Clive Cussler – Numa Dosyaları #4 – Beyaz Ölüm

Faroe, Britanya Adaları’nın Batısı, 1515 Diego Aguirrez yüzünden bir fare geçtiğini düşünerek huzursuz uykusundan uyandı. Geniş alnı buz gibi ter içinde kalmıştı. Kalbi göğsünde gümbürdüyor, belirsiz bir panik hissi içini kemiriyordu. Uyuyan mürettebatın horultusunu ve ahşap gövdeye çarpan dalgaların şıpırtısını dinledi. Ortada bir gariplik yoktu. Ama yine de gölgelerin arasında görünmeyen bir tehdidin beklediği şeklindeki huzursuzluk hissinden kurtulamıyordu bir türlü. Hamağından inen Aguirrez kaslı omuzlarına kalın, yünlü bir battaniye sararak kamara iskelesinden sisle örtülü güverteye tırmandı. Tek parçadan inşa edilmiş küçük yelkenli gemi, ayın soluk ışığında örümcek ağlarından yapılmış gibi parlıyordu. Aguirrez gaz lambasının sarı ışığında dertop olmuş adamın yanına gitti. “İyi akşamlar, kaptan,” dedi yaklaştığı adam. Aguirrez nöbetçinin uyanık ve tetikte olduğunu görmekten memnun oldu. “İyi akşamlar,” diye yanıt verdi. “Her şey yolunda mı?” “Evet. Ama hâlâ rüzgâr yok.” Aguirrez hayaleti andıran yelkenlere ve direklere baktı.


“Gelecek. Kokusunu alıyorum.” “Evet, kaptan,” dedi adam esnemesini bastırarak. “Aşağıya inip biraz uyu.” “Zamanım gelmedi daha. Vardiyamın bitmesi için kum saatinin bir kez daha dönmesi gerekiyor.” Kaptan lambanın yanındaki kum saatini alıp ters çevirdi. “İşte,” dedi. “Şimdi zamanın doldu.” Adam teşekkür anlamında bir şeyler homurdanarak tayfaların bölmesine giderken kaptan geminin kıç tarafındaki dört köşe yüksek kaleye çıktı. Güneye, bir ayna kadar düz olan denizden buhar gibi yükselen dumanlı sise baktı. Güneş doğduğunda hâlâ görev yerindeydi. Zeytin siyahı gözleri kızarmış, yorgunluktan acıyordu. Battaniyesi rutubet yüzünden nemlenmişti. Tipik inatçılığıyla rahatsızlığa aldırmayıp kafese kapatılmış bir kaplan gibi ileri geri yürüyüp duruyordu.

Kaptan Fransa’yla İspanya arasındaki kayalık dağlarda yaşayan bir Basklıydı ve denizde geçirdiği yıllar içinde keskinleşen içgüdüleri hafife alınamazdı. Basklılar dünyanın en iyi denizcileriydi ve Aguirrez gibi adamlar, daha ürkek denizcilerin deniz yılanlarının ve dev girdapların alanı olarak gördüğü diyarlara sık sık yolculuk yapıyorlardı. Pek çok Basklı gibi çalıyı andıran kaşları, iri çıkık kulakları, uzun, düz bir burnu ve dağ çıkıntısını andıran çenesi vardı. İleriki yıllarda bilim adamları Basklıların dikkati çeken yüz hatlarıyla Cro-Magnon’ların (Tarih öncesi Fransa’da yaşayan bir kavim.)doğrudan torunları olduğunu öne sürecekti.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir