P. D. James – Kadınlara Göre Değil

Bernie’nin öldüğü sabah – belki de öldüğü gecenin sabahıydı, çünkü Bernie ne zaman öleceğine kendisi karar v sınırlanan hayatını gözünün önüne getirmeye uğraşırdı. Akşamları gittiği dikiş kursunu hiç atlatmayan Bayan Sparshott usta bir terziydi. Giydikleri de çok güzel dikilmiş şeylerdi ama çok alışılagelmiş modellerdi. Onun hiçbir gün modaya uygun bir elbise giydiği görülmezdi. Pliler nasıl yapılmalı, fermuarın yatık durması nasıl sağlanır derslerinin başarılı sonuçları sayılabilecek siyah ya da gri renkte eteklikler, çeşitli takılarla gelişigüzel biçimde süslediği donuk pastel renklerdeki erkek yakalı, manşetli bluzlar, ustaca biçilmiş, ancak etekleri kalın bilekleriyle çirkin bacaklarını sergileyecek kısalıkta bastırılmış olan elbiseler. Cordelia binanın gizlilik meraklısı ve gizemli kiracılarıyla kendileri kadar gizemli olan ziyaretçilerine kolaylık sağlamak için her zaman kilitsiz tutulan sokak kapısını aralarken yukarıdaki trajedinin kokusunu almış falan değildi. Kapının solundaki yeni pirinç levha güneşte pırıl pırıl parlıyor, yapının soluk ve kirli boyasına aykırı düşüyordu. Cordelia levhaya hoşnut bakışlarla baktı. PRYDE DEDEKTİFLİK BÜROSU (Bernard G. Pryde ve ortağı Cordelia Gray) Bernie’yi, adından önce ‘Metropoliten Polis Örgütünden Emekli’, Cordelia Gray adından.önce de ‘Bayan’ yazılmasının hiç uygun olmayacağına inandırması için birkaç hafta sabırla uğraşmıştı. Tabelaya bundan başka ne yazılabileceği konusunda sorun çıkmamıştı, çünkü Cordelia’nın ne bir unvanı ne de meslek deneyimi vardı, ortaklığa paraca katkıda da bulunmamıştı. Onun bütün sermayesi yirmi iki yaşındaki ince ancak sağlam gövdesi, Bernie’nin zaman zaman beğenmekten çok, tedirginlik duyduğundan kuşkulandığı hatırı sayılır ölçüdeki zekâsı ve ortağına beslediği, acıma ve öfkeyle karışık dostluktu. Cordelia, kaderin, dramatik bir biçimde değilse bile kesinlikle Bernie’ye karşı olduğunu çok erken bir tarihte anlamıştı. Adam otobüste hiçbir zaman herkesin yeğlediği sol ön koltukta yer bulamaz, trende pencereden dışarı bakacak olsa bir başka tren görünüşü engeller, elinden düşürdüğü yağlı ekmeğin halıya mutlaka yağlı tarafı döner, Cordelia kullandığında hiç sorun yaratmayan Mini markalı arabaları, Bernie direksiyonda bulunduğu zaman en kalabalık kavşaklarda stop ederdi.


Cordelia adamın ortaklık önerisini – bir depresyon anında mı, yoksa mazohist bir tutumla bilinmez – kabul etmekle onun başında dolaşan uğursuzluğa da ortak olup olmadığını merak ederdi bazen. Kendisinin bu uğursuzluğu ortadan kaldıracak kadar güçlü olmadığına emindi. Merdivenler her zamanki gibi mobilya cilası, ter ve dezenfektan kokuyordu. Duvarlar koyu yeşil ve her mevsimde nemliydi, ümitsiz bir saygınlık peşinde koşup yenilgiye karşı koymaya çabaladıkları için ter sızdırıyorlardı sanki. Süslü demir tırabzanların arasındaki basamaklar lekeli, yer yer çatlamış bir muşambayla kaplıydı ve mal sahibi, kiracılar yakındıkça muşambayı çeşitli renklerde yamalarla onarıyordu. Dedektiflik bürosu üçüncü kattaydı. Cordelia içeri girerken daktilo takırtısı duymadı. Bayan Sparshott sürekli ve haklı bir yakınma konusu yaptığı Imperial marka emektar daktilosunu temizlemeye koyulmuştu. Daktilonun şaryosu gibi dümdüz olan sırtını dikleştirip, hırsından pençe pençe kızaran yüzünü kaldırarak baktı. “Ne zaman geleceğinizi merak etmeye başlamıştım, Bayan Gray. Bay Pryde’ı da çok merak ettim. İçerideki odada olduğunu sanıyorum ama çok sessiz. Çıtı çıkmıyor. Kapı da kilitli.” Yüreğinin ürperdiğini hisseden Cordelia kapının tokmağını tutup çevirdi.

“Niye bir şey yapmadınız?” “Ne yapabilirdim, Bayan Gray? Kapıyı tıklattım ve seslendim. Seslenmeye de hakkım yoktu aslında. Ben burada geçici sekreterim, herhangi bir yetkim yok. İçeriden ses gelseydi sıkıcı bir duruma düşecektim. Bay Pryde kendi bürosunu kullanma hakkına sahiptir ne olsa. Ayrıca, orada olduğuna da emin değilim.” “Orada olması gerekir. Kapı kilitli, şapkası da burada.” Bernie’nin lekeli kenarları çepçevre yukarı kıvrılan, komedyenlerin şapkalarına benzeyen fötr şapkası, umutsuz bir çöküşün simgesiydi. Cordelia omuzuna astığı çantasında kendi anahtarını aradı. Her zamanki gibi, aranan nesne çantanın en dibine kaymıştı. Bayan Sparshott kendisini yaklaşan felaketin dışında tutmak istercesine daktilosunu takırdatmaya başlamıştı. O takırtıyı bastıran bir sesle, suçlu duruma düşmekten korunmaya çalışırmış gibi söylendi: “Sizin masanızın üstünde bir mektup var.” Cordelia zarfı yırtıp açtı. Kısa ve açık bir pusulaydı.

Söyleyecek bir şeyi olduğunda Bernie hep az ve öz konuşurdu zaten. “Kusura bakma ortak, kanser olduğumu söylediler, ben de kolay yolu seçtim. Kanser tedavisinin insanı ne hale getirdiğini gördüm, ona razı değilim. Vasiyetnamemi yazdım ve avukatıma bıraktım. Adını yazı masamda bulacaksın. Kurduğumuz iş artık senindir. Her şeyiyle bütün araç gereciyle hepsi senin. Şansın açık olsun, teşekkür ederim.” En alta, ölüme mahkûm olanların bencilliğiyle son ve haksız bir ricasını eklemişti. “Beni bulduğunda henüz ölmemişsem yardım çağırmadan biraz bekle lütfen. Bu konuda sana güvenebilmek isterim, ortak. Bernie.”

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir