Anonim – Çin Öyküleri

Destanın eski Türklerde en önemli yazın türlerinden biri olmasına, Avrupa yazınında da çok önemli bir yer tutmasına karşılık, Çin’de bir destan türü gelişememiştir. Bunun birçok nedeni vardır. Destan, temsilî bir sanat biçimidir ve hükümdarların ya da hükümdar çevresinden kişilerin yiğitliklerini anlatır; hükümdarların saraylarında ya da yüksek tabakadan olanların önlerinde okunur. Çin’deyse, yüksek tabaka yiğitlik niteliğini almak istemezdi ve alamazdı; bu ülkede “iyi memur” ülküsü egemendi. Kendisini yalnızca “en yüksek memur” sayan İmparatordan da yalnızca Tanrı’nın istemini yerine getirmesi beklenirdi; o, kendi güç ve istemini kullanarak yiğitlikler gösteremezdi. Bundan başka, yazının yerleştiği yerlerde destanın daha çabuk ortadan kalktığı görülüyor. Çin’deyse yazı, çok erkenden yerleşmişti. Çin’de destanın yerine, batı illerinde destandan sonra beliren başka sanat biçimleri ortaya çıkıyor. Bu türden yapıtlar olarak; baladları, öykücülerin anlattıkları öyküleri, moritatları, roman ve tiyatroyu sayabiliriz. Balad bol sayıda Çin’de Hanlar dönemini izleyen zamandan, demek ki İ.S. 200 yıllarından, ya da biraz daha öncesinden başlayarak görülüyor. Balad genellikle uyaklı, yedi dizeli koşuk biçimindedir, çoğunlukla kısadır, seyrek olarak 100 dizeyi geçer. Baladlar, örneğin erkek kılığına girmiş bir kızın (Mu-lan adında) yiğitliklerinden (1) ya da örneğin, bir subayın “Han P’eng” adındaki karısının bağlılığından, Hsiung-nu’ların hanıyla evlenmiş bir prensesin sonundan, kovulmuş bir kadının kocasına bağlılığından vb. söz eder. Bütün bu baladlarda iki tipik kişilik vardır. Birincisi; bunlar destandan çok moritata yakındırlar. Moritat terimiyle koşuk olarak ve çoğunlukla uyaklı bir biçim içinde bir olay anlatan ve buna, sonuç olarak genel, ahlaksal bir öğüt ekleyen yazınsal biçimi söylemek istiyorum. Baladlar da, genel nitelikte bir ahlak dersini, güzel bir biçim içinde vermek zorundadırlar. İkincisi: baladlar, bildiğimize göre, müzikle birlikte söylenir, oysa destan, yüksek sesle (belirli bir makamla) okunur; pek azı müziklidir. Bu konuda da baladlar moritatlara yakınlık gösterirler. Çin’de, baladların, kuzey budunlarının tarihte bir rol oynadıkları, Çin topraklarında kendi soplarını kurdukları ve kuzey Çin’de egemen oldukları zamanlarda ortaya çıkması ilginçtir. Kuzey budunlarının Çin tarihinde rol oynamadıkları dönemlerde (T’ang döneminin ortası) baladlar da ortadan yitiyor. Elimde baladların kuzey kavimlerinin etkisiyle oluştuğuna ilişkin kanıtlarım yoktur, ama bunu olanaksız da saymıyorum. Moritat, görüldüğü her yerde olduğu gibi Çin’de de toplumun aşağı tabakalarının yazınsal biçimidir. Bu kimliğini koruyarak kısmen bugüne dek yaşamıştır. Bu koşuk biçimi, alçakgönüllüdür, az işlenmiştir. Bir sanat yapıtı olmak savında da değildir. (Destanda ise bu sav kesinlikle vardır). Bir tek olayı ve çoğu kez oldukça yakın bir zamanda geçmiş olan bir olayı anlatır. Moritatın tipik bir özelliği, ömrünün kısa olmasıdır. Bu türlü yapıtlar, yerlerini hep başka yeni benzerlerine bırakır ve yitip giderler.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir