Stephen Kınzer – Şah’ın Bütün Adamları – Bir Amerikan Darbesi ve Ortadoğu’da Terörün Kökenleri

Bir gün hatıralarını yazmış olan yaşlıca bir lranlı hanımın kitap tanıtım kokteyline katıldım. Bir saat boyunca olaylarla dolu hayatını anlattı. Hiç siyasete dokunmamakla birlikte, laf arasında ailesinin 1950’lerin başında yirmi altı ay süresince lran’da başbakanlık yapan ve Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA) tarafından sahneye konulan bir darbe ile devrilen Muhammed Musaddık’ın ailesi ile akraba olduğundan bahsetti. Konuşmasını bitirince bir soru sorma isteğimi bastıramadım. “Musaddık’tan bahsettiniz,” dedim. “Neler hatırlıyorsunuz ya da ona karşı yapılan darbe hakkında bize neler söyleyebilirsiniz?” Hanım birdenbire heyecanlandı. “Siz Amerikalılar bu korkunç şeyi niçin yaptınız?” diye bağırdı. “Biz her zaman Amerika’yı sevmiştik. Bizim için Amerika büyük bir ülkeydi, mükemmel bir ülkeydi. Diğer ülkeler bizi sömürürken bize yardım eden bir ülkeydi. Fakat o hadiseden sonra lran’da hiç kimsenin Birleşik Devletler’e güveni kalmadı. Size şunu kesin olarak söyleyebilirim: Bu darbeyi yapmamış olsaydınız Tahran büyükelçiliğinizdeki rehineler problemini hiçbir zaman yaşamazdınız. Bütün dertler l 953’te başladı. Neden, neden yaptınız?” Hanımın feveranı, lranhlarla lranh olmayanlar arasındaki bilgi ve algı uçurumunu yansıtıyordu. lran’da hemen hemen herkes, Birleşik Devletler’in l953’te demokratik yönetime son verip Şah Muhammed Rıza’nın uzun süren diktatörlüğünü baş11 !attığını bilir.


Şah’m diktatörlüğü ise devlet idaresinde terörizmi bir araç olarak kullanan anti-Amerikan teokrasinin iktidara geldiği 1979 lslam Devrimi’ni doğurdu. Onun radikalizmi, ElKaide’nin ve diğer terör gruplarının üslendiği Afganistan da dahil birçok ülkede Batı karşıtı fanatikleri harekete geçirdi. Bu olaylar Birleşik Devletler için de, başka bir ülkeye isteklerini empoze etmeye çalışan herhangi bir ülke için de kesin uyarı niteliğindedir. Darbeleri, devrimleri ya da askeri istilaları destekleyen devletler, genellikle bu işten kazançlı çıkacaklarına inanırlar. Bazen kazançlı çıkarlar. Ama bazen de zaferleri kahredici ve trajik bir biçimde ayaklarına dolanır. Bu durum özellikle günümüzün karmaşık ve değişken Ortadoğu’su için doğrud_ur. Ortadoğu’da gelenekler, tarih ve din, siyasi hayatı yabancıların anlayamayacağı şekilde şekillendirir. 1979’dan sonra lran’da ortaya çıkan şiddetli anti-Amerikancılık Birleşik Devletler’de çoğu insanı hayrete düşürdü. O ülkede az çok sevildiklerini zanneden Amerikalılar acı bir biçimde nefret edildiklerini anladıklarında bu nefretin sebepleri hakkında hiç fikirleri yoktu. Çünkü 1953 yılında CIA’.nın orada ne yaptığını Birleşik Devletler’de kimse bilmiyordu. Zamanında Muhammed Musaddık muazzam bir figürdü. Bir imparatorluğu sarsmış ve dünyayı değiştirmişti. Adını herkes bilirdi.

Dünya liderleri onu etkilemeye, sonraları da devirmeye çalıştılar. Harry Truman, Dwight Eisenhower ve Winston Churchill dururken Time dergisinin onu 1951 ‘de Yılın Adamı seçmesine kimse şaşırmadı. Kod adı Ajax Operasyonu olan Musaddık karşıtı CIA darbesi; lran, Ortadoğu ve kolonyal dünya için müthiş bir travma oldu. Birleşik Devletler’in yabancı bir ülke hükümetini ilk devirişiydi. Sonraki yıllar için bir örnek oldu ve milyonlarca insanın Birleşik Devletler’e bakışını şekillendirdi. Bu kitap, dünyayı dalgalandırmakta olan şiddet yanlısı akımların kaynağını büyük ölçüde açıklayan bir hikaye anlatmaktadır. Olağanüstü bir maceranın öyküsü olmanın ötesinde, geçmişten gelen sarsıcı bir mesaj ve gelecek için objektif bir derstir. 12 TEŞ E K KÜR Küçük ama kendini adamış bir grup öğrenci 1953 darbesinin ardındaki gerçekleri ortaya çıkarmak için çok uğraştı. Grubun en devamlı üyesi Mark]. Gasiorowski, aynı zamanda grubun doğal başkanı haline de geldi. Ervand Abrahamian, Fakhreddin Azimi, James A. Bill, Maziar Behroos, Malcolm Byrne, Richard W Cottam, Farhad Diba, Mostafa Elm, James F Goode, Mary Ann Heiss, Homa Katouzian, William Roger Louis ve Sepehr Zabih bu keşif görevinde ona eşlik eden diğerleriydi. Onların çalışması bu kitabı mümkün kıldı. CIA darbenin tarihçesinin kayıtlarını tuttu ama uzun yıllar gizli olarak kaldı. 2000 yılında bir kopyası New York Times’a sızdı.

Kayıtlar darbe hakkında bilinenlerin çoğunu doğruladı ve yeni detaylar ortaya koydu. Olayları gün ışığına çıkarma şerefini kayıtları ele geçiren gazeteci James Risen hak etmektedir. Araştırmam, zamanını ve uzmanlığını benimle paylaşan kütüphanecilere ve arşivcilere çok şey borçlu. içlerinde, Illinois’deki Chicago ve Oak Park Kütüphaneleri, Chicago’da Kent Law Kütüphanesi, Kansas Abilene’de Dwight D. Eisenhower Kütüphanesi ve Missouri Independence’de Harry S. Truman Kütüphanesi; Maryland College Park’ta Ulusal Arşivler ve ingiltere’deki Surrey, Kew Gardens’da istatistik Ofisi var. llk müsveddelerin tamamını ya da bir kısmını okuyup değerli fikirlerini söyleyenler arasında janet Afary, David Barbo13 za, Elmira Bayrasli, David Shiman, james M. Stone ve John E. Woods vardı. Kitabın son haliyle ilgili hiçbir sorumluluk taşımıyorlar, onlara sıcak teşekkürlerimi sunuyorum. lran’daki araştırmalarım sırasında bana yardım eden lranlılar adlarıyla anılmak istemediler. Kendileri kim olduklarını biliyorlar. Onlara derin şükranlarımı sunuyorum. 14 BÖLÜM iyi Akşamlar, Bay Roosevelt 15 Ağustos 1953’ün gece yansından az önce tuhaf bir konvoy karanlığın içinden yola koyulduğunda Tahran’ın büyük bir kısmı uykudaydı. Konvoya askeri işaretleri olan bir zırhlı öncülük ederken, arkasından iki cip ve içleri asker dolu birkaç cemse geliyordu.

Gündüzün aşırı sıcağı yerini gecenin serinliğine bırakırken, gökte ay hilal şeklinde parlıyordu. Hükümet darbesi yapmak için mükemmel bir geceydi. Öncü aracın içinde oturan imparatorluk Muhafızlarının kumandanı Albay Nimetullah Nasıri’nin kendinden emin tavrının bir nedeni vardı. Cebinde lran Şahı’nın Başbakan Muhammed Musaddık’ı görevden alma emrini taşıyordu. Nasıri bu emri Musaddık’a tebliğ edecek, direnirse de tutuklayacaktı. Bu isyanın planlamasını yapan Amerikan ve lngiliz istihbarat elemanları, Musaddık’ın isyanın bastırılması için orduyu derhal göreve çağıracağını tahmin ediyorlardı. Dolayısıyla Başbakan aradığında telefonun öbür ucunda cevap verecek kimsenin olmaması için gerekli düzenlemeler yapılmıştı. Albay Nasıri önce ordu kumandanını evinde tutuklayacak, daha sonra da ülkenin yazgısını belirleyecek emri yerine getirecekti. Albay emredildiği gibi yaptı. Fakat ilk görev yerine vardığında ortada bir gariplik vardı. Gecenin hayli ileri biı saati olma15 sına rağmen ordu kumandanı General Taki Riyahi evinde yoktu. Hatta hizmetçi ve kapıcı da dahil olmak üzere ortada hiç kimse yoktu. Bu durum Albay Nasıri’yi birşeylerin ters gittiğine dair uyarmalıydı ama uyarmadı. Tekrar zırhlısına tırmandı ve şoföre esas hedefe yani Başbakan Musaddık’ın evine doğru sürmesini emretti. Onunla beraber iki seçkin istihbarat ajanının ümitleri de yola koyuldu.

Albay Nasıri böylesine cüretkar bir görevi tek başına yerine getirebilecek kadar çılgın değildi. Demokratik lran’da başbakanlar ancak parlamentonun onayı ile göreve getirilip, görevden alınabildiklerinden Nasıri’nin cebinde taşıdığı emrin meşruiyeti şüpheliydi. Ancak bu geceki iş CIA ve lngiliz Gizli istihbarat Servisi’nin aylarca süren planlamalannın tepe noktasıydı. Sahneye konulan darbe Başkan Dwight Eisenhower ve Başbakan Sir Winston Churchill tarafından emredilmişti. 1953 yılında Birleşik Devletler lran için henüz çok yeni bir ülkeydi. Birçok lranlı’ya göre Amerikalılar, kurulması için yanın yüzyıl harcadıkları kırılgan demokrasilerini destekleyen dostlardı. Birleşik Devletler’in tersine onları asıl sömüren baskıcı kolonyalist Britanya idi. Çoğunluk hissesi lngiliz devletine ait olan bir İngiliz şirketi, 20. yüzyılın ilk yıllarından itibaren Iran petrolünün üretim ve satışı üzerinde muazzam karlı bir tekelin tadını çıkarıyordu. Iran topraklannın altından akan zenginlik Britanya’ya dünyanın zirvesinde söz sahibi olma imkanı sağlarken, lranlıların çoğunluğu bu adaletsizliğin getirdiği sefalet içinde yaşıyordu. Sonunda, 195 1 yılında, Anglo-lranian Petrol Şirketi’ne (AIOC) duydukları öfkeyi şahsında bütün diğer politik liderlerden daha çok somutlaştırdığına inandıkları Musaddık’ı desteklediler. Musaddık da bu şirketi lran’dan kovma, ülkenin dev petrol rezervlerini geri alma ve lran’ı yabancı güçlerin boyunduruğundan kurtarma sözü verdi. Başbakan Musaddık sözünü samimi bir hevesle yerine getirdi. Yurttaşlarının çılgınca desteği ile dünyadaki en karlı lngiliz şirketi olan Anglo-lranian’ı millileştirdi. Hemen ardından da 16 Iranlılar Iran Körfezi’ndeki Abadan’da bulunan dev rafineriyi kontrol altına aldılar.

Iran’da yükselen yurtseverlik dalgası Musaddık’ı ulusal kahraman yaptı. Ama Ingilizler de Musaddık’ı onlara ait zenginliği çalmakla suçlayıp, Adalet Divanı ile Birleşmiş Milletler’den Musaddık’ı cezalandırmasını istediler. Iran Körf ezi’ne savaş gemilerini gönderip Iran ekonomisinin çok ağır yara almasına sebep olan ambargoyu başlattılar. Bu kampanyaya rağmen Musaddık’ın cesareti lranlılan olduğu gibi Asya ve Afrikanın anti-kolonyal liderlerini de çok derinden etkiledi. Kendisine karşı açılan lngiliz kampanyası Musaddık’ı yerinden oynatamadı. Avrupa’da yayınlanan bir gazeteye göre, “Musaddık Ingilizlere vereceği en basit bir imtiyaz yerine Pers petrolünde kızartılmayı tercih eder”di. Ingilizler bir süre petrol sahalarını ve rafineriyi geri alabilmek için silahlı bir istilayı düşündülerse de Amerikan Başkanı Harry Truman’ın destek vermemesi üzerine bundan vazgeçtiler. Geriye sadece iki seçenek kalıyordu: ya Musaddık yönetimini kabul edecekler ya da onu devirecek bir darbe tezgahlayacaklardı. İmparatorluk geleneğinin mağrur ürünü Başbakan Churchill darbe kararını almak için hiç duraksamadı. Musaddık’ın petrol şirketini millileştirmesinin hemen ardından lngiliz ajanlar darbe için hazırlıklara başladılar. Çok kararlı ve saldırgandılar. Bu planlardan haberdar olan Musaddık Ekim 1952’de Ingiliz Büyükelçiliğinin kapatılmasını emretti. Iran’da bulunan tüm Ingiliz diplomatların ve diplomatik görüntü altında faaliyet gösteren ajanların Iran’ı terk etmesi istendi. Böylece ülkede darbe tezgahlayacak kimse kalmamış oluyordu. lngilizler derhal Başkan Truman’dan yardım istediler.

Fakat Truman hem Musaddık tarzı ulusalcı hareketlere sempati ile bakıyor, hem de Anglo-Iranian örneğinde olduğu gibi eski moda emperyalist düşünceyi hor görüyordu. Dahası CIA o güne kadar hiç hükümet düşürmemişti ve Truman böyle bir işin öncüsü olmak istemiyordu. Kasım 1952’de Dwight Eisenhower’ın başkan seçilmesiyle 17 birlikte Amerika’nın lran’da muhtemel bir darbeye yaklaşımı çok keskin bir değişikliğe uğradı. Seçimin olduğu günlerde Gizli Haberalma Servisi’nin kıdemli bir ajanı olan Christopher Montague Woodhouse üst düzey CIA ve devlet yetkilileri ile görüşmek üzere Washington’a geldi. Kurnaz Woodhouse “Musaddık lngiliz mülkiyetini millileştirdiği için gitmelidir,” diyen eski lngiliz tezinden hiç söz etmedi. Bu eski tez Washington’da hiç heyecan uyandırmıyordu. Woodhouse ise neyin heyecan uyandıracağını çok iyi biliyordu.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir