bir yönetmenle yakın işbirliği içinde kendi tarzını sistematik olarak geliştirme şanıınl verir.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir