1976’da İstanbul Hükümetleri ve Milli Mücadele kitabım çıkmıştı. Aslında o, dört cilt olarak tasarladığım bir çalışmanın tümüne ait bir isimdi. Onun için her cilde ayrı adlar bulmak ihtiyacını duydum. Birinci cilde Mutlakıyete Dönüş adı uygun göründü. Gerçekten de, o ciltte açıklandığı üzere, İttihatçı önderlerin ülke dışına kaçmasıyla birlikte Vahdettin’in bir karşı-ihtilalinden söz etmek mümkün görünmektedir. […]
Sina Akşin – İstanbul Hükümetleri ve Milli Mücadele 1 – Mutlakıyete Dönüş (1918-1919)
Bu çalışmanın amacı, 14 Ekim 1918 ile 2 Ekim 1919 arasındaki dönemde İstanbul hükümetlerinin karşılaştığı ana siyasal olaylar zincirini ve buna gösterdikleri tepkileri belirli kaynaklara dayanarak ve oldukça ayrıntılı olarak saptadıktan sonra siyasal yorumunu yapmaktır. Şüphesiz ki, bu arada İtilaf devletlerinin siyaseti, Anadolu’da gelişen Müdafaa-i Hukuk ve Kuva-yı Milliye hareketleri ve tabii, Mustafa Kemal’le arkadaşlarının […]
Simone de Beauvoir – Sessiz Bir Ölüm
24 Ekim 1963 Perşembe günü, ikindiüstü saat dörtte, Roma’da, Minerva otelindeki odamdaydım; ertesi gün uçakla Paris’e dönecektim, kâğıtlarımı düzenliyordum, tam o sırada telefon çaldı. Bost, Paris’ten telefon ediyordu. Anneniz bir kaza geçirdi, dedi. Bir otomobil çarpıp devirmiştir kadını, diye düşündüm. Bastonuna dayanmış, güçlükle, yoldan kaldırıma çıkmaya uğraşırken bir araba çarpmıştı muhakkak. Banyoda düşmüş, uyluk boynunu […]
Simone de Beauvoir – Sade’ı Yakmalı Mı?
“SADE günümüzde türlü görünümler altında dönen temel soruna eğilmemizi istiyor bizim: İnsanın insanla ilişkilerine eğilmemizi. ..” SIMONE DE BEAUVOİR. Kızgın, karşı konmaz, öfkeyle dolu, her şeyde aşırı, töreler konusunda görülmedik bir hayalleme sapışı taşıyan, bağnazlığa dek tanrısız… bir iki lafla ben böyleyim işte. Ya olduğum gibi alın ya da bir kez daha vurup öldürün beni. […]
Simone de Beauvoir – Bir Genç Kızın Anıları
OCAK 1908 günü sabahın dördünde, Raspail bulvarına bakan, beyaz lake mobilyalarla donatılmış bir odada doğdum. Ertesi yaz çekilmiş aile fotoğraflarında, tatlı gülücüklerle bir bebeğe bakmakta olan uzun etekli, şapkaları devekuşu tüyleriyle süslü hanımlarla, kimi hasır, kimi panama şapkalı beyler görülür: Annem, babam, dedem, teyzeler, amcalar, ortalarındaki bebek de ben. O resim çekildiğinde babam otuzundaydı, annem […]
Simon Beckett – Ölümün Kimyası
İnsan bedeni ölümünden dört dakika sonra ayrışmaya başlar. Bir zamanlar yaşamı barındırırken, şimdi son başkalaşımlarını geçirmektedir. Kendi kendini parçalama sürecinde, hücreler içten dışa doğru çözülür. Doku önce sıvıya, sonra gaza dönüşür. Canlılığını yitiren vücut başka organizmalar için hareketsiz bir ziyafettir artık. Önce bakteriler, sonra böcekler gelir. Ve sinekler… Yumurtalarını bırakırlar, ardından yumurtalardan larvalar çıkar. Bunlar […]
Simon Beckett – Mezarların Çağrısı
Bir. İki. Sekiz. Çürümenin sayıları. Büyük küçük bütün organizmalar bu orana göre bozulur. Havada, suda, toprakta. Hava şartlarının aynı olması kaydıyla, su altındaki bir cesedin dağılması yüzeyde bırakılan bir cesedinkinin iki katı zaman alır. Toprak altında ise sekiz kat daha fazla. Bir, iki, sekiz. Basit bir formül ve kaçınılmaz bir gerçektir bu. Bir şey ne […]
Sigmund Freud – Yasamım ve Psikanaliz
Sigmund Freud’un Yaşamöyküsü ve Psikanalizin Başlangıç Evreleri “Şahsımı kasten bir örnek diye öne sürdüm hep, asla model, hele en kutsal bir nesne değil.» O L Freud’a Karşı Yaşamöyküsel İlgi ve öcanalizin* önemi Henüz sağlığında, kurduğu psikanalizin öğretileriyle hesaplaşmalar sürüp giderken, Freud’un özyaşamına karşı da ilgi duyulmaya başlanmıştı. Aynı ilginin Freud’un yapıtlarıyla uğraşan, Freud’un yavaş yavaş […]
Sigmund Freud – Uygarlığın Huzursuzluğu
UYGARLIĞIN HUZURSUZLUĞU, Freud klinik malzemeden elde ettiği insan hakkındaki temel bilgileri tutarlı bir kuramsal dizgede ifade etmeye çalışırken kaçınılmaz olarak uygarlığın kökeni sorunu ile karşılaşmış ve buna bir yanıt bulmaya çalışmıştır. Üstben oluşumunu ilk kez geniş ölçüde uygarlık sorunu ile ilişkili olarak ayrıntılandırdığı bu kitabı, Ali Babaoğlu’nun kitap üzerine bir makalesiyle sunuyoruz. Uygarlık bir sapma […]
Sigmund Freud – Totem ve Tabu – 2
Psikanaliz görüşünü manevi bilimlere uygulamaya çalışan incelemelerin her iki alana da eşit davranamaması kaçınılmaz bir eksikliktir. Onun için bu incelemeler uzmanları yüreklendirme, araştırmalarını yaparken kendilerine yararlanacakları düşünceler esinleme görevine özgü kalmaktadır. Bu eksiklik, animizm denen koca alanı incelemeye çalışan böyle bir denemede özellikle kendini şiddetle duyumsatır. Animizm, dar anlamında, ruhla ilgili kavramlar kuramı, geniş anlamındaysa, […]
Sigmund Freud – Totem ve Tabu – 1
İlkel insanı, geçirmiş olduğu gelişim evreleriyle tanıyoruz; yani biz ilkeli bize bırakmış olduğu cansız anıtlar ve araçlarla, sanatıyla, dinsel ve masalsı, efsanevi ve düşsel öyküleriyle, yaşam üzerine düşüncelerine ilişkin bize ya doğrudan doğruya ya da dolaylı yoldan gelen bilgilerle ve sonuç olarak bizim bugünkü âdetlerimizde arta kalmış bir durumda yaşayan düşünce biçimleriyle tanırız. Üstelik bir […]
Sigmund Freud – Psikanaliz ve Uygulama
Arka Kapak; Psikanalizin kurucusu olan Sigmund Freud (1856 — 1939), bu kitabında psikanalizin beş yaşındaki bir çocuk üzerindeki uygulamasını anlatıyor. Ve büyük psikolog bu uygulamanın nasıl yapıldığını şöyle dile getiriyor : “Aşağıdaki sayfalarda betimlenecek olan hastalık ve tedavisi benim kişisel gözlemlerime dayanmıyor. Beş yaşındaki hastanın tedavisini gerçi ben yönettim. Dahası, küçükle bir kez de konuştum. […]
Sigmund Freud – Musa Ve Tek Tanrılı Din
Musa’nın hikâyesi ve Mısırlı kökeni öncelikle tarihi bir roman gibi ele alınacaktır. Yaşamöyküsü tarihsel ve psikolojik eleştirinin hassas araçları ile inşa edilecek. Yapıtlarının ve Yahudi halkının tarihi, Musa’nın hikâyesinden yola çıkılarak oluşturulacak. Yahudi tektan-ncdığının kökeni ve gelişimi -tinsel gelişime atılan adım-, Mısır’a bağımlılığı ve yazgısının süreci ve tüm bunların hepsi aslında bu dini yaratanın öyküsünden […]
Sigmund Freud – Düşlerin Yorumu – 2 Cilt
Fusun Akatlı bir yazısında ulkemizde bazı duşunce akımlarının sloganlara indirgenmesinden ve tum duşunce sisteminin bir tur yozlaşmaya uğramasından yakınır. Freud bu tur bir yozlaştırılmadan cokca nasibini almış bir yazar. Aklın bilinmeyen işleyiş bicimlerinin mekanizmasını araştıran (ve de bulan) bu kişi giderek “her şeyin altında cinsellik arayan biri” etiketiyle bir yana atılmış; bu arada ele aldığı […]
Sigmund Freud – Dinin Kökenleri
Freud, önsözünde bu makaleleri yazma konusundaki ilk özendirici unsurun Wundt ve Jung’un çalışmalan olduğunu söylüyor. Aslında sosyal antropolojiye duyduğu ilginin çok daha ileri düzeyde olduğuna kuşku yok. Fliess yazışmasında (1950a) arkeoloji ve tarih öncesi incelemelerine yönelik uzun süreli ilgisinin yani sıra, antropolojik konulara ve psikanalizin bu noktalara tuttuğu ışığa ilişkin bir dizi özel gönderme söz […]
Sigmund Freud – Cinsiyet Üzerine
Freud, “CİNSİYET ÜZERİNE” adını taşıyan bu önemli araştırmasında, cinsel içtepilerimizin ilk çocukluk çağından itibaren nasıl evrildiğini inceleyerek, yetişkin insanda, (özellikle de nevropat tiplerde) cinselliğin çocukluk çağındaki olaylarla koşullanmış olduğunu ileri sürüyor. Cinsellik alanındaki bilimsel araştırmaları küçümseyen ve bu konuyu “salt cinsellik”le uğraşmak sayan geleneksel psikolojiye karşı bu yapıt gürültüler koparmış ve sert tartışmalara yol açmıştı. […]