Ziya Osman – Saba Cümlemiz

Hiç olmazsa unutmamak isterdim! Eski geceler, sevdiklerirole dolu odalar … Yalnız bırakmayın beni hatıralar! Az yanımda kal, çocukluğum, Temiz yürekli, uysal çocukluğum … Ah, ümit dolu gençliğim, İlk şiirim, ilk arkadaşım, ilk sevgim … – Doğduğum ev! Rahatlayacak içim, duysam Bir tek kapının sesini. Arıyorum aklımda bir ninni bestesini … Böyle uzaklaşmayın benden, yaşadığım günler! Güneş! Getir bir bayram sabahını. Açılın, açılın tekrar Çocuk dizlerimdeki yaralar. Hepiniz benimsiniz: Mektebim, sınıflarım, oturduğum sıralar … Yalnız hatırlamak, hatırlamak istiyorum. Nerde kaldı sevgilim, seni ilk öptüğüm gün, Rengine doymadığım o sema, Ahengine kanmadığım ırmak. Bırakıp her şeyi nereye gidiyorum? Neler geçmişti aklımdan, nedendi ağladığın, neydi güldüğün? Ah, nasıldı yaşamak? 1941 17 BiLEMiYORUM Bilemiyorum yıllardır neredeyim? Her gün yediğim ekmek, susayıp içtiğim su, Kolundan tutup gitmek istediğim kadın, Yaşamak kaygısı, gök hasreti, ölüm korkusu, Ve Rabbim senin adın! Yıllar var ki içindeyim hayatın. Anıyorum gençliğimi, özlüyorum çocukluğumu, Fakat bilemiyorum yarını. Bilemiyorum Rabbim, maksadını, kararını. Hepimiz işte dünyandayız, Yataktaki hastamız, topraktaki ölümüz; Neyiz, ne olacağız? Bir şey bilmiyorum … Nefes almaktayım yalnız. Rabbim! Beni yaratmışsın, İnsan şeklinde görünürüm, Terlerim yazın, üşürüm kışın, Düşünürüm, düşünürüm … 18 1940 İYİLİK Yaşar Nabi’ye Sabah … Ah şükrederek çıkmak gee eden! Ayak bastığım kıyı, yeniden doğuş. Sabah, beliren evim, bahçeler ve sen, Henüz uyuyan dallar, havalanan kuş. Bu sabah bilmiyorum bu kırlar nere? Çarnlardan çimenlere dökülen sükfın. Geçen ömrümü bana söyleyen dere, Sessizce yaşamayı öğreten koyun. Bir yol başlıyor gibi, ümitli, rahat. Tanrım! Bu sabah içim senin eserin: İyilik, teselliler, merhamet, şefkat .


İçim de bir sabahın, o kadar serin. Bilinmez sevgilerle yıkanan göğüs. İyilik … Ürperişi vücutta ruhun. İyilik … Beyaz koyun, gülümseyen yüz, Şu bahar, mavi gökler, yemyeşil sükfın. Bu sabah gözlerimle okşadıklarım, Her şey, bütün tabiat, ağaçlar, dere, Ey bütün sevdiklerim ve sen ey Tanrım! Titrek elleri öpmek, kapanmak yere . · 19 1937 BAHAR BEKLERKEN YAZlLMlŞ ŞİİR O günü görmek için sade bekleyeceğiz, Göreceğiz bir sabah yeşil tomurcukları. Hazırlanıyor gibi, gökyüzü, ufuk, deniz, Bir sabah dökülecek baharların baharı. Bu bahar yalnız mesut günler taşımaktadır, Baş başa kalacağız kenarında bir suyun, Göz alabildiğine yeşil uzanan çayır, Bir saadet içinde sessiz otlayan koyun. Bu bahar güleceğiz en içten bir sevinçle, Bir melek ardan bize uzatacak elini. – Beni bırakma kalbim, kalbirn sen bana söyle. Ümitlerinin en güzelini! . 1 1938 1. Bu dize kitabın birinci baskısında, “Kalbim, ümitlerinin bana en güzelini!.” şeklinde yayımlanmıştır. 20 ARTIK YAŞAMAK İÇİN .

Artık yaşamak için herkesten kaçacağız, Dünya bize verecek yalnız güzellikleri, Yalnız, semalarından dökecek ruhumuza, Geceler mehtapları ve gündüzler seheri. Düşüneeli yürürken, bir yol dönemednde Çıkacak önümüze beyaz dallarla bahar. Hatırlatacak bize şen çocukluğumuzu, Erguvanlı bir bahçe, mor salkımlı bir duvar. Tekrar yaşayacağız ümitli sabahları, Bulacağız dünyanın o en güzel yerini. Ebedi bir sahilde yeniden tadacağız Kol kola, sükun dolu akşam gezmelerini… 21 1938 BEYAZ EV Gözlerimin önünde hep aynı beyaz ev. Her dağ yamacına kurduğum, Beliren her su kenarında, Pembe damlı, yeşil panjurlu, balkonlu, Balkonuna tırmanan sarmaşık. Gece, pencerelerinden sızacak ışık, Kışın tütecek bacası. Kapıyı ittiğinde çalacak bir çıngırak. -Duyuyorum o sesi şimdiden, berrakGeçeceğin yol, çıkacağın üç basamak, Ellerinden sıyırıp atacağın eldiven, Her halin, gülüşün, kokun, bütün ruhunla sen! Ah, bütün bir ömür bırakmayacağım el, Okşayacağım saç, dinleyeceğim ses, Bakınakla doymayacağım yüz … Açık panjurlardan o gün dolacak gündüz, O günkü hava, Bir kapıyı açman, dolaşman sofada. Şaşıracağım: Böyle gezinen kim? – Evim! Evim! . Ellerirole asacağım Camiarına perdelerini. Yatak odasında düşüneceğiz bir an İki kişilik karyolanın yerini … Yatak odamız, yemek odası, kiler, Raflarında ellerinle yapılmış reçeller. 22 Karşı karşıya oturacağımız sofra, Sürahide ışıldayan su, Yazın, rüzgara koyacağımız testi; Senin yatacağın öğle uykusu … Sararacak bir yandan çardaktaki üzümler, Kah esecek rüzgar kah dinleyeceğiz yağmuru, Kah karlarla bembeyaz kesilecek çimenler. Hep geçireceğiz içimizden: Hayat beraber, ölüm beraber … Şu göklerin altında, Olacağız o kadar bahtiyar Ki çıkıp mezarlarından annemiz, babamız da, Beyaz evimize yerleşecekler, Uzun kış geceleri onlar da aramızda Göz göze bakışacak, mangalı eşecekler …

.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir