Aslında kimsenin özel yaşamını sergilemek ya da teşhir etmek niyetinde değilim. Gerçekte buna hep karşıyımdır. Fakat prensipler bozulmak, yerine yenileri yaratılmak için vardır. Nilsu Baran beni uzun süre arayıp, sonunda bulduğunda, zaten burnunun dibinde yaşadığımı anlamıştı. Bana son derece düzenli ve özenli yazılmış, bir bilgisayar yazıcısından çıkmış, pırıl pırıl bir dosya getirdi. Adeta kendi kitabını, “masaüstü”nde basıvermişti. “Bu benim hayat hikâyem, ama bir romana dönüşmesini çok arzu ediyorum. Lütfen okuyun, uygun bulursanız yazın. Çünkü kendi yaşamını yazan bir yazar olmak istemiyorum, kaldı ki, yazar değilim.” “En fazla otuz yaşlarında olmalı,” dediğim, zarif, şık, uzun saçlı, sade bir kadın, biraz heyecanlı, biraz kafa tutar bir bakışla dikilmişti karşıma. Otuz yaşlarında birisi ne kadar yaşamıştır ki, yaşamı bir roman etsin gibi tutucu bir düşünceyi hemen kafamdan kovdum, yine de bu düşüncenin ne denli yüzsüz olduğunu bilirsiniz. Oysa bir gün roman yazarsam, kendisi çoktan ölmüş birinin bazı sayfaları yitmiş, nefis bir el yazısı ve çini mürekkeple deri ciltli bir deftere işlenmiş güncelerini kullanır, pek çok ünlü yazar gibi elimde kalanları değerlendiririm sanıyordum. Halbuki benim payıma, birinci hamur mis gibi kâğıtlara, bilgisayar yazıcısında basılmış, tertemiz ve düzenli hazırlanmış şık bir dosya düştü. Acaba ben bunu mu hak ediyorum? “Düşündüm ve yaşantımın en çok sizin kaleminize uygun düşeceğine karar verdim.” Ahh, bakın beni tavlayan da bu son sözler oldu, sanıyorum. Tanınmak, anlaşılmak, güvenilmek ve beğenilmek! Hepsinin tınısı vardı bu cümlede. Kim kayıtsız kalabilirdi bunlara ki, ben… Dosyayı alıp, okudum. Yalnızca bazı çevre/mekân ve insan adlarını değiştirip, kimi olayların oluş sırasına müdahale ettim. Birincisi, biyografi havası dağılsın, kurgunun yaşantımızın sınırlarını aşıp, ötesine götüren ferahlığı sinsin sayfalara diye. İkincisi, okur, roman kişilerini tanıyıp, konudan çok kimliklere takılmasın diye. Gerisi Nilsu Baran’ındır. Teşhirciliğe gelince, yazarlar zaten teşhircidir!
Buket Uzuner – İki Yeşil Susamuru
PDF Kitap İndir |