Robert Fisk, Patrick Cockburn, Kim Sengupta – Suriye Cehenneme Düşüş (2011-2014)

On binlerce kişinin Esad ailesinin hüküm ranlığına meydan okuduğu protestolar, ülke çapında daha önceleri hiç görülmemiş bir boyuta ulaşırken Suriye askeri birlikleri dün göstericilerin üzerine ateş açtı. Protesto hareketleri, ülkenin güneyinde yer alan Dera kentinde bir hafta kadar önce başlamış, göstericilerin, 2000 yılından bu yana yönetimde bulunan Beşşar’ın babası merhum Başkan Hafız Esad’ın heykelini ateşe vermesiyle birlikte askeri birlikler göstericilerin üzerine ateş açmışlardı. Göstericiler ilk olarak rejimde birtakım iyileştirilmeler yapılması talebinde bulundularsa da geçen zaman zarfında devrim çağrıları yapmaya başladılar. Güvenlik güçlerinin, Dera yakınındaki Sanameyn kasabasında, dün Cuma namazı çıkışında, rejimi ve güvenlik güçlerince gerçekleştirilen katliamları protesto eden kişilerden 20 kadarını öldürdüğü gelen bilgiler arasında. Şam’ın kuzeyinde yer alan Hama kentinde ise insanlar sokaklarda, son üç ay zarfında Arap dünyasında yaşanan ayaklanmalarda sıklıkla kullanılan ve hayli benimsenmiş o sloganı atarak dolaşıyorlardı; “Özgürlük yayılıyor!” Polis, tarihi Emevi Camii de dahil olmak üzere başkent Şam’da gerçekleştirilen ufak çaplı gösterilere sert bir şekilde karşılık vererek göstericileri cop marifetiyle hızla dağıttı. Dera’da yaşayan vatandaşlara destek sloganları atan onlarca kişi, polis tarafından sürüklenerek uzaklaştırıldı. Şam yakınlarındaki Tel kentinde ayaklanma başlatan bin kadar kişi, Esad ailesi için “hırsızlar” sloganları atarken, pek çok Suriye kentinden de protestoların ayak sesleri duyulmaya başladı. Arap dünyasında patlak veren intifada, polisin geçtiğimiz hafta, hüküm et aleyhtarı duvar yazıları yazan çocukları Dera’da tutuklam asının ardından, bu kez Suriye’ye sıçramış gözüküyor. Güvenlik güçlerinin protestocuları zor kullanarak sindirmeye çalıştığı olayların yaşandığı Çarşamba günü ise, bir cam inin içinde bulunan 37 kişi öldürüldü. Devlet televizyonu, cam inin adam kaçıran bir çetenin genel merkezi olarak kullandığı gibi alışılmadık bir iddiada bulunarak, duvara dayalı makineli tüfeklerle, üzeri banknot balyalarıyla dolu bir m asanın görüntülerini ekranlara yansıttı. Gerçekleştirilen bu protestolar, Devlet Başkanı Hafız Esad’ın Hama merkezli Sünni isyanını bastırdığı ve denilene göre 10.000’e yakın kişinin hayatını kaybettiği 1982 olaylarından bu yana Esad ailesinin ülke içinde karşılaştığı en büyük protesto. Mevcut protestolar, seküler bir tona sahip olmakla birlikte, yönetimdeki elit üyelerin pek çoğunun Şiiliğin bir kolu olan Alevi mezhebine mensup olduğu ülkede, Sünni halkın kalesi sayılan Dera ve Ham a’da, Alevi mezhebinin sözünün geçiyor olmasına karşı belirgin bir kin güdüldüğü görülüyor. Hükümet, güvenlik güçlerince katledilen kişilerin dün erken saatlerde Dera’da gerçekleştirilen cenaze töreni sırasında güç kullanmamaya özen gösterdiyse de, günün ilerleyen saatlerinde şehirde silahların ateşlendiği duyuldu. Polis ilk başlarda pek göze batmamaya çalıştıysa da daha sonraları pek çok kontrol noktasını boşalttırarak gazetecileri polis refakatinde şehirden çıkarttı.


Tanıkların anlattığına göre Dera’daki Esad Meydanı’nda toplanan 50.000 kadar kişi, ellerinde salladıkları Suriye bayrakları ve zeytin dallarıyla “Özgürlük! Özgürlük!” sloganları atarak protestolarda bulundu. Öte yandan Beşşar Esad, ayaklanmayı sona erdirmek adına protestocularla bir uzlaşı arayışına girerek 1963’ten bu yana devam eden olağanüstü halin kaldırılması, daha fazla basın özgürlüğü tanınm ası ve kamu çalışanlarının maaşlarına zam yapılması gibi vaatlerde bulundu. Belli ki Esad, ailesinin milliyetçi geçmişinin yanısıra İsrail ve ABD ile yaşanan fikir ayrılıklarının, ülkesini kargaşadan m uaf tutacağına inanıyordu zira daha önceleri protestoların Tunus ve M ısır’dan Suriye’ye yayılmayacağından gayet emin konuşmuştu. Baas Partisi 1963’ten bu yana Suriye’de işbaşında bulunuyor. Hüküm et, protestoların başlangıcından bu yana Dera’da tutuklanan kişilerin salıverildiği yönünde açıklama yaptığı sıralarda, insan hakları eylemcisi M azen Derviş’in tutuklandığı yönünde haberler geliyor. 28 Mart 2011, Patrick Cockburn ÇARESİZLİĞE KAPILAN ESAD AYAKLANMAYI YENİ REFORM VAATLERİYLE KÖRELTMEYE ÇALIŞIYOR Protestolar ülke çapında hızla yayıldıkça, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, babasının 40 yıl önce iktidara geçmesinden bu yana, ailesinin idaresine karşı gösterilen en büyük tepkiyle yüz yüze gelmiş durumda. Hükümet, ülkenin ana limanı Lazkiye’de dün itibariyle ilk kez orduyu konuşlandırmış durum da. Yetkililer, ülkenin kuzey batısındaki şehirde, iki günlük süre zarfında 12 kişinin hayatını kaybettiğini, 200 kadar kişinin ise yaralandığını kabul etmekle birlikte ölenlerin hepsinin güvenlik güçleri mensubu veya onlara saldıran kişiler olduğunu açıkladı. Başkan Esad’ın ülkede yaşanan kargaşayı kontrol altına almak amacıyla geniş çapta bir dizi siyasi iyileştirmeler yapılacağını açıklamasının beklendiği dün gece saatlerinde, spekülasyonların ardı arkası kesilmedi. Esad’ın danışm anı, Buthayna Şaban, 1963’ten bu yana yürürlükte olan ve güvenlik güçlerine sunduğu geniş kapsamlı yetkiler nedeniyle Suriyeli yenilikçilerin büyük tepkisini çeken olağanüstü hal uygulamasının kaldırılacağını El- Cezire’ye açıklarken, konuya ilişkin herhangi bir zaman çizelgesi vermedi. Protestocuları yatıştırmak için atılan bir diğer adım ise, siyasi eylemci Diana Javabra ve beraberindeki diğer 15 kişinin yetkililerce salıverilmesi oldu. Javabra ve diğer eylemciler, rejim karşıtı duvar yazıları yazdıkları iddiasıyla tutuklanan çocukların salıverilmesinin talep edildiği sessiz protesto eylemine katıldıkları için tutuklanm ışlardı. Esad’ın, olağanüstü halin kaldırılması, tutukluların salıverilmesi, basına daha fazla özgürlük tanınm ası ve iktidardaki Baas Partisi dışında diğer siyasi partilerin de meşru kılınması yönünde birtakım tavizlerde bulunması bekleniyor olsa da, aynı kişiler ordu ve güvenlik güçlerinin idaresinden sorumlu olduğu müddetçe, söz konusu değişikliklerin inandırıcı ve güvenilir olma olasılığı zayıf gözüküyor. Suriye hüküm etini alaşağı olma tehlikesiyle baş başa bırakan kriz geçtiğimiz hafta aniden patlak vermiş, güvenlik güçlerinin ülkenin güneyindeki Dera kentinde duvara yazı yazan çocukları tutuklamasıyla giderek ateşlenmişti.

Çocukların gözaltına alınmasıyla alevlenen gösterilere gerçek mermiyle karşılık verilmiş, bu esnada hayatını kaybedenlerin cenaze törenlerinde ise olaylar daha da büyüyerek geniş çaplı siyasi ayaklanmalara kadar varmıştı. İnsan H akları İzleme Örgütü, Dera ve çevre kasaba ve köylerde 61 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Esad’ın karşılaştığı tehdit, Baas rejimin bugüne dek yüzyüze karşı karşıya kalmış olduğu en büyük tehdit olarak dikkat çekiyor. Ülkede süregelen rejim geçmişte yaşanan tüm görüş ayrılıklarına baskıyla karşılık vermekle tanınıyor. 1976-82 yılları arasında yaşanan M üslüman Kardeşler gerilla savaşında, Esad’ın babası Hafız Esad, Ham a kentinde baş gösteren isyanı 10.000’e yakın kişiyi öldürtm ek suretiyle bastırmıştı. Baas Partisi’nin eski kurtları, iktidarı yitirmemek adına şu an için yapılacak en iyi şeyin tavizde bulunm aktan kaçınmak olduğunu düşünüyorlar zira verilecek herhangi bir tavizin zayıflık olarak görüleceğini ve birtakım ilave talepleri de beraberinde getireceğine inanıyorlar. İngiltere’de eğitim almış bir göz doktoru olan Esad, Suriye’de epey saygı duyulan bir kişi olmakla beraber, sesini çıkartamayacak ve mevcut krize yeterince karşılık veremeyecek olursa, ülkedeki gücünü ansızın yitirmesi oldukça olası. Esad’ın sözcüleri tutukluların salıverilmesiyle birlikte diğer başka hususlarda birbirleriyle çelişen açıklamalar yaparak iktidarın reformları gerçekleştirme konusundaki ciddiyetine şüpheyle yaklaşılmasına zemin hazırlıyorlar. Hüküm et sözcüleri, protestocuların öldürülmesiyle ilgili olarak inandırıcılıktan uzak birtakım açıklamalarda bulunarak, ilk olarak protestocuların ateş açtığını, bu kişilerin de aslen yabancı casuslar olduğunu iddia ettiler. Sözcülerin bu açıklamaları, doğrudan cep telefonlarıyla çekilerek YouTube’a koyulan, ya da Dera kentinde muhabirleri bulunan El-Cezire gibi uydu televizyon kanallarında yayınlanan görüntülerle çürütülm üş durum da. Başkent Şam’ın ana meydanlarında toplanan hüküm et yanlıları, ellerinde Suriye bayrakları ve Esad posterlerini sallayan destekçilerle birlikte ElCezire bürolarına saldırı tehditleri savurdu. H üküm et karşıtı protestocular siyasi özgürlük ve insan hakları talepleriyle sokaklara dökülürken, BM rakam larına göre gelirlerinin yarısını gıda harcam alarına ayırmak durum unda kalan Suriyelileri sokaklara indiren şey yüksek fiyatlar, işsizlik ve ülkeyi saran yolsuzluklar. 22 milyon nüfusa sahip ülkenin yaklaşık %30’luk kısmı yoksulluk sınırı altında yaşam mücadelesi veriyor. Hükümet, düşen petrol gelirleri nedeniyle ülkede baş gösteren ekonomik sıkıntıya rağmen, gıda ve dünya borsa fiyatlarına tabi başlıca maddeler üzerindeki vergi ve harçlarda kısıntıya giderek ekonomik huzursuzluğu dindirmeye gayret ediyor.

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, dün yaptığı açıklamada Suriye ve Libya arasındaki belirgin farklılığa dikkat çekerek, ABD’nin Şam’ın içişlerine müdahil olduğu iddiasını kesin bir dille reddetti. CBS News kanalına “İki ülkenin durum u da tam am en kendine özgü” diye konuşan Clinton, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler elbette Suriye’de yaşanan şiddetten büyük üzüntü duyuyoruz… Son birkaç haftadır ülkede cereyan eden olayların çok endişe verici olduğu muhakkak, ama uçakları devreye sokmak suretiyle, kendi şehirlerinizi [tıpkı Libya’da olduğu gibi] ayrım gözetmeksizin mermi yağm uruna tutm ak ve bombalamak başka bir şey, polisin halk hareketlerine karşı önlem alması başka bir şey. Kaldı ki polisin olaylar sırasında, kabul edilebilir güç kullanım ının çok çok ötesinde, apaçık bir orantısız güç kullandığı da ortada.” Devlet haber ajansı Lazkiye’den geçtiği haberde “silahlı unsurların şehirde sokak sokak dolaştıklarını, bazı binaların çatılarına çıkarak gelişigüzel ateş açtıklarını, şehirde terör havası estirerek halkı sindirdiklerini” bildirdi. Askeri birliklerin şehrin ortasında gezindikleri de gelen haberler arasında. Bir liman kenti olan Lazkiye’de nüfusun büyük kısmı Sünni M üslüm anlardan oluşuyor ancak şehrin iç bölgelerinde yaşayanların çoğu, iktidarda bulunan elit kesimin çoğu gibi, Şiiliğin bir kolu olan Alevi mezhebine mensup. 29 Mart 2011, Patrick Cockburn ŞİDDET TIRMANIP DOZUNU ARTIRIRKEN BAŞKAN PROTESTOCULARA ZEYTİN DALI UZATIYOR Binlerce kişinin askeri birliklere meydan okumaya devam ettiği Suriye’de Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın, protesto ortam ını sakinleştirmek amacıyla, 50 yıllık olağanüstü hal uygulamasının kaldırılmasını da içeren bir dizi reformu bugün açıklaması bekleniyor. Devlet Başkanı Esad’ın, iktidardaki Baas Partisi’nin, güvenlik güçlerinin ve kendi ailesinin keyfi ve despotik nüfuzunu sona erdirme yönündeki sözünde samimi olduğuna Suriyelileri ikna etmesi gerekiyor. Hükümet, daha gösterilerin başladığı ilk hafta, birtakım reformlar yapılacağından bahsetmiş ancak gerçekleştirilen protesto yürüyüşleri ve ayaklanmalar esnasında güvenlik güçlerinin kalabalığa tekrar tekrar ateş açmasına izin vermiş, açılan ateş sonucunda en az 61 kişi hayatını kaybetmişti. Lübnan’da hakim güç konum unda olan Suriye, aynı zam anda İran’ın en önemli yabancı müttefiki ve Irak’taki en kayda değer aktör olarak Ortadoğu politikasında çok etkili bir ülke. Lübnan’da Hizbullah’a, Gazze’de ise Ham as’a destek çıkan Suriye’de yaşanan kriz, tüm bu saydığımız nedenlerden ötürü Ortadoğu politikasını fazlasıyla etkiliyor. Güvenlik güçlerinin ülkenin güney kenti Dera’daki sert tavrı, başlangıçta bir reform çağrısı olarak ortaya konan tepkilerin çok daha ileri bir boyuta taşınm asına sebep oldu. Yöre sakinlerinin gözünü korkutmaya yönelik sert tavır ve uygulanan şiddet, şu ana kadar bir sonuç vermiş değil, halk artık rejimin topyekûn değişmesini talep eder bir noktaya gelmiş durum da. H aber ajanslarının, tanıkların ağzından doğrudan aktardıklarına göre, 4.000 kadar gösterici, güvenlik güçlerince gerçek mermilerle havaya ateş açılmasına ve hedef oldukları sayısız göz yaşartıcı gaz bombasına rağmen dağılmayı reddetti.

Dera’daki protestoların merkezi haline gelen al-Öm eri camiinde toplanan 1,200 kişi oturm a eylemi yaptığı sırada şehrin etrafını tank ve silahlı araçların sardığı da gelen haberler arasında. Askerler ve güvenlik güçlerinin cami önündeki meydanı kuşatıp silahlarını toplanan sivillerin üzerine doğrulttukları, keskin nişancıların da çevredeki binaların çatılarında konuşlandıkları sıralarda, göstericiler “İtibar ve özgürlük istiyoruz” ve “Olağanüstü hale hayır” sloganları atıyorlardı. Sünni çoğunluğun yaşadığı Suriye’de, ülke nüfusunun sadece %12’lik kısmı, Esad ailesi ve iktidardaki elitlerin büyük bir kısmının da mensubu olduğu Şii/Alevi mezhebinden. Bu sebeple, ülkede rejime yönelik herhangi bir saldırı, her an bir mezhep kavgasına dönüşme tehlikesi arz ediyor. Baas rejimine yönelik en büyük başkaldırı, köktendinci Sünni bir grup olan M üslüman Kardeşler tarafından 1976’da başlatılmış, 1982’ye kadar devam eden ayaklanmalarda pek çok can kaybı yaşanmış, Ham a kentinde yaşanan isyanlar sırasında güvenlik güçleri tarafından 10.000’e yakın kişi öldürülmüştü. İnandırıcılığını az da olsa koruyan Devlet Başkanı Esad şu ana dek sessizliğini korudu. Başkan Yardımcısı Faruk el Şara, Devlet Başkanı’nın önümüzdeki iki gün içinde “vatandaşları rahatlatıcı ve ikna edici” önemli bir konuşma yapacağını açıkladı. Yardımcıları Esad’a 1963’ten beri yürürlükte olan olağanüstü hal uygulamasına bir son verilmesi, içerde tutulan binlerce siyasi suçlunun salıverilmesi, medyaya ifade özgürlüğü tanınm ası ve güvenlik güçlerinin yetkilerinin kısılması yönünde birtakım önerilerde bulundu. Halk, tüm bunlara rağmen, Esad ve iktidardaki elit kadronun ellerindeki bu yetki ve kudreti gerçekten bırakacaklarına yine de şüpheyle yaklaşacaktır. İnsan Hakları İzleme Komitesi, hükümete seslenerek “protestoculara usulsüz bir şekilde ateş açan kişilerin yaptıklarından sorumlu tutulm ası” yönünde çağrıda bulundu. Komitenin Ortadoğu Direktörü Sarh Leah W hitson yaptığı açıklamada, “H üküm et protestoculara ateş açmayı bırakmadıkça, baskıcı kanun ve uygulamalarını değiştirme yönünde herhangi bir adım atmadıkça, bu protestolar sona ermeyecek, hüküm etin de bunu anlaması gerekir artık” dedi.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir