Suzan Napier – Sessiz Dunya

<> Peter Knight ince uzun bir siluet halinde pencerenin yaninda durmus disariya bakiyordu.Mermer avluya kurulmus uzun yemek masasinin cevresindeki insanlarin kahkahalari yukariya kadar geliyordu.Yirmi kisi vardi.Durmadan sampanya iciyor, kizartilmis balik ve cesitli deniz ürünleri yiyorlardi. Ev sahibinin aralarinda olmadigini fark etmemislerdi. <>dedi Peter, sakin bir sesle.<> <>Bu sözlere Italyan kristalinde hafifce sikirdayan buzlarin sesi eslik etti.<> <> <> Leonard Stern hafifce dönerek bakislarini arkadasinin üzerine cevirdi.<<Haklisin, Peter.Bir dahaki sefere bir yat kiralariz.>> <> <>Yari karanligin icinde parlayan ela gözler sabirsizlik ve düs kirikligini yansitiyordu.<>Hem yatak odasi hemde büro olarak dösenmis genis odanin icinde agir adimlarla yürümeye basladi. <> <> <> <>Cok ters bir tavirla söylemisti bu sözleri.Sesini biraz yumsatarak <<Özür dilerim, Peter>>dedi.<> Özür dilemesi gereksizdi.


Cünkü Peter, Leo´nun kedini zorladigini cok iyi biliyordu.Peter on yildir onun yaninda calisiyordu.Bu süre icinde Leo´nun bir kez bile tatil yaptigini hatirlamiyordu.Cok calisiyordu ve isler son zamanlarda zorlasmisti.Öyle sorunlarla karsilasiyorduki bunlari zeka, kararlilik ve planlamayla cözmek neredeyse imkansizdi.Artik caresi kalmamisti.Bu sorunlarin cözümü hayat tarzinda büyük bir degisiklik yapmasini gerektiriyorsa , Leo bunu yapacakti.Peter onun basarisizliga ugramasi halinde neler olabilecegini düsünmek bile istemiyordu.Leo her zaman sorunlara farkli acilardan yaklasabilen biriydi.Ama yinede o ana kadar bir cözüm bulamamisti.Bunun sebebi belkide bu kez ilk defa olarak sorunun cok daha derin ve duygusal yanlarinin olmasiydi. <> <>diye karsilik Verdi Leo.<> <>Arkadasinin sert bakislariyla karsilasinca, <>diye kekeledi.<> Leo´nun dudaklari alayci bir tebessümle kivrildi.<> Peter gülümsedi.

<> <> Peter bakislarini kacirdi.Bir baskasi olsaydi böyle belirsiz bir durumda kendine olan güvenini kaybedebilirdi.Fakat Leo´nun kendine güveni tamdi.Beklemek istiyordu ve herhalde bir bildigi vardi. Asagidan hala kahkahalar yükseliyordu.Leo elini gür saclarinin icinden gecirdi.<>diye mirildandi.<> <> <> Yanina havlu almadan arka kapidan sessizce cikti.Disarisi cok karanlikti.Denizin hafif fisiltilarinin geldigi yöne dogru yürümeye basladi.Son alti aydir eskisi kadar dayanikli olmadigini hissediyordu.Sabahtan aksama kadar, hatta bazen hic uyumaksizin tekrar sabaha kadar calismisti.Bu korkunc tempo insanlarla iliski kurmasini bile önlüyordu.Fakat bu iki hafta icerisinde calisma temposunu degistirecek ve bütün dikkatini tek bir hedef üstünde toplayacakti.Dominic!Oglu icin sorumluluklarinin cogundan vazgecebilirdi.

Onun normal ve güvenli bir aile hayati yasamasi icin elinden geleni yapmaya kararliydi. Peter´in John Standish hakkinda sordugu soruyu hatirlayinca kaslarini catti. Hassas bir konuda sondaj yapmak istemis olabilirdi.Bir an durup gecenin sessizligini dinledi.Insandan cok daha az sey isteyen bu sakin hayata uyum saglayamazmiydi?Güc insanin alistikca daha fazlasini istedigi bir uyusturucu madde gibiydi.Dominic´e bu aliskanliktan vazgececek kadar baglimiydi? Elbette, emekliye ayrilacak yasta degildi.Insan otuzbes yasinda kösesine cekilemezdi.isten ayrildiktan sonra sadece yayincilikla ilgilenebilirdi.Bu tür isler son on yilin cilgin temposuna kiyasla cok farkliydi.Yinede Yeni Zellanda´ya yerlesme isini simdiden planlamaya baslasa iyi ederdi. Ona meydan okumuslardi.Peki kendisi ayni sekilde karsilik verebilmismiydi?Bu soru son günlerde kafasinin icinde dönüp duruyordu.Leo tek bir sözcükle insanlara ve olaylara hakim olmayi bilirdi.Ama ayni seyi Dominic´e yapamiyordu.Kolay bir yol yoktu.

Belkide bunun sebebi ortaya cikan zararin cok derin ve uzun vadeli olusuydu.´Cynthia´nin bencilligi yüzünden´diye gecirdi icinden… ve tabii kendisinin.Bu kez ilk adimi Dominic atacakti ve Leo onu izleyecekti.Cocukla konusurken cok anlayisli olmaliydi.Dom´un belkide kalitsal olan inatciliginin ne kadar olagan disi oldugunu, yasadigi aci deneylerden biliyordu.Duygusal silahlardan olusmus bir cephaneligi vardi sanki.Babasinin, hayatina müdahale eden varligini hissediyor ve bundan rahatsiz oluyordu. Kiyiya ulasmisti.Yildizlarin aksettigi karanlik denize bakarak derin bir soluk aldi.Oldukca ilerde bir kipirti farketti.Bir kadin ve bir erkek suya giriyorlardi.Aksi yönde yürümeye basladi.Daha ilerede agaclarla cevrili kücük bir koy vardi.Orada Cennet villasinin misafirlerinden tamamen uzak olabilirdi.O zamana kadar adaya sadece arkadaslarini bazende sevgililerini davet etmisti.

Fakat bu kez ipin ucunu kacirmisti.Insanlardan kacmaya baslamasi oldukca garipti.Onlardan bu kadar rahatsiz olmasi tek kelimeyle sasirtici bir durumdu.Peter bu durumu fark etmis olabilirmiydi?Bilemiyordu.Böylesine sessiz ve duygularini belli etmeyen genc bir adamin ne düsündügünü anlamak kolay degildi.Iliski kurdugu insanlari etkilemek icin alternatif ilginc yerler bulmaya calisiyordu.Uluslararasi yayincilik alaninda , kurulan iliskileri sürdürebilmek icin böyle seyler gerekliydi. Yirmi dakikalik bir yürüyüsten sonra koya vardi ve elbiselerini cikarmaya basladi.Gece karanliginda cevresi oldukca vahsi bir görünüme bürünmüstü. Leo cagdas hayatin nimetlerinden yararlanmayi severdi.Ama zaman zaman uygarligin bütün zorlayici baglarindan kurtulmak, dogaya dönmek hosuna gidiyordu.Cennet iste bu ihtiyaci karsiliyordu. Ne kadar derin bir sessizlik vardi.Palmiye agaclarinin göge uzanan yapraklari kimildamiyordu. Yildizlarin parladigi gökyüzü mavi mürekkep rengindeydi.

Birden deniz tarafindan ancak yüzen bir insanin cikarabilecegi sesler isitti.<> diye söylendi.Gecenin bu saatinde buraya kim gelebilirdi?Yoksa takipmi edilmisti?Partide sadece iki tane yalniz kadin vardi.Leo´ya ilgi duyduklarinida saklamiyorlardi.Fakat basit bir flörtün bile getirecegi sorunlar cok yorucu olabilirdi onun icin.Dominic´le yasadigi catisma cinsel arzularini bile etkilemisti. Birden onu farketti.Sudan cikiyordu.Yildizlarin isiginda islak vücudu cok hos görünüyordu.´Esmer bir afrodit´ diye gecirdi icinden.Ciplakligini dahada belirgin hale getiren minicik bir bikini vardi üzerinde.Omuzlarina dökülen uzun saclari simsiyah görünüyordu.Köyden olmaliydi.Ama adanin bu tarafinda isi neydi? Belkide sevgilisiyle gizlice bulusmak icin gelmisti.Leo gevsedigini hissetti.

Karanligin icinde kendi kendine gülümsedi.Villadaki partilerin merakli gözetleyicilerinden biride olabilirdi. Bikinisinin alt parcasini cikardigini görünce solugunu tuttu.Islak bacaklari uzun ve cok güzeldi.Tam o sirada gökyüzü hafifce aydinlanir gibi oldu.Leo basini kaldirip bakti. Ay doguyordu.Palmiye agacinin arkasina cekildi.Hizla yükselen dolunay kizi bembeyaz bir isikla aydinlatiyordu.Bikinisinin üst parcasini omuzlarindan kaydirarak cikartti.Leo kizin yüzünü görebilmek icin sabirsizlaniyordu.Bikiniyi silkeleyip tekrar giydi.Ince ve nemli kumas dolgun gögüslerini oldugu gibi ortaya cikariyordu.Ay isiginda nefis bir profil veriyordu.´Az bulunan gercek bir güzellik´ diye düsündü Leo.

Villadaki manikürlü ve boya küpüne batirilmis gibi süslü kadinlari aklindan gecirdi.Hayir, bu masum ve güzel kizla birlikte olmayi tercih ederdi.Masum oldugunu nerden cikarmisti? Cok gelismis bir vücudu vardi.Dünyanin bu kisminda kadinlar cok erken olgunlasiyorlardi.Hayir, hayir cinsel arzularinin yatistigi dogru degildi, cünkü kalbi hizli hizli carpmaya baslamisti.Kizin ayisigi altinda hareketlerle isildayan islak vücudundan gözlerini ayiramiyordu. Agir adimlarla yaklasti. <> Tina birden irkildi. Arkadan yaklasan gölgeye korkuyla bakti. <>dedi Leo ,yumusak bir sesle .<> Ama bu sözler nedense ters etki yaratti.Tina dehsete kapilmisti.Cünkü sesi tanimisti.Leonard Stern!Bu sesi unutmasi imkansizdi.Tam da adanin en issiz yerini kesfettigini düsünmeye basladigi bir anda…son iki haftadir her gece geliyordu buraya ve kimseyle karsilasmamisti.

Ve birden Leonard Stern´le karsilasiyordu.Onun tarafindan taninirsa rezil olacakti. Panik halinde yerinden firlayip koyun öteki ucundaki palmiye agaclarina dogru kosmaya basladi.Arkasindan bir kahkaha isitti.Yanilmisti.Bu karanlikta taninmasi imkansizdi. Leonard Stern onun sesini bile isitmemisti.Yinede geri dönmek icin cok gecti.Sulari sicrata sicrata kosmaya devam etti.Tek kurtulus yolu suya dalip bungalovun bulundugu öteki koya kadar yüzmekti.Fakat paletleri ve deniz yatagi öteki tarafta kalmisti.Yüzerek acilsa bile ayaklarini kesmeden kiyiya cikamazdi.Cünkü su oldukca sigdi ve dibi keskin midye kabuklariyla ve sivri kayalarla kapliydi. Arkasindan kosarak gelen ayak seslerini fark edince kacmanin anlamsiz oldugunu düsündü.Denizden ayrilarak iceri dogru kostu ve bir hindistan cevizi agacinin altinda ayagi kayarak düstü.

Hemen kalkti ve kendini Leonard Stern´in kollarinda buldu.Genc adam ciplakti.Üstelik kendi vücudunun islak serinligine karsin sicakti.ikiside soluk soluga kalmislardi.Tina onu iterek kurtulmaya calisti. <>dedi Leo.<> Tina cirpinmaya devam etti.Fakat vücudunu saran güclü kollar kacmasina izin vermiyordu.incitmeden ama sikica tutuyordu onu.Genis gögsüyle Tina´yi agaca yasladi. Titremeye baslamisti.Leonard Stern Fiji dilinde soluk soluga bir seyler söylüyordu.´Beni yerli sandi´diye icinden gecirdi.Ne dedigini bilmiyordu ama sesinden yatistirici, güzel seyler söyledigini hissediyordu.Tuzaga düsmüs vahsi bir hayvan gibi cirpindi, ama faydasizdi.

Bütün vücudu titriyor ve Leonard Stern ona dahada sariliyordu.Daniel´I dinleyip bu adaya gelmekle hata etmisti.Fakat olaylar onu öyle sarsmistiki direnmek aklinin ucundan bile gecmemisti.Ve simdi burada , onun utancina ve düs kirikligina tanik olmus bir adamin kollarinin arasinda tuzaga düsmüstü. <>Sesi cevresini kusatan ayisikli gece kadar sicakti.Tina yanit vermemek icin cenesini simsiki kenetlemisti. Leo gülümsedi.<<Konusacakmisin?Utaniyormusun yoksa? Belkide adinin bilinmesini istemiyorsun.ingilizce bildigine eminim.Bütün köylüler gibi…>> Tina bir seyler söylemek icin agzini acti ama sesinin cikmayacagini biliyordu.Bogazinda o tanidik aciyi duydu. Bu tikanma duygusu onun icin tam bir kabustu.Agzindan bogulur gibi garip bir ses cikti. <> Bu sözleri Tina´nin panigini artirdi.Umutsuz bir cirpinisla tekrar kurtulmaya basladi.

<<Lütfen böyle yapma.Bir yerini incitmekten korkuyorum.istedigim sadece bir öpücük.>> Genc adamin elleri yavasca kalcalarina dogru kaydi.Dolgun gögüsleri onun genis ve kasli gögsünde eziliyor, kalp atislari birbirine karisiyordu.Leonard Stern´nin dudaklarini önce yanaginda sonra agzinin kenarinda hissetti. Basini cevirdi. <<Kücük bir öpücük verip cezadan kurtulmak bu kadar zormu?>> Agzi icki kokuyordu.Sarhosmuydu yoksa?Iyice kafayi cekmis ve tanimadigi bir kadinla kücük bir macera yasamak istemisti besbelli.Tina ayin bulutlarin arasina girdigini görünce biraz rahatladi.Leonard Stern´in hor gördügü Bettine Bennett´ten bir öpücük almak icin böyle yalvarmasi belli belirsiz bir tatmin duygusu vermiyor degildi.Onun yuva yikmaktan zevk alan kücük bir budala oldugunu düsünmüstü herhalde.Baska kosullarda nasil olsa Tina gibi bir kadina asla yaklasmazdi.Nasilda kendini üstün görüp insanlara tepeden bakiyordu ve ne müthis bir hata yapmisti. Kollari biraz gevsemisti.

Artik eskisi kadar sikica tutmuyordu .Kacmanin tam zamaniydi, ama nedense bacaklarina bir agirlik cökmüstü.Genc adam onun elini alip tüylerle kapli gögsüne yavasca bastirdi.Digeriyle cenesini tuttu ve agzina yaklastirdi.Dudaklari inanilamayacak kadar sicakti.Tina´nin kalbi hizli hizli carpmaya basladi.Daha önce hic böyle öpüsmedigini düsündü.Yavasca birakti kendini.Sevdigi ve sevildigini sandigi adamin öpüslerine hic benzemiyordu.O öpüslerde doyurucu olmayan birseyler vardi sanki ve bunun ne oldugunu simdi anliyordu.Öteki ask degildi. Sadece kullanilmisti.Kadinsal icgüdüleriyle bunu gayet iyi anliyordu.Belkide bu yüzden Niven´in öpüsü onun duygularini etkilemiyordu.Oysa bu kez cok farkliydi.

Leonard Stern onu arzuladigi icin öpüyordu.Bu siddetli ve yogun arzuyu varliginin derinliklerinde hissediyordu Tina.O anda öpüsüyor olmalari cok basit bir nedene dayaniyordu aslinda.Karanligin icinde sadece bir kadin ve erkektiler.Tina bütün bunlari düsünürken ona karsilik verdigini farketti. Dogrusu cok becerikliydi.Tina gözlerini acarak genc adamin koyu gölgelerle kapli yüzüne bakti.Dudaklarinin arasindan agzinin icine dogru kayan dil onu birden heyecanlandirdi.Onun omuzlarini sikica kavrayan parmaklari biraz daha gerildi.Heyecani gittikce artiyor ve yavas yavas panige dönüsüyordu.Karinlari birbirine degiyordu.Leo onu agacla kendi arasina hapsetti.Elini boynuna koyarak basparmagiyla cenesini kaldirdi. <<Hoslandinmi, hmmmm?istedigin bumuydu?>>Yari karanligin icinde gözleri vahsi hayvanlara özgü garip bir isikla parliyordu.Tina, hayir diye bagirmak istedi ama bir sey söylemedi.

Genc adam Tina´nin basini tekrar yüzüne dogru cekti.Dudaklari birkez daha birlesti.O nemli ve kivrak dili tekrar agzinin icinde hisseden Tina icinde bir seylerin eridigini hissetti.Leo´nun soluklari iyice hizlanmisti.Elleri yavasca onun dolgun gögüslerine kaydi.Parmaklariyla gögüs uclarini buldu.Vücudunun bütün kaslari gerilmisti.Dudaklarini birden cekerek Tina´nin belini sikica kavradi ve bikininin ince kumasindan gögüslerini öpmeye ,iyice sertlesen gögüs uclarini dislemeye basladi.Tina gözlerini yummus, parmaklarini genc adamin saclarina gecirmisti. Leo´nun dudaklari daha asagilara dogru kayinca irkildi.Ani bir hareketle onu itip kosmaya basladi.Gögüs uclari ve kasiklari sizliyordu.Ondan nefret ettigini düsündü.Yerler yumusak bitkilerle kapli oldugundan ses cikarmadan hizla kosuyordu.Leo´nun ardindan seslendigini isitti.

Arzu dolu boguk bir sesti bu.Iyice uzaklastigini anlayinca durdu.Sirtini bir agacin gövdesine dayayarak karanligi dinledi.Gözlerine biriken yaslari durdurmak icin dislerini simsimki kenetledi.Hayir, aglamayacakti.Gözyaslarinin cok önce bitip tükendigini düsünüyordu.Zayiflik göstermekten nefret ederdi.Hem rahatlama hemde öfke hissediyordu o anda.Siddetli bir cinsel arzuya kapilmis ve cok heyecanlanmisti.Az önce yasadiklarinin anlamini simdi daha iyi anlayabiliyordu.Niven´le yasadigi deneye ragmen bu kadar duyarli olmasi akil alir sey degildi.Leonard Stern kalbindeki o eski yarayi yeniden desmisti.Erkekler bencil ve yalanciydi.Leonard Stern ona karanligin icinde bir Kaplan gibi sezdirmeden sokulmustu.Karsisindaki kadinin kim oldugu , onunla birlikte olmak isteyip istemedigi umrunda bile degildi.

iste erkekler böyleydi. Son sekiz aydir yapayalniz yasiyordu.Belkide bu yüzden onun ciplak vücuduna dokunmus, öpüslerine karsilik vermisti.Simdi utaniyordu. Cok yakindan gelen bir ses duyup irkildi.Gözlerini acarak cevresine dikkatle bakti ve bir oglan cocuguyla göz göze gelince sasirdi.Bulutlarin arasindan siyrilan ayisiginda cocugun ufak tefek ve esmer oldugunu görebiliyordu.Ayaginda bir sort üzerinde bir gömlek vardi.Saclari simsiyahti.Bu gec saatte burada ne isi vardi?Az Önce olanlari görmüs olabilirmiydi? Birazdaha yakindan bakinca onu daha önce gördügünü hatirladi.Kumsalda midye kabuklari toplayan cocuktu bu.Belkide villada calisan birinin ogluydu. Yanagindaki gözyaslarini sildi.Cocuk olan sanki kendisiymis gibi bakiyordu ona.Bakislarinda herhalde korku ve kararsizlik vardi.

Bu cocuktan ona zarar gelmezdi.Tina gülümsemeye calisti.Fakat cocuk hicbir tepki göstermedi.Sadece ona kumsalda unuttugu sandaletlerini uzatti.Demekki görmüstü.Ona tesekkür etmek istedi.Fakat agzindan cikacak o garip sesle cocugu ürkütebilecegini düsündü ve basini sallayip gülümsemekle yetindi.Cocukta basini salladi, sonra agaclarin arasinda kosup kayboldu. Tina icin yaklasik bir aydir kaldigi bungalovu bulmak hicte kolay olmadi.Öteki koya cikan dar yolu bulmak icin uzun sure dolanip durdu.Iceri girer girmez once bütün isiklari yakip odalari dolasti.Evde kimse olmadigina emin olunca isiklari söndürdü ve calisma odasi olarak kullandigi bölüme gecip karanligin icinde oturdu.Geceleri yüzdükten sonra genellikle calisirdi… yada avunmak icin calisiyormus gibi yapardi.Kendine güveni kalmamisti artik. Bir kez daha denemekten ve basaramamaktan korkuyordu.

Buraya ilham gelsin diye gönderilmisti ama olmuyordu iste.Daniel Austin cocuk kitaplari editörü olmanin ötesinde, bambaska bir deger tasiyordu Tina icin. Tina uzun süredir onun sectigi kitaplari resimlerle süslüyordu.Daniel onun icin herseyden önce bir dost , hatta bir danismandi.Meslekte ilerlemesi icin hep onu tesvik etmisti. Fakat Margaret Bennett´in tavri cok farkli olmustu.En kücük kizi bir sözlesmeye imza atmak icin kalemi eline aldigi an cigligi basmisti<> Etkilenmisti.Cünkü annesi ,kizi Bettina´nin ressam Tina Bennet oldugunu kimselere söylememisti.Bunun bir nedenide ,arkadaslarinin üc kiz kardesin en kücügüne asla ilgi göstermemis olmalariydi.Onu herhalde cekilmez buluyorlardi.Özürlü birinin Bennetlerin sosyal cevresinde kabul görmesi imkansizdi.Özel sorunundan ötürü Tina´yi kolayca yok farzedebiliyorlardi.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir