Sezaver Seçki – İmgelerin Olayların Sembolik Saklı Mesajı

Bu kitabın çıkış noktası, Sembolizm felsefesine duyduğum merakla birlikte, Ray Grasse’nin “Uyandıran Rüya” adlı kitabından esinlendiğim “Etrafımda gördüklerim, sembolik olarak bana ne anlahyor olabilir?” sorusundan kaynaklanıyor. Anladığım o ki, bu soru “niyet” enerjisiyle çalıştı ve üzerinde ilerleyebileceğim görünmez bir yola dönüştü. “Yol” açıldıkça açıldı ve cevap olacak türden deneyimler, danışan hikayeleri, eğitimler vb. peş peşe karşıma çıkmaya başladı. Kitabın ruhuna uygun bir ifadeyle, “cevaplar” canlandı, konuğum oldu ve satırlara oturdular. Dahası, sanki “kare” tamamlanmak ve 4. Kitap olarak dünyaya gelmek istedi. Böylece, 4 sayısının sembolik anlamı da kitapta yerini aldı. 4 sayısı, kare ve dikdörtgeni çağrışhrırken, bu geometrik şekillerin sağlamlığı, dayanıklılığı simgelediğini düşünürsek, bu kitabın, önceki kitaplarımın eksik kısımlarını tamamladığını söyleyebilirim. Yazma sürecimde, iç gözlemlerime dış gözlemlerim eklendi ve şu an elinizde tutmakta olduğunuz kitap doğdu. İlk kitabımda “saklı gerçeklerimiz” konusuyla yüzeye çıkan “görünmeyeni görme” merakım, bu kitapla birlikte yeniden tetiklendi ve beni Sembolizm gibi derin bir konuyu araştırmaya itti. Tam da o sıralarda heyecanla katıldığım Temel Şaman Eğitimi ve Sanatla Terapi Eğitimleri hoş bir tesadüf gibi girdi hayatıma. Onlarla eş zamanlı olarak karşılaşmak, her ikisinden de ufkumu ve kitabımı zenginleştirecek bilgiler edinmek heyecanımı arttırdı. Şaman öğretisi, “doğayla yürekten bağ kurmadan” ruhsal ve duygusal boşlukların tam olarak dolmayacağını hatırlattı. Sanatla Terapi ise, tıkanıklık yaşayan bir insanın hiç konuşmadan bile nasıl iyileşebileceğini görmemi sağladı.


Her iki eğitimin de henüz 18. ayındayım ve heyecanla öğrenmeye devam ediyorum. Öğrendikçe, bugüne kadar ilgi duyduğum kişisel-ruhsal gelişim, psikoloji, terapi, sanat, felsefe, tasavvuf hakkındaki tüm bildiklerimi zenginleştirdiğini ve bütünleştirdiğini duyumsuyorum. Öğrendiğim kadim bilgilerin bende yarattığı etkiyi bir 12 TEŞEKKÜR VE ÖNSÖZ benzetmeyle açıklarsam, hani, bir kavanoza önce büyük taşları koyarsınız, sonra da küçükleri … Kalan boşlukları ise ancak kumla doldurabilirsiniz. Hala boşluk kalırsa, su ile doldurursunuz. İşte Şaman öğretisi bilgi ve uygulama anlamında tüm boşlukları dolduran SU gibi girdi hayahma. Bu SU doğal olarak kitabın pek çok konusuna da can verdi. Özümsediğim bilgiler kaçınılmaz olarak aktı ve hikaye içeriklerinde yerini aldı. Şaman öğretisiyle gelen yeni bilgilerle, tıkandığım bazı noktalar açıldı. Bu açılma, kişisel-ruhsal gelişim birikimlerimle birlikte yeni bağlantılar bulmamı, yeni sentezler yapmamı mümkün kıldı. Kitabın sonlarına doğru, bu öğretinin önemli bir kısmı olan Nagual (erk hayvanı, yol gösterici ruh yoldaşları, daha alışık olduğumuz tanımıyla totem) sembolizminden kısaca söz ettiğimi belirtmiş olayım. Böylece, karşıma çıkan ve içinde “sembol” sözcüğü geçen her kavrama yer vererek, bu kavramlar hakkında genel bir fikir vermeyi amaçladım. Aynı amacı sanat terapisi için de güttüm. Çünkü sanatın her dalında sembolik anlatımlar, “görünenin ötesini ifade” söz konusu. Bu ifadelerin aracı olan masalların, renkli kalemlerin, müziğin, dansın vb.

hayatınıza nasıl iyilik getireceğini kısaca da olsa vurgulamaya çalıştım. Bu kitapla ilgili yazma dürtüsünü güçlü hissetmemin diğer önemli nedeni, doğaya hak ettiği saygıyı ifade etme ihtiyacım sanırım. Çünkü önceki üç kitabımda “insana” o kadar odaklandım ki, doğa ancak sahr aralarında kalabildi. Bu kitabımla birlikte bu eksiği telafi etmeyi umuyorum. Çünkü doğanın bir parçası olan insanı, doğadan ayrıymış gibi anlatmak büyük bir yanılgı olurdu. Hele de, günlük hayatta yaşadıklarımızın sembolik anlamına odaklanan böyle bir kitapta, onlarsız yol almak imkansız olurdu. Her birimizin Yeryüzünden ve Gökyüzünden gelen şefkat, koruyuculuk gibi enerjileri hissetme, canlı cansız tüm varlıklarla “bütün” olduğumuzu bilme ve onlarla “bilinçli” bir etkileşimde olma ihtiyacı var. Çünkü hayvanlarla, bitkilerle, dağla, taşla, suyla, ağaçla, havayla, 13 İMGELERİN, OLAYLARIN SEMBOLİK SAKLI MESAJI ateşle, görünen, görünmeyen tüm varlıklarla aramızdaki bağı algılamadan yaşamak, bu bağın hepimizi kapsayan bir “enerji ağı” oluşturduğunu görememek demek. Her varlığın eşit değerde olduğu “Gözle görünmeyen” bu enerji ağını, bugünkü internet ağına benzetiyorum. İnternet ağına nasıl bilgisayar aracılığıyla “isteyerek” bağlanıyor, ağ’a dahil olanlarla iletişim kurabiliyorsak, görünmeyen bu kozmik enerji ağına da “niyet ederek” bağlanma ve tüm doğa ile bilinçli iletişimde olma şansımız var. Aslına bakarsanız, modern yaşayacağız diye koptuğumuz doğayı ve doğamızı yeniden hahrlama ihtiyacımız var demek daha doğru olur belki. Çünkü aramızdaki bağı hahrlamak ve bu ağa bilinçli olarak bağlanmak, şifa kaynağımız olan sevgiyi duymak, sevgiyle yaşamak demek. Tüm sorunların kaynağının sevgisizlik olduğunu düşünürsek, doğayla bağlarımızı canlı tutmanın önemi daha iyi anlaşılabilir. Özetle, Doğa’run insansız yaşayabileceğini ama insanın onlarsız yaşayamayacağını unuttuğumuzda, özlemle beklediğimiz Alhn Çağ’ı yakalamak ancak bir mucize ile mümkün görünmektedir. Çünkü onlardan üstün olduğumuzu zannedecek kadar kibirlendik.

Örneğin, ölülerimizi toprağa gömmeyi bile kuşlardan öğrendiğimiz halde, “kuş beyinli” gibi hakaretler yarattık. Bazı hayvan isimlerini küfür olarak kullandık. Hala da kullanıyoruz. Onların etinden, sütünden, gücünden faydalanıyor ama hak ettikleri saygıyı yeterince vermiyoruz. Daha da kötüsü, ticari amaçlarla bazılarını topluca katlediyoruz. Bu durumları engellemek için çalışan gruplar olmasa, çoğumuzun yapılanlardan haberi bile olmayacak ne yazık ki. Bugüne kadarki deneyim ve gözlemlerimle, sembolik dilin, hayatın görünmeyen yüzünü görmeyi mümkün kılan çok önemli bir lisan, kendimizi, yaşamakta olduklarımızı nasıl okumamız gerektiğini gösteren çok değerli bir alfabe, bir çeşit şifre kıran olduğuna ikna oldum. Açıkçası, bu konuyu yazma ilhamı duyduğumda bu kadar geniş bir kapsama alanı olduğunu bilmiyordum, O nedenle, araştırma ve gözlemlerim 14 TEŞEKKÜR VE ÖNSÖZ derinleştikçe kitabımın içeriğini belli bir çerçeveyle sınırlamam gerektiğine karar verdim. Çünkü bir şekli olan her şeyin, kurdun, kuşun, böceğin, taşın, ağacın, çiçeğin, suyun, ateşin, matematiğin, sayıların, renklerin, gezegenlerin, eski mağara çizimlerinin, hatta organlarımızın vb. her bir şeklin sembolik, “bir” den fazla anlamı olduğunu, her birinin içinde “saklı” bir hikaye olduğunu gördüm. Bu yüzden, bu kitapta özellikle, sembolizmin kişisel gelişim amaçlı olarak günlük hayahmıza katacağı iyiliğe (farkındalığa) odaklanmanın uygun olacağına inandım ve yaşam kalitemizi nasıl yükseltebileceğimize ilişkin ipuçları vermeye çalıştım. Bunu yaparken, tüm kitaplarımda olduğu gibi, gerçek hayat hikayelerinden faydalandım. Görünmeyen tarafımıza ışık olacak cinsten, iç salgı bezlerimizden, ruh tiplerimize varıncaya kadar geniş örneklere yer verdim. Böylece, Sembolizm’ in, gizem dolu evrenin şifrelerini kırmaya, onunla uyumlu yaşamaya yarayan bir kişisel gelişim yöntemi olabileceğini, böylece dünya hayatının kolaylaşabileceğini, daha sağlıklı, mutlu, güçlü ve başarılı olunabileceğini vurgulamaya çalışhm. Açıkçası, öğrendiklerim kendi manevi yolculuğuma da ışık tutarken, “bütünün iyiliğine olacak olanı” örtüştürmek, paylaşma heyecanımla birleşiyor ve bir kitap dolusu konu ortaya çıkıyor.

Okurların, kitaplarımı “çeşitli tatlarla zenginleştirilmiş kokteyle” benzetmesinden memnunum gerçekten. Bu tat ile birlikte, Sembolizm anlayışıyla harmanlanan hikayelerde, okurların, kendine özel pek çok ipucu yakalayacağını ve benim paylaştıklarımdan çok daha öte çözümlemeler yapacağını biliyorum. Çünkü Sembolizm evrensel ve çok zengin anlamlara sahip bir dil. Bu dil, evrensel olduğu kadar, bireysel anlamlarla da geliştirilebilecek kadar özgün ve doğurgan. Bu dil çözümlendikçe, imgelerden gelen yansımayı algılayacak kadar zenginleştirici. O nedenle, sayfalarda ilerledikçe sezgilerinizin güçlendiğini görme olasılığınız çok yüksek. Bu kitabı yazma sürecimde, “görünmeyenin, kendini, 15 İMGELERİN, OLAYLARIN SEMBOLİK SAKLI MESAJ! semboller (imgeler, olgular) aracılığıyla görünür ve duyulur kıldığını”, “sırlarını açık ettiğini” görmek tam bir Alice Harikalar Diyarında oldu benim için. Gizemli, heyecanlı ve keşif dolu … Bu kitap sizlerin yaşam yolculuğuna ışık olur, ilham verirse, onu yazmakla ilgili tüm çabalarımın karşılığını almış olacağım. Tüm okurlara yürekten teşekkür ve sevgilerimle …

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir